20 Haziran günü Diyarbakır‘ın Çınar ile Mazıdağı ilçelerinde başlayan yangının yol açtığı tahribatı inceleyen ekoloji örgütleri, yangının toplumsal ve ekolojik sonuçları üzerine bir rapor yayınladı.
‣ 15 kişinin öldüğü Diyarbakır ve Mardin’deki yangın alanı, afet bölgesi ilan edildi
Mezopotamya Ekoloji Hareketi‘nin daveti ile bir araya gelen inceleme heyeti, 25 Haziran’da yangından etkilenen Köksalan, Yücedağ ve Yazçiçeği köylerini ziyaret etti.
Amed Ekoloji Derneği, Burhaniye Çevre Derneği, Ege Çevre ve Kültür Platformu, Ekoloji Birliği, Malatya Çevre Platformu, Mardin Çevder, Mardin Ekoloji Derneği, Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Munzur Çevre Derneği, Şırnak Ekoloji Platformu, Van Ekoloji Derneği ile Dem Parti Ekoloji ve Tarım Komisyonu temsilcilerinden oluşan heyet, gözlemlerini rapor haline getirdi.
Tarım arazileri, otlaklar ve ormanlar yandı
20 Haziran günü öğleden sonra Çınar ilçesinin Köksalan Köyü’nde başlayan yangın, rüzgarın etkisiyle hızla geniş bir alana yayıldı ve Mazıdağı ilçesine ulaştı.
Yangın, 20 bini ekili tarım alanı olmak üzere 55 bin dekarlık alanı etkiledi. Tarım alanı dışındaki bölgede ormanlık alanlar ve otlaklar da bulunuyordu. Raporda 302 keçi ve 622 koyunun hayatını kaybetti.
Yaban hayatının ne kadar zarar gördüğü hesaplanamasa da birçok ağaç, bitki topluluğu, kuş yuvası ve yaban hayvanı alevler arasında kaldı. Özellikle tavşan ve kekliklerin üreme alanı olan bölgede yangının iki türü de fazlasıyla etkilediği tahmin ediliyor.
Yangından yaralı kurtulan hayvanların tedavi edilmeden ölüme terk edildiğini söyleyen ekoloji örgütleri hayvanların tedavi ve yaşam haklarının tanınması için çağrıda bulundu.
Ekili alanların yanması köylülerin bir yıllık emeğini ve besin-geçim kaynağını kül etti. Topraktaki organik maddelerin azalması, toprak organizmasının ve yapısının bozulması ve toprağın su tutma kapasitesinin azalması yangının sonuçları arasında. Bu da halihazırda su sorunu yaşayan bölge için ciddi sorunlara yol açacak.
Geç müdahale kayıpları arttırdı
Bölgede inceleme yapan ekipler, yangının yaş bitkilerin bulunduğu ekili alanlar, akarsular, toprak yollar veya köylülerin traktörlerle engel oluşturduğu bölgelerde durduğunu tespit etti.
AFAD, Orman İşletme Müdürlüğü, İtfaiye ve 112 Acil Sağlık ekiplerinin zamanında müdahale etmediği yangında 15 kişi hayatını kaybetti.
Havadan müdahale edilmediği için yangının yol açtığı tahribat ve kayıplar daha da arttı.
Yangında hayatını kaybeden insanların aileleri, yakınlarını yangına müdahale etmeye çalışırlarken kaybettiklerini belirtti. Aileler, bölgedeki elektrik kesintilerin ve jandarmanın ambulansları köy girişinde durdurmasının bölgedekilerin kurtarılma ihtimallerini daha da azalttığını söyledi.
Ekoloji örgütleri “Yangına bölgeden yükselen ‘durdurun’ çağrılarının yanıtsız kalması, gece görüşlü helikopterin gönderilmemiş olması kabul edilebilir bir durum değildir. Aynı zamanda yangın çıkan batıdaki illerde adeta gövde göstersine dönüşen söndürme faaliyetlerinin yapılması bölgeler arası ayrımcılığı derinleştirmektedir” diyerek yangınlara olan müdahalelerdeki bölgesel ayrımcılıklara dikkat çekti.
‘Yangının sebebi DEDAŞ’ın elektrik hatları’
Yangının bölgede elektrik dağıtımından sorumlu olan DEDAŞ‘ın elektrik hatlarındaki bakım eksiklikleri ve eskiyen altyapısı yüzünden çıktığı bildirildi. 30 yıldır yenilenmeyen ve bakımsız olduğu bildirilen elektrik direkleri daha önce de bölgede yangınlara neden olmuştu.
İnceleme ekipleri, direklerdeki OG sigortalarının yerinde olmadığını ve sigortaların iletkenlerle bypass edildiğini belirtti. Ekoloji örgütleri, raporda “Elektrik direklerinin ağaç direkler olarak kullanılmasının uygun görülmediği, hatların geçtiği güzergâhlarda direklerin etrafında yangına karşı bir önlem alınmadığı ve yere oldukça yakın oldukları gözlemlenmiştir” dedi.
Yangın söndürme çabalarının engellendiğini söyleyen yerel halk, DEDAŞ görevlilerinin yangın sabahında bölgeye gelerek direkleri ve iletim hatlarını onararak delilleri karartmaya çalıştığını söyledi.
İnceleme komisyonu, “Çıkan yangının nedeni ve sorumluları bellidir. Üstü örtülen her suç, görünmez kılınan her gerçek, yeni yangınlara, yeni canlı ölümlerine, yeni biyoçeşitlilik kayıplarına ve yeni göçlere zemin oluşturmaktadır” diyerek sorumlulardan hesap vermelerini talep etti.
Anızdan kaynaklanmadığına dair deliller bulunuyor
Yangının çıktığı yerlerde bulunan ekili araziler incelendiğinde bir çok yerde yanmış buğdaylar olduğu tespit edildi. Bu da bölgede henüz ekinlerin toplanmadığını ve yangının anız yakmaktan kaynaklanmadığını gösterdi.
Ekoloji örgütleri, yangının anız yakımından kaynaklandığının öne sürülmesinin yerel halk arasında tartışmalara yol açacağından endişelendiklerini ancak bölge halkının yangın boyunca dayanışma içinde olduğunu belirtti ve “Yerel halk basına çıkan yanlı, şirketi ve asıl sorumluları aklayan haberlerden ve nefret dilinden şikayetidir” dedi.
Halka ve doğaya destek sağlanmalı
Ekoloji örgütlerinin ve halkın çağrısıyla yangın bölgesi geç de olsa “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi” ilan edildi. İnceleme raporu, “Yangından etkilenen, can kayıpları olan halka acil olarak ekonomik ve sosyal-psikolojik destek sağlanmalıdır. Afet Bölgesi ilanının dayandırıldığı 7269 nolu yasanın arazi gaspına ya da başka hak kayıplarına sebebiyet vermeyecek şekilde köylüler aleyhine kullanılması engellenmelidir” diyerek halkın ihtiyaçları için uzun vadeli bir afet planı yapılması gerektiğini vurguladı.
Aynı şekilde bölge ekosisteminin ve bölgedeki yaşam varlığının da eski haline döndürülmesi için de çalışmalar yapılması ve bu çalışmalarda hem yaşam savunucuların hem de yerel halkın önerilerinin dikkate alınması gerektiği belirtildi.
Ekoloji örgütleri, “Toprağın dinlendirilmesine dönük zamanın ardından tarım arazileri, otlaklar ve ormanlık alanlara yönelik farklı koruyucu, iyileştirici süreçleri hayata geçirmek için çalışmalar yapılmalıdır. Orman alanları ve yaban insan müdahalesine maruz bırakılmadan yerelin ekosistemini bilen köylülerin ve uzmanların verdiği bilgilerden hareketle koruma altına alınmalı, canlı yaşamı takip edilmelidir” dedi.
Olası yangınlar için önlem alınmalı
Son olarak ekoloji örgütleri, olası yangınları önlemek için elektrik altyapısının bakımlarının düzenli olarak yapılması ve güncellenmesi gerektiğini vurguladı. Bölgedeki kuraklığı göz önünde bulundurarak gelecek yangın risklerine dikkat çeken aktivistler “Yangınlarla mücadeleni en iyi ve en doğru yöntemi yangınlar çıkmadan önleyici tedbirleri almaktır. Yangın sezonu olarak bilinen Temmuz-Ağustos ayları için özel hazırlıklar yapılmalı, yangın yolları açılmalı ve ilk müdahale ekipmanları kırsal bölgelere yerleştirilmelidir” dedi.
Raporda olası önlemlerin yanı sıra bölge halkının yangınlara müdahale ve ilk yardım konularında eğitilmesi ve yangına müdahale için gerekli destek ve teçhizatın bulundurulması da önerildi.