Yaşam için 4 adalet – Serdar Esen

Türkiye’de adalet en çok konuşulan, ama eksikliği en fazla hissedilen bir söz.

Ülkemiz, çoğunlukla adında adalet kelimesi yer alan iktidarlarla yönetilmesine karşın, adaletin sağlanamadığı bir yer. Karşı karşıya olduğumuz, her gün yakındığımız sorunların pek çoğu adaletsizlikten ve eşitsizlikten kaynaklanıyor.

25 Kasım 2013 tarihinde siyasal yaşama katılan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi geçtiğimiz günlerde bir kampanya başlattı. “Yaşam için 4 Adalet, 4 Adalet için Yeşiller ve Sol Gelecek” sloganıyla başlatılan kampanya dört ay sürecek ve “4A” konusunda çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Bu kampanyanın Bursa’daki ilk etkinliği de 30 Mart 2013 gününde “İklim ve Çevre Adaleti” konulu panel ile gerçekleştirildi.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin “su, ekmek, söz, kimlik : 4 Adalet Gelecek” başlıklı kitapçığında 4A şöyle açıklanıyor;

“Bir ülkede,

– Kapitalist ve endüstriyel sömürü, yoksulluk, gelir eşitsizliği, işsizlik ve bölgesel eşitsizlik varsa iktisadi adalet yoktur.

– Herhangi bir etnik, dinsel ve cinsel farklı kimlik dışlanıyorsa, aşağılanıyorsa, yok sayılıyorsa tanınma adaleti yoktur.

– Kapitalist ve endüstriyel kalkınma ve büyüme anlayışı, enerji oburluğu, tüketimcilik, doğa ve canlı yaşamının tahribatı, küresel iklim değişikliği ve ekosistemde yıkımlar varsa çevre ve iklim adaleti yoktur.

– Siyasal alanın çoğulculuğunun önünde yasal, fiili ve kültürel engeller varsa, demokratik işleyiş gerçekleşmiyorsa, siyasal katılım eşitsizliği yaşanıyorsa katılım adaleti yoktur.

Bir ülkede iktisadi adalet, tanınma adaleti, çevre ve iklim adaleti, katılım adaleti sağlanırsa, toplumsal adalet de gerçekleşir. Toplumsal adalet, özgürlükçü, eşitlikçi, ekolojist ve demokrat bir siyasetin yön verici ve düzenleyici ilkesidir. Ancak 4 adaletin sağlandığı bir ülkede, herkes özgür ve eşit olarak, kendisi ve doğa ile barışık bir biçimde yaşayabilir.”

Ülkemize baktığımızda bir yanda işsizlik, yoksulluk, çalışma yaşamında taşeronlaşma, gelir dağılımdaki uçurum; diğer yanda kömür, petrol ve doğalgaza bağımlı enerji ile iklimin hızla değişmesi ve nükleere, HES’lere, maden ve taş ocaklarına karşı yaşamı savunan halklar; etnik kimliğini, inancını, cinsel kimliğini ve tercihini özgürce yaşayamayan Kürtler, Aleviler, Müslüman olmayanlar, kadınlar, LGBT bireyler; öte yandan seçimlerde yüzde 10 barajı ile siyasal katılımın önlendiği ve kadınların, gençlerin, engellilerin ve diğerlerinin yaşamın her alanında katılımını engelleyen adaletsizlikler. Kısaca adaletsizlikler her gün, her yerde karşımızda.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi 4 adalet tanımında iktisadi adaleti “ekmek”, iklim ve çevre adaletini “su”, tanınma adaletini “kimlik” ve katılım adaletini de “söz” ile sembolize etmiş.

İnsanca ve adil bir yaşamın 4A ile yani 4 Adalet ile mümkün olduğunu ifade eden Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin 4A kitapçığı şu slogan ile sona eriyor; Yaşam için 4 Adalet, 4 Adalet için Yeşiller ve Sol Gelecek.

İnanıyoruz ki yaşamın her alanındaki adaletsizliklerin aşıldığı adil, eşit, özgür, demokratik bir Türkiye de çok yakında gelecek.

Bu yazı ilk olarak bursaport.com/ da yayınlanmıştır

 

Serdar Esen

 

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR