Curitiba’nın Eski Belediye Başkanı Jaime Lerner az bir bütçe ve bolca bir yaratıcılıkla Dünya’nın en yeşil şehirlerinden birini oluşturdu.
Geçen akşam eski Curitiba Belediye Başkanlarından biri olan Jaime Lerner’ın British Film İnstitute’de yaptığı konuşma itiraf etmek gerekirse insanın hayatı boyunca yaşayabileceği ender güzel olaylardan biriydi. “Her şeyi basite almalı ve sadece çalışmaya başlamalısınız. Hayatınız boyunca birçok “zorluk satıcısı”yla karşılaşırsınız. Onların üzerine terlikle vurup önünüze çıkmalarını engellemelisiniz.” diyor Dünya’nın en çevre dostu şehirlerinden biri olan Curitiba’nın 70 yaşındaki eski belediye başkanı. Onda gırtlaktan gelen bir gülüşle yumuşamış eski bir boksörün bakışları var. Lerner, Giovanni Baz Del’in ilham verdiği filmi A Convenient Truth’u izlemek için oradaydı. Convenient Truth, Lerner ve diğer başarılı belediye başkanlarının Güney Brezilya’daki 3 milyon nüfuslu bir şehir olan Curitiba’yı büyük bir yaratıcılık ve az bir bütçeyle nasıl da Dünya’nın en yaşanabilir şehirler biri yaptığını anlatıyor.
Lerner, “Bütçenden hiçbir şey alamadığın zaman yaratıcılık başlar.” diyor ve ekliyor “Fakat sürdürülebilirlik ancak hiçbir şeyin iki katını aldığında başlıyor. Diğer başka belediye başkanları bana bütçelerinin az olduğunu söylüyorlar. Bazı nedenlerden dolayı bizim hiç bütçemiz yoktu.”
Lerner ilk başarısını 1972’de bir haftasonu şehrin en önemli alışveriş caddesini trafiğe kapatarak elde etmiş.
Lerner bu olayı şu sözlerle anlatıyor: “Bir Cuma gecesi başladık ve pazartesi sabahı bitti. Eğer dursaydık ya da her zaman olan gibi çalışsaydık, başaramazdım ve işimi kaybedebilirdim. Bu riski göze aldık. Fakat pazartesi akşamı gördük ki işler düzgün bir şeklide ilerliyordu ve şehrin Ticaret Odası Başkanı yanıma gelerek bütün caddenin trafiğe kapatılma isteklerini bir dilekçeyle bildirdi.”
Lerner, şoförlerin kararı protesto etmek için araçlarıyla yeni kapatılan caddeye gireceklerini öğrenmiş ve yüzlerce çocuğu ellerinde boya fırçaları ve renkli resim kağıtlarıyla oynamaları için caddeye yerleştirmiş. Bu yüzden eylem hiçbir zaman hayata geçirilememiş.
Sadece otobüsler için ayrılmış hatlarda kullanılan üç bölümlü, esnek otobüslerle hergün hemen hemen yer altı ulaşımı kadar yolcu taşınması sağlanmış ve şehrin toplu ulaşımı bu sayede çok gelişmiş. (Günde 2 milyon kişi). Bilet fiyatlarının oldukça düşük olmasının yanı sıra otobüs durakları şehrin neresinde olursa olsun herhangi bir Curitibalının 400 metreden fazla yürümeyeceği şekilde yerleştirilmiş.
Lerner kısa bir süre sonra Dünya’nın en küçük arabaları olan Dock-Dockların (60 cm eninde ve 130 cm boyunda) kullanımına başlamayı umut ediyor. “İçine sığabilirim” diyor ve ekliyor “25 km’nin altındaki mesafelerde yaklaşık 50 km hızla kullanılacak bu araçlar. Fakat kimse onları sahiplenmeyecek.” Bu arabalar kamuya ait olacak ve toplu taşımayı kolaylaştırmak için kullanılacak. Lerner önümüzdeki hafta bu araçlarla Rio’da bir test sürüşü gerçekleştirecek.
Geri dönüşüm belki de Curitiba’da gerçekleştirilen en radikal reform. 1989 yılında şehrin dışındaki bir varoş mahallesinin sakinleri, herhangi bir toplanma olmadığı için çöplerini etraftaki dere ve tarlalara atıyorlarmış. Lerner haftanın belirli günleri burayı düzenli olarak ziyaret eden bir çöp kamyonu ayarlamış ve mahallede oturanların çöplerini otobüs, futbol ve çöp biletleriyle değiştirtmiş. Kısa bir süre sonra, mahallede yaşayanlar bu biletleri almak için derelere ve tarlalara attıkları çöpleri toplamaya başlamışlar. Ayrıca okul çocuklarının eski şişeleri, yeni oyuncaklar ve “Çöp, bu çöp değildir” yazılı çantalarla değiştirilmiş.
Organik ve organik olmayan atıkların ayrıştırılması da büyük yarar sağlamış. Geri dönüşüm tesislerinde evsizlere ve alkoliklere iş imkanı sağlanmış ve verilen meslek kurslarıyla bu kişilerin çöp tenekelerinden kurtulması amaçlanmış. Bunların dışında balıkçılar ücret karşılığında çöp avlamak için çalışmış.
Sel yatağındaki tüm alanlar satın alınarak şehrin dışında kalacak şekilde parklara ve botla gezintilerin yapılabileceği göllere dönüştürülmüş. Bu dereleri betonla doldurmaktan daha ucuz ve daha yaralı bir yöntem olmuş. Bu sayede 1960’da kişi başına 0,5 m2 yeşil alan düşerken, günümüzde bu oran 50 m2’ye kadar ulaşmış.
Yerleşimde de yine oldukça basit ve devrimsel bir yol izlenmiş. Elektrik şirketine ait arazinin yanındaki alanlara toplu konutlar yapılmış ve buralara yerleşenler, konutların içinin yeniden dizayn edilmesi konusunda teşvik edilmiş. Bu sayede de ev sahiplerinin mallarını daha çok sahiplenmeleri ve sevmeleri sağlanmış.
Lerner’ın meşhur yenilikleri insanların bütçesine de yarar sağlamış. Curitiba’da kişi başına düşen gelir Brezilya ortalamasının yüzde 60 üzerinde. Lerner ise tüm bunlarla ilgili son olarak şunları söylüyor “Bizim tamamen karşımızda duranlar zamanla en büyük destekçilerimiz oldular. Onların sadece sonuçları görmeye ihtiyacı vardı. Şimdi ise şehirleriyle gurur duyuyorlar.”