Köşe YazılarıManşetYazarlar

Urgenda’nın fendi -Kenan Mortan

0

Hollanda’da olup bitenlerden  The Economist dergisinin  son sayısındaki analizle haberdar olduk. Dostlarım Orhan  Ertuğruloğlu ve Kemal  Alexander Altan Hollanda’ya tümüyle çehre değiştirecek bu plan ve Yüksek Mahkeme kararı konusunda  sağ olsunlar, beni ayrıntılı olarak bilgilendirdi. En önemlisi, beni pür bir STK olan Urgenda Vakfı ile tanıştırdılar.

Sizinle çevre/Hollanda  hayvancılığı/ iyi -kötü karar konusunda öğrendiklerimi  paylaşmak istiyorum.

28.800 hayvan çiftliği ve 152 milyon hayvan varlığı olan Hollanda’da sivil toplumun gücü  hayvancılık sektörünü  allak  bullak etti.  Hükümetinin aldığı kararla hayvancılık işletmelerinin üçte ikisi kapanacak. Kalan işletmeler yenilenecek, ölçekler küçülecek. 104 Milyar Euro değerle, Avrupa’nın en büyük tarımsal ürün ihracatçısı olan Hollanda, nitrojen oksit  zehirlenmesine karşı  doğa ve iklimi  korumayı hedefliyor.

5 Temmuz’da Hollanda’nın İkinci Meclisi ‘’Çevreyi Kirleten  Zararlı  Kimyasal Maddelerin  Dışarı  Salınmasını Kesme Planı”nı kabul etti. Buna temel olan yargı kararı “Urgenda İklim Davası” olarak anılıyor. Urgenda Vakfı adlı bir  STK kuruluşunun başkanı bir kadın. Vakfın 886 üyesi yargıya başvurdu, yargı ‘’çevre ve iklim’’adına 9 Ekim 2018’de onları “haklı” buldu. Devlet konuyu temyiz etti, yüksek yargıya götürdü. Yüksek yargı bu karara onay verince iş Hollanda devleti için bağlayıcı hale geldi.

Hollanda Yüksek Mahkemesi’nden iklim krizine karşı emsal karar

Bu süreçte hayvancılık işletme sahipleri boş durmadı, çeşitli eylemlerle işi  engellemeye çalıştı. Çiftçi Yurttaşlar Partisi toplumda sempati yaratmaya çalıştı. “Çiftçi Yoksa Besin Yok” parolasını kullandılar. İşin ilginci, doğayı yok etme eylemine  sadece aşırı sağ siyasi partileri sahip çıktı. Aşırı sağa göre “Bu emisyon rakamları Davos’çuların uydurması.”

Hollanda’da binlerce çiftçi hükümetin emisyon hedeflerini protesto için yolları kapattı

Oysa Hollanda’da artık bir ‘’ toplumsal oydaşma ‘’ var ve geriye dönüş söz konusu  değil.

Plana göre bir yıllık geçiş dönemi olacak. Endüstriyel hayvancılık işletmelerin kapanmasından oluşan zararlar devletçe karşılanacak. Ekolojik hayvancılık yatırım giderleri ödenecek.

Çiftliklerin yarısı hemen kapatılacak

Topu topu 41 bin km2 olan 17 milyonluk Hollanda’da 1 km2’lik alanda 14 keçi,93 büyükbaş hayvan, 298 domuz,2372 tavuk var. 1 domuz çiftliğinde  ortalama 2.200 domuz  barınıyor.

İşte bu zorlamalarla  yılda 17.1 milyar eurolu et, süt ve süt ürünleri ihraç edilebiliyor ve Hollanda’da her insan ortalama yılda 76 kg et tüketiyor. (Dikkat: Haftada 1 kg ‘dan fazla ).

Bu düzenlemeyle aşırı nirojen ve amonyak salgılayan 28.800 hayvancılık işletmesinin 11.200’ü  hemen kapatılacak. 17.600 işletmenin % 50’si değişim görecek. Büyükbaş  hayvan ve domuz varlığının 1/3’ü yok edilecek. Bununla  AB’nin en yüksek nitrojen ve amonyağını salan Hollanda’da bu emisyonun %70’i önlenecek.

Hayvancılık Hollanda’da babadan oğula geçen bir meslek. Bu hesapça 500 bin insanın tepeden tırnağa yenilenmesi gerek.  Hollanda Kralı ‘’Bu insanlara yeni  bir perspektif verilmeli ‘’ diyerek tasasını belirtmiş. Kral merak etmesin, ama bu ‘’büyük dönüşüm ‘’ hareketinde Hollanda bu işin üstesinden gelecek konumda.  Zira hem niyeti var hem de yetisi….

Bu karar, iklim adına ‘’ dünyanın en etkili ve ilk kararı’’ olma özelliğini taşıyor.

Bu sıcak gelişme için The Economist’in “Hollanda’da konu gıda sektörü olduğunda  iyi niyetle,  yoksul planlama hep yan yana  gelir””’ demesini de bir not olarak düşelim.

Karl Polayni bir 20.yy filozofu. Karl Marx’ı yorumuyla tamamladı desek yeridir. Prof. Ayşe Buğra’nın  Türkiye’ye ve Türkçe’ye kazandırdığı  “Büyük Dönüşüm: Günümüz Ekonomi ve Politikasının Orjini” adlı 1944 tarihli eserinde kapitalizmin yenilenmesinin ekonominin toplumdaki yerini değiştiren devasa bir kurumsal  reform projesiyle olmasını  öngörüyordu. Üretmek ve satmak birinci motivasyon ise, toplumun kendini savunma eğilimi kapitalizmin ikincisiydi. Bu yüzden piyasalaşma ile sosyal hareket yan yana işleyen  bir “Çifte Hareket  Eylemi” (Double Movement ) hali yaratıyordu. Çok sonraları Susan Strange bu durum için “Devletin Yeniden Ölçeklendirilmesi” adını verdi, işte Hollanda hayvancılığı için alınan kararı bu örneğin içine yerleştirilmeli.  Salt yok etmek kapitalizme özgü değildi, yenilenmeyi de biliyordu ve zaten kapitalizm bunun için  250 yıldır ayaktaydı.

Hollanda  “çevre ve iklim saygısı” adına “vahşi kapitalizm” ile işin yürümeyeceğini iyi biliyor, bindiği dalı da kesmiyor…

Sözün özünü Yaşar Kemal söylesin: İnsan, düşleri öldüğü gün ölür…

*

Urgenda Vakfı için  www.urgenda.nl üstünden çok   ayrıntılı olarak  bilgilenmek mümkün. Sorusu olanların ‘’ [email protected]’’ ya yazmaları yeterli.

You may also like

Comments

Comments are closed.