DoğaHafta SonuHaftasonuKöşe YazılarıManşet

Salda Gölü için sonun başlangıcı – Sedat Gündoğdu

0

Hidromagnezit! Salda gölünü diğer göllerden ayıran en önemli bileşik. Göldeki mikrobiyalitlerin ana bileşeni. Mikrobiyalitler, bazı mikroalgler ve siyanobakterilerin fotosentezi ile çevrelerindeki sudan, başka mineralleri çökeltmeleri ile oluşan yapılardır. Bulundukları ekosistemi kendine has ve eşsiz bir ekosistem haline getiriyor. Salda Gölü’nün eşsizliği de bundan dolayı.

Salda Gölü’ndeki hidromagnezit yapısındaki mikrobiyalitler ilk olarak 1972 yılında keşfedilmiş ve tanımlanmış. Benzerine Van Gölü de dahil olmak üzere dünyanın farklı göllerinde de rastladığımız mikrobiyalitler, ekstrem koşullar için ilginç bir yaşam alanı sunabiliyor. Bu özelliği nedeniyle Mars’taki Schiaparelli kraterinin yakınlarında bulunan beyaz kayalara daha dikkatle ve önemle bakılmasına neden oldu dersek hata yapmış olmayız. Nitekim 1996 yılında yayınlanan bu makale tam olarak Salda Gölü üzerinden bunu söylüyor. Marstaki yaşam için Salda Gölü’nün örnek olabileceği uzun uzadıya anlatılmış. Merak edenler detaylarını okuyabilirler.

Mars’ta yaşam izi arayışlarında bile başvurulan bir alandan bahsediyoruz. Oldu ya yakın gelecekte Mars üzerinde bir koloni kurulsa ilham kaynağı kesinlikle Salda Gölü olacaktır. Biz ise bugün Salda Gölü çevresinde piknik yapılabilsin diye yapılacak düzenlemeleri ve ihaleleri tartışıyoruz. Hem de gelecek nesillere aktarma iddiasıyla. Gelecek nesillere aktarmak istiyorsak olduğu gibi bırakıp çevresini de tel örgü ile çevirip insandan izole haline getirmemiz gerekiyor. Çünkü insan elinin değdiği bir alanın 10 yıl sonraya bile aktarılma şansı kalmıyor. Kalsa da orijinalinden çok farklı, başka bir şey olarak kalıyor.

Salda Gölü’nü yapı, bahçe, mesire, piknik gibi kelimelerle yan yana kullanmak ciddi problemlerin oluşmasına neden olacaktır. Bu tür ekosistemler oldukça hassas ekosistemlerdir ve en ufak değişimlerden bile çabucak etkilenmektedirler. Hali hazırda çevresinde ciddi bir insan baskısı ve dolayısıyla kirlilik baskısı olan Salda Gölü’nü, yapı faaliyeti aracılığıyla “cazibe merkezi” haline getirmek Salda Gölü için ölüm fermanını imzalamak anlamına gelmektedir. Mevcut durumunun nedeninin meraklı ve piknikçi ya da gezgin insanlar yüzünden olduğunu görmeyip daha fazla insan için yeni düzenlemeler yapmak çözüm olamaz. Sorunun kaynağı insan olan bir yerde daha fazla insanın gelmesine neden olacak yaklaşımları kim nasıl çözüm olarak sunmuş doğrusu hayret! Belki de bilmediğimiz başka bir ajanda var!

Mesele sadece beton ya da yapılaşma meselesi de değil. En ufak bir çevre düzenlemesi bile gölün yapısında önüne geçilemez değişimlere neden olabilir. Aksine, kesin ve mutlak suretle koruma altına alınıp insan ziyaretlerine kapatılması isabet olacaktır. Çünkü bir alanı insanlar için eğlence ya da dinlenme yeri haline getirince neler olduğunu Trabzon Uzungöl ya da benzeri örneklerde gördük. Etrafında beton yapılar bulunan birer yapay gölete dönüşen bu yerlerin gelecek nesiller için herhangi bir anlamı da yok! Salda Gölü için de bunu söylemek yanlış olmaz. Hatta öyle ki Salda Gölü mevcut özel durumunu da insan faaliyetleri arttığı takdirde kaybedecek. Kirlenecek ve başka tür canlıların da etkisiyle (özellikle mikroorganizmalar) ona beyaz rengini veren ve yüz binlerce yıldır var olan yapılar bozulacak. Yapmayın!

Belki de Mars’ta bir koloni kurulursa, Salda Gölü’nün yıkım hikâyesi, ibretlik hikâye olarak anlatılacak. İbret olmak için değil örnek olmak için çabalamak daha faydalı değil mi?

Sedat Gündoğdu

More in Doğa

You may also like

Comments

Comments are closed.