Ana Sayfa Blog Sayfa 484

[Seçim Günlüğü] Sandıkların tamamı açılmadı ancak Adıyaman AKP İl Başkanlığı kutlama yapıyor

14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento Seçimleri’nde oy sayımı sürerken AKP, Adıyaman‘da kutlamalara başladı. Sandıkların tamamı açılmamışken, depremin en çok etkilediği kentlerden biri olan Adıyaman’da bir grup insan AKP İl Başkanlığı önüne gelerek kutlama yaptı.

Aralarında genç, yaşlı ve çocukların bulunduğu yaklaşık bin kişilik grup otomobil ve motosikletlerle il başkanlığı önüne geldi. Meşale ve AKP flamaları taşıyan kitle, burada davul zurna eşliğinde halay çekerek slogan attı.

Adıyaman’da seçime ilgi yoğundu. Depremin etkisinin yoğun olduğu Kahramanmaraş ve Hatay’ın aksine Adıyaman merkezde okullar genel olarak yıkılmadığı için sandıklar okullardaydı. Depremzede vatandaşların sandığa ilgisi ise oldukça yoğundu.

Adıyaman’da 399 bin 125 seçmen oyunu kullandı. Kentte şu ana kadar sandıkların yüzde 90.29’u açılırken, Recep Tayyip Erdoğan yüzde 66.51 oy aldı. Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 30.89, Sinan Oğan yüzde 2.18, Muharrem İnce yüzde 0.42 oy aldı.

[Seçim Günlüğü] Sayım devam ederken cumhurbaşkanı adaylarından ilk açıklamalar geldi

Kılıçdaroğlu: YSK’yı uyarıyorum

Millet İttifakı‘nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sonrası oy sayımları sürecine yönelik açıklama yaparak, halkı sandıkları terk etmemeye çağırdı.

Kılıçdaroğlu, sosyal medya platformu Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, seçim yasağının kaldırılmasının hemen ardından Erdoğan’ın oylarını yüzde 58 oranında gösteren Anadolu Ajansı‘nın seçim sonuçlarına ilişkin izlediği  manipülatif yönteme atfen, “Yüzde 60’lar ile başlayan kurgu şu anda 50’nin altına düştü” diye belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu, “Sandık müşahitleri ve seçim kurullarındaki görevlilerimiz bulundukları yerden asla ayrılmasın. Bu gece uyumayacağız Halkım” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu ve CHP oylarının çoğunlukta olduğu bölgelerde sandık sonuçlarına itiraz edilmesi ve Yüksek Seçim Kurulu‘nun (YSK) söz konusu sonuçları sisteme işlemediğine yönelik iddialara atıfta bulunan Millet İttifakı adayı, “YSK’yı uyarıyorum, illerdeki veri girişini sağlamak zorundasınız” uyarısında bulundu.

Erdoğan: Büyük bir demokrasi şöleni

Cumhur İttifakı‘nın Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan da Twitter üzerinde yaptığı paylaşımında 14 Mayıs seçimlerinin uhulet ve suhulet ile büyük bir demokrasi şöleni şeklinde gerçekleşmesi, Türkiye’mizin sahip olduğu demokratik olgunluğun ifadesidir” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, “Seçim böylesine olumlu ve demokratik atmosferde geçmişken, oy sayımı da halen sürerken, alelacele sonuçlar açıklamaya kalkmak, milli iradenin gaspı anlamını taşır. Milletimizin teveccühünün devam eden oy sayımına yansıyor olmasından memnuniyet duyuyoruz” diye konuştu.

Yurttaşlara sonuçlar resmi olarak neticelenene kadar sandıkları terk etmemeleri çağrısında bulunan Erdoğan, “Demokrasi adına oy veren ve seçim çalışmalarında yer alan tüm vatandaşlarımı tebrik ediyor, her birine ayrı ayrı şükranlarımı ifade ediyorum” diye ekledi.

Oğan: İkinci tura kalması yüksek ihtimal

Ata İttifakı‘nın Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan ise yaptığı paylaşımda seçimlerin ikinci tura kalması ihtimaline dikkati çekti.

Oğan, şunları kaydetti:

“Seçimlerin ikinci tura kalmasını yüksek bir ihtimal olarak görüyoruz. Türk milliyetçileri ve Atatürkçüler bu seçimin kilidi konumundadır. Muharrem İnce’nin seçimlerden türlü baskılarla el çektirilmesinden sonra son iki gün bize saldırıp bizi haksız yere itham ederek linç girişiminde bulunanların bu siyasal tablodan çıkaracağı çok ders olmalı! Çıkacak her sonuç milletimize hayırlı olsun!”

[Seçim Günlüğü] Erkan Baş: İlk turda bitirebiliriz

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul‘dan 3. bölge 1. sıra milletvekili adayı Erkan Baş, “İlk turda bitirebiliriz” dedi. Baş ellerine ulaşan ilk verilere dayanarak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turda bitirilebileceği yönünde mesaj verdi. Baş sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:

“Partimiz de beklentilerimizin de üstünde oy alıyor, heyecanımız yüksek! Lütfen tüm sandıklara, her oya sahip çıkalım. Islak imzalı tutanakları almadan okullardan kesinlikle ayrılmayalım. TİP’i meclise daha güçlü göndereceğiz. Erdoğan’ı da tarihin çöplüğüne göndereceğiz!

ANKA’nın verilerine göre seçimde son durum şöyle:

Saat 20.55 itibarıyla Türkiye geneli Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyların adaylara göre dağılımı;

  • Açılan Sandık Oranı: Yüzde 52,75
  • Recep Tayyip Erdoğan: Yüzde 47,64
  • Kemal Kılıçdaroğlu: Yüzde 46,60
  • Sinan Oğan: Yüzde 5,31
  • Muharrem İnce: Yüzde 0,45 

[Seçim Günlüğü] AKP Sözcüsü Çelik: Sandık namustur, Erdoğan açık ara önde

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Sözcüsü Ömer Çelik, oyların sayımı devam ederken kameraların karşısına çıktı.  “Öndeyiz” diyen Ömer Çelik, Ekrem İmamoğlu‘nun ve Mansur Yavaş‘ın “erken” açıklamalarını eleştirdi.

Çelik şunları söyledi:

Sayımlar devam ediyor, tüm siyasi parti görevlileri de tüm süreci takip ediyor.  YSK’nın yasakları kaldırmasıyla birlikte sonuçlar açıklanmaya başladı.

Daha sonuçlar kesinleşmeden birdenbire karşımızdaki ittifakın sözcüleri televizyonlara çıktılar ve AA‘nın verileri çarpıttığını söylediler. AA bu verileri gerçek kişiler üzerinden alıyor. Bu telaş nedir? CHP Sözcüsü’nün ve belediye başkanlarının açıklamaları nedir? Bu saatten sonra oy verme işlemi devam ediyor olsa ve bunlarla oynanıyorsa derse neyse. ”

İmamoğlu ve Yavaş’ın açıklamalarına tepki: Diktatörlük

Kendilerinde seçim sonucu ne olursa olsun saygı duyma geleneğinin olduğunu ancak Millet İttifakı’nda sonuçlara saygı duymama ve engelleme geleneğinin bulunduğunu öne süren Çelik şöyle konuştu:

“İki belediye başkanı televizyona çıktılar ve vahim bir açıklama yaptılar. Utanç verici bir açıklamadır. İmamoğlu çıktı 13. Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu‘dur dedi. Bakın sandıklar hala açılıyor. Eğer diktatörlüğün karşılığı aranırsa o yaklaşım bu yaklaşımdır. Sandıklar sayılmaya devam ediyor. Üstelik çıkan veriler de Cumhurbaşkanımız açık ara gidiyor ama biz çıkıp da açıklama yapmıyoruz.”

[Seçim Günlüğü] Oyların yüzde 5’ine ulaşan Sinan Oğan kimdir, ne demişti?

Sinan Oğan‘ın yüzde 5 alması durumunda ikinci tura kalacağı belirtilen 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri‘nde sandıklar açılmaya devam ederken, Oğan’ın aldığı oy oranı belirleyici olacak. Peki ATA İttifakı‘nın cumhurbaşkanı adayı Oğan, kimdir?

MHP’den ihracı

Türk stratejik araştırmacı ve siyasetçi Sinan Oğan, 2011 Türkiye genel seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi‘nden (MHP) Iğdır milletvekili seçilerek meclise girdi.

Oğan, 2015’te MHP’den ihraç edildi. İhracın ardından 2 Kasım 2015’te açtığı davayı kazanan Oğan, MHP’ye geri döndü.

Sinan Oğan, 10 Mart 2017’de Balıkesir Milletvekili İsmail Ok, Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, Isparta Milletvekili Nuri Okutan ile birlikte MHP’den tekrar ihraç edildi.

‘Bedavaya olmaz’

Gazeteci Bahar Feyzan’ın YouTube kanalında geçtiğimiz günlerde seçime ilişkin değerlendirmelerde bulunan Oğan, “Masaya oturduğumuz taraflarla taleplerimizi konuşacağız. Taleplerimizin başında terörle arasına mesafe koymak olacak. Tabii ki biz bedavadan ortak olmayacağız, bizim de bakanlıklar, cumhurbaşkanı yardımcılığı gibi taleplerimiz olacak. Anlaşırsak hükümetin içinde yer alacağız, anlaşamazsak da yolumuza bakacağız” demişti.

Oğan’ın 14 Mayıs 2023 seçiminde yüzde 5 oranında oy alması durumunda seçimin ikinci tura, 28 Mayıs’a, kalacağı öngörülüyor. Mevcut durumda ise  farklı kurumlardan paylaşılan veriler arasında oransal olarak büyük farklar bulunuyor. Oğan sandıkların yüzde 57’sinin açıldığının belirtildiği AA‘nın verilerine göre yüzde 5,30 oranında oy almış durumda. Ancak ANKA verilerine göre Oğan’ın oy oranı yüzde 4,42.

Oğan kimdir?

14 Mart 1969’da Azerbaycan Türkü bir ailenin çocuğu olarak Iğdır, Melekli’de doğan Oğan, Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu.

Yüksek lisansını da aynı üniversitede tamamlayan Oğan, Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Üniversitesi’nde (MGİMO) doktora yaptı.

Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olan Oğan, Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi ve dekan yardımcısı olarak görev aldı.

1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından önce Ebulfez Elçibey ile görüşme gerçekleştiren Sinan Oğan, Azerbaycan’ın bağımsızlığı sonrasında bir süre Elçibey’in Cumhurbaşkanlığı ofisinde çalıştı.

1992-2000 yılları arasında TİKA Azerbaycan Temsilcisi olan Oğan, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Rusya Ukrayna Araştırmaları Masası başkanlığı yaptı.

Oğan, Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi’ni (TÜRKSAM) kurdu ve başkanlığını yürüttü.

TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu’nda Avrasya’ya Bakış isimli dış politika içerikli bir haftalık programın yapımcılığını ve sunuculuğunu yapan Oğan, Metzamor Nükleer Santrali’nin kapatılmasına yönelik faaliyetleri koordine eden bir “sivil girişim” kurmuş ve koordinatörlüğünü gerçekleştirdi.

Üç kitabı ve 500’den fazla makalesi bulunan Oğan, Türkiye-Arnavutluk ve Türkiye-Nijer Parlamentolararası Dostluk Grupları üyesi ve Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu Genel Sekreteri’dir.

[Seçim Günlüğü] Kaftancıoğlu: Kılıçdaroğlu İstanbul’da önde, Türkiye’de yüzde 50’yi zorluyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, saat 20:25’te yaptığı basın açıklamasında İstanbul’a dair mevcut seçim verilerini açıkladı. 

Islak imzalı tutanaklara göre sandıkların yüzde 40’ının sonucuna ulaşıldığını açıklayan Kaftancıoğlu, İstanbul özelinde konuşarak “Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 50’nin üzerinde (yüzde 51,42), Recep Tayyip Erdoğan yüzde 43,91 Sinan Oğan yüzde 4,37 ve Muharrem İnce 0,29 oy oranında” dedi. 

Türkiye geneline dair yorum yapmaktan kaçındığını belirten Kaftancıoğlu, şunları ekledi.

“Ama şunu söyleyebilirim. Gördüğüm kadarıyla sandıklar açılmaya başladıkça cumhurbaşkanı adayımız yüzde 50’yi zorluyor gibi. Size Türkiye genelinde iyi bir haber vermiş olayım.”

Oy sayımlarının gece boyunca takip edileceğini belirten Canan Kaftancıoğlu, veriler güncellendikçe bilgilendirmenin devam edeceğini sözlerine ekledi.

İmamoğlu ve Yavaş: AA bizim için yok hükmünde, Kılıçdaroğlu bugün Cumhurbaşkanı ilan edilecek

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.

Açıklamada, Anadolu Ajansı‘nın daha önceki seçimlerde veri manipülasyonu yaptığını vurgulayan İmamoğlu, bugünkü seçim sonuçlarında Erdoğan’ın oylarının yüzde 58’le başlatıldığını belirtti ve yine bir manipülasyon söz konusu olduğuna işaret etti.

İmamoğlu, “AA, bitkisel hayata girdi ve bitkisel hayattan çıkmak içni bizim iktidara gelmemizi bekliyor. Vatandaşlarımızın asla itibar etmemesini istiyoruz. İstanbul’a veri akışını kesen AA yöneticileri bizim için yok hükmündedir” dedi.

‘AA’ya inancımız yoktur’

İmamoğlu, şunları kaydetti:

AA’ya inancımız yoktur. 2015 haziran seçimlerinde AA ne hikmetse Sayın Erdoğan’ı yüzde 65 ile önde başlatıyor. O seçim yüzde 40 ile bitiyor. Kasım seçimlerinde yüzde 75 ile başlatıp yüzde 49 ile bitiriyor. 2018’de yüzde 67’lerle başlatıp 52 ile bitiriyor. 2019’da ise gücü yetmiyor yine yüksekten başlıyor ama iki saat sonra ekranlarını kapatıyor.

Bu sonuçlara bakıldığında sayın Kılıçdaroğlu’nun 13. cumhurbaşkanımız olacağını düşünüyoruz. AA’nın ortalama 15-20 puan gerilerde bitirdiğini hatırlarsak bu akşamı varın siz ortaya koyun.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun yüksek çıktığı sandıklara sözde itiraz yapılarak sisteme yüklenmemektedir. Bu da manipülasyonu yükseltiyor. Biz buradayız. Birazdan Millet İttifakı liderleri de burada olacağız. Sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz. Yüzünüz gülümsemeyle baki olsun. Sandık başındaki demokrasi kahramanları işlerine baksın, biz onlara güveniyoruz.”

‘Artık AA işlevini yerine getiremiyor’

31 Mart 2019’da gerçekleştirilen yerel seçimlerde, oyların yüzde 50,93’ünü alarak ABB Başkanı olarak göreve gelen Mansur Yavaş da, AA’nın söz konusu seçimlerde AKP’li rakibi Mehmet Özhaseki’nin oy oranın da yüzde 83 ile başlatıldığını hatırlattı:

“Yüksek çıkan sandıklara itiraz etmek suretiyle diye kendi işlerine gelen sandıkların akışını yapıp bunu da Anadolu Ajansı bir şekilde bütün milletimize yayıyor. Güvenilir hiçbir tarafı yoktur. Mahcup da olmuyorlar. Çünkü 2014 seçimlerinde de aynı şekilde o zamanki Anadolu Ajansı Genel Müdürü, AK Parti Genel Merkezi‘nden televizyonları arayarak sadece bizim verdiğimiz sonuçları yayınlayın, diğerlerini yayınlamayın diye talimat vermişti.”

“Artık Anadolu Ajansı gerçekten işlevini yerine getirmiyor” diye sözlerine devam eden Yavaş, “Bizim elimizdeki verilere göre, tam sonuç vermeyeceğim ama gelen sonuçlara göre yüzde 23,87’ye varan şu anda Sayın Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu öndedir. Bize güvenin. İnşallah daha sonuçlar da geldikçe zaman zaman başkanımla gelip sizi bilgilendireceğiz. Doğru bilgi buradadır” diye ekledi.

Mevcut verilere göre Kılıçdaroğlu’nun Türkiye genelinde ve İstanbul ve Ankara‘da önde olduğunu vurgulayan Yavaş, seçimin ilk turda bitirileceğini tahmin ettiklerini de aktardı.

Mevcut veriler

Anadolu Ajansı’na göre (19:52 itibariyle )
  • Açılan sandık oranı: Yüzde 38,25
  • Tayyip Erdoğan: Yüzde 52,85
  • Kemal Kılıçdaroğlu: Yüzde 41,23
  • Sinan Oğan: Yüzde 5,37
  • Muharrem İnce: Yüzde 0,55
ANKA Haber ajansı’na Göre (19:52 itibariyle)
  • Açılan sandık oranı: Yüzde 13,11
  • Tayyip Erdoğan: Yüzde 50,66
  • Kemal Kılıçdaroğlu: Yüzde 43,99
  • Sinan Oğan: Yüzde 4,84
  • Muharrem İnce: Yüzde 0,51
CHP Genel Merkezi’ne göre (19:46 itibariyle)
  • Açılan sandık oranı: Yüzde 26
  • Kemal Kılıçdaroğlu: Yüzde 47,80
  • Tayyip Erdoğan: Yüzde 46,42
  • Sinan Oğan: Yüzde 5,32
  • Muharrem İnce: Yüzde 0,46

[Seçim Günlüğü] Oy verme işlemi sona erdi

Sandık başında yaşanan olumsuzluklar bu seçimde de devam etti

Sandık görevlisi darp edildi, Erdoğan’a seri oy basıldı

Şanlıurfa‘nın Harran ilçesi Minare köyünde bir grubun, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) sandık kurulu üyelerini darp ederek oy pusulalarında seri şekilde Recep Tayyip Erdoğan‘a oy basıldığı belirtildi.

CHP’li Oğuz Kaan Salıcı o anlara ilişkin görüntüleri sosyal medya hesabından paylaştı. Salıcı Şanlıurfa Valisi ve Emniyet Müdürüne ulaşamadıklarını duyurdu.

Salıcı Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı:

“Sosyal medyaya yansıyan bu görüntüler Şanlıurfa Harran ilçesi, Minare köyünde çekilmiştir. Önce sandık kurulu üyelerimiz darp edilmiş sonra bu görüntüler ortaya çıkmıştır. Yetkili avukat arkadaşlarımız ilgili köye yönlendirilmiş ve İlçe Seçim Kuruluna itiraz edilmiştir.

Bu arada Şanlıurfa Valisi ve Emniyet Müdürüne ulaşılamamaktadır. Zatıalileri toplantıdadır.”

İki polis, birden fazla oy kullanma girişiminde bulundu

Denizli‘nin Pamukkale ilçesinde polis memuru G.Ş., Hürriyet Ortaokulu‘nda 1128 nolu sandıkta oyunu kullandıktan sonra aynı okuldaki 1141 nolu sandıkta da oy kullanmaya çalıştığı kaydedildi.

soL Haber’in aktardığına göreTürkiye Komünist Partisi (TKP) müşahitleri durumu fark ederek G.Ş.’nin ikinci kez oy kullanmasına engel oldu.

Benzer bir durumun Milli Eğitim Koruma Derneği İlkokulu‘nda da yaşandığını bildirildi. TKP’li müşahitler, görev kâğıdıyla okulda bulunan ve birden fazla sandıkta oy kullanmaya çalışan bir polis memurunu tespit ettiğini bildirdi. Müşahitlerin ısrarı sonucunda mükerrer oy kullanamayan polis okulu terk etti.

Antep’te kendilerinden habersiz görevlendirilen seçmenler oy kullanamadı

Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde çoğunluğu Yeşil Sol Parti seçmenlerinden oluşan 55 kişi, kendilerine bilgi verilmeksizin Vatan Partisi adına başka bölgelerde sandık kurulu üyesi olarak kaydedildi.

HDP tarafından yapılan açıklamaya göre, özellikle yaşça büyük ve okuma yazma bilmeyen seçmenlerden oluşan kişiler, durumdan habersiz oldukları için kayıtlı oldukları sandıklarda oy kullanamadı.

HDP Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamada “Kayıtlı oldukları sandıklara gittiklerinde durumdan haberdar olan seçmenler ellerinde 142 belgesi de olmadığı için görevli oldukları sandıklarda da oy kullanamamıştır. Duruma ilişkin tutanak tutulmuştur” ifadelerine yer verildi.

İstanbul’da AKP’li müşahitlerden TİP üyesine darp

İstanbul‘un Fatih ilçesindeki Neslişah İmam Hatip Ortaokulu’nda seçmenlerle birlikte oy kabinine girmek isteyen Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) müşahitlerin, bu duruma karşı çıkan TİP üyesini darp ettiği bildirildi.

Konuya ilişkin tutanak tutturan TİP üyesinin, AKP’li müşahitler tarafından önce tehdit edildiği, ardından darp edildiği ifade edildi.

Seçimler, kaygı ve devir değiştirici/devrimci arzu

[email protected]

Türkiye tam olarak tarihsel dönüm noktalarından birini yaşıyor. Gerçekten büyük bıkkınlıkların- bezginliklerin ve büyük beklentilerin, büyük dönüşüm arzularının birikmiş olduğu bir andayız. Bir karar anı bu… Türkiye’de yaşayan insanlar, bu ülkenin toplumları, “geçmişi nasıl değerlendiriyor ve geleceğe nasıl bakıyor, gelecek günlerden neler bekliyor?” bu konuda bir karar verecek.

Bununla birlikte kararının, ne adil ve eşitler arası bir yarışmanın gerçekleştiği bir ortamda verilebileceğine, ne de seçim sonuçlarının doğru ve hilesiz bir biçimde açıklanacağına güveniyor. Toplum tam olarak belirsizlik ve güvensizlik, sonuç olarak da zorbalık karanlığı içinde, geleceğini inşa etmeye çalışıyor.

Ancak bu durum güçlük ve yılgınlık yerine, daha çok ve yaratıcı direniş, güçlü bir mücadele azmi yaratıyor. Türkiye toplumları, çeşitli halklar, yerel-toplumsal etnik özellikler taşıyan topluluklar, farklı kültürler ve inançlar, derinden bir iç görüyle ve toplumsal algıyla son derece stratejik bir karar anında olduğunu biliyor. Bu an sıradan bir karar anı değil. Tarihsel bir moment…

‘Muhafaza’ya karşı değişim ve dönüşüm dalgası

Türkiye kırlarında ve kentlerinde, dalgalanan hızlarda da olsa büyük dönüşümler yaratmış ve bunları yaşamış olan bir toplum. Bu dönüşümlerin hepsini iyi hesaplayarak ve planlayarak yaratmış ve sonuçlarıyla her zaman yeteri olgunlukta ve akılcı yaklaşımlarla baş edebilmiş durumda değil. Ama bu deneyimleri yaşamış ve yaşamaya devam eden bir toplum. Değişimi ve ekolojik-iklimsel sonuçlarını görüyor ve içinde bulunduğu duruma dair düşünüyor, öğreniyor ve tepki gösteriyor. Gerekirse direniyor ve direnci kırılmıyor. Kırda ve kentte mücadele ediyor.

Dünyanın bütün toplumlarında olduğu gibi, Türkiye’de de otoriteye, zorbalığa kolayca baş eğenler, mücadeleyi göze alamayanlar, mutlak otoritenin topluma saçtığı korkunun/yılgınlığın etkisinde olan kitleler var elbet. Statükonun bozulmasını göze alamayanlar veya çıkar ağları zedelenebileceği için bunu istemeyenler de var. Kralcılar, Fransız Devrimi’yle yok olmadılar. İngiltere’de hala varlar. Kendilerince kutsal bir yanı olan geçmişi, bütünüyle değilse bile “muhafaza etmek” istiyorlar. Muhafazakarlar/tutucular bazı dönemlerde Faşist veya Nazi diktatoryasını ya da benzer bir şiddet ortamını onaylayabiliyorlar.

Ama Türkiye’de de, dünyanın bütün toplumlarında da, muhafaza etmekten/tutmaktan çok, değiştirmeye/dönüşüme-evrime, gelecek kurmaya bakanlar, bunu yapamasalar da “kötülüğe-despotluğa-akıl dışı saçma ve onaylanamaz yoksullaştırmaya” karşı direnenler de var. Toplumsal tarihin bazı momentlerindeki coşku, tutucu bütün bariyerleri devirip ötesine geçmenin, daha eşitlikçi/adil ve özgürlükçü bir yaşamdan yana olanların bu değişimleri-devrimleri gerçekleştirmesinin önünü açıyor ve ardından sel gibi dönüşümler geliyor.

Bunun için bazen, 1789’un Paris’inde olduğu gibi kadınlar ve erkekler ellerinde yabalar ve küreklerle geliyorlar, bazen 1917’de Petersburg’da olduğu gibi derme-çatma tüfekler ve bayraklarla, çoğu kez de, dünyanın her hangi bir yerine yerleştirilmiş sandığa, oy pusulalarıyla geliyorlar.

Bu değişim arzusunun ortaya çıkabilmesi için seçimler, her zaman en elverişli fırsatlar olamayabilir. Çünkü seçimin öncesinde, anında ve hemen sonrasında, adil ve gölge düşmemiş, gerçeği bütün dürüstlüğüyle yansıtabilecek bir ortam oluşmamış olabilir. Daha da kötüsü, Trump veya Bolsanaro veya 2019 İstanbul yerel yönetim seçimi örneklerinde gördüğümüz gibi, iktidar bağımlısı hırslı politikacılar eliyle, kötüye kullanılmak üzere düzenlenmiş de olabilir.

*

Seçimler, demokrasinin bir parçası elbette. Ama bütünü, hatta büyük bir parçası bile değil. Demokrasinin asıl önemi, kolektif karar almak için yapılan tartışmaların kapsamı- derinliği ve verimiyle; karar ertesinde ise, uygulamaların niteliği, denetlenebilirliği ve yeniden tartışılabilir, gerekli düzeltmelerin-onarımların yapılabilirliğiyle ilgili… Çoğu kez zor, bezdirici ve yavaş, bazı durumlarda bürokrasiyi yaratacak kadar kötü örgütlenen yapılarda olabiliyor.

Türkiye veya Osmanlı toplumları, seçimleri yaklaşık son 150 yıldır, demokratik koşullara uygun seçimleri ise, (eğer toplumsal dalga demokrasiden yana yükselebilmişse) yaklaşık 75 yıldır deneyimliyor. Çoğu kez askeri darbelerle demokratik gelişmelerin önü kesiliyor, diktatoryal zorbalıkla, idam sehpaları, hapishaneler ve işkencelerle gözü korkutuluyor, ama daha geniş bir perspektiften bakıldığında, Türkiye’deki toplumların inandırıcı ve istikrarlı bir biçimde geliştiği ve ilerlediği; dönüşümü bazen hızlı bazen yavaş da olsa arzuladığı ve gerçekleştirebildiği görülüyor…

‘Büyük öykü’ ne diyor?

Türkiye toplumları, “büyük öykünün” akışına bakılırsa, eviriliyor ve bu evrimin doğrultusu, daha adil ve eşitlikçi, daha özgür ve demokratik bir dünyaya doğru… Evet toplumun önemli bir bölümü değişimden veya değişimin hızından korkuyor ve bunu istemiyor, ama sonuç olarak onlar da kendileriyle konuşulması/müzakere edilmesi, sorunlar belirdiğinde bunlarla yüzleşilmesi koşuluyla daha demokratik bir topluma doğru gelişmenin kabul edilebileceğini görüyorlar.

20’nci yüzyılın başından beri, Anadolu kırında ve kentlerinde-metropollerinde bulunan en “muhafazakar” ailelerdeki değişimlere göz atmak bile, bunu çok kolay algılanır bir biçimde gösteriyor. Toplumlar, bu coğrafyanın her yerinde ve her zamanında, aynı hızla ve aynı örgütlenme biçimleriyle ve toplumsal kurallara göre değişmiyor elbet… Bir çok toplumsal alt-örüntü, yerel-geleneksel özellik, kültürlerin dillerin ve inançların farklı sentezlerinden dolayı farklı görünürlüklerle ortaya çıkıyor. Ama “büyük öykü” gürbüz bir dönüşümün olduğunu net bir biçimde anlatıyor.

Toplum, konuşarak-tartışarak ve belki önce sadece parlamenter, ama giderek daha katılımcı bir demokrasiyle, farklı bir yaşama biçiminin yolunu bulmak zorunda olduğunu anladığının bazı ipuçlarını sunuyor aslında: En önemlileri, eşitlik için, toprak için, su için, doğa için, kırdaki ve kentlerdeki toplumun bütün katmanlarının derinlerinde başlamış olan ve kadınların başı çektiği direnişler…

Mücella, bütün bu direnişleri ve geleceğe doğru yeni ve daha adil bir toplum arzusunu açık ve örtük biçimde duyumsayan herkes için, hapishanede öylece dimdik, ayakta ve yürümeye başlayacak gibi duruyor…

Toplum, Nazım Hikmet’in “Tebahhur Suresi” anında gibi…

Katı olan her şey buharlaşacak, kırlar ve kentler şenlenecek gibi…

Neredeyse ramak kalmış, elimizi uzatsak, özgürlüğü ve güzel günleri tutacağız gibi…

Umarım, yüz akıyla ve onurumuzla-kimliklerimizle yaşamaya yaklaşmışızdır.

Umarım, kaynama noktasına ulaşmışızdır.