Yeşeriyorum

Tarih İle Yüzleşebilmek ve Farklar

0

Ibrahim Ruc

tarSevan Nişanyan 12 Nisan 2009’da kaleme aldığı yazıda dediği “İlkokul kitaplarının sınırları dışına çıkınca insanın zihni açılıyor, ufku genişliyor, nefesi ferahlıyor“ cümlesi ne kadar da doğru. Türkiye’nin durumunu göz önüne seriyor. Almanya’da yaşayan biri olarak insan bir an için ortaokulda elinde tuttuğu Alman tarih kitaplarının değerini anlıyor. Ve elbette tarihini doğru anlatıp yüzleşebilmenin getirdiği faydaları.

Almanya Farkı

Almanya’nın yoldan çıktığı dönemde (1933-1945 Adolf Hitler dönemi) Almanya’nın da bir ulu mu ulu bir ‘Führer’si varmış. Okullarda her sabah alman bayrağı çekilirmiş direğe ve nazi selamı verip ulusal marşlar söylenirmiş. ‘Hitler Jugend’ yani Hitler Gençliği adı altında bir gençlik örgütü, bizim İttihatcılar gibi, çocuklara askeri eğitim veriliyormuş. Spor dersinde ‘bomba atma’ öğretiliyormus çocuklara. Hatta uçaktan bombanın nasıl atılacaği bile öğretiliyormuş. Tarih dersi kitabımda bunların resimleri bile vardı. Almanya tarihi hakkında bütün bildiklerim okuldaki tarih dersi kitabımdan. Hiç Almanya tarihi hakkında bir kitap okumaya zahmet etmedim. Tarih dersindeki notum da zaten iyidi. Tarih dersi kitabımda milyonlarca yahudi ve roma’nın (çingene ve diğer azınlıklar) katledilişi yaziyor. Resimlerle, sayılarla almanların vahşeti anlatılıyordu. Kendi suçlarina dürüstce sahip çikiyorlar almanlar. ‘O zamanlar halkımız hazır değildi’ ‘önder tüm gücü elinde toplamışdı, biz sadece emir kuluyduk’ diye de kıvırmıyorlar. Elbette Nürnberg davalarında korkudan kıvıranlar olmuştur Generallerden. Ama tarih bilgisi az olan Almanlar dahil iki dünya savaşının saldırganı olduklarını biliyorlar. Ve hiç övünmezler Hitler döneminde Skandinavya, Batı ve Doğu Avrupa’nin ve Kuzey Afrika’nın büyük bölümlerini işgal etmeleri ile. Tarihi ile övünmenin nostaljik bir hastalık ve ileriye dönük umutsuzluk olduğunu bilirler. Tarihde işledikleri suçun da farkındalar. İsrail devletine ve yahudilere karşı hassasiyetleri de ondandır.

Biz de ise hala ulu mu ulu bir önderin heykelleri her tarafda dikili. Ders kitapları yetersiz. Tarihimizi çarpıtmakda bir numarayız. Geçtiğimiz aylarda Almanya’da, Milli Görüş’e bağlı Lübeck Fatih Camii’nde ‘Çanakkale Şehitlerini Anma Töreni’ adı altında öğle namazına müteakiben bir program yapıldı. Çanakkale Savaşında milletimizin ne kadar cesurca ve fedakarca savaştığını anlattılar. Her sene aynı şeyi dinliyoruz. Tarihden az buçuk anlayan insanın aklına şu soru geliyor: Balkan’da, Trablusgarp ve Bingazi’de, Hicaz’da savaşan askerler çekilmek zorunda kaldığı için cesur, fedakâr ve en önemlisi şehit değilmiler de, kimse orda canlarını kaybedenleri anmıyor? Her zaman ve her yerde emperyalizme karşı durduğunu belirten o Milli Görüş’ün toprak kaybetmek emperyal amaçlarına ters mi düşüyor acaba?!

Zihinsel Fark

Almanya’da yaşayan milliyetçi kesimin ne düşündüklerini ve zihinlerini çok iyi biliyorum. Hepsi vatanı için can vermeye hazır. Vatana hizmet edebilmek için can çekişiyorlar. Laf çok icraat yok. Problem o değil, asıl problem ‘Vatanın’ ve ‘Devletin’ kelimesinin yanlış algılamalarıdır. Hangi dersin öğretmeniydi hatırlamiyorum, ‘Ekonomi ve Politika’ dersinin olsa gerek, demişti ki: ‘Devlet, millete hizmet kurumudur’. Hangi alman, vatanı için can vermeyi göze alıyor acaba? Almanya’da askerlik zorunlu, ama ‘Zivildienst’ yani sivil hizmet şeklinde bir alternatifi de var. Hiçbir alman askeri devleti için ölmek istemez. Askere giden almanlar bile askerlikte ideoloji dersinden geçirilmiyorlar, zaten Almanya’nın dayatmacı resmi bir ideolojisi de yok. Almanya’da bir insan hayatı değerlidir.

Anayasal Fark

Son iki cümleye dikkatinizi çekmek istiyorum. ‘Resmi ideoloji yok’ ve ‘Almanya’da bir insan hayatı değerlidir’, bu işlemin sonucu Alman Anayasası’dır. Türkiye Anayasası’nda apaçık bir resmi ideoloji belirtilmektedir. Türkiye’nin ilk üç maddesi dokunulmazdır. Bu ilk üç maddenin arasında resmi ideoloji apaçık ortada. Yani Türkiye’nin dokunulmaz bir resmi ideolojisi vardır.

Alman anayasasının birinci maddesinin ilk iki fıkrasinda dokunulmaz diye belirtilen şeyler ise, insan onuru ve insan haklarıdır. Tüm devlet organlarının da temel haklara itaat etmesi gerektiği üçüncü fıkrada belirtiliyor.

İşte tarihle yüzleşebilmenin getirdiği faydalar ortada.

More in Yeşeriyorum

You may also like

Comments

Comments are closed.