Yazarlar

Uranyum madeni ve çevre sorunları – Hayrettin Kılıç

0

1998 yılı itibariyle IAEA nin verilerine göre, In-Stiu teknigi, yani maden sahasinda açılan kuyulara yüksek basınçlı su pompalanarak yeryüzüne çıkarılan uranyum madeninın içindeki ticari değer olan Uranyum konsantrasyonu ilk aylarda  litrede 300-600 miligram arasında degişir;  daha sonra litrede 30-50 miligrama duser ve ortalama iki yıllık bir işletmeden sonra bu kuyudan çıkarılan uranyum konsantrasyonu litrede 10-20 miligrama düştügünde bu kuyu kapatılarak terk edlir. Bu işlemler sırasında çevre guvenligi kapsamında uygulanan yönetmenliklerden, son yıllarda  batı ülkelerinde uygulananlara bakalım:

“EPA” ve WNA” ya göre uranyum madenlerinde çevre güvenlik limitleri

Amerikan Çevre Güvenligi Ajansı’nın (EPA) “In-stiu” tekniğiyle çıkarılan uranyum madeninin  (40-CFR-61-102 ve 40-CFR-141.15 yonetmenliginde) ve yavrularinin hakkinda (radon gazı hariç) maden bölgesi/sahasındaki olabilecek konteminasyonun radyason limitinde her gram uranyum icin 300 pico-kuriye geçmemesi gerektiği tesbit edilmiş, yine bu tekniğin uygulandığı maden sahasinda dere,nehir ve yeraltina verilen deşarj suyunun icindeki Radyum-226 izotopunun günlük ortalamasının litrede 10 pico-kuri’yi (litrede 0.37 begurel) gecmemesi gerekiyor. Yine bu bölgedeki icme suyundaki radium-226’nın limiti her litrede 5 pic-kuri (0.185 bekurel) uranyum icinde her litrede 15 micro-grami geçmemesi gerekiyor.

Nükleer enerji promosyon örgütü olan Dünya Nükleer Ajansı (WNA) da uranyum madeni çıkarılan bölgelerde yıllık avaraj radyasyon limitini 3 mili zivert olarak kabul etmis. Yine EPA’nın verilerine gore asıl buyuk tehlike bu maden ocaklarından çıkarılan uranyum oksit halindeki cehverin her ton başına Radon-222 gazıyla bir yılda o bölge atmosferine yaydığı/ saldigi radyasyon miktarının, o madenin uranyum konsantrasyon seviyesine gore cok yuksek duzeyde yani 130-1600 Tera-begurel olması.

Uranyumun bozunma sürecinde meydana gelenler

Uranyum-238 izotopu Alfa partikülleri yayarak milyonlarca yıllık bir sureç içerisinde 14 tane yeni radyoaktif yavru izotopuyla alfa, beta partikülleri ve gama  ışınları yayarak  dengeli kurşun -206 elementine dönüşene kadar radyoaktivitesini sürdürür. Ayni sekilde uranyum-235 izotopu da 11 tane yeni radoaktif izotop doğurarak kurşun-207 elementine dönuşene kadar alfa, beta ve gama emisyonunu sürdürür. Doğadaki maden yataklarında bu üç radyoaktif elementin bozunma süresince meydana gelen 25 tane degisik yeni yavruyla, milyonlarca yıldır nükleer fizik biliminde “Secular Equilibrium” diye tanimlanan bir dengeli bozunma icindedir. Milyonlarca yıl boyunca ornegin 100 kilo Uranyum-238’in bozunarak, 100 kilo kursun-206’ya dönüşmesi süresince çevreye çok az miktarda radyoaktif Radon-222 gazından başka bir radyoaktif element, maden açılıp işletilmeden veya volkanik patlamalar olmadan  çevreye yayılmaz.  

Atom numarası 92 olan bu elementin izotoplarından çevre için en thelikeli olan U-238’dir. Çünkü, U-238 bozunma sırasında yeni izotoplara dönüşür. Bunlardan en önemlileri de toryum-234, toryum-230 ve Radyum-226’dır. Radyum-226 da 1600 yıl boyunca alfa partikülleri yayarak bozunur ve radyoaktif bir gaz olana radon-222’ye dönüşür. Renksiz ve kokusuz olan bu radyoaktif gaz, uranyum madeninin çıkarılmasından taşınmasına ve nükleer çevrimin her aşamasında oluşan atıklarla birlikte atmosfere karışır. Ayrica yine Uranyum 238 bozunma zincirinde agresif gamma isinlari yayinlayan Kursun-210 ve Bizmut-214 izotoplarida  saglik ve cevere acisindan en tehlikeli izotoplardir.

Uranyumun yarattığı çevre ve sağlık sorunları

 Uranyum, hem radyoaktif hem de okside halinde yüksek seviyeli kimyasal toksik bir metaldir. Bu metalin uranyumoksit şeklinde bir bileşik olması durumunda, sağlık açısından riskleri daha yüksektir. Uranyumoksitin kimyasal yapısı kalsiyuma benzediği için bedende kemik ve kemik iliğine yerleşir. Dolayısıyla da kan ve kemik kanserlerine neden olur.

Son yıllarda nükleer çevrimin her aşamasında göz ardı eldilen radyoaktif radon elementi, uranyum ve kömür madenlerinin işletilmesi sırasında atmosfere yayılan bir gazdır. Uranyum madenlerinden çıkarılan cevherin yaklaşık yüzde 98’ni oluşturan uranyum-238 izotopunun 4,46 milyar yıl önce başlayan bozunma zincirindeki bir elemen olan radyum-226’nın alfa parçacıkları yayarak bozunduğu sırada oluşan bir yavru izotoptur. Radyum izotopunun ilk yavrusu olan radon gazı madenden atmosfere yayılmaya başladığı andan itibaren dört gün içinde sekiz adet yeni radyoaktif elementi yaratır. Böylece uranyum madenlerinde çalışan işçiler ve bu bölgede yaşayan canlılar aynı anda radon da dahil olmak üzere hem değişik kimyasal yapıya sahip hem de tümü radyoaktif olan sekiz elementi solunum veya sindirim yoluyla ciğerlerine ve sindirim sistemine alır.

 Uranyumun hava, toprak ve sudaki asgari oranları

 Son yillarda ulusal ve uluslararası sağlık örgütlerinin tespit ettiği standartlara gore, ornegin ABD’de EPA’nın ( 40-CFR-61-102) yonetmenligine gore, Amerikan Nukleer Guvenlik kurumu (NRC)  den uranium arama-cikaram-isleme lisansi alan bir sirketin standartlari o bolgede yilda 10 milirem’den (0.1 milizivert) fazla radyasyan kontaminasyonuna sebep olmaması gerekiyor. Bu miktar, uranyum madenin cıkartıldığı ve işlendiği bolgelerde yaşayanlar için tespit edilen radyason seviyesinin üst sınırı. ICCRP kuruluşunun tespitlerine gore de 70 yıllık yaşamı boyunca her yıl ortalama 1mili-zivert’lik radyasyona maruz kalan her 286 kişiden birinini kansere yakalanma riski var.

Yani pratik olarak, Uranyum madeninin çıkarıldığı ve işlendiği bölgelerdeki hava,toprak ve bitkideki uranyum miktarı metre-kupte ortalama 18 mikro-gramı geçmemeli. Bu bölgenin icme suyundaki uranyum oranının her litrede 15 microgrami gecmemesi gerekiyor. Yine bu bölgenin atmosferindeki radon gazinin oranı her litrede 4 pico-kuri (her metre kupte 148 Begurel) sınırını aşmamalı.

More in Yazarlar

You may also like

Comments

Comments are closed.