Köşe Yazıları

Vicdani Ret Meselesi

0

vicdani_ret00

Partide vicdani ret üzerine konuşmalar başlayınca ve konu tekrardan gündeme gelince ben de uzun zamandır var olan sessizliğimi vicdani ret konusunda bir şeyler yazarak bozmak istedim.

Efendim hepimizin bildiği gibi vicdani ret zorunlu askerliğin yani silah kullanmanın ve emir-komuta zincirinin parçası olmanın “ahlaki değerler veya dini sebepler” yüzünden reddedilmesidir.  Bu talep ve hak tamamen meşru bir talep iken; vicdani ret hakkı Türkiye Cumhuriyet’inde hiçbir hükümetin gündemine gelmemiş, ilgili açıklamalar hep vatana hıyanet olarak algılanmış, vicdani reddini açıklayanlar iç mihrak olarak görülmüştür. Halen görünmeye de devam etmektedir ne yazık ki.

Vicdani ret bir basit bir hak talebiyken, başta ordu olmak üzere medya ve siyasi erkler tarafından hep öncelikle görmezden geliniyor devamında ise irrasyonel tepki ile karşılanıyor ve düşmanca bir talep olarak nitelendiriliyor.

Konunun bu kadar derin sorunlara yol açması elbette sürpriz bir durum değil. Zorunlu askerlik bu ülkenin askeri vesayeti ve militarist politikaları için bir torna tezgâhı çünkü.

Her TC vatandaşı erkeklerin törpülendiği, ülkede kimin iktidar olduğunun gösterilmek istendiği, “vatanının bütünlüğü” için her yolun mubah olduğunun anlatıldığı yer.

Bir sindirme politikasının ürünü olarak askerlik, sorgulamadan, soru sormadan, tartışmadan itaat etmenin öğretildiği son eğitim noktası.

Zaten ilköğretimden beri hepimiz bu sindirme mekanizmasının tezgâhında işlenmeye başlıyoruz. Irkçılık, militarizm, “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur” jargonu tüm ders kitaplarının ortak konusu.

Askerlik de bu mekanizmanın kaba bir tabir ile cilası.

Askerlik sadece ırkçılık ve militarizmin değil “erkekliğin” de pompalandığı yer. Öyle ki eşcinselliğini “kanıtlayanların” askere alınmadığı bu “vatan hizmeti” aynı zamanda toplumda o kadar çok kabul görmüş bir durumda ki, askere gitmeyen “erkek” kabul edilmiyor…  Evlenmek istediğinde “askerlik yaptın mı?” sorusuyla karşılaşıyoruz.

İşte vicdani ret hakkı ile ilgili konular / haberler / açıklamalar bu yüzden utanmadan sıkılmadan hep ama hep ana akım medya tarafından, devlet tarafından, askerler tarafından görmezden geliniyor. Çünkü vicdani ret bu ülkedeki düzene sokulan en büyük çomaklardan biri.

Tüm erkeklerin askerlik denilen torna tezgâhına alınmasının, militarist ulus devlet kavramını sorgulanmaz kılmak gibi “vatanperver” ve “ulvi” bir amacı var. Biz askerliğe karşı çıkan üç beş çapulcu, üç beş iç mihrak kimiz ki bu ulvi amaçları tehlikeye sokalım?

Not: Tüm bu sindirme ve görmezden gelme politikalarına rağmen barışın sesini konuşan cesur insanların sayısı gün be gün artıyor. Şendoğan Yazıcı, vicdani reddini açıklayan 121. kişi oldu, işte Şendoğan Yazıcı’nın kendi dilinden gerekçesi:

“Çocuklarıma sevgi ve barış dolu bir dünya bırakmak için silah denen o soğuk nesneye elimi sürmeyi reddediyorum. Her türlü canlıya, bitkiye, hayvanlara ve insanlara hiçbir şekilde zarar vermek istemiyorum. Şiddetin her türlüsüne karşıyım.”

You may also like

Comments

Comments are closed.