Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Sürdürülebilirlik modası, modanın sürdürülebilirliği

0

Tüketim kültürünün bizi sürüklediği sürdürülemezlik çıkmazına karşı alternatifimiz nasıl bir moda? Giydiklerimizin dünyaya ve insanlara etkilerini biliyor muyuz ve hızlı modaya (fast fashion) karşı nasıl bir giyim endüstrisi talep etmeliyiz?

Günümüzde birçok sürdürülebilir moda akımı mevcut. Internet çağının etkisi ve neyse ki farklı ve yeni şeyleri talep eden genç kuşakların sayesinde giyim endüstrisi de sürdürülebilirlik iddialarına daha çok yer vermeye başladı. Birçok farklı kumaş çeşidinden üretim sertifikalarına, kapsayıcı kesimlerden doğal boyamalara geniş perspektifte ürünler bulmak artık oldukça mümkün. Fiyat dengesi hızlı moda ürünlerle kıyaslanamayacak kadar pahalı olması sürdürülebilir giyimin erişilebilirliğini sorgulatsa da biz önce biraz mümkünlüğünü tartışalım.

Sürdürülebilir moda akımları

Hızlı modaya bir tepki olarak doğan yavaş moda, az tüketmeyi, kısa süre giyilebilecek kıyafetler almamayı, alınanları da uzun süreler giymeyi temel alır. Hızlı modanın aksine her hafta vitrinlerde yeniden tarzlar değişmez, bu hafta bunları giymek gerekmez, zamansız kıyafetler uzun süreli giyilebilir, hatta birden çok mevsime uygun kıyafetler vardır. Yavaş modada hava alan, dayanıklı kumaşlar ve kaliteli dikişler, kaliteli boyalardan bahsedebiliriz.

Ekolojik moda ise, özellikle kıyafetlerin üretim biçimlerinde çevreye zarar vermemeye odaklanır, kumaşın üretim biçimi, temiz içeriğinin yanı sıra boyasının toprağı kirletmemesi, ambalaj atığını en az düzeyde çıkarmak gibi kriterleri vardır. Bu kriterlerin her birisi de ayrı birer üretim yöntemi, ayrı çevre kirliliği demek.  Örneğin geleneksel pamuk üretimi çok fazla su harcadığı ve geleneksel tarımda yoğun pestisit kullanımı olduğu için organik pamuklu kumaşta pestisitten azade bir üretim vardır, ama yine de çok fazla su tüketilir. Dünyadaki temiz su kaynaklarının durumu düşünüldüğünde organik pamuğun üretim sürecinin sürdürülebilirliği tartışılabilir.

Yeni nesil kimi kumaşlar pamuk çekirdeği veya sapındaki lifleri değişik solüsyonlarla ayrıştırarak kumaşlar üretebiliyorlar, bu sayede geleneksel ya da organik pamuk üretiminde “artık” madde sayılabilecek kısımlar kullanılıyor. Bu noktaya kadar yeni teknolojiler güzel imkânlar sunuyor gibi; ama bir yandan bu kumaşların hepsinin büyük kumaş şirketleri tarafından patentli olduğu, formülün ve üretim yönteminin iplik fabrikası dışına çıkmadığı; örneğin Türkiye’deki kumaş fabrikalarına Avustralya veya Japonya’dan patentli ipliklerin gelmesiyle burada kumaşın üretildiği bilgisini ekleyelim; bu kez de bu yeni teknoloji kumaşların ekolojik ayak izi tartışılabilir oluyor. Örneğin geri dönüştürülmüş kumaşlar tüketimi azaltmak yolunda bir adım olsa da içindeki mikroplastiklerden dolayı deniz ve toprak kirliliği için bir tehdit oluşturabilirler. Boya ve ambalaj süreçleri için de benzer kriterler geçerli elbette.

Polyester-plastik içerikli kumaşlar hayvansal kumaşa alternatif bir vegan kumaş örneği gibi dursalar da mikroplastikleri düşündüğümüzde deniz yaşamına bu derece etkisi olan bu sentetik kumaşları vegan olarak düşünmek de pek mümkün olmuyor.

Kapsayıcı moda

Sürdürülebilirlik kavramı yalnızca üretim yöntemi veya tüketim hızına bağlı kalmamalı, bu sebeple kapsayıcılığı da burada düşünmek gerek. Dünya üzerinde herkesin kendi vücudu biricik iken; hızlı modanın bize sunduğu kalıplardaki kıyafetlere girmemiz, uydurmamız, üzerimize oturtmamız gerekiyor. Konunun zayıflık, beden dayatmaları kısmı bir kenara; içinde elastik katkısı bulunmayan kumaşların özel dikim olmadığı sürece herkesin üzerine tam oturması mümkün olmuyor. Yani petrol türevi içerikli kumaşlar kesimi nasıl olursa olsun birçok vücut tipine uyabilirken doğal içerikli kumaşlar herkesin üzerinde vitrinde durduğu gibi durmuyor. Bu da petrol türevi elastik içeriklerin toplum tarafından olmazsa olmaz olarak algılanmasına neden oluyor. Örneğin dünyanın en yaygın organik kumaş sertifikalarından biri GOTS; iki kademede %90 veya %75 temiz içerikli olmak kaydıyla temiz olmayan içeriğe izin veriyor. Bunun en büyük sebebi endüstriyel üretimin kullanım alışkanlıkları sebebiyle o %25 petrol türevine mecbur hissetmesi. Yani hızlı modanın standart kalıplarının kitlelere satılabilmesi için, plastik içerik gerekiyor.

Etik moda

İnsan haklarından ve etik moda yaklaşımından bahsetmeden tam olarak sürdürülebilirlikten bahsetmiş sayılmayız. Büyük moda markaları başta olmak üzere tedarik zincirinin neredeyse her bir aşamasında işçilerin çok ucuza ve güvencesiz çalıştırıldığı artık biliniyor. Özellikle 2013’de Bangladeş’te Rana Plaza binasının çökmesi, bu gerçeği dünyanın başını daha fazla çeviremeyeceği kadar ortaya koydu. Dünya üzerinde birçok kurum yıllardır işçilerin sağlık ve diğer haklarını alabilmeleri için çalışıyor. Türkiye’de kot işçilerinin güvencesiz ve yasa dışı çalıştırılmalarıyla yakalandıkları silikozis hastalığı giyim endüstrisinin karanlık yüzünü ortaya koyan örneklerden biri. Özellikle “moda devi” diye anılan küresel şirketler, taşeron usulü ile en ucuza mal eden şirkete üretimini teslim ediyor ve bu ucuzluğun nasıl olduğunu bilerek sormuyor, sorumluluk almıyor. Bu küresel rekabette en ucuza üretebilen şirketler de günlük 1 doların altında güvencesiz ve uzun saatler boyunca işçileri çalıştıran 3. Dünya ülkeleri oluyor. Özellikle Rana Plaza’dan sonra şirketlere üretim süreçlerini şeffaflaştırma çağrıları yapan kampanyalar arttı.

Sürdürülebilir moda başlığı altında başka konulardan da bahsedebiliriz elbette; ikinci el kıyafetler, kıyafet paylaşımı, döngüsellik, ileri dönüşüm, kadın ve çocuk emeği…

Sürdürülebilir moda dediğimizde birçok bakış açısını, yaklaşımı, etiği, malzemeyi, üretim biçimini ve hakları kapsayan bir çatı kavramdan bahsediyoruz. Ne giydiğimiz, giydiklerimizle dünyadaki çevre hareketinin ve hak mücadelelerinin neresinde durduğumuz büyük bir sorumluluk. Konu geniş olsa da bu yapılacak çok şey var demek. Öğrenerek, araştırarak, etiket okuyarak, az tüketerek başlayabiliriz.

İlgilenenler için birkaç Türkçe kaynak şöyle:

https://www.surdurulebilirmodalisani.com/
https:// www.temizgiysi.org/

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.