Ana Sayfa Blog Sayfa 5480

İki Kıta

Iki kıta

İki köprü

Kalkınma Çevre ve Enerji Hk.

Hasan Şişman

Ülke kalkınması ve çağı yakalama adına yapılan yatırımların insanların sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına zarar vermesi düşünülemez.

İtiraf Edilen Gerçekler ve Ayak Takımının Yükselişi

İster hak deyin ister halk divanı deyin isterseniz mizan deyin hepsinin kurulduğu yer bizim ülkemiz ve yakın tarihimiz için Taksim Meydanı ve 1 Mayıs işçi bayramıdır.

Kalkınma: Dünyalıların Dünyaya Saldırısı

Mustafa Şen – [email protected]

Paradigma Ne Söyler: Kalkınalım

… ve dünyalılar kalkındı. Bir uzaylı olsaydım böyle derdim; ki ben uzaylıyım ve siz de uzaylısınız; ne yani, dünya uzayda değil mi?

İzmir' de Nükleer Karşıtı Paneller

23 NİSAN 2008 – ARİF KÜNAR / İZMİR KİTAP FUARI

Nükleer santrallerin yeni reklam sürecinde “barışçıl atom” başlığı kullanıldığına dikkat çeken Künar, nükleer santrallere neden hayır dememiz gerektiğini başlıca şu başlıklarla dile getirdi:

23 Nisan / İzmir Kitap Fuarı

Güneşli, güzel bir sabah … Kahvaltıyla güne başlarken TRT’ de minikleri izliyorum… Kimileri çok ufak, kimilerinin arada yaptıkları muzırlıklar kameralara yansımış, insan gülmeden edemiyor … Zaman zaman dikkatimi çeken ise, arka fonda bolca RTÜK reklamının geçmesi.

Gelin Bir Kez de Kafamızın İçindeki Yargıçları Yargılayalım

Camus’nün “Düşüş” adlı eseri, “suç” ve “yargı” üzerine çok ince yaklaşımlar bulunan kanımca naçizane bir kitaptır;

Organik Gıda Yoksa Bir Truva Atı Olmasın?


Çünkü mevcut hali ve yönelimiyle organik gıda, endüstrialist sistemin muhalefetin direncini kırmak için yontup şekil verdiği bir Truva atına dönüşmüş durumda…

İnsanlık Rapsodisi – 3. Kısım

Kaan Benli – Ayten Aydın

İyileşme Süreci

Şüphesiz yerelliğin olduğu bir dünyada kaybedilen şeyler büyük acılar ve çabalar karşılığında yeniden elde edilebilir.

Kınayan Benlik

Her kültürün içinde derinden akan bir metafizik gelenek vardır. Bu gelenek aslında anaerkil toplumsal ilişkilerden kopmak istemeyen bütüncül düşünme çabasının bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır. Bu Gelenek çeşitli adlarla anılsa da onu üç temel ögesinden ayırd edebiliriz. Dişil bir yapı taşır, yani şefkat, bağlanma, teslimiyet, sabır vb ahlaki ögelerin ve dahası Tanrı kavrayışının kökeninde anacıl duygular taşır, bir anlamda uygarlık öncesi ana soylu toplumların kokusu, izi ya da anısıdır bu. Bu öğretide bilinç durumu aktif, yargılayıcı, ayır edici değil senkretik yani bağdaştırmacı, pasif ve alıcı bir zihin durumu eksenlidir.