Köşe Yazıları

Umudun Çocuğu: Berkin Elvan – Kamil Kenan Büke

0

Berkin Elvan gezi eylemleri sırasında evinden ekmek almak için çıktığı sırada sokakta polisin attığı bir gaz kapsülünün kafasına gelmesi sonucu yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. 269 gün boyunca yaşam mücadelesi veren Berkin Elvan hayatını kaybetti. Şişli meydanında toplanan binlerce insan Berkin’e son kez Feriköy Mezarlığı’na kadar eşlik etti ve onu ebediyete uğurladı.

Ölümlerin ardından sadece Türkiye’de değil tüm dünyada olaydan haberdar olanlar, bir kör kurşunla, nereden geldiği belli olmayan bir gaz kapsülüyle yaşanan ölümlere artık dur demek istediler. Demokratik haklarına sahip çıkmak için seslerini duyurmak isteyenler, insan gibi yaşamak, insan gibi muameleyi hak ettiklerini ilan etmek isteyenler gerçekten çok fazlaydı.

Tüm demokratik haklar bir yana artık yaşanan şiddete, insanlar arası nefrete son vermek istercesine “Katil Var!” sloganları atıldı. O kadar doluyduk ki, o kadar gergindik ki, elimizde kalan tek şeyimiz, canımıza, “canlarımıza” sahip çıkmak için bağırdık yalvarırcasına “Katil Var!”

Bu masum isteğimizi umursamadan, bu uğurda daha çok insan feda etmeye hevesli, iktidarın dilini kendine hakikat edinmiş insanların varlığı bir anda havayı değiştirdi. Kendini Paris Komününde sanan, barikat kurma çabaları olan, havai fişek atan küçük bir grubun yukarda bahsini ettiğim en temel haklarına sahip çıkmak için gelmiş onlarca, binlerce insanın birlikteliğini kullanmak istemesi damgasını vurdu dün Mersin’deki insanların haklı mücadelelerine. Polisle, iktidarla birlikte el ele, çocuklar gibi şendiler. Oyun oynadıklarını sansalar da, birbirine bilenmiş, içleri nefretle dolu, kalpleri taş kesilmiş, gözlerinden ateş çıkan insanlar sahnedeydi. Bu ölümler yetmez, küçücük bir çocuk ölmüş ne olacak dercesine salladılar birbirlerine ellerindekileri… Dün gece Mersin’de sahnelenen, TOMA’larla, biber gazı sıkan polislerle, havai fişekleri, taşları atanların, çöp konteynerlerini yakanların, futbol maçıydı.

Tüm bu gürültü patırtıların cılız sesine karşılık şiddetsiz ama bir o kadar da yaratıcı ve barışçıl bir direnişin nasıl büyüyen bir çığlığa dönüşebileceğinin örnekleri ile dolu etrafımız. New York’taki “Occupy” hareketinde, FEMEN hareketlerinde, Mısır’daki Arap Bahar’ında, Gezi’de yaşananları unutmamak gerekir. Barışçıl direnişlerin ve bu direnişçilerin önümüzde açtığı yeni olanakları, sevginin, zekânın, yaratıcılığın karşısında kaba kuvvetin, şiddetin nasıl aciz kaldığını, insanlar arasında kurulan ağların nasıl bir anda tüm dünyanın tamamını nasıl kuşattığını, kucakladığını anlatan bir film olan “Her Gün İsyan” (Everday Rebellion)’nı izlemediyseniz, mutlaka izleyin derim. Özellikle bu tarz eylemlerde yaşananları derleyerek, vicdanlarımıza seslenmekte, bizler için bir umut ışığı olmakta…

Diğer taraftan sayıları, güçleri ne olursa olsun, hangi partinin, hangi ideolojinin değirmenine su taşırlarsa taşısınlar, çıkarları ne olursa olsun, taşlı sopalı, havai fişekliler ile gazlı, sulu, coplular yalnızlar! Halk onlarla değil, onlar kendi başlarına sokak aralarında takılsınlar. Adorno’nun ifadesiyle, maalesef yanlış hayat doğru yaşanamıyor. Yanlış giden bir şeylerin olduğunu, vicdanımız, bilincimiz, bilgimiz bize haykırırken, buna kulaklarımızı tıkayamayız. Vicdanlarımız, gözlerimizi açıyor, yolumuzu aydınlatıyor, evet, o kadar çok insanız ki, bir annenin çocuğunu bu şekilde kaybetmesinin, bir canın daha böyle yitip gitmesinin yanlış olduğunu, canımıza, “canlarımıza” sahip çıkacağımızı, elimizde bundan başka bir şeyimiz olmadığını bıkmadan usanmadan haykıracak… Biz, doğru hayatı doğru yaşamak isteyenleriz, ve Berkin Elvan bizim en büyük umudumuzdur…

Kamil Kenan Büke

Kamil Kenan BÜKE

Mersin Üniversitesi Öğrencisi

You may also like

Comments

Comments are closed.