Yorum: Kadınlar ve çocuklar: Federasyon için ceza, futbol için şenlik!

Fenerbahçe’nin tarihinin en ilginç maçlarından bir tanesi oynandı bugün. Seyircisiz oynama cezasının kısa bir süre önce, değişmesiyle geldi bu özellik. Tribünlerde sadece kadınlar ve 12 yaşından küçük kız, erkek çocuklar vardı. 16-30 yaşında, maço erkek futbol kültürünün kadınlar ve çocuklar ile imtihanı bir anlamda…

Bu maçın ilk dakikalarını izledikten sonra şunu düşündüm: Keşke benim tuttuğum takım da en az bir maç ceza alsa da, o tribünler tamamen çocuklarla dolsa. (Son maçta yapılan tezahuratları düşününce sanırım bu çok da uzak değil.) Fenerbahçe’nin tribünlerinden çıkan müthiş gürültü, o kadar güzeldi ki. Örneğin Volkan, en son ne zaman çılgınlar gibi ve hiç hesapsız alkışlanmıştır, tehlikesizce gelen bir topu tuttuğu için? Ya da kolay bir topu uzaklaştırmanın bu kadar alkışlandığı en son ne zaman olmuştur? Top rakibe geçtiğinde anında sesin değiştiği, takım hücumdayken sesin geri geldiği kaç maç izledik? Biraz da her zamanki taraftarları kızdırarak soralım: Kadıköy’e gelen, Galatasaray ve Beşiktaş dışında, hangi takım böyle bir oyun bozan atmosferle karşılaştı?

Tabii ki bu madalyonun bir yüzü. Öteki yüzüne de bakmak gerek. Her ne kadar güzel bir ortam olsa da bu, böyle ceza olmaz! Olsa da, böyle bir anda karara bağlanmaz. Türkiye Futbol Federasyonu ve bu cezaları düzenleyen kurullarda, sabah kim erken kalkarsa o mu belirliyor cezaları? Play-off, bu… Kadınlar ve çocuklar maça gelsin. Tamam gelsin. Ama 12 yaşından küçük olursa anneleriyle gelsin, 12 yaşından büyükse ve erkekse gelmesin. O zaman olmuyor. 13 yaşında bir erkek çocuk maçı izleyemiyor. Fakat, 13 yaşında bir kız çocuk, yanında annesi olmadan maçı izleyebiliyor. Bir de neden annesi? Tamam erkek alınmayacak ama neden illa anne? Komşu ablayla gidilemez mi maça? Ya da kadınlar, takım tutmayan insanlar mı illa? Fenerbahçeli bir çocuğun annesi, fanatik bir Galatasaraylı olamaz mı? Neden gidip orada olsun ki? Kısacası böyle karar olmaz. Olsa da bu şekilde gizli gizli alınıp, bir anda açıklanmaz.

Asıl daha önemli bir durum var ve bunu ne Federasyon yetkilileri, ne takımların yöneticileri dile getiriyor: Bu ülkede, en büyük takımların tribünlerinde bile kadınların kullanabileceği tuvalet yok! Bakın hijyenik olmasını geçtim, tuvalet yok. Normal bir maç günü ezilmeden tribünlere girebilmenin imkanı yok! Girdiniz, çıkabilmenin imkanı yok. Deplasman seyircisiyseniz, insan yerine konulduğunuz şehir yok! Kadınlara, çocuklara futbol aşkını verecekseniz bu uygulama en sonda gelir. Bu uygulamaya kadar atılacak o kadar adım var ki!  Zaten, eper böyle bir isteğiniz varsa, “kadınlar önünde futbol oynama cezası” diye bir uygulama olabilir mi? Tribünleri düzenlerseniz, taraftarları insan yerine koyarsanız zaten kadınlar da, çocuklar da gelecektir. İşte bir formül; artık, futbolseverler olarak şöyle bir kampanya yapmanın vakti gelmedi mi? Futbol maçları gündüz oynansın! Pazar 16.00’da oynanan bir maça çocuklar da ilgi gösterir, kadınlar da, futbolseverler de. En güzel tribün görüntüleri, ailecek gidilecek maçlar için de gündüz oynanmalı karşılaşmalar.

Madalyonun yine öteki yüzüne dönelim. Şu anda Fenerbahçe, tüm hayatları boyunca Fenerbahçe’yi destekleyecek, peşinden gidecek binlerce çocuk taraftar kazandı. Bomboş tribünler önünde oynanacak olan maç, şimdi Fenerbahçe için geleceği kazandığı bir ortama döndü. Tabii ki sadece Fenerbahçe değil, tribünler de kazanmış oldu.

Son olarak maça dönersek, maç zevk vermeyen bir oyundu. Karşılıklı goller, Manisaspor’un 10 kişi kalması ve bir kaç pozisyon dışında akılda kalan bir etkinlik olmadı. Beraberlik hak edilen bir sonuçtu. Bunda, alışılmamış tribünün etkisi ne kadardır bilinmez!

Yeşil Gazete yazıları ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net

Koray Doğan Urbarlı
Koray Doğan Urbarlıhttp://urbarli.net
İzmir’de doğdu. İzmir Kız Lisesi’nden sonra Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi. İlk önce Ege Üniversitesi Sosyoloji’de, sorasında da Ankara Üniversitesi Sosyoloji’de yüksek lisans yapmaya başladı. İkincisine devam ediyor. Bir kamu belediyesinin Dış İlişkiler Müdürlüğü’nde beyaz yakalı işçi olarak hayatına devam ediyor. Yeşil Gazete ekibine köşe yazıları, Türkiye, spor ve Dünya haberleri ile katkı sunuyor.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Aşırı hava olayları spor organizasyonlarını ve sporcuları da etkiliyor

Aşırı hava olayları sporcuların sağlığını tehdit ediyor. Aynı zamanda birçok stadyumun deniz seviyesinin yükselmesiyle su baskınlarına maruz kalacağı tahmin ediliyor.

Olimpiyatlarda yeni kombin eski hikâye

Olimpiyat demek etkinlik demek, pr, event, moda, medya, pazar, hayranlar, fanatizm, logolar, sporcu vücutları demek. Olimpiyat demek dünyanın her yerinden milyonlarca seyirci, yani tüketici adayı demek. Dünyanın en büyük endüstrilerinden moda endüstrisinin son yıllarda sporla daha da yakınlaştığı düşünülürse olimpiyatlarda modadan daha fazla bahsediyor olmamız şaşırtıcı değil.

Resiflerin üstüne inşa edilen kuleden büyük ölçekli inşaat projelerine: Tahiti’nin olimpik sörf krizi

Tahitili Teahupo'o yerli halkı, çevrelerine ve yaşam tarzlarına zarar...

2024 Olimpiyatları: Seine Nehri’nde ‘kirlilik’ nedeniyle ikinci antrenman iptali

Birleşik kanalizasyon sistemi nedeniyle aşırı yağışlarda Seinne Nehri'ne kanalizasyon atığı karışan Paris'teki Olimpiyat Oyunları'nda ikinci kez triatlon sporcularının antrenmanı iptal edildi.

[İklim Masası] Sözde ‘yeşil’ Paris Olimpiyatları en sürdürülebilir olamadı

Olimpiyatların ne kadar sürdürülebilir olduğunu inceleyen bir araştırmaya göre en sürdürülebilir olmak için fazla büyük olan 2024 Paris Olimpiyat Oyunları'nın en yeşil olma taahhütlerini sözde kaldı. Olimpiyat Komitesi'nin öne çıkardığı sürdürülebilir girişimler ise şüpheyle yaklaşılması gereken pazarlama söylemlerinden ibaret.

EN ÇOK OKUNANLAR