İnsanların hayatlarına dokunan iki büyük sorun var. Bu sorunlara çözüm gelsin diye sokaklar doluyor, bu sorunlardan insanlar bıktıkları için isyan ediyorlar. İlki ekolojik krizin canlılara dayattığı sorunlar, ikincisi ise insanların, insanlara dayattığı paylaşım ve adalet sorunları. Kısacası insanın doğayı sömürmesinin ortaya çıkardığı sorunlar ve insanın insanı sömürmesinin ortaya çıkardığı sorunlar.
21. Yüzyıl’ın yaşanabilir bir yüzyıl olması ve belki de 22. Yüzyıl’ın yaşanan, üzerinde insan yaşamı olan bir Dünya!, bir yüzyıl olabilmesi için bu sorunlara yanıtlar ortaya konmalı. İşte sol bir ekoloji bunun için gerekli. Çünkü yaşadığın kadar, nasıl yaşadığın da önemli ve bu uğurda verilmiş büyük bir mücadele tarihi var.
Peki, ekolojinin sol bir yorumu özellikle neden gerekli? İşte tam da o “nasıl yaşadığın” sorusuna yanıt vermek için. Yani sade ekoloji değil, sol bir ekoloji gerekli? Çünkü hem doğayı yok eden, hem de adaletin insanı terkettiği, yoksulluğun artık ucu görünmez bir tünel olarak bir insan yaşamının tamamını kapladığı Dünya’da, sol bir ekoloji gerçek yüzünü göstermezse, biz bir yalanla karşı karşıya kalacağız. Bu yalan, tüm adaletsizliğiyle, tüm sömürü düzeniyle ve eskiden kalan mantığın biraz yeşile boyanmasıyla karşımıza çıkacak olan Yeşil Kapitalizm’dir. Ve insanlık tarihi bize, kapitalizmin, kendini var edebilecek kadarı aldıktan sonra fikirleri, ideolojileri bir kenara attığı gösteriyor.
Kapitalizm ve bu sistemin devamı için çalıştırılan binlerce insan, geleceğin de bir geleceği olması/olabilmesi için şu an üzerinde oldukları endüstriyalizmin kara treninde bazı değişiklikler yapmaları gerektiğini görmekteler. Yapılabilecek, yapabilecekleri en kolay değişiklik de badana. Evin duvarının rengini değiştirip, eve yeni bir hava vermek gibi, kara trene de badana ile yeni bir hava katmak en kolayı. Kapitalizmin bu yolda hızla ilerlediği de görülüyor. Artık, her ürünün bir de “çevreci”, “yeşil”, “ekolojik” muadili var.
Kara treni, yeşile boyayarak, bir Yeşil Kapitalizm ortaya çıkarmak da yaşam tarzlarından hiçbir şekilde vazgeçmeden, içlerini ferahlatmak isteyen binlerce insana yeterli geliyor, gelecek. Bu yüzden zaten, bu kadar oksimoron ifadelerle (çevreci termik santral, doğaya uyumlu HES) insanların karşısına çıkan kapitalizm, büyük bir tepkiyle karşılaşmamakta. İnsanların inanmak istediklerini onlara sunmakta bu oksimoron ifadeler. Fakat ne insanlığın karşısındaki ilk soruna, ne de insanlığın karşısındaki ikinci soruna yanıt vermiyor, veremez bu tarz yaklaşımlar. Yanıt verdiği, insan psikolojisi ve iyi niyeti üzerine oynayarak düzen karlar ve içinden çıkılmaz bilançolardır.
Kısacası kapitalizm kendi devamı için bazı şeyleri değiştirmesinin gerekliliğini farketmiş durumda. Bunu da yapıyor. Gelecekten ve insanların iyi niyetlerini (bunu inançlarını olarak da okuyabilirsiniz) çalarak bunu yapıyor. Şimdi sıra doğanın ve doğanın bir parçası olan insanlığın adalet ve eşitlik içerisinde bir geleceği olabilmesi için bizim bunu farketmemizde. Sol bir ekolojinin gerekli olduğunu, ekolojik olmayan bir solun ya da sol olmayan bir ekolojinin olmayacağını görmemizde. Bunu gördüğümüzde önümüzdeki iki büyük soruna da yanıtlar bulmak için en önemli adımı atmış olacağız.
Solu endüstriyalizmden, ekolojiyi de kapitalizmden ancak böyle kurtarabiliriz. Doğanın ve insanın sömürüsüne son verecek alternatifi ancak böyle ortaya koyabiliriz.
* 21. Yüzyıl’ın dayattığı yanıt: Sol bir ekoloji!
Yeşil Gazete yazıları ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net