Nobel Edebiyat Ödülü Fransız Annie Ernaux’e verildi. Gerekçe çok anlamlı: Kişisel hafızanın köklerini ve kolektif kısıtlamalarını ortaya çıkarmadaki cesareti ve soğukkanlı keskinliği..
Dört romanını Türkçeye Can Yayınları kazandırmış. “Kürtaj” adlı romanı, filme konu oldu, Venedik’te Altın Aslan Ödülü aldı.
Ama ben bugün sizlere 2022 Nobel Tıp Ödülü ‘nün sahibi Prof. Svante Pääbo’yu anlatmak istiyorum, heyecan verici bir öykü…
Nobel Tıp Ödülü ‘imkansız görünen bir görevi başaran’ Pääbo’ya
Nobel ödüllerinin gerekçesinde tanımlama vardır, yargı yoktur, “neden verildiği” anlatılır. Bu defa farklı oldu. Nobel Komitesi bu yılki Tıp Ödülü için “İmkansız görülen bir görevi başardı” ’ifadesini kullandı. Devamı şöyleydi: “Keşifleri bizi insan yapan eşsiz özelliklerin araştırılması için temel sağlıyor.”
Dr. Pääbo, Neandertal genomunun dizilimini gerçekleştirdi, nesli tükenmiş canlıların genomik bilgisini inşa etti, paleogenomi bilim dalına öncülük etti. Bitmedi; insan türünün akrabası olan “denisovalı”ları keşfetti. İnsanın evrimsel tarihinde yeryüzüne nasıl yayıldıkları kanıtladı.
İsveçli bilim insanı Dr. Pääbo (doğ.1955) hep eski ve bozulmuş genetik materyalle ilgilendi, Sibirya’da 2008’te bulunmuş bir parmak kemiğinden elde edilen DNA’nın dizilişini gerçekleştirdi, bununla Neandertallerin hem insandan hem de şempanzeden farklı olduğunu kanıtladı. Homo sapienslerin 70.000 yıl önce Afrika’dan göç ettikten sonra Avrupa’da yaşayan Naendertallerle çiftleştiğini anladı. İnsan DNA’sının yüzde 1-4’ünün Naendertallerden geldiği belirledi.
Hastalık olarak “’Tip 2” diyabetiği onların armağanıydı. Homo sapiens, bu göç sonrası o güne dek bilmediğimiz ‘’denisovalılar’’la da çiftleşmişti. Güney Asya insanının DNA‘sında denisovan genleri vardı. Bu genetik miras vücutlarının düşük oksijen düzeyleriyle mücadele etmelerine yardımcı oluyor ve yüksek enlemlerde hayatta kalmasını sağlıyordu.
İşte bu kadar…
İlk insanın dünyaya yayılımı ve kimlerle çiftleştiği ve birbirinden gen alışverişi yaptığı konusunda artık sağlam bilgilere sahibiz.
Buna şapka çıkarılır…
Babadan oğula geçen ‘merak’
Dr Svante Pääbo, eğitiminin tümünü Avrupa ülkelerinde aldı. Lisans ve yüksek lisansı İsveç’ten. Çok farklı alanlardan beslendi. Önce dil ve çeviri okudu. Sonrasında Rusça ve Ejiptoloji öğrendi. Tıp lisansı aldı ve fizyoloji ihtisası yaptı.
Babası Dr. Sune Bergstrom “Homo sapiens’lerin Afrika’dan dünyaya yayıldıklarını” kanıtlayarak 1982’de Tıp Nobel’ini almıştı. Bunun bir tesadüf olduğunu hiç sanmıyorum. “Merak” dediğimiz yetinin ikinci kuşakta devamı diyelim buna. Bununla, bir baba ve oğula ilk kez Nobel Tıp Ödülü verilmiş oldu.
İnsanlığa basamak atlatan, Darwin’in Evrim Teorisi‘ni pekiştiren, soluksuz bir mesainin sonucu olan bu bulgular -gelin bu işe bir keşif diyelim-, müthiş mi müthiş keyifli…
*
Yaşar Kemal usta, Alpay Kabacalı’yla uzun söyleşisinin bir yerinde şöyle sesleniyor: İnsanın iki dünyası var. Bir tanesi insanın düş dünyası , mit dünyasıdır. O dünyayı yaratır, sıkıştığı zaman o dünyaya sığınır. Bu iki dünya kesişmiyor. İkisini birden yaşıyor insan.’