Ana Sayfa Blog Sayfa 4193

Artvin’in Kafkasör Yaylası’nda ekoloji kampı

Karadeniz İsyandadır ve Artvin Çevre Platformu, Artvin’in Kafkasör Yaylası’nda 17-24 Ağustos tarihlerinde ekoloji kampı düzenliyor. HES’lerin, maden ocakları ile termik santrallarin çevreye verdiği zararlara dikkat çekmek amacıyla düzenlenen kampın öncelikli hedefi, maden araması sırasında ilk etapta kesileceği belirtilen 52 bin ağacı kurtarmak.

Paneller, söyleşiler (yerellerin kendi mücadele – deneyim aktarımları), forumlar, atölyeler, dinletiler, sergiler, doğa sporları ve gezilerin olacağı ekoloji kampına şu ana kadar 300’ü aşkın kişinin katılacağının belli olduğu kamp organizatörlerinden Hatice Hacı tarafından belirtildi.

Kamp ücretinin tüm kamp süresince 50 tl olarak belirlendiğini belirten Hacı, kampa gelmek isteyenlerin yanlarında Çadır, Mat ve Uyku Tulumu getirmeleri gerektiğinin altını çizerek yemeklerin ise kolektif bir şekilde yapılacağını söyledi.

Ekoloji kampı için Artvin’in Kafkasör Yaylasının seçilme nedeni kampın çağrı metninde şu şekilde açıklanıyor;

Neden ARTVİN?

Dünyanın en yüksek debili nehirlerinden coşkun Çoruh’un derince yardığı, sarp yamaçlarında aynı anda dört mevsimin yaşandığı, yedi iklimin meyvesinin yetiştiği, yüzlerce endemik türün can bulduğu eşsiz bir ekosistem, benzersiz bir mikro klimadır Artvin.

Dünyada sadece 100 tane kalmış olan doğal ormanlardan biri Genya’dır, Türkiye’nin tek biyosfer rezerv alanı Maçahel’dir, Kafkas ekosisteminin Türkiye’deki tek uzantısı, yaşlı doğal ormanların son yaşam alanı, en önemli yırtıcı kuşların göç yoludur Artvin.

20 yıldır üzerine çöken bir kabustan kurtulmaya çalışıyor Artvin: MADEN belası! Artvin halkı 1990lı yılların başından beri Cerattepe’de madencilik faaliyetlerine karşı mücadele ediyor. Baraj ve HES projeleriyle yok edilerek insansızlaştırılmaya çalışılan Artvin’in halkı yılmadı, pes etmedi “buradayız, gitmiyoruz” diyor. Çünkü Cerattepe yoksa Artvin de yok. Cerattepe ve Genya’nın madencilere teslim edilmesinin; şehrin doğası, insanları, tarihi, kültürüyle yok olması, haritadan silinmesi demek olduğunu Artvin halkı çok iyi biliyor.

Artvin halkının haklı mücadelesinin yanında olmak için; karayemişin moruna, fındığın yeşiline, çay makasının sesine, tuluma, akordeona, kemençeye, kırmızı benekli alabalığa, kahvedeki amcaya, patik ören neneye ve tüm bunların can bulduğu yaşam alanlarımız yok olmasın diye 17-24 Ağustos tarihlerinde Doğanın Talanına Karşı Ekoloji Kampına, HAYDE ARTVİN’e !”

Ekoloji kampı hakkında bilgi almak için:

www.facebook.com/doğanıntalanınakarşıekolojikampı
www.facebook.com/artvincevre.platformu
www.facebook.com/groups/karadenizisyandadir
www.facebook.com/karadenizisyandadir
www.twitter.com/karadenizisyan

(Yeşil Gazete)

Karabük’te “Faturanı güneş enerjisi ödesin” projesi

Karabük İl Özel İdaresi tarafından kırsalda içme suyu için açılan sondajlardan depoya suyun taşınmasında ve su depolarının otomatik olarak klorlanmasında kullanılmak üzere güneş enerjisinden üretilen elektrik projesinin ilki Ovacuma beldesinde hayata geçti.

İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Hakan Eski, Karabük’te daha önce “Faturanı Güneş Enerjisi Ödesin” projesi başlattıklarını ve bununla ilgili yaptıkları çalışmalarda sona gelerek ilk uygulamayı Safranbolu’nun Ovacık beldesi Kehler köyünden start verdiklerini söyledi.

“Faturanı Güneş Enerjisi Ödesin” projesinin startını Kehler köyünden verdiklerini ve projenin 6 bin 500 TL’ye mal edildiğini kaydeden Eski, “Kırsalda içme suyu için açılan sondajlardan terfili olarak depoya kadar suyun taşınmasında, su depolarının otomatik olarak klorlanmasında, kanalizasyon hizmetlerinde fosseptik kuyularının arıtılmasında kullanılmak üzere ihtiyaç olan bölgelerde uygulamaya konulan güneş enerjisinden üretilen elektrik sayesinde köylülerimiz elektrik parası ödemeyecek. Burada Kehler köyüne bağlı Yağmurlu ve Bulamaç mahallerinde yaşayan yaklaşık 80 kişinin su ihtiyacını güneş enerjisi panelleri ile evlere su basacağız” diye konuştu.

Proje sayesinde vatandaşların elektrik parası ödemediğini belirten Eski, “Karabük ilinde güneş enerjisinden elektrik üreterek, içme suyu terfili sistemlerde bu çalışmayı yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

(İha)

Vicdani ret hakkı tanınsın, Onur Erden serbest bırakılsın

Askerlik yapmak istemediği için 11 Hazirandan bu yana tutuklu bulunduğu Gelibolu Askeri Cezaevinde tutulan Onur Erden için Change.org’da bir imza kampanyası başlatıldı.

Onur Erden, 2006 yılında askere alındıktan sonra, iki kez firar etti. Bu firarlardan dolayı iki kez 10’ar ay hapis cezası aldı. Buna rağmen hapisten çıktıktan sonra yine birliğine teslim olmadı. Bu nedenle 11 Haziran 2013 yılında tutuklandı ve hakkında yeni bir firar davası daha açıldı.

Vicdani ret hakkı tanınmadığı sürece Erden’in ömür boyu bu yargılamalarla karşı karşıya kalma ve tekrar tekrar hapsedilme riski altında bulunduğu belirtilen ve şu ana kadar 8.500 kişinin imza verdiği imza kampanyası Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in konu ile ilgili gerekli hukuki prosedürü devreye sokarak vicdani ret hakkının Türkiye’de de tanınmasını ve Onur Erden’in serbest bırakılmasını amaçlıyor.

Kampanyaya katılıp imza vermek için: change.org/vicdani-ret-hakkı-tanınsın-onur-erden-serbest-bırakılsın

(Yeşil Gazete)

 

Karadenizde festival zamanı: 8. Yeşil Yayla Festivali başladı

Gola Derneği’nin 8 yıldır düzenlediği Yeşil Yayla Kültür Sanat ve Çevre Festivali başladı.

16 – 18 Ağustos tarihlerinde üç gün boyunca Karadeniz’in üç güzide köşesi Arhavi, Fındıklı ve Hopa’da gerçekleşecek fstivalin bu yılki teması, “Arılar ve geleneksel arıcılık” olarak belirlendi.

Festivalin ilk günü Arhavi’nin Kamilet Vadisi’nde, ikinci gün Hopa’nın Başköy (Mxigi) köyünde, üçüncü gün ise Rize Fındıklı’nın Cennet (Ç’enneti’) köyünde gerçekleşecek festivalde bu yılın temasına uygun olarak bal sağımı yapılacak ve baldan yapılan yiyecekler festival katılımcıları tarafından tadılacak. Festival sırasında düzenlenecek çeşitli atölyelerde karakovanın yapımı ve ağaca yerleştirilmesi, geleneksel arıcılıkta kullanılan malzemelerin tanıtımı gibi arıcılığa ilişkin her ayrıntıda paylaşılacak.

Geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden geleneksel arıcı ve doğa bilgesi İlyas Can’a ithaf edilen bu yılki 8. Yeşil Yayla Kültür, Sanat ve Çevre Festivali’nin son gününde ise Kardeş Türküler, 20. sanat yılını Karadeniz’de vereceği konser ile kutlayacak.

7. Yeşil Yayla Festivalinin teması “Geleneksel Meyveler” olarak belirlenmişti

Yeşil Yayla Festivali’nin düzenleyen Gola Derneği yöneticisi Refika Kadıoğlu, Bianet’e verdiği mülakatta geçen sene teması “Geleneksel meyveler” olarak belirlenen 7. Yeşil Yayla Festivali hazırlığı sırasında meyve ağaçlarının, “arıların” hatırına ilaçlanmadığını öğrendiklerini, Doğu Karadeniz insanı için arılar ve geleneksel arıcılığın ne kadar kutsal olduğunun delili bu bilgiden sonra bu seneki temanın şekillendiğini belirtti.

Festival Koordinatörü Esin Demircioğlu, festival programını ise şu şekilde özetledi;

İlk gün Arhavi’nin Kamilet Vadisi’nde ikinci gün Hopa’nın Başköy (Mxigi) köyünde, üçüncü gün ise Rize Fındıklı’nın Cennet (Ç’enneti’) köyünde gerçekleştirilecek festivalde tematik etkinlikler olarak bal sağımı, baldan yapılan yiyecekler, karakovanın yapımı ve ağaca yerleştirilmesi, geleneksel arıcılıkta kullanılan malzemelerin tanıtımı, doğa yürüyüşleri, slayt gösterileri, Denizhan Özer’in küratörlüğünde LandArt (Arazi Sanatı) sergisi yer alacak.

GOLA Laz Halk Şarkıları Çocuk Korosu, Ordu’da bulunan Deniz Yıldızı Zihinsel Engelliler Derneği’nin Ebruli Ritim Grubu, Şafak Velioğlu yönetiminde Geri Dönüşüm ve Ritim Atölyesi, Emre Pehlivanlar&Ali Baran Konseri, Tulum&Erbane Buluşması festivalin ilgi çekici etkinlikleri arasında. Yine her yıl devam eden etkinliklerden olan “Karadeniz Kadın Sahnesi” BGST’li Kadın Müzisyenlerin hazırladığı özel bir atölye/performansla, BGST’li Dansçılar ise; Dans Atölyesi ile festivalde yer alacaklar”

8. Yeşil Yayla Festivali hakkında ayrıntılı bilgiye facebook sayfası üzerinden de ulaşabilirsiniz.

(Yeşil Gazete, Bianet)

 

Yelena Isinbayeva’dan homofobik Rusya hükümetine destek

Dünya spor tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı atletlerinden Yelena Isinbayeva’nın Moskova’da devam eden Dünya Atletizm Şampiyonası sırasında yaptığı homofobik açıklama tepki çekti.

Rus atlet, Rusya hükümetinin önümüzdeki yıl Soçi’de gerçekleşecek Kış Olimpiyatları’nda LGBT sporculara yasak getirmesini ve Rusya’daki LGBT bireyleri baskı altında tutan yasaları destekleyerek, “Biz kendimizi normal insanlar olarak değerlendiriyoruz. Bizde erkekler kadınlarla, kadınlar erkeklerle yaşar. Tarihimizden gelen bir şey. Bu konudaki protestolar ülkemize saygısızlıktır. Yurttaşlarımıza saygısızlıktır çünkü biz Rusyalıyız. Avrupalılardan farklı olabiliriz. Biz onların ülkelerine gittiğimizde onların kurallarına uyuyoruz” şeklinde konuştu.

http://www.youtube.com/watch?v=wJuBRm-DzX0

Atletizm’in sırıkla yüksek atlama branşında spor tarihinin an başarılı atleti olarak gösterilen sporcu Moskova’daki şampiyonada da dünyanın kendi branşında en iyisi olduğunu aldığı altın madalya ile kanıtladı.

Isinbayeva, Şampiyona sırasında Rus hükümetinin LGBT karşıtı tutumunu tırnaklarına sürdüğü gökkuşağı rengindeki ojelerle protesto eden İsveçli atlet Emma Green Tregaro’ya da tepki gösterdi.

(Yeşil Gazete)

Eko-Jin Ilısu’dan, “Kuşlara yuva yapacak ağaç, Balıklara yüzecek nehirler bırakın” diyerek geçti

Eko-Jin “Dersim’den Erbil’e” bisiklet turu uğradığı her durakta, geçtiği her güzergahta köylülerle tohum paylaşarak, kendi içinde atölyeler yaparak, umudu çevirdiği her pedalda bir parça daha çoğaltarak ilerlemeye devam ediyor. Ilısu durağında da bisikletli ekoloji aktivistleri boş durmadı ve Ilısu Barajı’nın yarattığı doğa tahribatına karşı Ilısu köprüsünü üzerinde “Kuşlara yuva yapacak ağaç, Balıklara yüzecek Nehirler bırakın” yazılı pankartı açıp yolu kısa süreliğine trafiğe kapatarak basın açıklaması yaptı.

Eko-Jin: Jîn ekoloji derneği, Diyarbakır bisiklet ve doğa sporları kulübü, Diyarbakır ağaçlandırma derneği, Diyarbakır Tiyatro ve Sinema Derneği, Şırnak çevre Platformu ve bağımsız ekolojistlerin oluşturduğu bir kolektif. Kolektifin 9 Ağustos’ta Dersim’den ““Ji bo jiyaneke nû, pê li pedalê bike – Yeni bir yaşam için pedalla” başlattığı bisiklet turu 25 Ağustos’ta Erbil’de sona erecek. 14 Ağustos’da Ilısu’ya ulaşan bisikletli ekoloji aktivistleri burada bir basın açıklaması ile Ilısu Barajı’nın yarattğı doğa tahribatına dikkat çekti.

Şeytan taşladılar


14 Ağustos sabah saat 04:00’da Hasankeyf’ten yola çıkan yirmisi bisikletli yirmi beş eko-jîn aktivisti saat 12:20’de ılısu baraj alanından geçip Ilısu köprüsünü üzerinde “Kuşlara yuva yapacak ağaç, Balıklara yüzecek Nehirler bırakın” yazılı pankartı açıp yolu kısa süreliğine trafiğe kapatarak basın açıklaması yaptılar. Açıklama sonrası, “Baraja inat yaşasın hayat”, “yaşam barajdan değerlidir”,  “Dicle Munzur özgür akacak” sloğanları attılar çevrelerinde toplananlara “Şeytan taşlıyoruz” diyerek köprüden baraja doğru temsili olarak taş attılar.

Eko-Jin Kolektifi’nin Ilısu’dan sonraki durakları Şırnak, Roboskî, Silopi, Duhok, Amedi, Barzan, Akre, Soran, Shaqlawa ve Erbil.

Eko-Jin Kolektifi’nin Ilıusu Köprüsü üzerinde okuduğu basın açıklamasının tam metni şu şekilde;

Bizler evimizden işimize, okulumuza  gidip gelirken, yemeğinizi yerken, konuşurken, otururken yani hayat bildiğimiz gibi akarken. Yerle bir edilip baraj altında kalan eski Ilısu köyünün üzerinde  iş makineleri  karınca gibi çalışıyorlar.

Adsız emekçilerin emekleriyle Dicle nehrinin üzerine çekilecek su kapanına dönüştürülüyor. Adına baraj denilen bu kapan Mardin’in Ilısu köyünden Diyarbakır’ın Bismil ilçesine kadarlık yüzlerce kilometrelik bir alanda yaşayan canlıların hayatını karartacak. Biz bu basın açıklamasını özellikle Ilısu barajında yaptık.  Hasankeyf’in sular altında kalmasın diye Hasankeyfte yapılan basın açıklamalarında, aktivitelerde barajın görünmeyen yıkımı görünsün istedik. Baraj setlerinin üzerinde ot bile yetişmediği görünsün istedik. Baraj inşaatının bölge halkına inşaata amelelik, şoförlük gibi geçici işler dışında iş sağlamadığı bilinsin istedik. Gürül gürül akan Dicle nehrini önemli bir kısmını bataklığa dönüştürenlerin bir tür Nuh tufanıyla cezalandırılacaklarını anlamalarını istedik.  Ve bu yıkımı planlayanlar burunlarının dibinde olduğumuzu, baraja karşı direnişimizden asla vazgeçmediğimizi ve iki elimizin yakalarında olduğunu görsünler istedik.  Baraj yapan firmalara boşa emek harcadıklarını, Ilısu barajının yapımını eninde sonunda durduracağımızı anlasınlar istedik.

Şeytan yerin dibinde, yükseklerde bir yerlerde ya da karanlık mağaralarda değil. Ilısu da şu an tam karşımızda doğayı talan etmek isteyenlerin projelerinde bu devasa büyüklükteki barajın setinde. Bizler basın açıklaması sonrası şeytanı taşlayacağız. Ekolojik yıkıma karşı olan herkesi Ilısu barajına, şeytanı taşlamaya çağırıyoruz.

Eko-Jin Kolektifi

Bisiklet turunda yaşanan tüm gelişmeleri her gün güncellenen eko-jin.blogspot.com/ dan takip edebilirsiniz.

Eko Jin facebook sayfası

 

Haber: Alper Tolga Akkuş

(Yeşil Gazete)

Olympiakos’a büyük ceza

0

Geçen sezon finalde Panathinaikos’a yenilen Olympiakoas, taraftarlarının çıkardığı saha olayları nedeniyle büyük cezaya çarptırıldı.

Yunanistan Ligi playoff finalinde ezeli rakibi Panathinaikos’a mağlup olan Olympiakos, taraftarlarının çıkardığı olaylar nedeniyle çok büyük ceza aldı. Kırmızı-beyazlılar 40 bin dolar para cezasına çarptırılırken, lige de iki puanı silinerek başlayacak.

Son Euroleague şampiyonuna verilen cezalar bununla da sınırlı kalmadı. Olympiakos dört iç saha maçını boş tribünler önünde oynayacak.

Olympiakos iki sezon önce yine Panathinaikos finalinde yaşanan olaylar nedeniyle altı maç seyircisiz oynama cezası almıştı.

Kittel yalan makinesine girdi

0

Bu yıl Fransa Bisiklet Turu’nda dört etap kazanan Argos-Shimano sprinteri Marcel Kittel doping yapmadığını göstermek için yalan makinesine girdi.

SportBild dergisinin isteği üzerine yalan makinesi testine giren Marcel Kittel, psikoloğun uyguladığı testin sonucuna göre “hiç doping yapmamış, temiz bir sporcu”.

Test dahilinde Marcel Kittel’e çeşitli sorular soruldu ve sıra doping yapıp yapmadığına geldiğinde Kittel hayır cevabını verdi. Bu cevabın doğruluğu poligraf tarafından kaydedildi.

Adli psikolog Holger Leutz ise röportaj sırasında kaydedilen değerlerin son derece stabil olduğunu ve bu durumun testin güvenilirliğini gösterdiğini söyledi.

Kittel ise, “Saklayacağım hiçbir şey olmadığı için testi yaptım. Sporun temizliğinden yanayım ve bu test de benim temiz olduğumu kanıtladı” diyerek teste katılmanın kendisi için bir sorun olmadığını açıkladı.

Kittel’in dopinge karşı duruşu ve dopingin cezalandırılması gerektiğini savunan görüşleri olduğu biliniyor.

 

Eleni Karaindrou Altın Portakal jürisinde

Yunan besteci ve piyanist Eleni Karaindrou, 50. Uluslararası Altın Portakal Film Festivali’nde Türkan Şoray başkanlığındaki ulusal jüriye seçildi.

Bu yıl 50’ncisi 4-11 Ekim tarihlerinde yapılacak Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Türkan Şoray başkanlığındaki ulusal jürisinde sinema dünyasındaki en etkileyici müzisyenlerden biri olarak kabul edilen, bestelediği film ve tiyatro müzikleriyle dünya çapında tanınan Yunan besteci ve piyanist Eleni Karaindrou da yer alacak.

Karaindrou, çağdaş sinemanın ozanı kabul edilen Teo Angelopulos ile uzun yıllar birlikte çalıştı ve Sonsuzluk ve Bir Gün”, “Ağlayan Çayır” ile “Ulis’in Bakışı” gibi pek çok filme hazırladığı müziklerle geniş bir hayran kitlesine sahip.

Chris Marker, Jules Dassin ve Margarethe von Trotta gibi ünlü yönetmenler için de özel müzikler besteleyen Karaindrou, geleneksel Yunan müziğini batı formlarıyla birleştirdi, Avrupa’dan Asya’ya çok sayıda müziksevere ulaşmayı başardı.

20 film, 35 tiyatro oyunu ve 12 televizyon dizisi için müzik besteleyen Karaindrou, 20 uluslararası müzik ödülünün yanı sıra 1982 yılında Selanik Film Festivali’nde Hristoforos Hristoforis’in Roza filminin müziğiyle en iyi müzik ödülünü almış, 1992’de Europa Cinema’nın Premio Fellini ödülüne değer görülmüştü.

Hizbullah’ın kalesine bomba

Beyrut’un güneyinde Hizbullah’ın hâkim olduğu bölgede şiddetli patlama meydana geldi. Olayda çok sayıda can kaybı olduğu bildirildi.

Lübnan’ın başkenti Beyrut’un güneyinde meydana gelen şiddetli patlamada en az 14 kişi öldü 200’den fazla kişi yaralandı.

Patlamanın meydana geldiği bölge Hizbullah’ın kalesi olarak görülüyor. Hizbullah’ın komşu Suriye’deki iç savaşa müdahil olması Lübnan’da son aylarda tansiyonun yükselmesine neden olmuştu.

Saldırıyı daha önce adı duyulmamış “Hz. Aişe Tugayı” adlı Suriyeli bir muhalif örgüt üstlendi ve hedeflerinin Hizbullah olduğunu duyurdu.

Lübnan ordusundan yapılan açıklamada, bomba yüklü bir aracın Bir el Abid ve Ruveys mahalleleri arasındaki bir bölgede havaya uçurulduğu kaydedildi.

Lübnan televizyonlarında yer alan görüntülerde patlama sonrası yoğun bir siyah dumanın yükseldiği bina görüntüleri yer aldı. Olay sonrası bölgeye gönderilen çok sayıda itfaiye görevlisi çevre binalar ve araçlarında sıkışıp kalanları tahliye etmeye başladı.

Hizbullah, Suriye’de Esad rejiminin yanında savaşa katılması nedeniyle uluslararası arenada da tepki çekmişti.

(DW)