Ana Sayfa Blog Sayfa 601

Kılıçdaroğlu: Vergi veren halk, devleti yanında göremedi; iktidar sınıfta kaldı

Pazartesi günü Kahramanmaraş ve Gaziantep‘te meydana gelen ve Güneydoğu Anadolu‘da ağır yıkıma yol açarak binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan depremin ardından afet bölgesine giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından bir video mesaj paylaştı.

Deprem bölgesini ziyaret eden Kılıçdaroğlu, paylaştığı video ile yurttaşlara seslendi. CHP lideri, “Halkımızın halini yerinde gördüm. Yaşananlara siyaset üstü bakmayı, iktidarla hizalanmayı reddediyorum. Bu çöküş tam da sistematik rant siyasetinin sonucudur. Erdoğan’la, sarayıyla ve rant çeteleriyle hiçbir zeminde buluşmayacağım. Ben halkımın kavgasını vereceğim. Sonuna kadar” dedi.

Adana, Hatay merkez ilçe, İskenderun ve Antakya‘nın ardından son olarak Samandağ ilçesini ziyaret ettiğini söyleyen ve Arzur‘da olduğunu ifade eden muhalefet lideri, belediye başkanlarıyla görüştüğünü, depremzedelerle buluştuğunu aktardı.

‘Asla yalnız değilsiniz’

Ülkenin karşı karşıya kaldığı korkunç yıkıma dikkati çeken CHP Genel Başkanı, “Kalbimiz sızlıyor” dedi. Türkiye’nin kalbinin deprem bölgesinde attığını belirterek, etkilenen vatandaşlara şu mesajı verdi:

Asla ama asla yalnız değilsiniz. Halkımızın duygu, düşünce ve duaları onlarladır. Halkımız, yardım için elinden geleni yapmaktadır, yanınızdayız. Ve şehirlerimizin, köylerimizin yeniden ayağa kalkması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. En ciddi şekilde etkilenen bölgelerde iyileştirme aşamasına geçeceğiz. Ben ve belediye başkanlarım bunun için buradayız.

Video mesajında iktidara seslenen Kılıçdaroğlu, “Covid (salgını) sırasında çıkarttığınız bürokratik engelleri bu kez kabul etmeyeceğiz. Gerekli yardımları en çok ihtiyaç duyulan yerlere olabildiğince hızlı taşıyacağız. Saray’ın siyasetiyle de PR çalışmalarıyla da yalan dolan haberleriyle de artık ilgilenmiyoruz” diye konuştu.

‘Çok geç kalındı: Sorumlusu Erdoğan’

Kılıçdaroğlu, bakanların PR için konvoylarla dolaştığını, ancak afet bölgesinde felaketin koordinasyonu için gerekli tedbirler alınmadığını belirtti:

Türkiye’nin bu konudaki birikiminden de yeterince faydalanılmamış. Bu felaketlerde kamu kurumlarının, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği önemli. Ama belediyelere karşı siyasi bir tavır var. Birçok sivil toplum örgütü de baskı altında yok edildi. Askerimiz de yeterince sokulmadı.

Dün sahada 3 bin 500 asker olduğunu aktaran muhalefet lideri, “Doğal bir arama kurtarma personeli olan madencilerimizin sevkinde maalesef çok geç kalındı. Özetle her konuda sınıfta kaldıkları gibi bunda da kaldılar” dedi.

İktidar sahiplerinin devletin nasıl yönetildiğini bilmediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Çok net söyleyeyim, bu sürecin başlıca bir sorumlusu varsa o da Erdoğan’dır. 20 yıldır ülkeyi depreme hazırlamayan bu iktidardır” ifadelerini kullandı. “Onun için kendisiyle görüşmeyi de asla düşünmüyorum. Bu meseleyi asla ama asla siyaset üstü de görmüyorum. Bu duruma bizi onun siyaseti getirdi.”

‘Deprem vergilerini çetelere yedirdiler’

İktidarın deprem vergilerini çetelere yedirdiğini, söz konusu paranın afet döneminde nerede olduğunun bilinmediğinin altını çizen CHP lideri, devletin halkın yanında olmadığını söyledi.

Ömrü boyunca devlete her biçimde vergi veren halk, ihtiyacı olduğunda devleti yanında göremedi. Varsa yoksa seçim. Varsa yoksa ‘Saray’. Bu ülkeyi ne zaman batırsa ‘yanımda olun’ çağrıları yapıyor. Hadi oradan, seninle işim olmaz, olamayacak da. İnsanlarımızın halini gördükçe öfkem artıyor. Birileri bu ülkenin kaynaklarının nereye harcandığının hesabını vermek zorundadır. Onun için birilerinin felaketi yumuşatma çabalarına destek vermeyi asla düşünmüyorum.

“Tutuklanmanız gerekiyorsa tutuklanın”

Belediye başkanlarına kaynak sağlamaları için ellerinden geleni yapmalarını ve bürokratik engelleri dinlememelerini söyleyen CHP Genel Başkanı, “Bu halkı ekmek, battaniye bulmak için tutuklanmanız gerekirse tutuklanın! Ağız dalaşı, protokoller, bürokrasi bitti. Çünkü söz bitti, söz…” diye konuştu.

Milyonlarca insanın sokaklarda olduğunu, imkanı olanların arabalarda uyuduğunu, binlerce canın ise enkaz altında olduğunu açıklayan muhalefet lideri “Hem üzgünüz hem öfkeliyiz. Artık onarma iyileştirme zamanıdır. Milletimiz zaten dayanışma içindedir. Benim Erdoğan ve ‘Sarayı’ ile dayanışmama gerek yoktur” dedi.

Kılıçdaroğlu şunları ekledi:

Başkanlarım gün boyu yanımdaydı. Ben onlara güveniyorum. Milletimiz ve biz omuz omuza verip bu işin altından kalkacağız. Biz bu şehirleri yeniden ayağa kaldırırız. Milletime söz veriyorum.

Enkazdan kurtarılan çocuklar, zorlu mücadelede umut oluyor

Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından 10 ilde başlatılan arama kurtarma çalışmalarından sevindirici haberler de geliyor. İlerleyen saate rağmen enkazdan kurtarılan çocuk ve bebekler, yakınlarını bekleyenlere umut ışığı yaktı.

Şanlıurfa‘da yıkılan bir binanın enkazından altı yaşındaki bir çocuk, 47 saat sonra yaralı olarak kurtarıldı.

Ekipler, Yenişehir Mahallesindeki 5 katlı İbrahim Şelli Apartmanı’nda 6 yaşındaki Ahmet Ayaz Abak‘a, 47 saat sonra ulaştı. Abak, yapılan ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı.

Kahramanmaraş kent merkezinde çöken 8 katlı Sözler Apartmanı‘nın enkazında sabahın ilk ışıklarında çalışma yaparken ses duyan ekipler beton yığınlarının altındaki 17 yaşındaki Dilara Aktaş‘a 28 saat sonra ulaşabildi.

Kahramanmaraş’ta Köker Sitesi‘ndeki 10 katlı binanın enkazında çalışmalarını yoğunlaştıran ekipler, yaklaşık 31 saattir ulaşılamayan 15 aylık Meryem Işık‘ı yıkıntılar arasından sağ çıkardı.

Gaziantep‘in Nizip ilçesi Fatih Sultan Mahallesi‘nde çöken altı katlı Furkan Apartmanı‘nda çalışmalarını sürdüren ekipler, depremden yaklaşık 28 saat sonra Döne Özkılıç ile çocukları Abdulkadir, Beyza ve Elif Özkılıç‘a ulaştı.

Anne ve 6 aylık bebeğine sağ ulaşıldı

Hatay‘ın Antakya ilçesi Odabaşı Mahallesi Uğur Mumcu Caddesi‘ndeki Zekiye Kırat Apartmanı‘nın enkazından ise Hülya Yılmaz ve altı aylık bebeği Ayşe Vera depremden 29 saat sonra kurtarıldı.

Zonguldak‘tan deprem bölgesine giden Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden işçileri, Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde, beş yaşındaki Sidra‘yı enkaz altından kurtardı.

Hatay’da çalışmalarını sürdüren Tekirdağ AFAD ekipleri, yaklaşık 33 saat enkaz altında bulunan 14 aylık Arya Karaali‘ye ulaştı. Enkazdan çıkarılarak ilk müdahalesi yapılan bebek, ambulansla hastaneye kaldırıldı.

Hatay’da Türkmenbaşı Caddesi‘ndeki beş katlı müftülük binasının çökmesi sonucu lojman bölümünde enkaz altında kalanların kurtarılması amacıyla başlatılan çalışmalarda, 16 yaşındaki Şevval Deniz, Kütahya Belediyesinin itfaiye arama kurtarma ekibince çıkarıldı. Enkazdan kurtulunca ekiplere sarılıp ağlayan genç kız hastaneye kaldırıldı.

Hatay’ın İskenderun ilçesinde yıkılan bir binanın enkazından anne ile isminin Doruk olduğu öğrenilen oğlu kurtarıldı.

Hatay’ın Ürgen Paşa Mahallesi‘nde Bitlis‘ten bölgeye gelen jandarma ekipleri, bir binanın enkazında anne ve iki kızına ulaştı. Enkazdan kurtarıldıktan sonra yaralılar ambulanslara taşındığı esnada kızlardan birinin kalbi durdu. 112 Acil Sağlık ekiplerinin uzun süre kalp masajı yaptığı kız tekrar hayata döndü.

Hatay Reyhanlı‘da depremde yıkılan bir evin enkazından sekiz yaşlarındaki Metehan isimli çocuk kurtarıldı.

Antakya’daki iki binanın enkazında, ekiplerin çalışması sonucu dört yaşındaki Zeynep ile annesine ulaşıldı.

Hatay’da yıkılan bir binanın enkazı altında kalan İl Müftüsü Ömer Faruk Bilgili‘nin 12 yaşındaki oğlu Semih‘e ilk depremden yaklaşık 25 saat sonra ulaşıldı.

Malatya’da 2 kız çocuğu sağ olarak kurtarıldı

Malatya‘nın Doğanşehir ilçesinde bir binanın enkazından Elçin ve Melike isimli iki kız çocuğu sağ kurtarılarak hastaneye sevk edildi.

Malatya Sanayi Sitesi bölgesinde çöken bir binanın enkazından baba ile 3 yaşındaki kızı ve 16 yaşındaki yeğenin de bulunduğu dört kişiye yaklaşık 32 saat sonra sağ olarak ulaşıldı.

Adıyaman Valiliği arkasındaki yıkılan beş katlı Kanarya Apartmanı‘nın enkazında mahsur kalan 53 yaşındaki anne Nergis ve 17 yaşındaki kızı Meryem Gümüş, depremden yaklaşık 34 saat sonra AFAD, UMKE, jandarma özel harekat ve Sultangazi Belediyesi arama kurtarma ekiplerinin çalışmasıyla çıkarıldı.

Sağlık ekiplerince kentteki hastanelere kaldırılan yaralıların tedavileri ve ekiplerin deprem bölgesindeki arama kurtarma çalışmaları sürüyor.

Arama kurtarma çalışmalara destek vermek üzere İstanbul ve Balıkesir‘den bölgeye gelen ekipler, Hatay merkezdeki Uğur Mumcu caddesinde dört yaşında erkek çocuk, 15 yaşında kız çocuk, 35 yaşında kadın ve 39 yaşında erkeği, depremden 46 saat sonra enkazdan sağ çıkardı. Yaralıların bilinçlerinin açık olduğu görüldü.

Enkaz altında yeni bir hayat başladı

Suriye‘de depremden en fazla etkilenen kentlerden biri olan Halep‘te yürütülen arama kurtarma çalışmaları sırasında, enkaz altında bir kadın doğum yaptı. Doğumdan saatler sonra bebeğini arama kurtarma ekiplerine teslim eden anne, yaşamını yitirdi.

BBC‘den David Gritten‘ın aktardığına göre, annesi, babası ve dört kardeşi depremde hayatını kaybeden bebek hastanede gözlem altında tutuluyor.

Eziklik ve küçük yaralı olan bebeğe soğuk nedeniyle geçirdiği hiportemiyi atlatması için sıcaklık ve kalsiyum desteği sağlanıyor.

Halep’in batısında yer alan Atarib kasabasında da enkaz altında kalan küçük bir çocuk 30 saat sonra sağ olarak çıkarıldı. Ambulansa taşınan çocuk, hastaneye kaldırıldı.

Bilim insanları açıkladı: Maraş depremi neden bu kadar ölümcül oldu?

6 Şubat’ta sabah Kahramanmaraş‘ın Pazarcık ilçesini vuran deprem, hem Türkiye’de hem de komşu ülke Suriye’de yıkım ve ölümlere sebep oldu. Sarsıntılar, Kıbrıs ve Lübnan’da dahi hissedildi.

Depremin büyüklüğü AFAD ve Kandilli Rasathanesi tarafından 7,7 olarak kayıtlara geçerken, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS), depremi 7,8 büyüklüğünde kaydetti.

The Washington Post‘tan Carolyn Johnson‘ın aktardığına göre, pazartesi günkü depremin, 1939’da ülkenin kuzeydoğusunda meydana gelen 7,8 büyüklüğündeki depremden bu yana Türkiye’nin herhangi bir yerinde meydana gelen en büyük deprem olduğu düşünülüyor.

Depremler, logaritmik ölçek ile ifade edilen büyüklük derecesiyle ölçülüyor. Bu da, her tam sayının 10 kat kuvvet artışına karşılık gelmesi demek. Teknik olarak söz konusu büyüklük derecesinin bir üst sınırı bulunmasa da, kayıtlı tarihte meydana gelen en büyük deprem 1960 yılında Şili’yi 9,5 büyüklüğünde vurmuştu. Buna göre 7,8 büyüklüğündeki bir deprem de oldukça kuvvetli.

Ana depremin ardından, aynı bölgede gerçekleşen daha küçük çaplı düzinelerce artçı şok, bölgeyi sarsmaya devam etti. 11 dakika sonrasında 6.7 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Yerel saat ile öğlen 1 civarında meydana gelen 7,5 büyüklüğündeki (AFAD’a göre 7,6) diğer deprem ise, aynı noktada gerçekleşen bir “çifte” deprem niteliği taşıyor olabilir.

Türkiye’deki depremlerin sebebi ne?

Türkiye, depremlerin çok aktif olduğu bir konumda bulunuyor. ABD’nin Colorado eyaletindeki Ulusal Deprem Bilgi Merkezi’nde görevli sismolog Yaareb Altaweel’e göre; Arap, Anadolu ve Afrika tektonik plakaları bu bölgede birleşiyor ve birbirlerine sürtünüp birbirlerini sıkıştırarak hareket ederlerken, bu esnada biriken sürtünme kuvveti ve gerilim daha sonra depreme dönüşerek dışarı atılıyor.

Londra Koleji Üniversitesi’nden sismolog Stephen Hicks’in belirttiği üzere Arap plakası, her yıl kuzey yönünde 11 milimetre ilerliyor. Bu durum da Anadolu plakası üzerinde bulunan Türkiye’nin batı yönüne doğru sıkıştırıldığı manasına geliyor.

Söz konusu hareketten yola çıkarak, Türkiye’deki depremlerin çıkış noktası olan iki ana fay hattı olduğunu görüyoruz: Yaklaşık 1.497 kilometre uzunluğundaki Kuzey Anadolu fay hattı ve tine yaklaşık 483 kilometre uzunluğundaki Doğu Anadolu fay hattı. Türkiye’deki en büyük depremlerin birçoğu kuzeydeki fay hattından kaynaklanıyor ve İstanbul’un nüfus yoğunluğunun bulunduğu noktaya yakın bir yerde gerçekleşme ihtimali olan depremden ötürü en çok ilgiyi bu söz konusu fay hattı çekiyor.

Bu son deprem ise, Hicks’in belirttiği üzere “en azından 1900’lerde sismik gözlem ağımız kurulduğundan bu yana 7’den büyük deprem görmediğinden ötürü” yakın zamanda pek göze çarpmamış olan Doğu Anadolu fay bölgesinde gerçekleştiği düşünülüyor.

Hicks, son yüzyılda bu fay hattında büyük depremlerin yaşanmaması ile Arap plakasının kuzey yönündeki hareketi birleştiğinde bölgede birikmiş gerilim olabileceğini ifade etti.

Bu deprem, “doğrultu atımlı fay” olarak bilinen ve kayaların kırıldıkça birbirlerine yatay biçimde kayarak geçtiği, Dünya’nın yer kabuğunda yer alan bir tür çatlakta meydana geldi.

Bu deprem, neden bu kadar ölümcül bir hal aldı?

Korkunç ölü sayısı, birkaç faktörün ortak sonucu: depremin büyüklüğü; yüzeye nispeten yakın yerde meydana gelmesi ve yerleşim yerlerine yakınlığı.

Pazartesi günkü deprem, yüzeyin yaklaşık yedi kilometre altında meydana geldi. Bu, sismik dalgaların çok uzağa yayılmadan yüzeydeki binalara ve insanlara ulaştığı ve daha yoğun sarsıntıya yol açtığı anlamına geliyor.

Altaweel, bu depremin artçı şoklarının da oldukça büyük olduğunu ve devam etmesinin beklendiğini belirtti.

Altaweel, medyanın dikkatini büyük artçı sarsıntıların çektiğini, ama artçı sarsıntıların da yıkıcı olabildiğini açıkladı.

Daha iyi bina yönetmelikleri olsa durum farklı olur muydu?

USGS, depremle ilgili raporunda, “bazı dirençli yapılar olmasına rağmen, bu bölgedeki nüfusun deprem sarsıntısına karşı son derece dayanıksız yapılarda yaşadığı” konusunda uyardı.

USGS, donatısız tuğla duvar ve alçak beton çerçeveler kullanan binaların en büyük risk altında olduğunu vurguladı.

Bu malzemelerin sarsıntıda sallanamayacak kadar sert olduğunu ve bükülme olasılığının daha yüksek olduğunu ifade eden kurum, bu durumun feci çökmelere yol açtığını belirtti.

Daha iyi bina yönetmeliklerinin faydası olabilecekken, yüzeye yakın ve 7,8 büyüklüğündeki bu deprem Türkiye’nin, kuzey bölgelerinin aksine, rutin olarak bu kadar büyük depremlerin yaşanmadığı bir bölgede çok yoğun sarsıntılara neden oldu.

Hicks, “Türkiye’nin güneydoğu kesiminde çoğu insan yaşamı boyunca güçlü bir deprem hissetmemişti” dedi.

Depremde yaşamını yitirenlerin sayısı 4 bin 544”e yükseldi

AFAD, saat 18.00 itibarıyla Kahramanmaraş merkezli depremlerde 4 bin 544 kişinin hayatını kaybettiğini, 26 bin 721 kişinin yaralandığını bildirdi. 
AFAD Deprem Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, saat 19.50’de Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde toplam 4 bin 544 vatandaşın hayatını kaybettiğini duyurdu. 
Tatar, 26 bin 721 kişinin yaralandığını bildirdi. 

MSB’den açıklama

Öte yandan dünden beri orduyu arama-kurtarma çalışmaları için devreye sokmadığı gerekçesiyle eleştirilen Milli Savunma Bakanlığı da depremin ikinci gününün akşamında bir açıklama yaparak dokuz bin asker, 38 helikopter, sekiz gemi ve 10 nakliye uçağını deprem bölgesine sevk ettiğini bildirdi. Kara kuvvetleri, jandarma ve emniyete ait helikopterlerin de bölgeye gönderildiği kaydedildi.

Cumhurbaşkanlığına ait iki uçak da arama kurtarma çalışmalarına katılacak ekiplerin bölgeye ulaşması için tahsis edildi.

 

Hatay: Su yok, yakıt yok, acılarımız enkazın içine gömülüp kaldı

Kahramanmaraş‘ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından 10 il bir enkaza dönüştü. Üst üste gerçekleşen depremlerin ardından artçılar da devam ediyor. Depremin enkaz haline getirdiği şehirlerden biri de Hatay oldu. Hatay için on binlerce insan dün (6 Şubat) sosyal medyadan yardım çağrısında bulundu. Depremden onlarca saat sonrasında bile bölgeye arama kurtarma ekiplerinin gelmediği bildirildi.

Birçok insan enkaz altından konum bildirmesine rağmen vatandaşlar için ekipler sevk edilemedi. Kentteki son durumu Gazeteci Nazire Gülenay, enkaz altında kalan yakınlarından haber bekleyenlerden biri. İskenderun, Paç Meydanı‘ndan Gazeteci Gülenay içerisinde bulundukları durumu şu sözlerle anlatıyor:

“İyi değiliz. Hatay‘ın yüzde 80’i yerle bir olmuş. Birçok ibadet yerleri yıkıldı. İskenderun‘da kiliseler yıkıldı. Bugün bütün marketler talan edildi. Buna müsaade edenler de polislerin kendisi. Kesinlikle karışmadı. İnsanlar ihtiyaçlarını aşacak şekilde, diğer insanları düşünmeden yağmaladı. Bize battaniyeler gelmedi daha. Herkes yakınlarını sabaha kadar bir umut bekliyor. Çalışmalar var ama hızlı değil. Ama bugün çalışmalar biraz daha yoğunlaştı. Can kaybı sanıyorum ki; bin üç yüzü geçmiş durumda. Hastane bu konuyla ilgili bilgi vermek istemiyor bize. Bu konuyla ilgili hiç haber dahil yapılması istenmiyor.”

İskenderun, Fotoğraf: Nazire Gülenay

İskenderun’un çok soğuk bir gece geçirdiğini aktaran Gülenay, arabalara sığınmak zorunda kaldıklarını ve benzinlerinin bittiğini söyleyerek şunları aktarıyor:

“Donduk. Asıl hastalık bundan sonra başlayacak. Yakıt yok. Benzini kredi kartlarıyla değil, peşin bir şekilde satıyorlar. İnsanlar su ihtiyaçlarını marketleri yağmalayarak sağlamaya başladı. Su yok. AFAD’dan gelen yardımlar süt, çocuk bezi öğleden sonra geldi. Çorba ve pilav öğleden sonra verildi. Gelen araba sadece minibüs şeklinde bir araç. Dört koldan çalışmaları gerekirken sadece bir koldan çalışıyorlar.

İskenderun, Fotoğraf: Nazire Gülenay
İskenderun, Fotoğraf: Nazire Gülenay

Hepimiz dışarıdayız, evlere giremiyoruz. Yollar kapanmış enkazdan dolayı, köprüler yıkılmış. Hastane yoluna girmekte zorluk çekiyoruz enkazdan dolayı. Şehrin tüm merkezi, caddeleri, sokakları enkaz altında. Antakya daha da kötü. Gazeteci arkadaşlarımı kaybettim. Hala göçük altındalar. Çok yakın dostlarımız. İnsan hakları mücadelesi alanında emek veren arkadaşlarımız hep göçük altında. Büyük bir acı. Acılarımız o enkazın içine gömülmüş kalmış. Yardımlara ihtiyacımız var. ”

https://twitter.com/mertcanbukulmez/status/1622988613356032003?s=61&t=oAGZwYX4DOPq98CcKn_Elw

Gazeteci Vedat Örüç ise kentteki manzaranın çok kötü olduğunu söylüyor. Depremin ilk gününden itibaren Antakya’da bulunan Örüç, AFAD ve kurtarma ekiplerinin bugün saat 9.30’dan sonra ancak bölgeye geldiğini aktarıyor. Ekipler gelene kadar, yani bir gün boyunca, halkın kendi imkanlarıyla enkaz altında kalmış yakınlarını çıkarmaya çalıştıklarını belirten Gazeteci Örüç, şunları aktarıyor:

Antakya‘da neredeyse yıkılmamış bina kalmadı; dört binanın biri yıkılmış halde. Kalan bir tanesi de ağır hasarlıydı; bir artçı sarsıntıyla o da yerle bir oluyordu. Hastane, karakol, kültür merkezi gibi bölgedeki vatandaşların sığınabileceği hiçbir bina yoktu. Hastaneler de yerle bir olmuştu. Tedavi edecek zaten personel de bulunmuyordu. Dün gece İstanbul’dan gönüllüler geldi. Şehrin dışında bir şehir hastanesi vardı, o da ağır hasar almıştı. Yaralılar bahçesinde tedavi edildi.”

İskenderun, Fotoğraf: Nazire Gülenay
İskenderun, Fotoğraf: Nazire Gülenay

Çok fazla can kaybı olduğunu vurgulayan Gazeteci Vedat Örüç, enkaz altında da çok fazla insan olduğunu ve arama kurtarma ekiplerinin geç gelmesinden dolayı enkaz altında yaşayan insanların da öldüğünü aktarıyor:

“Biz gün aymamışken enkazın altından seslerini duyduğumuz insanların gün aydıktan sonra ölü bedenlerine ulaşıldı. Kendi imkanlarıyla insanlar bir şekilde kurtarmaya çalışıyordu. Son anda bölgeye çok sıkı yardım ve dayanışma sağlandı. Hem Türkiye‘den hem de Avrupa‘dan çok sayıda arama kurtarma ekipleri geldi. Enkaz altında olan insanlar kurtarılmaya çalışıldı. İskenderun’da da benzer bir durum var.”

İskenderun’da liman yanmaya devam ediyor

İskenderun’un bir diğer gerçeği de yanmaya devam eden limanı. Kahramanmaraş merkezli ikinci depremin ardından İskenderun Limanı’nda devrilen konteynerlerle çıkan yangın hala devam ediyor. Hatay’ın üzerinde gerçek bir kara bulut gibi duran yangın iki gündür sürüyor:

Gazeteciler Enver Aysever ve Merdan Yanardağ’a deprem soruşturması

İstanbul Başsavcılığı, Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili sözlerini gerekçe göstererek gazeteciler Merdan Yanardağ ve Enver Aysever hakkında soruşturma başlattı.

Yanardağ’a kurtarma çalışmaları sırasında tekbir getirilmesiyle ilgili sözleri, Aysever’e ise YouTube kanalında deprembilimci Ahmet Ercan’la yaptığı yayın nedeniyle “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlaması yöneltildi.

Hükümet yanlısı medya hedef göstermişti

Başsavcılığın açıklamasında Yanardağ ve Aysever hakkındaki soruşturmanın re’sen başlatıldığı belirtildi.

Gazeteci Aysever ve deprembilimci Ercan’ın yayını iktidara yakın Sabah ve Yenişafak gazeteleri tarafından hedef gösterilmişti.

Savcılığın açıklamasında gazeteci Yanardağ hakkında da TELE1’de yayınlanan 18 Dakika programında sarf ettiği sözler sebebiyle soruşturma açıldığı belirtildi. Yanardağ’ın kurtarma çalışmaları sırasında tekbir getirilmesiyle ilgili Twitter paylaşımları da soruşturma dosyasına dahil edildi.

Pegasus ve THY’nin deprem bölgesinden kalkan uçakları 13 Şubat’a kadar ücretsiz

Türk Hava Yolları (THY) ve Pegasus Hava Yolları, deprem bölgesinden kalkan uçakların 13 Şubat’a kadar ücretsiz olacağını açıkladı.

İlk duyurusu Pegasus Hava Yolları yaptı:

Adana, Diyarbakır, Elazığ, Kayseri, Malatya, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Şanlıurfa meydanlarından çıkışlı planlanan tüm yurt içi aktarmasız uçuşlarımız 12 Şubat 2023 tarihi de dahil olacak şekilde ücretsizdir.

Ek sefer düzenlediğimiz tüm uçuşları http://flypgs.com veya mobil uygulamamızdan takip ederek, rezervasyon yapabilirsiniz.

Deprem bölgelerine destek verebilmek amacıyla AFAD ve yetkili makamların yardım ekipleri ve ihtiyaç duyulan malzemelerin bölgeye ulaştırılması ve depremden etkilenen vatandaşlarımızın tahliyesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

Ardından THY’nin duyurusu geldi. Türk Hava Yolları Basın Müşaviri Yahya Üstün, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi: 

Deprem bölgesi dönüş seferleri ücretsiz olarak vatandaşlarımızın kullanımına açılmıştır.

Deprem bölgesine insani yardım malzemeleri ve arama kurtarma ekiplerinin ulaştırılmaları için AFAD koordinasyonunda operasyonlarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa, Elazığ, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman, Gaziantep ve Kayseri çıkışlı direkt uçuşlarımız 13 Şubat’a kadar ten yön ücretsiz olarak vatandaşlarımızın kullanımına açılmıştır.”

Her iki havayolu da izdiham oluşmaması için deprem bölgesinden ayrılmak isteyenlerin havalimanlarına gitmeden önce rezervasyon yaptırmasını istedi.

 

Hakimbey apartmanında umutlu bekleyiş: Dört yaşındaki Yusuf enkazdan sağ çıkarıldı

Haber: Metin YOKSU

*

Kahramanmaraş‘ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından 10 il bir enkaza dönüştü. Üst üste gerçekleşen depremlerin ardından artçılar da devam ediyor. Malatya’da ikinci depremde arama kurtarma ekipleri de enkaz altında kaldı. Son açıklamalara göre 10 ilde can kaybı  3 bin 549’a yükseldi. Şehirde ayrıca zorlu hava koşulları da arama kurtarma çalışmalarında ilerleme kaydedilmesinin önüne geçiyor. Ancak iyi haberler de var. Bir kişi dakikalar önce Hakimbey Apartmanı‘ndan canlı olarak çıkarıldı.

Malatya, depremden bu yana arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Malatya’nın Battalgazi ilçesine bağlı Çöşnük Mahallesi Muhtarlığı‘nın yanında bulunan Hakimbey Apartmanı’nda da çalışmalar sürüyor. Mehmet Buyruk Caddesi’nde yer alan apartmanda 28 daire bulunuyor.

Fotoğraf: Metin Yoksu

Dört yaşındaki Yusuf enkazdan çıkarıldı

Yaklaşık üç saat önce apartman enkazından dört yaşındaki bir çocuk kurtarıldı. Apartman tamamen enkaz halde ve çocuğun bulunduğu katta tüm ailesiyle birlikte yaşadığı belirlendi. Şuana kadar aileden ulaşılabilen yalnızca dört yaşındaki Yusuf Ulgur. Ulgur’un bulunduğu katta bir de aile fotoğrafı görüldü. Fotoğraftaki aile fertlerinin her birinin enkaz altından sağ olarak çıkarılması için ise umutlu bekleyiş sürüyor. Ulgur’un amcası “Fotoğraflarını çıkardık, inşallah kendilerini de çıkartırız. Umutla bekliyoruz” dedi.

Saatler sonra bir sevinçli haber daha: Bir kişi daha kurtarıldı

Yusuf’un çıkarılmasının ardından süren çalışmalarda saatler sonra bir sevinçli haber daha geldi. Dakikalar önce apartmanın enkazından isminin Çağlar olduğu tespit edilen bir vatandaş sağ olarak çıkarıldı. Çağlar’ın ailesi sevinçle, Çağlar’ın hastaneye sevk edilmek üzere alındığı ambulansın peşinden koştu.

Malatya – Fotoğraf: Metin Yoksu

Bölgede umutlu bekleyiş sürüyor. Malatya, depremlerin ardından meydana gelen ve büyüklüğü 5’i geçen artçılarla sarsılmaya devam ediyor. Bir yandan da kentte soğuk bir hava hakim, yerler karla kaplı. Şehre bağlı köylerde de aynı şekilde vatandaşlar enkazdan çıkarılacak yakınları için bir bekleyiş içinde. AFAD ekiplerinin yetersiz olduğu da ayrıca bölgeden gelen bilgiler arasında yer alıyor.

Antep’te depremzedeler hem aç hem açıkta: Bir tane AFAD ya da Kızılay çadırı görmedim

Dün sabaha karşı 6,5 ve 6,4 büyüklüğünde iki depremle sarsılan ve Kahramanmaraş‘ta yaşanan 7,7 ile 7,6 büyüklüğündeki depremlerden de olumsuz etkilenen Gaziantep‘te enkaz çalışmaları devam ederken, halk da bir  yandan soğuk, bir yandan açlıkla mücadele ediyor.

Gaziantep’in merkez ilçesinden gazeteci Ali Vefa Yurdal, insanların depremin şokunu hala üstlerinden atamadığını aktararak “Şu anda Antep’in mahalleleri ölü şehir gibi. Durgun, herkes şaşkınlık içinde. Kimse ne yaptığını bilmiyor. Bir otorite boşluğu var” dedi.

Arama kurtarma ekiplerin Gaziantep merkezine ancak 6 Şubat akşamından itibaren gelmeye başladığını aktaran Yurdal, öncesinde vatandaşların arama kurtarmaya yönelik bilinçsiz girişimlerde bulunduğunu aktardı:

Dün sabah bir tane belediye görevlisi çıkıp oradaki enkazı yönetmeye çalıştı. Gözlemlediğimiz kadarıyla insanlar iş makinelerini bilinçsizce enkaza soktu. Orada gerçekten kuralına uygun ve profesyonel bir çalışma yapılmadı, ta ki UMKE ya da AFAD‘ın kendi elemanları gelene kadar. O arada da enkaz altında kalanlar oldu diye düşünüyoruz.

Gündüzleri hava sıcaklığının 1 ila -1 derece seyrettiği, geceleri ise sıfırın altında 5-6’lara kadar düştüğünü kaydeden Yurdal, artçı sarsıntılar, açlık ve yaralanmanın yanı sıra düşük sıcaklıkların özellikle enkaz altındaki vatandaşlar için zor koşullar oluşturduğunu, ölü sayısının artmasından endişe duyduklarını belirtti.

‘Gıda ve çadır yardımı ulaşmadı’

Antep merkeze herhangi bir gıda yardımının da ulaşmadığının altını çizen Yurdal, “Çoğu fırın çalışmıyor. Çalışan fırınlarda da uzun kuyruklar var. Marketler kapalı. Dün hiç kimse marketini açmamıştı bugün de sadece birkaç tane market açık” dedi.

Yurdal, hava muhalefetine rağmen insanların sığınacak yer bulmakta zorlandıklarına ve yardım kuruluşlarından sağlanan çadırların yetersiz kaldığına dikkati çekti:

Demokrasi Meydanı var, burası Antep’in merkezi. Burada göstermelik 10 tane taziye çadırı kurulmuş. Sağı solu açık, insanlar kendileri kapatmaya çalışıyor. Şu ana kadar AFAD ve Kızılay‘ın hiçbir çadırını göremedim Antep’in merkezinde. İnsanlar ya arabada, ya bir ağacın duldasında battaniyelerle kendilerini soğuktan korumaya çalışıyorlar.

Hastanelerde yaralı trafiği yoğun

Yurdal, 25 Aralık Devlet Hastanesi‘nde depremden kaynaklı bilinen herhangi bir hasar oluşmadığını, bunun bölge halkı için büyük bir şans olduğunu dile getirdi:

Hastanemizde şu an bir hasar durumu olmadığı için tam kapasite çalışıyor. Yaralı trafiği yoğun. Çevre illerden, çevre ilçelerden yetersiz olanlar buraya getiriliyor. Yaralı sayısının fazlalaşmaması için dua ediyoruz.

Hava ulaşımı açıldı, kara ulaşımı kapatıldı

AFAD tarafından yapılan uyarılarda, yol trafiğinin sağlık kuruluşları ve yardım ekipleri için açık kalabilmesi için halkın mümkün olduğunca araçla trafiğe çıkmamasının önerildiğini aktaran Yurdal, vatandaşlar için şehirlerarası ulaşımın bu nedenle zor olduğunu ifade etti. Yurdal, hava trafiğinin iki günlük duraksamanın ardından 7 Şubat günü öğle saatlerinde yeniden açıldığını bildirdi:

“Nurdağı-Antep arasındaki karayolunda bazı deformasyonlar söz konusu, özellikle depremin yarıkları. Yola sadece buraya yardıma gelen ya da görevli araçlara geçiş veriyorlar. Uçaklar öğlen civarıyla havaalanına iniş yapmaya başladılar. İki gündür hava trafiği de durmuştu. Bugün gün içinde de farklı ülkelerden yardım ekipleri kurtarma ekipleri gelmeye başladı.”

Yurdal, Antep’e 40 kilometre uzaklıktaki Sakçagözü ilçesinde büyük bir olumsuzluk yaşandığına dair ihbar aldığını ve bilgiyi teyit etmeye çalıştıklarını belirtti:

Şu anda Antep ile Nurdağı arasındaki Sakçagözü diye bir ilçeye gidiyorum. Orada çok büyük bir olumsuzluk olduğunu söylüyorlar. Sayıyı zikretmek istemiyorum ama vatandaşların cenazelerinin cami avlusuna sığmadığı bilgisi geldi. Bunu teyit etmeye çalışıyoruz.

Halkın gıda yardımına ihtiyacı var

Pusula Gazetesi‘nin yazarlarından Barış Kaya, Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde halkın daha büyük depremler yaşanacağından endişe duyduğunu söyledi.

İlçeye henüz gıda yardımı ulaşmadığını aktaran Kaya, dün hiçbir gıdaya erişim bulunmazken bugün (7 Şubat’ta) birkaç fırının açıldığını ve fırınların önünde uzun ekmek kuyruklarının oluştuğunu ifade etti.

Fedakarlık yapıp fırınlarını açarak millete ekmek yapmaya çalışan ustalarımız var, onlara denk geldim ama birilerinin ekmek dağıttığını görmedim. Birkaç fırını gezdim, fırınlarda uzun kuyruklar var. Sosyal medyada gördüğüm kadarıyla bir iki tane fırın ücretsiz ekmek dağıtıyor, diğerleri ücretli satıyor.

Kaya, “Sular kesik zaten, millet kendi imkanlarıyla çeşmelerden bulabiliyorsa buluyor” diyerek, ilçede insanların ciddi bir içme suyu sıkıntısı da yaşadığına değindi.

Arama kurtarma ekiplerine yoğunlaşan AFAD’dan halka henüz gıda desteği sağlanamadığına dikkati çeken Kaya, “AFAD’dan da yemek yardımı yapıldığını ben görmedim şu ana kadar. Antep’in iç bölgelerinde çarpık kentleşme var, bir de normal kentsel dönüşüm var. Çarpık kentleşme olan alanlarda millet kendi imkanlarıyla çadır kurmaya çalışıyor şu anda. Ben AFAD’ın çadır dağıttığını görmedim.” dedi.

Ekipler elinden geleni yapıyor ama yetersiz kalıyor

Bölgeye AFAD ve arama kurtarma ekiplerinin geldiğini ve ekiplerin elinden geleni yaparak çalıştığını aktaran Kaya, “Herkes elinden geleni yapıyor şu anda ama yeterli mi bilmiyorum. Çünkü alan çok geniş olduğu için ister istemez ekipler yetersiz kalıyor” diye konuştu.

Kimse evlerde duramıyor, insanlar binalara giremiyor, hepsi dışarda. İnsanlar şehir dışına yönelmiş durumdalar. Gün boyunca araçlar çalıştığı için de millet petrole akın ediyor. Arabası olanlar şehir dışına çıkıyor, arabası olmayanlar da boş bir yer bulduğunda kendi çabalarıyla çadır kurmaya çalışıyor.

Şahinbey ilçesinde hala hasar tespit çalışmalarının sürdüğünü aktaran Kaya, “Islahiye ve Nurdağı ilçelerinde son aldığımız bilgilere göre bayağı bir yıkılan bina var. Oraya bizzat gitmedik fakat aldığımız bilgilere göre orası daha kötü durumdaymış” bilgisini paylaştı.

Malatya’nın köylerinde çaresiz bekleyiş: Belediyeye göre çadır dağıtımı

Kahramanmaraş‘ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından 10 il bir enkaza dönüştü. Üst üste gerçekleşen depremlerin ardından artçılar da devam ediyor. Malatya’da ikinci depremde arama kurtarma ekipleri de enkaz altında kaldı. Şehirde ayrıca zorlu hava koşulları da arama kurtarma çalışmalarında ilerleme kaydedilmesinin önüne geçiyor. Vatandaşlar kar üstünde, enkaz önünde yakınlarından bir haber alabilmeyi, canlı bedenlerine ulaşmayı bekliyor.

Malatya merkezinde yıkılan binaların altında kalanlar çıkartılmaya çalışılırken enkazın çevresinde kimi zaman sevinç çığlıkları atılırken kimi zaman da alınan ölüm haberleriyle sinir krizleri geçiriliyor. Bir yandan da vatandaşlar en azından cesetlerin enkaz altından çıkarılması için bekliyor. Son açıklamalara göre 10 ilde can kaybı  3 bin 549’a yükseldi. Ancak henüz ulaşılamayan birçok köy de var. Malatya‘nın bir köyünde de durum oldukça vahim.

‘Devletin hiçbir yardımı hala ulaşmadı’

Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı Aksaray Mahallesi‘nden ulaştığımız Yalçın Solak, Yeşil Gazete‘ye yaşadıkları zor anları anlatıyor:

Malatya Yeşilyurt Çavuşoğlu Mahallesi
Malatya Yeşilyurt Çavuşoğlu Mahallesi

“İyi bir durumda değiliz. Malatya çok kötü bir durumda. İçine girecek bir bina kalmadı. Devletin hiçbir yardımı hala ulaşmadı. Akçadağ’dan gittik, Malatya merkezden akrabalarımızın tamamını aldık şehirden, getirdik buraya. Hiçbir bina kalmamış. İnsanlar terlikleriyle, üzerinde kalan malzemeleriyle çıkmışlar. Yaralılarımız var. Bir cenazemiz var hala enkazın altında. Bir yaralımızı getirdik. Hala diz kapağından aşağısı kırılmış vaziyette ama hiçbir tedavi yapılmamış. Hastaneye götürülmemiş. Getirdik burada; sağ, yaşıyor, yemek yiyebiliyor ama diz kapağından aşağısı tamamen kırık.”

İlçede ne sağlık ekiplerine, ne itfaiyeye ulaşmanın mümkün olmadığını aktaran Solak, yıkılan bir fırından un alarak gıda ihtiyaçlarını gidermeye çalıştıklarını söylüyor. Solak, şunları aktarıyor:

“Kendimize çadır yaptık. 40-45 kişi şu anda bir çadırın içerisindeyiz. Çok mağdur vaziyetteyiz. AFAD çadırlarını da torpiller aldı. Bizim gibilere gelince de; sıramızı bekleyecekmişiz. Kayda aldılar. Zaten 350 kişilik mahalledeyiz. Nüfusumuz yaklaşık üç katı olmuş. 150 çadır yazıldı, 750 kişilik de gıda malzemesine yazıldık.”

Belediyeye göre çadır dağıtımı

Solak, muhtar olan babasının AFAD çadır dağıtımındaki adaletsizliğe tepki gösterdiğini ve çıkan tartışma sonrasında çadırların tek bir bölge yerine çeşitli ilçelere eşit olarak paylaşılması gerektiğini söylediklerini aktarıyor ve ekliyor:

“Belediyeye göre seçim var çünkü biz bağımsız belediyenin yurttaşlarıyız onlar AKP’li belediyenin yurttaşları. “

Malatya Yeşilyurt Çavuşoğlu Mahallesi

Öte yandan Solak, teyzesinin cansız bedeninin enkaz altında kaldığını ifade ediyor. Bölgede vatandaşların kendi çabalarıyla arama kurtarma çalışmaları yaptıklarını aktaran Solak, teyzesinin kolunun enkaz altından göründüğünü ve nabzının olmadığının görülünce bırakılarak enkazın altından hala canlı olarak kurtarılabilecek diğer vatandaşlara yardıma koşulduğunu belirtiliyor. Bölgeden gelen bilgilere göre; AFAD’ın ulaşmadığı noktalarda vatandaşlar kendileri hayatta kalmaya ya da hayatta tutmaya çalışıyorlar.

Öte yandan Malatya’da artçılar devam ediyor. Üç saat önce Adıyaman merkezli 5,4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Solak, dün meydana gelen 7,6 ‘lık depremle beraber bölgede hiç bina kalmadığını, yolda giden arabaların bile devrildiğini aktarıyor.

‘Malatya’nın nüfusu şimdi yarının altına düşmüştür’

İnşaat teknisyeni olan Yalçın Solak, ayrıca Fahri Kayahan Bulvarı‘nda son on yılda yapılan 15 katlı binaların yerle bir olduğunu belirterek şu ifadeleri kullanıyor:

“On kişiden bir kişi kurtulmuş. Diğerlerinin hepsi tamamen ölmüş. Fahri Kayahan dediğimiz bir bölgemiz var, son on yılda yapılan 15 katlı binaların olduğu bölge. Orada hiç bina kalmadı. İnsanların yüzde 80’i onların içinde yani. Malatya’nın nüfusu yarının altına şimdi düşmüştür. 350 bin gibi kaldı gibi görüyorum. Çünkü çok ölen var. Bize çok acil gıda ve AFAD ekibi lazım. Çadır olmasa da insanlar karınlarını doyursa belki arabalarda falan idare edecekler…”