Ana Sayfa Blog Sayfa 5253

Tony Martin domine etti

0

Paris-Nice Bisiklet Turu’nun Rognes-Aix en Provence arasında koşulan 27 kilometrelik altıncı etabını (zamana karşı) HTC-Higroad’dan Tony Martin kazandı. Etap öncesi sarı mayoyu elinde tutan Andreas Klöden’e 46 saniye fark atan Martin zafere ulaşırken, Sky’dan Wiggins ikinci, Porte ise üçüncü oldu.

Paris-Nice öncesi Frank Schleck’in favori olarak gösterdiği Almanya ulusal zamana karşı şampiyonu Tony Martin, bu sonuçla birlikte genel klasman liderliğine yükselip sarı mayoyu sırtıne geçirirken, en yakın rakibi Klöden’e 36, Bradley’e 39 saniye fark attı.

Fukuşima nükleer santralinde çekirdek erimesi olabilir

Japonya’da dün meydana gelen depremden zarar gören Fukuşima nükleer santralında çekirdek erimesi olmasından korkuluyor. Japonya Başbakanı Naoto Kan Fukuşima 1 ve 2 nükleer santrallerinde acil durum ilan etmişti.

Deprem sırasında soğutma sistemlerinden bazıları duran ve su seviyesi düşen nükleer reaktörde çekirdek erimesi yaşanmış olmasından endişe ediliyor. Santral dışında tespit edilen Sezyum ve İyot-131’in bunun belirtisi olabileceği bildiriliyor.

BBC’nin ve Japon medyasının son verdikleri haberlere göre Japonya Nükleer Enerji Ajansı santral kalbinin dışında radyoaktif materyal tespit edilmesinin çekirdek erimesi belirtisi olabileceğini söyledi. Japon medyası da Fukuşima’daki reaktörlerden birinde patlama ve yangın görüldüğünü bildiriyor.

Japonya Nükleer Enerji Ajansı başkan yardımcısı Dr. Tatsujiro Suzuki yakıtın kısmen eridiğini doğruladıklarını, bundan sonra erimenin devam edip etmeyeceğinin önemli olduğğunu söyledi. Suzuki, eğer su seviyesi düşmeye devam ettiğini, bunun kötü haber olduğunu, ama basıncın da düştüğünü, bunun da iyi haber olduğunu söyledi. Deprem sonrasında meydana gelen kazada reaktör içindeki radyoaktivitenin normal seviyenin 1000 kat üzerine çıktığı bildiriliyor.

ABD’de nükleer silahsızlanma için çalışan Ploughshares Fund’ın başkanı Joseph Cirincione bu kazanın Çernobil’den bu yana en büyük kaza olduğunu söyledi.

Tokyoya 200 km. mesafede bulunan nükleer santralin 10 kilometre çevresinde yaşayan binlerce kişi boşaltılıyor.

Tarihin en büyük nükleer kazaları olan Çernobil ve TMI’da da çekirdek erimesi olmuştu.

Yeşil Gazete

* The Mainichi Daily News, Kyodo News, BBC ve ABC’den derlenmiştir.

Fukuşima nükleer santralinden radyoaktif buhar salınacak

Japonya’yı sarsan depremde soğutma sisteminde hasar meydana gelen Fukuşima nükleer santralinin 1 nolu reaktöründeki basıncın yükseldiği bildirildi.

Japonya’nın Nükleer Güvenlik Ajansı, Fukuşima’nın 1 numaralı reaktöründeki basıncın normal seviyenin 1,5 katına çıktığını açıkladı.

Ajans yetkilileri basıncı azaltmak için bir miktar radyoaktif buharın salınacağını belirtiyor.

Japonya’yı vuran 8,9 büyüklüğündeki depremin ardından, hükümet Fukuşima’daki nükleer santralin soğutma sisteminde arıza oluştuğunu ilan etmiş ve binlerce kişinin bölgeden tahliye edilmesi emri verilmişti.

Dünya Nükleer Birliği, nükleer santraldeki durumun kontrol altında olduğunun anlaşıldığını belirtirken, ABD de santrale soğutma malzemeleri gönderdiğini açıklamıştı.

‘RADYOAKTİVİTE NORMALİN BİN KATI’
Japonya Başbakanı Naoto Kan’ın, normalin 8 kat üzerindeki radyoaktivite oranı nedeniyle bir santralin 10 kilometre yarıçapı civarındakilerin tahliyesi için emir verdiği bildirildi.

Japon Jiji ajansında Sanayi Bakanlığı’na dayandırılan haberde, ülkenin kuzeydoğusundaki santralde sızıntı riski bulunduğu da belirtildi.

Kyodo ajansındaki haberde ise, radyoaktivitenin normalin bin kat üzerinde olduğu belirtildi.

Yeşil Gazete-

Beşiktaş hücum mu oynuyor?

Maçtan önce Sinan Engin ile konuşan Ömer Güvenç, bu takımın hücum oynadığından bahsediyordu. Güya yöneticiler hücum oynayan bu takımın oyunundan memnunlarmış ama sonuçlardan değillermiş. Buna rağmen bu oyunda ısrar edilirse başarının geleceğine inanıyorlarmış.

Şimdi, maçın ilk yarısına bakınca, bu takım hücum mu oynuyor? Bir tane doğru düzgün pozisyon yok maçın bu bölümünde. Manisaspor’un da buna uyması ile korkunç bir ilk yarı izlettirdiler bize takımlar. Manisapor’un bir amacı var. Bir kere Beşiktaş ile oynuyorlar. Bu sadece bu bile bir amaç. Üstüneüstlük kazanırlarsa, Beşiktaş’ın üstüne çıkacaklar puan durumunda. Bu başma bir motivasyon kaynağı. Galibiyetle birlikte gelecek gelir falan filan da birleşince Manisaspor’un kazanmak için çok nedeni var. Buna rağmen, Beşiktaş’a karşı etkisiz oldular. Diğer taraftan oynamak için bir nedeni olmayan Beşiktaş’ın ise neden etkisiz kaldığı konusunda pek de fazla düşünmeye gerek yok.

Maçın Beşiktaş için belki de tek güzel konusu sol bek oynayan Doğukan Pala’nın varlığı. 1992 doğumlu bu oyuncu, 1985 doğumlu Yiğit İncedemir’e genç diyenler için herhalde çocuk sayılabilir. İlkokul’da sınıf maçlarında bize karşı oynayan Yiğit’in de şimdi Guti’ye karşı oynuyor olması kişisel olarak başka bir hikaye. Şunu söyleyebilirim ki, oyununu geliştirmiş… Şaka bir yana Doğukan’ın bu takımda oynuyor olması maçı izlemek için bir neden. Keşke Necip de oyunda olsa da, topu üç kere dürtmeden pas veremeyen Mehmet Aurelio yerine onu izleyebilsek. İsmail Köybaşı sakatlandıktan sonra, İbrahim Üzülmez’i tekrar takıma almak gibi bir hata yapmadığı ve Doğukan’ı oynattığı için sorumluları kutlamak gerek.

Oyuna dönersek, Beşiktaş hücum oynamıyor. Hücum edemiyor bile. Top Guti’ye geldiğinde, hücum oynayan bir takımda sağa sola koşan, ara pas bekleyen oyuncular olur. Beşiktaş’ta ise top gittiğinde kimseye pas vermemeyi seçmiş bir Bobo’dan başkası yok ilerde. Bobo’nun bu tavrı üzerine gidilmeli. Çok uygun pozisyonlarda bile pas vermiyor Bobo.

Sonuç olarak Beşiktaş’ın çok iyi bir kadrosu var. Bu kadronun bitmiş hali, Manisaspor’un bu formda ve kazanmak için inançlı kadrosunu dahi oynatmayabiliyor. Yetenek olarak baktığımızda zaten Türkiye’nin üzerinde bir kadrosu var Beşiktaş’ın. Fakat, bu oyun planıyla, gol atabilmesi çok zor. Hırslı oynadığında baskı kuran bir takım Beşiktaş ama o zaman bile gollerde sıkıntı çekiyor. Ceza sahasına iki tehdit sokmak şart.

http://www.urbarli.net

Son Dakika: Fukushima’da radyasyon yükseliyor; nükleer tahliye!

Japonya’da depremin ardından soğutma sisteminde arıza yaşanan Fukushima nükleer santralinde soğutma işlemi başarılı olamıyor. Yerel saatle Cuma gece saatlerinde santralin etrafından 3000 kişinin zorunlu tahliesi emredildi. Santralin işletmecisi Tokyo Elektrik Şirketi’nden (TEPCO) Cumartesi sabahı yapılan açıklamaya göre ise santralin bir türbin binasında radyasyon seviyesi yükselmeye devam ediyor ve reaktör muhafazasında basınç artmakta, bu da soğutma çabalarının başarısızlığına işaret ediyor.

Bu olay ve Onagawa’da çıkan ve sonradan söndürülebilen nükleer santral yangını sonucunda Japonya tarihinde hükümet ilk kez nükleer acil durum ilan etti, ve bu durum devam ediyor. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı uzman yardımına hazır olduğunu açıklarken, ABD havakuvvetleri uçaklarıyla soğutucu madde gönderdiğini açıklıyor.

İnşa halinde 2, çalışan 6 reaktör bulunan santralde deprem sıraında reaktörler acilen devredışı oldular, ancak alınan bilgilere göre 1 ve 2 numaralı reaktörlerde soğutma sistemlerinde problemler yaşandı. Özellikle 1 numaralı reaktörün soğutma sisteminin çalışmaması üzerine nükleer acil durum ilan edildi, ardından yerel yönetim bu arızayı inkar etti. Fukushima civarında toplam 10 reaktör var ve şehir kalıcı yüksek derecede nükleer atık sahası olmaya aday.

Şu anda 3 kilometre çapında bir alandan 3000 kişi tahliye edilmiş vaziyette. 1o kilometre çapında bir alanda ise insanlara evlerinden çıkmama talimatı verildi. Yeşil Gazete gelişmeleri geldikçe nakledecek.

(Yeşil Gazete, Kyodo News, CNN)

Japonya nükleer felaketin eşiğinde

Bugün Japonya’nın kuzeyinde meydana gelen 8.9 büyüklüğündeki depremin ardından ülkenin nükleer santrallerine dair kaygılar devam ediyor. En son duyumlar ciddi kaygı verici. Fukishima’da 3000 kişi tahliye edildi ve ülke tarihinde ilk defa bir nükleer acil durum ilan edildi.  Onagawa nükleer santralinde yangın çıktı. Ülke çapında 20 reaktör devre dışı bırakıldı.

Depremin ardından Fukushima 1 ve 2 reaktörlerinde soğutma sisteminde arızalar üzerine yerel saatle Cuma gece saatlerinde santralin etrafından 3000 kişinin zorunlu tahliesi emredildi. Santralin işletmecisi Tokyo Elektrik Şirketi’nden (TEPCO) Cumartesi sabahı yapılan açıklamaya göre ise santralin bir türbin binasında radyasyon seviyesi yükselmeye devam ediyor ve reaktör muhafazasında basınç artmakta, bu durum ve de açıklamalar soğutma çabalarının başarısızlığına işaret ediyor.

Henüz bir sızıntı haberi ise yok. Alınan bilgilere göre inşa halinde 2, çalışan 6 reaktör bulunan santralde deprem sıraında reaktörler acilen devredışı oldular, ancak özellikle 1 numaralı reaktörün soğutma sisteminin çökmesi üzerine ülke tarihinde ilk defa nükleer acil durum ilan edildi.Yeşil Gazete bu endişe verici gelişmeyi takip ediyor.

 

Onegawa santrali
Yangınn çıkan Onegawa santrali Akkuyu'ya benzer bir coğrafyada, ve yine Ecemiş fay hattı yakınındaki Akkuyu gibi bir deprem ülkesinde

Diğer tearaftan, Onagawa santralinde yangın çıktı. Yangının haberi Kyodo ajansı tarafından geçilmeden önce santralin sahibi Tohuku Elektrik Şirketi her hangi bir olay rapor edilmediğini açıklıyordu. Bölgenin yerel idaresei daha evvelki raporların aksine soğutma sisteminde bir arıza olmadığını açıkladı.  Yangın daha sonra kontrol altına alındı ve söndü. 2005’teki bir depremin ardından da bu santralde havaya sülfürik asit dağılmıştı.

 

kashiwazaki'de yangın
2007'de Kashiwazaki Kariwa santralinde deprem ardından yangın çıkmıştı

Japonya’da benzer bir yangın son olarak Kashiwazaki Kariwa’da bulunan dünyanın en büyük kapasiteye sahip nükleer santralinde 2007’de 6.8 büyüklüğünde bir depremin ardından çıkmış, soğutma havuzundan ise denize 1.5 litre radyoaktif su sızıntısı olmuştu. Ayni sırada devrilen varillerden düşük dereceli atık sızıntısı olmuştu.

Şu anda 10 metreyi bulan tsunami dalgalarının kıyıları vurduğu Japonya’da santraller otomatik olarak durmuş durumda ve kontrol ediliyorlar. Onagawa’da yangın söndürüldü, ancak olayların haberleri geldikçe ülkenin elektrik kaynağının ne zaman normale döneceği meçhullüğünü koruyor. Yetkililer artçı şoklara dair kaygılarını koruyor ve acil durum hâli devam ediyor.

Japonya elektrik enerjisinin %55’ini nükleer santrallerden elde ediyor, ve santrallerin güvenlik kaydı Japonya ile nükleer anlaşma masasında oturmakta olan Türkiye’de sanılanın aksine kaygı verici boyutlarda; zira ciddi bir şeffaflık sorunu yaşanıyor ve nükleer olaylar yansıtılmıyor, yansıyanlar ise çok geç yansıyor. 1999 yılında Tokaimura’da reaktör için yakıt hazırlanışı sırasında kontrolsüz bir nükleer reaksiyon başlamış, yaşanan kazada 2 kişi ölmüş, yüzlerce insan radyasyona maruz kalmış, 10km çapında alan boşaltılmıştı. Olay üzerine Tokyo Elektrik Şirketi’nin (TEPCO) tüm reaktörleri güvenlik tedbirlerinin kontrolü için devre dışı  bırakmıştı. 2004’te Kansai’ye ait Mihama santralinde yaşanan kazada 4 işçi hayatını kaybetmişti. 2006’da ise vatandaşların açtığı dava üzerine Japonya’nın en yeni santrali olan Shikata nükleer santrali mahkemece depreme karşı güvensiz bulunmuş ve kapatılmıştı.

2002’de TEPCO’nun teftişlerde yalan raporlamalara gittiği ortaya çıkması üzerine şirketin tüm 17 reaktörü yine devre dışı bırakılmış, skandal büyük yankı bulmuştu. Tokyo Merkezli Vatandaşların Nükleer Bilgi Merkezi’ne göre Japon nükleer sanayiinde gizlilik kültürü hakim ve devlet denetimlerde yeterli değil. Ülkede hâlâ birçok reaktör güvenlik sebepleriyle %70 kapasitenin altında çalışmak zorunda yada devre dışı.

Türkiye hükümeti Sinop’ta Japon şirketleriyle gizli, denetim dışı devletlerarası bir anlaşma ile bazı haberlere göre 5600 MW gücünde olabilecek bir nükleer santral yapmayı planlıyor. Konu ile ilgilli görüşlerine başvurulan Yeşiller Partisi İklim ve Enerji Çalışma Gurubu’ndan Korol Diker Japonya’da daha önce de depremlerde nükleer olayların meydana geldiğini ve endüstri tarafından her zamanki gibi gizlenmeye çalıştığını söylüyor. Japonya’nın gizlilik kaydına dikkat çeken Diker, Türkiye’nin de Japonya gibi bir deprem bölgesi olduğunu ve bu kaza, ihmalkârlık ve kazaları gizleme siciliyle Japon firmalarına bir santral yaptırılma olasılığından çok ciddi endişe duyduğunu belirtiyor. Nükleer kaza riskinin ne kadar gerçek olduğunun Çernobil kazasının 25. yıldönümü olan bu sene tekrar hatırlanması gerektiğini belirten Yeşiller, kaza riskinin yanı sıra halledilemeyen onbinlerce sene ölümcül seviyede radyoaktivite yayacak atıklar problemi ve santrallerin normal işleyişi sırasında çevrelerindeki doğa ve insan sağlığına soğutma suyu ve sızan radyoaktif izotoplarla verdikleri zararlarla nükleer enerjinin bir altrnatif olamayacağını belirtiyorlar; Türkiye’nin bir an evvel güneş, rüzgar ve doğayla uyumlu, sürdürülebilir şekilde idare edilen diğer yenilenebilir enerji kaynaklarıyla enerjinin az ve verimli kullanılması üzerine kurulu bir enerji politikası benimsemesi gerektiğini söylüyorlar.

 

(Yeşil Gazete, NIRS, CNIC, Kyodo News Agency, Reuters, BBC, Business Insider, The Guardian, CNN Türk, Washington Post, Daily Telegraph)

Onagawa’da yangın söndü, Tokai’de yeni deprem oldu

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), Japonya’daki dev deprem ve onu izleyen tsunaminin, ülkedeki nükleer santrallar üzerindeki etkisiyle ilgili bir açıklama yaptı. Ajansın Japon yetkililerden aldığı bilgilere göre Onagawa’daki yangın söndürüldü, Tokai yakınında ise 6,5 şiddetinde yeni bir deprem oldu

Richter ölçeğine göre 8,9 büyüklüğündeki depremden sonra Japonya tsunami ve artçı şoklarla boğuşuyor. Japonya’nın kuzeybatısındaki nükleer santrallerden de az ve net olmayan haberler geliyor. UAEA’nın bugünkü (11 Mart) açıklamasında resmi nitelikte ve daha önemli bilgiler var. Japonya Nükleer ve Endüstriyel Güvenlik Ajansı’ndan aldığı bilgilere göre, “Fukuşima-Daiçi” nükleer santrlinde ileri düzeyde alarm verildi. Santral kapatıldı ve herhangi bir radyasyon sızıntısı gerçeleşmedi. Daha kuzeydeki ve deprem merkezine en yakın durumdaki Onagawa santralinde çıkan yangın ise söndürüldü. Bu iki santral dışında, Japonya’nın kuzeybatısında yer alan Fukuşima-Daini ve daha güneydeki Tokai santralleri de otomatik olarak devre dışı kaldı.

Tokai’de yeni deprem
UAEA’nın açıklamasında yeni bir bilgi de yer alıyor. İki reaktöre sahip Tokai santralinin yakınlarında 6,5 şiddetinde yeni bir deprem meydana geldiği belirtiliyor ancak konu hakkında daha fazla bir açıklama yapılmıyor. Japonya’daki nükleer santraller konusunda UAEA’ı da henüz fazla bir bilgiye ulaşamamışa benziyor. UAEA daha fazla bilgi aradığını da açıkça belirtmiş. Açıklamada aynen şöyle yazıyor: “UAEA, santral sahasındaki elektrik kaynakları, soğutma sistemi ve reaktör binalarının hali de dahil olmak üzere Fukuşima-Daiçi ve diğer nükleer santrallerle araştırma reaktörlerindeki durum hakkında daha fazla bilgi istiyor. Nükleer yakıtlar, santraller kapatıldıktan sonra da kontrollü bir soğutma işlemi gerektirir”.

Japonya’nın çalışır durumda 54 adet nükleer reaktörü bulunuyor. Bunlardan 15’ine ev sahipliği yapan dört nükleer santral, depremden sonra devre dışı bırakıldı.

http://www.ozgurgurbuz.blogspot.com/

Yön değiştiren tsunaminin etkileri büyüyor

Japonya’da 8,9 büyüklüğündeki depremin yol açtığı tsunaminin etkileri devam ediyor.

Polis, liman kenti Sendai’de 300 civarında ceset bulunduğunu açıkladı.

Televizyonlar, arabaları, evleri ve gemileri karaya doğru sürükleyen dalgadan duvarları gösteriyor.

Önce ülkenin kuzeydoğu kıyısından karaya doğru ilerleyen tsunaminin yön değiştirdiği ve yıkıntıların çoğunu denize taşıdığı belirtiliyor.

Yetkililer, tsunaminin verdiği zararı değerlendirmenin çok zor olduğunu söylüyor.

Yüz yolcu taşıdığı düşünülen bir geminin dalgalara kapıldığı biliniyor, ancak geminin konumu tespit edilemiyor.

Sendai şehri ve çevresindeki kırsal araziler su altında, sarsıntılardan sonra başlayan yangın da geniş bir alana yayılmış durumda.

Fukushima Daiçi nükleer santralinin çalışması da soğutma sisteminin bozulması nedeniyle durduruldu.

Miyagi bölgesinde bir nükleer santralin alev aldığı ve bir trenin kayıp olduğu da gelen haberler arasında.

Japonya hükümeti, ülkedeki Amerikan birliklerine kurtarma çalışmalarına yardım etmeleri çağrısı yaptı.

Merkez Tokyo’ya 400 km uzaklıkta

Deprem yerel saatle 14:46’da (Türkiye saatiyle 07:46) meydana geldi. Bu depremin Japonya’da şimdiye kadar yaşanan en büyük sarsıntı olduğu belirtiliyor.

Televizyonların canlı yayınlarına katılan bazı depremzedeler, depremin 3-4 dakika sürdüğünü anlattılar.

Amerikan jeoloji yetkilileri depremin merkezinin Tokyo’dan 400 km. uzaklıkta ve denizin yaklaşık 32 km derinliğinde olduğunu açıkladı.

Depremin ardından büyük artçı sarsıntılar yaşanıyor. Metro ulaşımı durdu, milyonlarca ev elektriksiz kaldı.

Televizyon görüntüleri Onahama City’de büyük dalgaların kıyıyı vurmasını gösterdi. Miyagi ve Fukushima bölgelerini vuran ilk tsunami, kıyı boyunca çok sayıda yerleşim alanını tahrip etti.

Sendai City’de çok büyük bir dalganın karanın içlerindeki tarım arazilerine doğru ilerlerken önündeki herşeyi birlikte sürüklediği görüldü.

Japon NHK televizyonundan yayınlanan görüntülerde, denizden gelen dalgalarla birlikte gemilerin, otomobillerin, kamyonların, elektrik direklerinin, yoğun çamur tabakasıyla birlikte kıyıdan içlere doğru topluca sürüklenmesi izlendi.

Deprem ardından bölge ülkelerinde tsunami uyarıları yayımlanıyor. Uyarı kapsamında Japonya, Filipinler, Hawaii, Rusya’nın Büyük Okyanus kıyıları, Endonezya ve Tayvan bulunuyor.

Halkın en kısa zamanda ve hızla yüksek bölgelere gitmesi istendi.

Canlı televizyon görüntülerinde depremin birçok binada yangına yol açtığı izlendi. Tokyo yakınlarındaki Ichihara yöresinde bir petrol rafinerisinde de kontrol altına alınamayan büyük bir yangın sürüyor.

Japonya’nın şehirler arası hızlı tren seferleri durduruldu. Tokyo yakınlarındaki Narita havaalanıyla, Sendai havaalanı ulaşıma kapatıldı. Bazı nükleer santrallerdeki faaliyet de, otomatik olarak kapatıldı.

Fransız Haber Ajansı, ABD tsunami gözlem merkezinin, Büyük Okyanus kıyılarının hemen hemen tamamını, Avustralya ile Güney Amerika’yı uyarı kapsamına aldığını bildirdi.

Japonya yetkilieri halka sükunet içinde olunması, asla otomobillere binilmemesi, önümüzdeki saatlerde güvenlik için yetkililerce yapılan uyarılara kesinlikle uyulması çağrısında bulunuyor.

Başbakan Naoto Kan, ülkede herhangi bir radyasyon sızıntısı olmadığını duyurdu. Japonya Başbakanı, deprem fekaletzedelerine derin üzüntülerini dile getirdi ve çeşitli âcil yardım merkezleri oluşturulduğunu bildirdi. (BBC)

ETA’nın ‘askeri lideri’ yakalandı

0

Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele veren ETA örgütünün askeri lideri Alejandro Zobaran Arriola’nın, Fransa’nın kuzeyinde gözaltına alındığı açıklandı.

İspanyol ulusal radyosuna göre, Arriola, Fransa ve İspanya polisinin Belçika sınırı yakınlarındki Willencourt kentinde düzenlediği bir operasyonda yakalandı.

ETA, 1968’de başladığı silahlı saldırılarını durdurma kararı almıştı. Şimdiye kadar ETA’nın saldırılarında 800 kişi öldü.

“Xarlas” kod adlı Arriola’nın üç kişiyle birlikte yakalandığı, operasyonda bazı belgeler ve silahların ele geçirildiği belirtiliyor.

Arriola’nın, Francisco Javier Lopez Pena’nın Mayıs 2008’de tutuklanmasından sonra yakalanan altıncı ETA askeri lideri söyleniyor.

10 Ocak’ta silahlı saldırılarına son verdiğini açıklayan örgüt, son zamanlarda silah bırakması için baskı altındaydı.

İspanyol Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, örgütün ateşkes ilanını reddetmiş ve ETA’nın kendini feshetmesini istemişti.

İspanyol yetkililer, ETA’ya karşı yürüttükleri savaşın sonunda örgütün operasyon kabiliyetini önemli ölçüde azalttıklarını düşünüyor. Son zamanlarda, bölge ülkeleriyle yapılan işbirliği sonucu örgütün lider kadrosundan birçok kişi tutuklandı. (BBC)

Libya’da kuvvet dengesi rejim lehine döndü

0

Libya’da rejim karşıtlarının elinde bulunan Ras Lanuf ve Zaviye kentleri yoğun çatışmalardan sonra el değiştirdi.

Haberlere göre, Kaddafi’ye sadık birliklerin kara, hava ve denizden yaptıkları saldırılar nedeniyle muhalefet güçleri geri çekilmek zorunda kaldı.

Muhalefet liderleri birkaç gün süren şiddetli çatışmalardan sonra dün Zaviye’den çekilmek zorunda kaldıklarını açıklamıştı.

Rejim karşıtlarının kontrolündeki Bingazi’de ise, Fransa’nın muhalefet Konseyi’ni Libyalıların resmi temsilcisi olarak tanıması sevinç gösterileriyle karşılandı.

Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi,  hükümetin asla teslim olmayacağını ve Libya halkının asla NATO ya da Amerikan kuvvetlerini topraklarında kabul etmeyeceğini söyledi.

Washington’da ise Amerikan Ulusal İstihbarat Örgütü Başkanı James Clapper, asker ve silah üstünlüğüne sahip Kaddafi’nin, isyancıları püskürterek ayakta kalabileceğini açıkladı.

Clapper, dün, Senato’da yaptığı açıklamada, isyancıların kaderinin Libya hava kuvvetlerinin elinde olduğunu, Kaddafi’nin çekilme ya da isyancılarla anlaşma niyeti olmadığını söyledi.

Bu arada Uluslararası Kızılhaç Örgütü Libya’nın iç savaşın içinde olduğunu açıkladı. Örgüt şimdiye kadar en az 1000 kişinin öldüğünü, 250,000 kişinin de ülkeden kaçtığını tahmin ediyor.

Öte yandan Fransız petrol devi TOTAL, iç savaş nedeniyle Libya’nın günlük petrol üretiminin günde 1,6 milyon varilden 250 bin varile düştüğünü açıkladı. (voa)