Ana Sayfa Blog Sayfa 989

Dünyadaki güneş enerjisi kapasitesi 1 terawatt’a ulaştı

Bu hafta itibariyle Dünya, doğrudan güneşten 1terwatt-saat elektrik üretecek kadar güneş enerjisi altyapısını kurdu.

Rakamlar, Dünya’nın güneş enerjisi kapasitesinin 1.010 gigawatt (GW’)ı aştığını ve artık güneş enerjisinin kapasitesini resmen terawatt cinsinden ölçmeye başlanabileceğini söylüyor.

Şiddetli hava olaylarının bazen tesisatları tahrip etmesi ve araştırmacıların kurulum verilerini dünyanın her yerine yayılmış bir dizi üreticiden elde etmesi gibi durumlar nedeniyle bu verinin tam anlamıyla kesin olamayacağı belirtilse de, kapasitenin bu büyüklüğe ulaşması yeşil enerji geçişinde bir kilometre taşı sayılıyor.

Dünyadaki ısıtma, ulaşım ve endüstriyel sektörlerinde kullanılan enerjiyi karbondan arındırmak için ise onlarca terawatt güneş enerjisi kapasitesi gerekiyor. BloombergNEF, 2040’a kadar Avrupa enerjisinin yaklaşık yüzde 20’sini güneş enerjisinin oluşturacağını tahmin ediyor. 

Dünyanın güneş enerjisi kapasitesinin yarıdan fazlası ise üç bölgede: Çin, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD).

Bu kapasiteye en büyük katkıyı yapan Çin, 2017 başlarında 100 GW sınırını aştı. 2015’te Avrupa Birliği, Çin’in hemen önünde 100GW’a ulaşan ilk bölge oldu.  ABD, 100GW’a 2021 yılının ilk çeyreğinde ulaştı.

BP’nin 2021 Dünya Enerjisi İstatistiksel İncelemesi‘ne göre, 2020’de dünya 26.823 terawatt-saat gücün 855 terawatt-saatini, yani yüzde 3,1’ini güneş enerjisinden sağladı.

2030 yılına kadar Asya Pasifik ülkelerinin, yarısından fazlası Hindistan‘da olmak üzere toplam 126 GW kapasite kurması planlanıyor.

CHP’den yoksulluk ve eşitsizlik raporu: ‘Yurttaşlar umut besleyemiyor, yalnızca hayatta kalmaya çalışıyor’

CHP Ar-Ge Bilim Platformu, derinleşen gelir ve servet eşitsizliği, kuşaklar arası eşitsizlik, eğitim ve beceri eşitsizliği, bölgesel eşitsizlik ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini inceleyen rapor hazırladı.

Sarayın Kara Düzeni Eşitsizlikleri Derinleştirdi ve Kalıcı Hale Getirdi: Yandaş Oligarklar Vatandaşın Sosyal Adalet Duygusunu Yerle Bir Etti” başlıklı raporda, Türkiye‘de en yüksek gelire sahip yüzde 1’lik kesimin, toplam gelirin yüzde 23’ünü aldığı ve 2021 yılı itibariyle Türkiye’nin 178 ülke arasında en yüksek enflasyona sahip 8. ülke olduğu bilgisine yer verildi.

Raporda “Artan gıda, yakıt ve kira masrafları yüzünden yoksulluk çeken vatandaş sayısının 2022 ortası itibariyle 30 milyonu aşacağı tahmin edilmektedir. Orta sınıf adeta ortadan kaldırılmış, nüfusun çoğu yoksul kesimlere eklenmiştir” denildi.

Rapor göre, ülkedeki yetişkinlerin binde 2’si 1 milyon dolar üzerinde servete, yüzde 57’si ise 10 bin dolardan az bir varlığa sahipken, 2019’da 94 bin olan dolar milyoneri sayısı bir yıl içinde 115 bin kişiye ulaştı. Raporda, “Türkiye ortalamasının en zengin yüzde 20’lik gelir grubu, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubundan 8 kat daha yüksek gelir elde etmektedir” bilgisi de yer aldı.

Türkiye’nin ‘çiftçisiz ve tarımsız’ bıraıldığı paylaılan rapora göre,  tarım alanında istihdam edilen kişi sayısı 2002 yılında 7 milyon 458 bin kişiyken, 2020 itibariyle yüzde 44’lük bir düşüşle 4 milyon 157 bin kişiye geriledi ve 2002 yılında 26 milyon 579 bin hektar tarım alanı ekilirken, 2020’de ekilen tarım alanı 23 milyon 144 bin hektara düştü.

Türkiye’nin 15 yaş üstü kadınların iş gücüne katılımları açısından 2021 itibarıyla 187 OECD ülkesi arasından 165. sırada olduğu hatırlatılan raporda, “Kadınlar artan eşitsizliğin en büyük mağduru, evde de işte de dezavantaj var” ifadesine yer verildi.

Gençler ve işçiler yoksul, ev ve araba hayal

  • Raporda, 20-30 yaş arası gençlerin yarısından fazlasının anne babalarından daha eğitimli olmasına rağmen onlardan daha yoksul olduğu, yalnızca yarısının ailelerinden ekonomik bağımsızlığını kazandığı aktarıldı.
  • 310 dolarlık asgari ücretle Türkiye’nin, Latin Amerika’nın en yoksul ve güvencesiz ülkelerinden biri olan Bolivya ile aynı ücret düzeyine gerilediği, ortalama ücretin asgari ücrete yakınlığında Türkiye’nin OECD içinde Kolombiya’dan sonra en kötü durumdaki ülke olduğu, çalıştığı hâlde yoksul olan emekçilerin oranı açısından Avrupa’daki en kötü durumdaki 3. ülke olduğu kaydedildi.
  • Raporda bir asgari ücretli çalışanın sıfır kilometredeki en ucuz otomobili satın alması için 6 yıl çalışması ve başka hiçbir harcama yapmaması gerektiği belirtildi.
  • Türkiye’de nüfusun yüzde 58’inin kendine ait konutta oturduğu kaydedilen raporda “2022 yılı itibariyle bir asgari ücretlinin 80 metrekare konut alabilmesi için hiçbir şey yemeden içmeden en az 10 yıl çalışması gerekmektedir” denildi.

Kentler nüfusu kaldıramıyor

  • Rapora göre, toplam 31 milyon kişinin yaşadığı 52 ilden oluşan 15 bölgenin gayri safi milli hasıla (GSYH) payı yüzde 2,5’un altında iken, yalnızca en büyük 3 ilin toplam milli hasıla payı yüzde 46’yı buluyor.
  • 4 bölgede bulunan 13 ilin ise milli hasıla payı yüzde 1’in altında kalıyor.
  • Bu verilere ilişkin, “Bu çarpık tablo, nitelikli büyümenin ve istihdam yaratımının önünde büyük bir engel olarak AKP’nin rant odaklı politikaları tarafından var edilmiştir. AKP’nin, Anadolu’nun az gelişmiş şehirlerini dışlayan iktisadi ve sosyal politikaları, kırsal yoksulluğu artırırken, büyükşehirlere göç eden nüfusun yoksulluğunu daha da derinleştirmiştir” tespiti yapıldı.
  • Raporda 2015 yılına göre 2021 son çeyreği itibarıyla kira fiyatlarının yüzde 187,7 seviyesinde; konut fiyatlarının ise yüzde 246,5 seviyesinde yükseldiği aktarıldı.
  • Raporda, Avrupa bölgesindeki 36 ülke arasında çatısı akan, duvarları, zemini ya da temeli rutubetli olan, pencere çerçeveleri çürümüş konutlarda yaşayan nüfus oranının en yüksek olduğu ülkenin Arnavutluk’tan sonra Türkiye olduğu bilgisi de yer aldı.

En yavaş interneti Türkiye kullanıyor

OECD ülkeleri arasındaki en yavaş interneti kullanan ülkenin Türkiye olduğu belirtilen rapora göre;

  • Her 10 hanenin 4,4’ünün ,nternet erişiminin bulunmuyor. 2021 Küresel İnternet Hızı Endeksi’ne göre 138 ülke arasındaTürkiye, mobil bağlantı hızında 57, sabit internet hızında ise 105. sırada.
  • İstanbul’da yüzde 80’e kadar çıkan hanelerde genişbant bağlantı oranı, Kuzeydoğu Anadolu’da yüzde 34’e kadar düşüyor.

Raporda Türkiye’nin,

  • Küresel Sefalet Endeksi’ne göre 2022 yılında  178 ülke arasında en kötü yılı yaşayan 7. ülke,
  • OECD ve Avrupa ülkeleri arasında kadınların iş gücüne katılımı en düşük olan ülke
  • Uluslararası Çalışma Örgütü 2021 verilerine göre  2021 yılında 185 ülke arasında en yüksek işsizlik oranına sahip 33. ülke ve 15 yaş üstü kadınların iş gücüne katılımları açısından 187 ülke arasından 165.ülke,
  • 2021 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’nda 156 ülke arasında 133. sırada,
  • Gini katsayısında Dünya Bankası tarihsel göstergelerinde 170 ülke arasında en kötü 30 ülke arasında,
  • Birleşmiş Milletler Gelir Dağılımı eşitsizliği göstergelerinden biri olan nüfusun en zengin yüzde 1’lik kesiminin milli gelirden aldığı pay sıralamasında 119 ülke arasında en kötü 7. sırada,
  • OECD ülkeleri arasında gelir adaletsizliği açısından en kötü dört ülkeden biri,

olduğu bilgilerine de yer verildi.

Eğitimde erkekleri geride bırakan diplomalı kadınlar da istihdam dışı bırakıldı

İSPER A.Ş. ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bölgesel İstihdam Ofislerinin, İstanbul’da 10 binden fazla kişiyle yaptığı araştırma sonuçlarına göre İstanbul’da yükseköğretimli kadınlarda, gençlerde ve uzun süreli işsizlerde işsizlik düzeyi endişe verici.

İBB iştiraki İSPER (İstanbul Personel A.Ş.) İBB Bölgesel İstihdam Ofisleri tarafından dün düzenlenen “İstanbul’da Gündem İstihdam ve İşsizlik” konulu toplantıda açıklanan araştırmada 2021’de uzun süreli işsizlerin toplam işsizler içindeki payının yüzde 43 olduğunu ortaya koydu.

İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda BETAM (Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi ) ve İstanbul Planlama Ajansı (İPA) işbirliği ile hazırlanan “İstanbul İşgücü Piyasası: Yapısal Özellikler ve Sorunlar” araştırma raporu kamuoyu ile paylaşıldı. İPA’nın sahada 10 bin 83 kişiyle birebir görüşerek yaptığı araştırmaya göre eğitimli kadınlardaki işsizlik sayısı endişe verici.

Eğitimli kadınlardaki işsizlik sayısı

Araştırmaya göre kadın yükseköğretim mezunu işsizlerin toplam işsizler içindeki payı yüzde 42,8 olurken erkeklerde bu oran yüzde 20,7 olarak gerçekleşti.

İstanbul’da genç işsizlik oranı da yükseldi. Bu oran erkeklerde yüzde 22,8 olurken; kadınlarda ise yüzde 30’a dayandı. İşgücüne katılım oranı bir yıl içinde erkeklerde yüzde 77,1’den yüzde 71,9’a gerilerken; kadınlarda bu oran yüzde 37,6’dan yüzde 33,6’a geriledi.

İstanbul’da istihdam oranları 2018’de erkeklerde yüzde 68,6 iken 2020’de bu oran yüzde 62’ye geriledi. Aynı dönemde kadınlarda ise bu oran yüzde 33’ten yüzde 28’e geriledi.

İki yüz bin kadın işsiz kaldı

Araştırma raporu sunumunun ardından gerçekleştirilen panelde, İSPER Genel Müdürü Banu Saraçlar, “2018 sonrası yaşadığımız sancılı yıllarda istihdamda ciddi kayıplar oldu, özellikle kadın istihdamı daha çok etkilendi; İstanbul’da yaklaşık 200 bin kadın işgücü kaybı yaşandı; kadınların çalışma hayatına katılımları açısından 5 yıl geriye gidildi” dedi.

Ücrette de eşitsizlik var

İstanbul’da kadın istihdam oranının yüzde 28 ile yüzde 62 olan erkek istihdam oranının yarısından az olduğuna dikkat çeken Banu Saraçlar, ücret konusunda da eşitsizlik olduğuna işaret etti.

Saraçlar, “Kadın çalışan ve kadın beklenti ücretleri de erkeklerin yüzde 16 gerisinde” dedi. İşsizlik konusunda merkezi hükümete büyük sorumluluk düştüğünü vurgulayan Banu Saraçlar şöyle konuştu:

“İBB’nin İnsan Kaynakları politikalarının uygulanmasına katkı veren İSPER olarak, bizler de sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Bölgesel İstihdam Ofislerimizde iş arayanların iş bulmalarına yardımcı oluyoruz. Ayrıca Enstitü İSMEK’lerde istihdama yönelik mesleki eğitimler veriyor, işsizlere vasıf kazandırıyoruz. Özellikle genç işsiz kadınlara yeni meslekler kazandırıyoruz.”

Raporda öne çıkan veriler şöyle:

  • 2021’de İstanbul’da yaklaşık 12 milyon 200 bin çalışabilir nüfus var. Bu rakamın yaklaşık 5 milyon 930 bini lise altı, 3 milyon 150 bini lise ve 3 milyon 120 bini de yükseköğretim düzeyinde olduğunu tahmin ediliyor.
  • İstanbul’da ortalama eğitim süresi yaklaşık 11 yıla ulaştı.
  • İstanbul çalışabilir nüfusun yüzde 25,6’sı yükseköğretim mezunu; yüzde 25,9’u lise mezunu; yüzde 48,6’sı lise altı mezun.
  • 15-29 yaş kuşağında yüksek eğitimlilerin payı kadınlarda yüzde 46,3, erkeklerde yüzde 36,5. Yüksek eğitimde genç nüfusta kadınlar erkekleri açık ara geride bıraktı.
  • Eğitimli kadın işsizlerde artış ise oldukça endişe verici oldu. Kadın yükseköğrenim diplomalı işsizlerin toplam işsizler içindeki payı kadınlarda yüzde 42,8’e erkeklerde yüzde 20,7’ye yükseldi.
  • Yüksek eğitimde genç nüfusta kadınlar erkekleri açık ara geride bıraktı. Genç kadınlar erkeklere kıyasla daha eğitimli ama aynı zamanda, yukarıda gösterildiği gibi, işsiz olma ihtimalleri daha yüksek oldu.
  • İstanbul’da genç işsizlik oranı yükseldi. Erkeklerde yüzde 22,8’e, kadınlarda ise yüzde 29,9’a ulaştı.
  • İşgücü arzı ile talebi arasında var olan uyumsuzluk, bir yandan istihdam artışını frenlerken diğer yandan da işsizliği katılaştırmakta.
  • İstanbul’da çalışanların yüzde 17,8’i işinden memnun değil. İşten memnuniyetsizlik erkeklerde yüzde 19,1, kadınlarda ise yüzde 14,5
  • İşten memnuniyetsizliğin en yaygın nedeni gelir düşüklüğü. yüzde 63.4.
  • Araştırma; İstanbul’da iş arayanların büyük çoğunluğunun (yüzde 71,5) teklif edilen bir işi kabul etmek için olmazsa olmaz koşullara sahip olduğunu göstermektedir. En sık rastlanan koşul (yüzde 55,2) sigortalı olmaktır. Sırasıyla eve yakın olma (yüzde 41,3), tam zamanlı iş (yüzde 30,5), yol/yemek gibi haklar (yüzde 30,2) ve eğitimi alınan mesleğe uygun bir iş olması (yüzde 15,2) koşulları gelmektedir.
  • İstanbul’da Kadın işgücünün yüzde 46’sı iş ararken eve yakın olması koşulunu önemli görüyor.
  • İstanbul’da işini kaybedenlerin yüzde 68’i işsizlik ödeneğinden mahrum kalıyor. İşsizlerin ise sadece yüzde 6,5’i işsizlik ödeneğinden yararlanabiliyor.
  • 2021’de SGK kaydı olmadan çalışan sayısı 950 bin civarında olduğu olarak tahmin ediliyor. Bunların sadece 22 bini yani yüzde 2,3 oranı kayıtlı bir iş arıyor.
  • Pandemi döneminde en yoğun etkilenen sektörler konaklama ve yiyecek, sağlık, eğitim gibi bulaş riskinin yüksek olduğu faaliyet kolları oldu. Tam kapanma günlerinde eve servis yapabilen firmalar zararı en aza indirirken, bunu gerçekleştiremeyen firmalar büyük ekonomik kayıplara maruz kaldı.
  • Pandemi nedeniyle konaklama ve lokanta faaliyetlerinde işsizlik oranının yüzde 21,7 olduğu tahmin ediliyor.
  • Konaklama ve lokanta faaliyetleri dışındaki sektörlerde pandeminin istihdama etkisi 2021 yılı 3. çeyrekte ortadan kalktı.
  • İmalat sektöründe faaliyet gösteren firmaların pandemiyi hafif hasarlarla atlattığı, hatta istihdam artışı olduğunu söylemek mümkünken e-ticarete elverişli sektörlerde faaliyet gösteren firmalar için pandeminin olumlu etkisinden bahsedilebilir.

TTB Başkanı Fincancı’ya terörle mücadele soruşturması: ‘Yükselen emek mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz’

Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında suç duyurusunda bulundu. Soruşturma sebebi, Fincancı‘nın, Erkam Tufan Aytav‘ın YouTube kanalındaki bir programa katılması olarak açıklandı.

Terörle Mücadele Daire Başkanlığı açıklamasında, “hakkında çok sayıda aranma kaydı bulunan firari FETÖ mensubu Erkam Tufan Aytav’ın kendi hesabında yayımladığı programına katılması” sebebiyle Şebnem Korur Fincancı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı‘na duyuruda bulunulduğunu aktardı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli iki gün önce Türk Tabipleri Birliği’nin yöneticilerini hedef alarak, kuruluş için “nifak yuvası” ifadelerini kullanmış ve “Eğer bu ülkeden gitmesi gereken birileri varsa, o da Türk Tabipleri Birliği’nin yönetimine çöreklenmiş bir avuç bölücü ve Türkiye karşıtıdır. Gidişleri olsun da dönüşleri olmasın” ifadelerini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu açıklamadan önce, özel sektöre geçen hekşmlere yönelik “Giderlerse gitsinler” açıklamasını yapmıştı.

Türk Tabipleri Birliği’nin yanı sıra pek çok sağlık meslek örgütü, 14 Mart Tıp Bayramı ve 15 Mart’ta ‘Büyük G(Ö)REV‘ eylemine çıkmış; Türkiye’nin pek çok ilinde sağlık çalışanları, sağlık sistemindeki sorunlar, ücret yetersizliği, sağlıkta şiddet vakalarının artması konusunda isyan ve taleplerini dile getirmişti. Taksim Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bırakmak isteyen İstanbul Tabip Odası heyetine polis saldırısı sonucu Emekli Hekimler Kolu temsilcisi Dr. Erdinç Köksal yere düşmüştü.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 14 Mart’ta hekimlere yönelik bir e-posta mesajı yollamış, dün de Cumhurbaşkanı Erdoğan sağlık çalışanlarının haklarına ilişkin düzenleme de içeren Acil Yargı Paketi‘ni Meclis‘e sunmuştu.

Soruşturmanın ardından Fincancı, “Bunu Türk Tabipleri Birliği’nin haklarını kamuoyuna etkili bir şekilde duyurması nedeniyle bir sıkıştırma girişimi olarak görüyoruz” derken TTB Merkez Konseyi’nden yapılan açıklamada, Terörle Mücadele Başkanlığı’nın soruşturmayı sosyal medya hesaplarından duyurması eleştirildi:

“Kamuoyuna isim belirterek suç duyurusu yapıldığının duyurulması, adeta hüküm kurup infaz etmek amacını ortaya koymaktadır. Bu da Anayasa ile korunan lekelenmeme hakkının ihlali demektir. Açıklamadan kaynaklı tüm hak ihlallerinin giderilmesi için gereken her türlü adım atılacaktır.”

Fincancı sosyal medya hesabında paylaştığı mesajda, NTV kanalının kendisi hakkındaki suç duyurusunu haberleştirmesine şu sözlerle tepki gösterdi: “Hiçbir hak talebimizi görmeyen ana(yandaş)akım, suç duyurusunu hemen görmüş. Aradınız da yanıt mı vermedik? Hangi gazeteci arasa konuşuruz.”

‘Saygınlığımızı zedeleme çabaları beyhudedir’

Soruşturmada suç sayılan eylemin ne olduğunun ve vasfının belirtilmediği kaydedilen açıklamada, “Kastedilenin Merkez Konseyi Başkanı nezdinde Türk Tabipleri Birliği’nin kamuoyu gözünde zayıflatılması, görev ve yetkilerini kullanırken çekingen davranması olduğu açıktır” denildi.

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

“Emeğimiz ve geleceğimiz için mücadelemizin bu kadar güçlü yürütüldüğü bir süreçte hukuksal olarak karşılığı olmayan suçlamalar ile başkanımız nezdinde Birliğimizin saygınlığını zedeleme çabaları beyhudedir ve yükselen sağlık-emek hakkı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimiz de bilinmelidir.

14-15 Mart 2022 tarihlerinde emeğimizin karşılığını almadaki kararlılığımızı, yakın tarihin en yoğun katılımlı “Büyük G(ö)REV”iyle, bizleri görmezden/duymazdan gelenlere bir kez daha gösterdik. Her türlü oyalama, kandırma, göz korkutma çabalarına karşı hekimlerimiz bir bütün olarak, emeğine ve geleceğine sahip çıkmayı G(ö)REV bilmiştir. Bizleri emek, sağlık mücadelesinde yalnız bırakmayan topluma ve meslektaşlarımıza saygıyla duyurulur.”

İstanbul’da kar başladı: Zaruret yoksa dışarı çıkmayın

Meteorolojinin günler önce uyardığı kar yağışı İstanbul’da başladı. İstanbul’da bugün hava durumunun çok bulutlu, aralıklı karla karışık yağmur ve kar yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların yerel olmak üzere kuvvetli olması bekleniyor.

Öte yandan İstanbul’daki kar yağışı nedeniyle eğitime 21 Mart’a kadar ara verildi. İstanbul Valiliği, bugün kamu kurum ve kuruluşlarında görevli engelli, malul ve hamile personelin idari izinli sayılacağını bildirdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da İstanbul’da hakim olacak yağışlara ilişkin olarak Afet Koordinasyon Merkezi’nde (AKOM) dün yapılan toplantı sonrası yaptığı açıklamada vatandaşları zorunlu olmadıkça trafiğe çıkmamaları yönünde çağrıda bulundu. İmamoğlu şu açıklamalarda bulundu:

“Hem cuma günü trafiği, hem karla mücadelenin gerçekten kolay olmadığı bir kentte olduğumuzun hepimiz farkındayız. Kar yağışı cumartesi şiddetini artırarak devam edecek. Pazar günü de yine kar yağışı sürecek. Dolayısıyla bu hafta sonunu da sorunsuz geçirmek istiyoruz.”

Ülke genelinde karla karışık yağmur ve kar

Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre: ülke genelinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, İç Anadolu, Karadeniz, Doğu ve Güney Anadolu ile Kırklareli’nin kıyı kesimleri, Çanakkale’nin iç kesimleri, Kütahya, Afyonkarahisar, Mersin, Adana’nın kuzey ve batısı, K. Maraş, Osmaniye ve Hatay çevrelerinin aralıklı yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

Genellikle karla karışık yağmur ve kar, Doğu Akdeniz kıyıları ve Güneydoğu Anadolu‘nun güneybatısında yağmur ve sağanak şeklinde görülmesi beklenen yağışların gece saatlerinde Trabzon‘un doğusu ile Rize ve Hopa çevrelerinde, yarın Marmara’nın doğusu, Batı Karadeniz, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi, İstanbul, Elazığ, Bingöl, Bitlis, Muş çevreleri ile Diyarbakır ve Batman’ın kuzey ve doğu kesimlerinde yerel olarak kuvvetli ve yoğun kar şeklinde olacağı tahmin ediliyor.

Karadeniz’in iç ve yüksek kesimleri ile Doğu Anadolu‘da yüksek kar örtüsüne sahip eğimli bölgelerde çığ riski bulunmaktadır. Kuzey, iç ve doğu kesimlerde buzlanma ve don olayı bekleniyor.

Meteoroloji’den uyarılar..

Yağışların; Marmara’nın doğusu, Batı Karadeniz, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi, İstanbul, Elazığ, Bingöl, Bitlis, Muş çevreleri ile Diyarbakır ve Batman’ın kuzey ve doğu kesimlerinde yerel olarak kuvvetli ve yoğun kar şeklinde beklendiğinden ulaşımda aksamalar, su baskını, sel, yüksek kesimlerde buzlanma ve don gibi yaşanabilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği yönünde vatandaşlar uyarıldı.

Çığ, buzlanma ve don olayı

Doğu Karadeniz’in iç ve yüksek kesimleri ile Doğu Anadolu’da yüksek kar örtüsü bulunan eğimli yamaçlarda çığ riski olmasından dolayı meydana gelebilecek olumsuzluklara karşı vatandaşlar dikkatli ve tedbirli olunması yönünde uyarıldılar.

MGM kuzey, iç ve doğu kesimlerde buzlanma ve don olayı beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmaları gerektiğini bildirdi.

Kuvvetli rüzgar uyarısı

Rüzgârın; Marmara, Kıyı Ege ile Batı Akdeniz’de kuzeyli yönlerden kuvvetli ve kısa süreli fırtına(40-70 km/sa) olarak esmesi beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği uyarıları yapıldı.

Nerelerde tatil olacak?

Giresun

Giresun’da kar nedeniyle tüm okullarda eğitime bugün ara verildiği bildirildi.
Valilikten yapılan yazılı açıklamada, Giresun İli Umumi Hıfzıssıhha Meclisi’nin Vali Enver Ünlü başkanlığında, Valilik makamında toplandığı belirtildi. Açıklamada, il genelinde engelli ve hamile personellerin de bugün idari izinli sayılacakları ifade edildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Alınan karar gereğince, ilimizde yaşanan yoğun kar yağışı, olumsuz hava koşulları ve buzlanma nedeniyle, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan uyarılar da dikkate alınarak, il genelinde 18 Mart Cuma günü, resmi ve özel tüm örgün ve yaygın eğitim kurumlarında, özel öğretim kurslarında ve özel rehabilitasyon merkezlerinde eğitim öğretime bir gün süreyle ara verilmiştir.”

Muş

Muş’ta da yoğun kar nedeniyle eğitime bugün ara verildi. Valilikten yapılan açıklamada, kentte olumsuz hava koşullarının etkili olduğu belirtildi.
Vatandaşların sis, çığ ve dona karşı uyarıldığı açıklamada, İl İdaresi Kanunu’nun ilgili maddesi gereğince 18 Mart cuma günü il genelinde eğitime ara verildiği bildirildi. Açıklamada, kamu kurumlarındaki engelli ile hamile personelin de idari izinli sayılacağı kaydedildi.

Nevşehir

Nevşehir’de kar yağışı nedeniyle eğitime bir gün ara verildi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, kentte öğle vakti başlayan kar yağışı nedeniyle yollarda oluşması muhtemel buzlanma riski nedeniyle yarın eğitime ara verildiği belirtilerek “İlimizde etkili olan kar yağışının oluşturacağı olumsuz koşullar ve buzlanma tehlikesi nedeniyle il genelinde eğitim öğretime 18 Mart Cuma günü bir gün süreyle ara verilmiştir” ifadesi kullanıldı. Açıklamada, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan engelli ve hamile personelin bugün idari izinli sayılacağı kaydedildi.

Ordu

Ordu’nun bazı ilçelerinde kar yağışı nedeniyle eğitime bugün ara verildiği bildirildi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, kentte devam eden kar yağışı ve buzlanma nedeniyle Akkuş, Çamaş, Çatalpınar, Çaybaşı, Gölköy, Gürgentepe, İkizce, Kabadüz, Korgan, Kumru, Mesudiye ve Ulubey ilçelerinin tamamında, Kumru ve Perşembe ilçelerinde taşımalı eğitim kapsamındaki okulların bugün tatil edildiği belirtildi. Açıklamada, söz konusu ilçelerdeki engelli ve hamile kamu görevlilerinin de idari izinli sayılacağı kaydedildi.

Rize

Rize’de devam eden kar yağışı nedeniyle eğitime bugün ara verildiği bildirildi.
Valilikten yapılan yazılı açıklamada, meteorolojik tahminler doğrultusunda kentte devam eden olumsuz hava şartları nedeniyle il genelinde resmi ve özel tüm eğitim kurumlarında bugün eğitim öğretime ara verildiği belirtildi. Açıklamada, engelli ve hamile kamu görevlilerinin idari izinli sayılacağı kaydedildi.

Samsun

Samsun’da il genelinde bugün kar yağışı ve buzlanma nedeniyle eğitime ara verildi. Valilikten yapılan açıklamada, il genelinde olumsuz hava şartlarının etkili olduğu ifade edildi. Açıklamada, bugün tüm okullarda eğitim öğretime ara verildiği, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan engelli, hamile ve malul gazi personelin de idari izinli sayılacağı kaydedildi.

Sinop

Sinop’un dört ilçesinde kar yağışı ve buzlanma nedeniyle taşımalı eğitime bugün ara verildiği bildirildi. Ayancık, Türkeli, Erfelek ve Dikmen kaymakamlıklarından yapılan açıklamalarda, bölgede olumsuz hava şartlarının etkili olduğu belirtildi. Bu ilçelerde taşımalı eğitim yapan okulların kar ve buzlanma nedeniyle bugün tatil edildikleri duyuruldu.

Trabzon

Trabzon’da il genelinde kar yağışı ve olumsuz hava koşulları nedeniyle eğitime bugün ara verildi.
Trabzon Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, bugün il genelinde resmi ve özel tüm okullarda, halk eğitim merkezleri, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri, özel eğitim kursları, resmi ve özel okulların destekleme, yetiştirme ve takviye kursları ile motorlu taşıt kurslarında eğitim-öğretime bir gün süreyle ara verildiği, engelli ve hamile olan kamu görevlilerinin idari izinli sayılmasına karar verildiği bildirildi.

Ordu

Ordu il genelinde kar yağışı nedeniyle eğitime bugün ara verildiği bildirildi.
Valilikten yapılan yazılı açıklamada, meteorolojiden alınan son verilere göre; kar yağışının il genelinde devam edeceği, hava sıcaklığının sıfırın altına düşeceği, buna bağlı olarak don ve buzlanma olabileceğinin beklendiği kaydedildi.

Gümüşhane

Yoğun kar yağışı nedeniyle il genelindeki taşımalı eğitime bir gün ara verildi.
Valilikten yapılan yazılı açıklamada, kentte yoğun kar yağışı, kuvvetli buzlanma ve don olayının sağlık ve ulaşım gibi olumsuz etkilerinin olabileceği bildirildi. Açıklamada, il ve tüm ilçe merkezlerinde eğitim ve öğretime devam edileceği, taşımalı eğitim alan öğrencilerin eğitimine ise bugün bir gün süreyle ara verileceği kaydedildi.

Sakarya

Sakarya ve Düzce’de beklenen kar yağışı nedeniyle eğitime bugün ara verildiği bildirildi. Sakarya Valisi Çetin Oktay Kaldırım, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, meteorolojiden alınan son verilere göre, kar yağışının il genelinde etkili olmasının beklendiğini, olumsuz hava koşullarının oluşabileceğini belirtti. Kaldırım, açıklamasında, eğitim-öğretime bugün bir gün ara verilmesine, engelli ve hamile kamu çalışanlarının idari izinli sayılmalarına karar verildiğini duyurdu.

Düzce

Düzce Valisi Cevdet Atay da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, meteorolojik verilere göre bölgede beklenen yoğun kar yağışı ve olumsuz hava şartları sebebiyle kent genelinde eğitim-öğretime bugün ara verildiğini duyurdu. Atay, ayrıca engelli ile hamile kamu çalışanlarının idari izinli sayılmalarına karar verildiğini kaydetti.

Bingöl

Bingöl’de kar nedeniyle eğitime bugün ara verildi. Valilikten yapılan açıklamada, kent genelinde yoğun kar yağışı ve olumsuz hava koşullarının beklendiği belirtildi. Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli engelli ve hamile personelin de idari izinli sayılacağı kaydedildi.

Kastamonu

Kastamonu’da, yoğun kar yağışı nedeniyle 4 ilçede eğitime bir gün ara verildiği bildirildi. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan hamile ve engelli personelin de bir gün idari izinli sayılacağı belirtildi.

Erzurum

Erzincan’da kar yağışı nedeniyle il genelindeki resmi ve özel tüm okullarda eğitime bir gün ara verildi. Vali Mehmet Makas, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, kentte olumsuz hava koşullarının etkili olduğunu bildirdi.
Bu kapsamda kentteki üniversite dahil tüm okullar, rehabilitasyon merkezleri ve özel kurslardaki eğitim faaliyetlerine bir gün ara verildi. Açıklamada, kamu kurumlarında çalışan engelli ve hamile personelin de bir gün idari izinli olacağı kaydedildi.

Tekirdağ

Tekirdağ’ın Çerkezköy ve Kapaklı kaymakamlıklarından alınan bilgiye göre, iki ilçedeki tüm okullarda kar yağışı nedeniyle eğitime bugün ara verildi.

Bayburt

Bayburt Valiliğinden yapılan açıklamada, il genelinde etkili olan kar yağışı dolayısıyla yaşanabilecek olumsuzlukları engellemek için Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel tüm kademeler ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde bugün eğitim öğretim faaliyetlerine ara verildiği belirtildi. Açıklamada, kamu kurumlarında görevli engelli ve hamile personelin de idari izinli sayılacağı kaydedildi.

37 termik santrali kapatma davası görüldü: Avukatları ‘Cumhurbaşkanının yetkisi yok’ dedi

Dokuz çevre örgütü ve Adana Tabip Odası‘nın, Türkiye’deki 37 kömürlü termik santralin kapatıması talebiyle Cumhurbaşkanlığı , Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı , Enerji Piyasaları Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Çevre, Şehircilik ve İklim Krizi Bakanlığı‘na karşı açtığı dava bugün Ankara 11. İdare Mahkemesi‘nde görüldü.

Dava dilekçesinde, “Bilim insanları koronavirus salgınının sebebinin termik santraller, iklim değişikliği madencilik faaliyetleriyle ormanların kesilmesi gibi ekokırım faaliyetleri olduğunu belirlediler” açıklamasıyla pek çok çeşitli bilimsel argümana yer verildi.

Buna göre dilekçede,

  • COVID-19 salgını sırasında İtalya, ABD ve Hollanda‘da hava kirliliği dataları ile COVID dataları eşleştirildiğinde, termik santral bölgelerinde COVID vakalarının 9 kat, koronavirüs kaynaklı ölüm vakalarının ise 3 kat daha fazla olduğunu,
  • Virüslerin termik bacasından çıkan 2,5 ve 10 PM partikül maddelerin üzerine yapışarak yaşadıkları ve havada asılı kaldıklarını,
  • Termik santral ve madenlerin ormanları yok ettiği yerlerde ise COVID virüsü populasyonunun en az 2.5 kat arttığı ve virüsün insanlara bulaşma riskinin  %70 arttığını,
  • Bilim insanlarının termik santral, madencilik ve ormanların kesilmesi gibi ekokırım faaliyetleri devam ettiği takdirde COVID-19’dan daha ölümcül yeni salgınlar geleceğini öngördüğünü,

kanıtlayan araştırmaların yanında termik santrallerin yarattığı sağlık sorunlarına ilişkin çalışmalara da yer verildi.

Davayı açan örgütler ise şöyle: Adana ÇETKO , Antakya Çevre Koruma Derneği , İskenderun Çevre Koruma Derneği , Adana Tabip Odası , Çan Çevre Derneği, EGEÇEP Derneği, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Ordu Çevre Derneği, Yeşil Artvin Derneği, Ziraat Mühendisleri Odası.

‘Şekli itirazlara sığındılar, bilimsel argümanlara cevap veremediler’

Duruşmada 20 şirketin avukatlarının yanında, Cumhurbaşkanı, EPDK, Çevre, Şehircilik ve İklim Krizi Bakanlığı ve Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın avukatları da hazır bulundu. Avukatlar, “Bu dava Cumhurbaşkanına açılamaz çünkü santralleri kapatma yetkisi yoktur” savunması ile Cumhurbaşkanı’nın davalı sıfatından ayrılmasını talep ederek, ‘husumet itirazı’nda bulundu.

Davacı örgütlerin avukatı İsmail Hakkı Atal bu savunmaya, “Cumhurbaşkanının daha dün Manisa‘daki 40 bin dönüm araziyi orman vasfından çıkarma yetkisi var da termik santralleri kapatma yetkisi mi yok? Eğer parlamenter rejim olsa bu savunma doğru olabilirdi fakat biliyoruz ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi‘nde başkanın sonsuz yetkisi var. Kaldı ki Anyasa‘nın 104. maddesine göre milli güvenliği sağlama görevi çatı bir görevdir” argümanlarıyla karşı çıktı. 

Atal, “Dosyaya koyduğumuz bilimsel argümanlara cevap vermediler ve boş inkar yoluna gittiler. ‘Bu argümanlara  aksi kanıt buldunuz ve dosyaya koydunuz mu’ sorusuna, ‘Bulamadık’ cevabını verdiler” dedi.

Atal davada, hukukçu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu‘nun hukuk literatürüne giren “Doğal kaynakların planlanması ve ülkenin bölünmez güvenliği” isimli çalışmasını da sunduğunu aktardı. Kaboğlu’nun 2020 tarihli bu çalışması şunları söylüyor:

“Türkiye kırsal, kentsel, kültürel bir çevresel bakışla bir bütündür. ‘Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür” şeklindeki temel anayasa normu; yeryüzü parçası olarak ülkenin doğal, tarihsel, kültürel değerlerinin azaltılmasını, zedelenmesini ve yok edilmesini yasaklayan hüküm olarak anlaşılmalıdır. ‘Ülkenin bölünmezliğini korumak, devletin temel yükümlülüğüdür’ şeklindeki Anayasa’nın  maddesindeki yükümlülük yalnızca siyasal değil; doğal ve ekolojik denge açısından da anlaşılmalıdır.”

Davada Atal; Cumhurbaşkanlığı, EPDK, ve Enerji Bakanlığı’na Paris İklim Antlaşması çerçevesinde termik santrallerle iligi bir plan ve program yapılıp yapılmadığının sorulmasını talep ettiklerini de söyledi.

Mahkeme, kararını bir ay sonra açıklayacak.

‘Dünya termik santralleri kapatma furyası yaşayabilir’

“Türkiye’deki hukuk sisteminde, çevre davalarında yüzde bir milyon haklı olsanız da kaybedebilirsiniz” diyen Atal, böyle bir karar çıkması ihtimaline karşı istinaf mahkemelerinin ardından Anayasa Mahkemesi ve sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne AİHM taşımaya da hazırlandıklarını, sürecin altyapısını oluşturduklarını belirtti.

Atal şunları söyledi:

“Dünyada birden klimatolojik, jeopolitik açıdan çok değişken bir dönem başladı, gıda krizi, açlık tehlikesi arttı. Bu yüzden ülkeler ani bir termik kapatma furyasına girebilirler. Bu yaşanırsa, biz de davayı kazanabiliriz.

Ama bu olmaz, duvara toslayacağımızı bile bile duvara varmadan önce ‘nasılsa bir şey olmaz’ diyenlere kalırsak, kaybedebiliriz.”

Türkiye’ye yeni bir santral yapılamayacağını ifade eden Atal, Paris İklim Antlaşması‘nı işaret etti. Kömür kullanımıyla yeni salgınların geleceğini, termik santrallerle kirlenen bölgelerde kanser oranının daha fazla olduğunu gösteren bilimsel delilleri hatırlatan Atal, “Yakın bir gelecekte bilim insanlarının tahminlerine göre yeni salgın hastalıklar gelecek. Zaten mecburen kapatacaklar, bizim amacımız, CEO’ların, şirket sahiplerinin de ölmesi beklenmeden, doğa daha fazla zehirlenmeden, on binlerce insan daha ölmeden kapatılması” dedi.

Dava dilekçesinde de yer alan araştırmalar, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin toplam yıllık ortalama sağlık maliyetinin 23 milyar 828 milyon TL olup , Yeniköy Kemerköy A.Ş.nin her iki termik santralden yıllık kazancı 200 milyon TL tutarında olduğu hesap edildiğinde bu iki santralin ülkeye ve halk sağlığına maliyetinin kendi kazancının 100 katı olduğunu ortaya koymuştu.

2002 yılından bu yana çalışan Sugözü termik santralinden
dolayı Yumurtalık‘ta kanser vakalarının beş yılda 12 kat arttığı Sağlık Bakanlığı verileriyle ortaya çıkmıştı.

Dava dilekçesinde ayrıca Türkiye’de TEİAŞ verilerine göre 2018 yılında yüzde 35 enerji arzı fazlasının bulunduğu, Cumhurbaşkanlığı ve Enerji Bakanlığı verilerine göre de yüzde 31 enerji arz fazlası bulunduğu bilgisine yer verilerek Türkiye’nin bu termik santraellere ihtiyacı olmadığı belirtildi.

Davada kapatılması istenen 37 kömürlü termik santral ise şunlar:

  1. Zonguldak Çatalağzı -ÇATES Enerji Üretim A.Ş. (320 MW )
  2. Zonguldak Çatalağzı -Eren Enerji Üretim A.Ş. (2790 MW )
  3. E. Karabük -Kardemir Karabük Demir Çelik A.Ş. – ( 110 MW )
  4. Eskişehir Mihalıçcık Yunus Emre TES – Adularya Enerji A.Ş. – (290 MW )
  5. Sivas Kangal TES – Kangal Termik Santral Eletrik Ür. A.Ş. ( 466 MW )
  6. Bolu -Aksa Göynük Enerji Üretim A.Ş. ( 270 MW )
  7. Kocaeli Gebze Çolakoğlu 2 TES -Çolakoğlu Metalurji A.Ş. – (190 MW )
  8. Adana Yumurtalık İsken kömürlü termik santrali- ( ALMAN STEAG) (1320 MW )
  9. Bursa Orhaneli -Çelikler Orhaneli Tunçbilek A.Ş.  (210 MW )
  10. Adana Yumurtalık EMBA – (1320 MW ) – İnşaatı devam ediyor
  11. Şırnak Silopi – Silopi Elektrik Üretim A.Ş. (405 MW )
  12. Muğla Milas -Yeniköy termik santrali -Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim A.Ş. ( 420 MW )
  13. Balıkesir -ETİ Maden İşletmeleri ( 46,66 MW )
  14. Kütahya -Tavşanlı -Polat -1 / termik
  15. Kütahya -Tavşanlı -Çelikler Orhaneli Tunçbilek A.Ş.
  16. Kütahya Seyitömer TES -Çelikler Seyitömer Elektrik Ür. A.Ş. ( 600 MW)
  17. İzmir İzdemir TES -İzdemir En.Elektrik Ür. A.Ş. ( 350 MW )
  18. Muğla Yatağan -Kemerköy termik santrali -Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim A.Ş. ( 630 MW )
  19. Manisa Soma B – Soma termik sant. Elektrik Üretim A.Ş. ( 990 MW )
  20. Manisa Soma -Kolin TES
  21. Muğla Yatağan termik santrali -Yatağan Termik Enerji Üretim A.Ş. ( 630 MW )
  22. Bartın -Amasra TES -Hema Elektrik Üretim A.Ş. (. 1100 MW) – Proje halinde
  23. İzmir Kınık -Polyak Eynez Enerji Üretim A.Ş. ( FİBA HOLDİNG -POLAT MADENCİLİK ORTAKLIĞI)
  24. Çanakkale Lapseki Kirazlıdere TES – Filiz Kirazlıdere Elektrik Ür.A.Ş.
  25. Çanakkale Çan TES -EÜAŞ – (320 MW )
  26. Çanakkale Biga iÇDAŞ TES – iÇDAŞ Çelik Enerji ve Tersane A.Ş. ( 1320 MW)
  27. Çanakkale Biga Karaburun -Sarıkaya Karaburun Elkt A.Ş. -(YILDIRIMLAR HOLDİNG)
  28. Çan 2 Termik – Çan Kömür ve İnş.A.Ş.
  29. Çanakkale Biga Bekirli TES – iÇDAŞ Elektrik Enerjisi Üretim ve Yatırım A.Ş. ( 1200 MW)
  30. Çanakkale Biga Cenal TES – Cenal Elektrik Ür. A.Ş. ( 1320 MW)
  31. Muğla Yatağan – termik santrali -Yatağan Termik Elektrik Üretim A.Ş
  32. Adana Tufanbeyli Enerjisa (450 MW ) ( ALMAN EON – SABANCI ortaklığı )
  33. Konya -Ilgın Elektrik Üretim A.Ş. ( 500 MW )
  34. Afşin Elbistan A – Afşin Elbistan Elektrik Üretim Tic. A.Ş. ( ÇELİKLER HOLDİNG ) –
  35. Afşin Elbistan B – EÜAŞ –
  36. Ankara Çayırhan Termik sant. -Park Termik Elektrik A.Ş. ( 620 MW)
  37. Ankara Polatlı – Polat Elektrik A.Ş. ( 51 MW )

Çevre aktivistlerinden Sinpaş’a izin veren Marmaris Belediyesi hakkında suç duyurusu

Ekolojik Mücadele Komitesi, İçmeler’deki Sinpaş inşaatı ile ilgili davada Marmaris Belediyesi’nin mahkemeye gönderdiği yazılı beyan sebebiyle Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay, İmardan sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Burak Demirtaş ve İmar Müdürü  için “görevi kötüye kullanma” nedeniyle suç duyurusunda bulundu.

Marmaris Kent Konseyi tarafından kenti, kentliyi ve toplumsal çıkarlarını gözeterek verilen çevre mücadelesi kapsamında oluşturulan “Ekolojik Mücadele Komitesi“,  inşaat ile ilgili açılan imar durum belgesi ve ruhsatların iptali davasında, bugün Marmaris Cumhuriyet Baş Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Şikayet dilekçesi Marmaris Kent Konseyi adına Ufuk Beytekin, Marmaris Kent Konseyi çevre temsilciliği adına Halime Şaman, HDP adına Haydar Küreş, TKP adına Mert Yamaç, Sol Parti adına Şakir Keçeci, TİP adına Mehmet Barış Gümüşbaş ve Yeşil Sol Parti adına Nuran Doğan tarafından imzalanarak nöbetçi Cumhuriyet Savcısına sunuldu. Konuyla ilgili basın açıklamasını Ekolojik Mücadele Komitesi’ten Ufuk Beytekin okudu.

56 yapı ruhsatının iptali davası

Marmaris Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyelerinden Halime Şaman ve Arzu Alper, Muğla 2.İdare Mahkemesi’nde Marmaris Belediyesi’ne, Kızılbük Thermal Wellness Resort Otel/Devre mülk projesi için düzenlediği İmar Durum Belgesi ile 56 adet yapı ruhsatının iptali talepli dava açmıştı.

Söz konusu davada Marmaris Belediyesi mahkemenin 28 Ocak’taki ara kararına verdiği cevapla; 14 Nisan 2021 ve 16 Nisan 2021’de düzenlenip onay verdikleri ruhsatları, 24 Mayıs 2021’de iptal ederek ilgili firmaya bildirmiş ve daha sonra ilgili parsele ait 16 adet yapı ruhsatını 28 Ekim 2021 tarihinde, bir adetini ise 04 Ocak 2022’de düzenleyip onaylayarak ilgili firmaya beyan ettiğini duyurmuştu. Bugün gerçekleştirilen basın açıklamasında ise şu ifadeler kullanıldı:

“Marmaris Belediyesi Başkanlığının İdare Mahkemesi’ne vermiş olduğu bu cevap 24 Mayıs 2021 ile 28 Ekim 2021 tarihleri arasında inşaat faaliyetlerinin ruhsatsız ve kaçak olarak sürdürüldüğü anlamını taşımaktadır.”

‘İnşaat yasağı ihlallerinin kanıtları şirket sitesinde’

Basın açıklamasında söz konusu tarihler arasında inşaatın kaçak olarak devam ettiğinin Sinpaş GYO A.Ş. ile Kızılbük GYO A.Ş.’ye ait sitedeki Mayıs, Haziran, Eylül, Ekim aylarına ait video ve fotoğraflardan da görülebileceği bildirildi.

Marmaris Kent Konseyi tarafından yapılan açıklamada konuyla ilgili olarak Marmaris Belediyesi’ne 28 Ağustos 2021’de ve Muğla Valiliği’ne 27 Eylül 2021’de “Kızılbük GYO tarafından inşaat yasağı ihlali nedeniyle” dilekçesi verildiğine, Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2021/5885 ve 2021/6239 soruşturma nolu şikâyet başvuruları ile Muğla İl Sağlık Müdürlüğü’ne 9 Eylül 2021’de dilekçeler verildiğine değinildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bu tespit aynı zamanda inşaat ruhsatlarının iptal edilip sonra yeniden verildiği tarihler arasında inşaatı durdurmakla görevli kamu görevlileri ve yöneticilerini de yasal olarak bağlar. Marmaris Belediyesi İmar Müdürü Dinçer Evdaşı, Marmaris Belediyesi İmardan Sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Burak Demirtaş, Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay kaçak ve ruhsatsız inşaat faaliyetlerinin durdurulmuş olmamasından dolayı sorumludurlar.”

‘İnşaatın devam etmesine göz yumdular’

İlgili makamların inşaat ruhsatlarının iptalinin ardından inşaat tespit tutanağı düzenlemediğinin belirtildiği açıklamada, inşaatların devamına göz yumulduğu ve Oktay, Demirtaş ve Evdaşı’nın görevlerini kötüye kullandıkları vurgulandı ve şunlar aktarıldı:

“Belediye Başkanlığı gibi kamuya hizmetle yükümlü ve seçimle yönetimleri belirlenen sorumluluk makamlarının yasal yükümlülüklerini yerine getirmeleri her şeyden önce ilgili beldenin sakinlerine, seçimlerde oy talep ettikleri halka karşı sorumluluklarının gereğidir. Bu makamlar kamu yararının ve yöre insanın çıkarlarını gözetmenin, doğaya ve çevreye karşı duyarlı ve çocuklarımızın geleceğini düşünerek karar vermenin çok önemli olduğu makamlardır. Bu makamlarda görev yürüten yöneticilerin yasalara, kamu yararına ve bölge insanın onayına öncelik vermeleri gerekmektedir. Oysaki yaşadığımız örnekte maalesef bir sermaye grubunun çıkarları kamu yararının önünde tutulmuştur.”

‘Toplumun çıkarını gözetmesi beklenen yöneticilerin ihmali kabul edilemez’

“Toplumun çıkarını gözetmesi beklenen yöneticilerin görevlerini ihmali kabul edilebilir bir durum değildir” ifadelerine yer verilen açıklamada “Marmaris Belediye Başkanlığının ilgili makamlarını meşgul edenler Sinpaş GYO’nun kaçak inşaat yapımına göz yumarak neden oldukları çevresel yıkımın siyasi sorumluluğunu elbette sorumlusu oldukları halka karşı günü geldiğinde vereceklerdir” denildi. Açıklamada şu sözler kullanıldı:

“Ancak siyasi sorumluluk yanında sahip oldukları yasal sorumluluktan da kaçamayacaklar.  “

‘Marmaris’e saplanan Sinpaş hançerini birlikte çıkaralım’

Açıklamada Marmarisli vatandaşlara ise şöyle seslenildi:

“Bu güzel koylar bizim, bu ormanlar bizim, bu temiz hava bizim. Yani bu güzelim memleket bizim. Gelin geleceğimiz için, güzel yurdumuz için Marmaris’in bağrına saplanan bu Sinpaş hançerini birlikte çıkaralım. Gelin bu hançerin bağrımıza saplanmasına göz yumanlara halk olduğumuzu, her söylenene boyun eğmeyeceğimizi gösterelim. Yurdumuza sahip çıkalım ve kamuya karşı sorumluluğu olanlara asıl işlerinin ne olduğunu hatırlatalım.”

Onlar da yaşam savaşı veriyor: Ukrayna’daki savaştan kaçan hayvanlar

Rusya‘nın işgaliyle üç haftadır ağır Rus saldırıyla karşı karşıya kalan Ukrayna‘dan kaçan sığınmacıların sayısı 3 milyonu aşarken, hayvan hakları örgütleri savaş bölgesinden hayvanların da kurtarılması için çabalıyor.

Sınır ülkeleri de dahil olmak üzere Ukrayna’dan gelenleri ağırlayan pek çok ülke, sığınmacıların evcil hayvanlarından ayrılmamaları için var olan düzenlemelerini gevşetirken, özellikle Polonya ve Macaristan gibi en çok sığınmacı gelen ülkelerin sınırlarında hayvanlar için de bakım sağlanmaya çalışılıyor.

Bombaların ve ateşlerin etkilerinin hayvanlar için de insanlar için olduğu kadar yıkıcı ve tehlikeli olduğunu belirten hayvan hakları kuruluşları, bundan yalnızca evcil hayvanların değil, yaban hayvanları ve ekosistemin de zarar gördüğünün altını çiziyor.

Uluslararası Hayvan Refahı Fonu (IFAW), Rusya’nın Ukrayna sınırındaki Donetsk‘i işgal ettiği 24 Şubat’ta oradaki bir barınakta yaşananları şöyle aktarıyor:

“Çalışanları, gönüllüleri ve bakımları altındaki 1100 köpek çok vahim durumdaydı. Donetsk ve Gorlovka‘daki yerel hayvan barınağı ortaklarına acil bakım sağlanması gerekiyordu. Ateş yakmak, barınağa gereksiz yere dikkat çekebileceğinden, personel köpekler için yemek pişiremiyor bu yüzden kuru köpek maması almaları gerekiyordu.”

Savaş, hayvan maması ve veteriner malzemesi tedarikini de zorlaştırdı.

İlerleyen günlerinde saldırılar Ukrayna’nın çeşitli kentlerine yayılarak şiddetlendi. Şehirlerde yer alan hayvan barınakları da insan yerleşimlerinin gördüğü gibi zarar gördü ve orada kalmak zorunda olan hayvanlar hayatlarını kaybetti, personeller gitti, gitmeyenler tehlike altında kaldı.

Irpin’de korkudan hareket etmeyen köpeğini sakinleştirmeye çalışan bir kişi. Fotoğraf: Marcus Yam / Los Angeles Time

Donetsk’teki IFAW barınaklarından birinin personeli şunları söyledi: “Köpeklerimiz çok korkuyor. Birçoğu kulübelerini terk etmiyor, dışarı hiç çıkamıyorlar. Dinlenmeden çalışıyoruz, çok yorgunuz, barış istiyoruz.”

World Central Kitchen‘ın aktardığına göre, 3 Mart’ta Shatabdi adlı bir  ceketinin içine soktuğu kedisi Crimsee ile yiyecek ve su olmadan 60 kilometre yürüdü ve Polonya‘ya geçmeden önce 12 saat kuyrukta bekledi.

Kiev’in dışındaki Bucha‘da 5 Mart günü, üç gün boyunca aç kalmış köpeklerin bulunduğu bir barınağa yemek götüren üç kişi, dönüş yolunda vurularak öldürüldü. Öldürülen 28 yaşındaki Anastasiia Yalanskaya Instagram’da paylaştığı son hikayesinde, bir aracın arkasında otururken, köpek maması poşetlerinin yanında kameraya gülümsüyor.

Uluslararası hayvan hakları kuruluşları, Ukrayna’nın bombardıman altındaki Harkov, Lviv, Odesa, Donetsk gibi şehirlerinde hayvanları beslemeye çalışıyor.

Birleşmiş Milletler Humane Society International’ın Almanya’daki ülke direktörü Sylvie Kremerskothen Gleason, Berlin‘de, Ukrayna’dan gelenlere evcil hayvan malzemeleri dağıtmak için Berliner Tiertafel grubuyla birlikte çalıştıklarını paylaşıyor ve ilaç veya diğer gerekli malzemeler olmadan ayrılmak zorunda kalan bazı evcil hayvan sahiplerinin zor durumda kaldıklarını aktarıyor: Epilepsi hastası bir husky olan Liza, ailesiyle Kiev’den kaçışı sırasında birkaç nöbet geçirdi, Berlin’deki yardım istasyonunda tedavi edilerek kurtarıldı.

PETA, 15 Mart’ta Harkov‘dan kurtarılan 30 kedi ve köpeği 1100 kilometrelik bir yolculukla Berlin’e taşıdı:

Mahsur kalan yaban hayvanları

Ukrayna’daki hayvanat bahçesinden kurtarılan aslan ve kaplanlar, tehlikeli bir yolculukla tahliye edilerek 4 Mart’ta  Polonya’daki Poznan Hayvanat Bahçesi‘ne alındı.

Kiev’deki bir sığınaktan tahliye edilen vahşi hayvanlar için güvenli bir yer sağlamak amacıyla ekip ve sığınak personeli, hayvanlarla birlikte tehlikeli bir yolculuk yaptı. Altı aslan ve altı kaplanın yanında iki vahşi kedi ve bir yaban köpeğiyle birlikte yola çıkan konvoy, Polonya sınırına yola çıktığında  ateş altında kaldı ve geri çekilmek zorunda kaldı. Ertesi sabah yeniden yola çıkmayı denediklerinde Rus tankları tarafından durdurularak kuşatıldılar.

Rus kuvvetlerinin bombaladığı Zhytomyr bölgesinden kaçınan konvoy bombalardan ve Rus birliklerinden uzak durmaya çalışarak yavaş ve bilinçli bir şekilde Polonya sınırına yaklaşık 1000 kilometre (600 mil) yol alarak ulaştı.

Poznan Hayvanat Bahçesi Müdürü Ewa Zgrabczyńska hayvanların getirilmesini beklerken paylaştığı bir mesajda şu ifadeleri kullandı:

“Şu anda sınırdayım, aslanların ve kaplanların transferini bekliyorum. Hayvanlar hala yaşıyor ama ben ağlıyorum. Yol kaçan arabalar ve insanlarla dolu, onlara yardım etmek için zaman çok önemli. Buradaki savaşın trajedisini, Kiev’de öldürülen hayvanların trajedisini hayal bile edemezsiniz. Ama daha fazla transfer organize etmeye çalışacağız ve onlar için yiyecek getireceğiz.”

Zgrabczynska, hayvanları almak isteyen birkaç batılı kuruluşla dda temas halinde olduğunu söyledi. Ayrıca hayvanat bahçesini işleten Poznan şehrinde tahliye edilen hayvanlar için bir bağış toplama kampanyası başlatıldı.

Hayvanlar 2022 boyunca Poznan Hayvanat Bahçesi’nde kalacak.

Aynı şekilde, Kiev‘in dışındaki Chubynke‘deki bir ayı rehabilitasyon merkezi olan Save Wild’s White Rock Bear Shelter‘daki personel ve gönüllüler, şehir yakınlarındaki silahlı çatışmanın şiddetlenmesinden sonra hayvanlara bakmak için orada kaldılar. Merkez birtakım yarıdmlarla bakımları altındaki ayılar için  yiyecek ve malzemeler satın alabildi ve ayılar tahliye edilerek Ukrayna’nın Lviv bölgesindeki Four Paws’ Bear Sanctuary‘e taşındı.

Sınırda ise hayvanlar için çalışan gönüllüler de, kendilerini riske atma pahasına hayvanlara yardım ediyor.

Sınırda çalışan PETA Almanya göünllüsü Jennifer White, “Hayvanları güvenli bir şekilde tahliye etmeye çalışıyoruz” diyor.

Öte yandan pek çok ülkeye girişte normalde hayvanlar için uygulanan  çipleme ve aşılama ile ilgili prosedürlerin şu anki kaosta sağlanması imkansız, refakatçi hayvanların getirilmesine ilişkin mevcut düzenlemeleri, mültecilerin bir savaş durumunda takip edemiyorlar ve birçok hayvan kriterleri karşılamıyor.

Macaristan, Polonya, Romanya ve Slovakya‘nın hayvanların girişi için bürokrasiyi daha kolay hale getirdi. Diğer birçok ülke, Ukraynalı mültecilerin hayvan dostlarıyla birlikte seyahat etmelerine izin vermek için aynı şeyi yapıyor.

Sınırından en çok sığınmacı geçen ülke Polonya’da hükümet kedi ve köpeklerin ülkeye mikroçip veya kan testi olmadan girmesini mümkün kıldı.

Polonya sınırından giriş yapan sığınmacılar hayvanları için bir geçiş belgesi doldurmak zorundalar. Polonya’da bir adres sağlayabilenler, refakatçi hayvanlarını doğrudan gidecekleri yere götürebiliyorken, Polonya üzerinden başka bir AB ülkesine geçiş yapanların hayvanları ise üç hafta boyunca sınıra yakın bir barınakta karantinada bırakılıyor. Polonya hükümetinin hayvanların barınma ve bakımını finanse ediyor ve kuduz aşısı yapıyor.

Polonya sınırındaki hayvan barınakları ve sahadaki hayvan örgütleri, sahipsiz hayvanları kurtarmak ve yerel barınaklara dağıtmanın yanı sıra karantinada kalması gereken sahipli hayvanlara da bakıyorlar.

Yine en çok sığınmacıyı ağırlayanlardan Macaristan’da, Ulusal Gıda Zinciri Güvenliği Ofisi’nden (NÉBIH) alınan geçiş belgeleri tamamlandığı sürece, hayvanlar mikroçip,  kuduz aşısı kanıtı veya titre testi olmadan ülkeye girebilecek.

Romanya Bükreş‘teki baş veterinerlik kurumu ANSVSA, Ukrayna’dan gelen hayvanların  belgeleri olmasalar bile insan koruyucularıyla Romanya’ya girmesine izin veren bir istisna getirdi. Romanya’ya hayvanlarla giriş yapanların, sınırlardaki “sıhhi veteriner noktasını” ziyaret etmeleri gerekiyor, Kişi başına en fazla beş hayvana (köpek ve kedi) izin veriliyor.

Slovakya‘da devlet veterinerlik ofisi de Ukraynalı mültecilere eşlik eden hayvan dostlarının, olağan gereklilikleri karşılamasalar bile girmesine izin veriyor.  

Avrupa Komisyonu‘nun, üye devletlerin AB‘ye evcil hayvanlarla gelen Ukrayna vatandaşları için bürokrasiyi gevşetmesi yönündeki tavsiyesini takiben ülkeler, 576/2013 (AB) Yönetmeliği uyarınca bir sonraki duyuruya kadar izin şartını askıya aldı.

Bunun yerine, bu ülkelere evcil hayvanlarla giriş yapanlar, evcil hayvanlarının sağlık durumunu tespit etmek için gerekli işlemleri (karantina, antikor titresi tespiti, kuduz aşısı, mikroçipleme, evcil hayvan pasaportu alınması gibi) yerel veterinerlik makamları ile iletişime geçerek başlatabilecekler.

Rusya listeden çıkınca, AİHM’e başvurularda Türkiye ilk sıraya yükseldi

Ukrayna‘ya saldıran Rusya‘nın dün Avrupa Konseyi‘nden resmen çıkması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatına yönelik sorumluluklarının da sonunu getirdi.

Son yıllarda AİHM’e yapılan başvuru sıralamasında sürekli ilk sırada yer alan Rusya’nın üyeliğinin son bulmasıyla ikinci sırada yer alan Türkiye bu ülkenin yerini aldı.

Yüksek Mahkeme’de 2021 yılı sonu itibarıyla karar için bekleyen şikayetlerde, Rusya 17 bin 13 başvuruyla ilk sırada yer alırken, Türkiye 15 bin 251, Ukrayna 11 bin 372 ikinci ve üçüncü sırada. Romanya 5 bin 690 ve İtalya 3 bin 646 ile dördüncü ve beşinci ülke.

2021 yılı itibarıyla AİHM bekleyen yaklaşık 70 bin davanın yüzde 70’ini Rusya, Türkiye, Ukrayna ve Romanya’dan gelen başvurular oluşturuyordu.

Rusya’nın resmen üyelikten çıkmasının ardından bir açıklama yapan AİHM, Rusya aleyhine açılan bütün davaların incelenmesini askıya aldığını duyurdu.

Rusya’da Avrupa Konseyi üyeliğinden çıkması sembolik önem taşıyordu. Ancak Moskova’nın üyelikten çıkmasının en somut sonucu; 145 milyonluk Rus halkının bundan böyle konseyin yargı kolu olan AİHM’in korumasından yararlanma hakkının ortadan kalkması oldu. 

Rusya’nın üyelikten çıkmasıyla üye ülkelerdeki cezaevi ve karakolları haber vermeden teftiş etme hakkına sahip bağımsız uzmanlardan oluşan Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi, bir daha bu ülkeye ziyaret gerçekleştiremeyecek. Üye ülkelerin anayasa ve yasalarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygunluğunu denetlemekten sorumlu Venedik Komisyonu, yine Moskova hakkında bağlayıcı kararlar veremeyecek.

Öte yandan Rusya’nın üyelikten çıkması konseyin bütçesinde yılda yaklaşık 500 milyon euro yani yüzde 7’lik gibi önemli bir azalmaya sebep olacak.

Rusya’nın, Ukrayna’ya yönelik askeri saldırıları nedeniyle Avrupa Konseyi’nin Bakanlar Komitesi’nde ve Parlamenterler Meclisi‘nde temsil hakkı 25 Şubat’ta askıya alınmıştı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 10 Mart’ta konseyin tüzüğünün 8. maddesi kapsamında AKPM’den Rusya’ya yönelik alınabilecek yeni yaptırım kararlarını görüşmesini istemişti.

Buna karşılık Rusya, yaptırımı beklemeden Konsey’den çıktığını açıkladı.  Rusya, 28 Şubat 1996’da Avrupa Konseyi üyesi olmuştu.

Japonya’daki depremde dört kişi hayatını kaybetti, birçoğu ağır 107 kişi yaralandı

Japonya‘nın doğusundaki Fukuşima kıyılarında dün akşam akşam meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki depremde dört kişi yaşamını yitirdi. Tokyo bölgesinde ise iki milyondan fazla ev karanlığa gömüldü. 

Japonya Meteoroloji Ajansı (JMA) bugün erken saatlerde Fukuşima ve Miyagi kıyıları boyunca yayınlanan düşük riskli tsunami uyarısını kaldırdı. 30 cm’lik (11 inç) tsunami dalgaları, Tokyo‘nun yaklaşık 390 km (242 mil) kuzey doğusunda yer alan Ishinomaki‘de kıyıya ulaştı. Ajans, depremin büyüklüğünü de ilk duyurduğu 7.3’ten 7.4’e yükseltti.

Depremde dört kişinin hayatını kaybettiğini ve bir çoğu ağır olmak üzere en az 107 kişinin yaralandığını duyuran Japonya başbakanı Fumio Kishida, hükümetin önümüzdeki iki ila üç gün içinde daha fazla güçlü sarsıntı olasılığına karşı yüksek alarmda olacağını söyledi. Depremin ardından bugün öğle saatlerine kadar  4.300 hanenin suları da kesildi.

 

Deprem nedeniyle hasar gören binaların yanı sıra yollar ve yer altına döşenmiş borular çatladı, caddeleri su bastı.

2011’deki 9 büyüklüğündeki depremin ardından yaşanan tsunamide soğutma sistemlerinin arızalanması yüzünden çevreye yaydığı yüksek radyasyon nedeniyle, bugün hala çevresindeki bazı alanların yaşanmaz halde olduğu Fukushima Daiichi nükleer santralini işleten Tokyo Electrik Şirketi, sahada herhangi bir anormallik bulunamadığını söyledi.

Japonya Nükleer Düzenleme Kurumu da santraldeki 5 No’lu reaktörün türbin binasında bir yangın alarmının çaldığını, ancak gerçek bir yangın olmadığını söyledi. Fukuşima Daini‘deki dört reaktörden ikisindeki kullanılmış yakıt soğutma havuzu için su pompaları ise  kısa süreliğine durdu, ancak daha sonra yeniden çalıştırıldı. 2011 tsunamisinden kurtulan Fukushima Daini,  hizmet dışı bırakılmaya hazırlanıyor.

Deprem saat  23.36’da denizin 60 km (36 mil) altında meydana gelmişti.

Tohoku Electric Power Co‘ya göre, Tokyo bölgesi de dahil olmak üzere 14 ilde 2,2 milyondan fazla ev geçici olarak elektriksiz kaldı, ancak en sert etkilenen Fukushima ve Miyagi illerindeki bazı evler dışında sabaha kadar çoğu yerde elektrik yeniden sağlandı.

Bir Tohoku Shinkansen ekspres treni de deprem nedeniyle Fukushima ile Miyagi arasında kısmen raydan çıktı, ancak yaralanan olmadı.

Japon yetkililer, hükümetin hasarın boyutunu değerlendirdiğini ve kurtarma ve yardım operasyonları için elinden gelenin en iyisini yapmaya söz verdiğini söyledi.