Ana Sayfa Blog Sayfa 2416

Erdoğan el yükseltti: Elimde nükleer füze olmamasını kabul etmiyorum

Sivas’ta Orta Anadolu Ekonomik Forumu’nda konuşan Erdoğan, “Birilerinin elinde nükleer başlıklı füze varken, benim elimde olmasın, bunu kabul etmiyorum’ dedi. Faize ‘alerjisi olduğunu’ söyleyen Erdoğan, Merkez Bankası’nın yeni bir indirime gidebileceği sinyalini verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sivas’ta, Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi’nde düzenlenen Orta Anadolu Ekonomi Forumu’nda katılımcılara hitap etti. “İkinci Dünya Savaşı’nın yol açtığı ağır yaptırımlar hem de yetersiz alt yapı sebebiyle neredeyse Türkiye ile kalkınma hamlesine başlayan ülkelerin zamanla Türkiye’yi geçmesine seyirci kalındığını” söyleyen Erdoğan, “Çok çok önünde olmamıza rağmen Güney Kore, bizi maalesef solladı geçti. İç düşmanlar adeta Türkiye’nin sıçramasına, Türkiye’nin gelişmesine engel oluyorlardı” dedi.

‘Dün elini açan orduya sahiptik’

İhracatın 36 milyar dolardan 170 milyar dolara çıktığını dile getiren Erdoğan şunları söyledi: “Savunma sanayinde Türkiye, bugün yerli ve milli olarak ihtiyacının yüzde 70’ini karşılar hale geldi. Bunu karşılarken ihracatımız, savunma sanayinde 2,5 milyar dolara yükselmiş vaziyette. Yani dün elini açan bir orduya sahiptik, şimdi kendimiz üretiyoruz, şimdi göğsümüzü gere gere adımları atıyoruz.”

Türkiye’nin alternatifleri çoğalttığını belirten Cumhurbaşkanı, “Bugüne kadar Amerika ile masada otururken şimdi Rusya ile oturuyoruz, belki yarın Çin ile de otururuz” ifadelerini kullandı.

‘Adam elinde bombayla saldıracak, sen barıştan yanayım diyeceksin’ 

İtalyanlarla Atak helikopterlerini Türkiye’de ürettiklerini hatırlatan Erdoğan, Çekya’nın eski bir başbakanının “Ben barıştan yanayım” diyerek ülkesindeki benzer yatırımlara engel olduğunu söyledi. Çekya Başbakanı Andrej Babis’in kendisiyle yaptığı görüşmede, “Bu ne biçim anlayış, adam elinde bombayla saldıracak, sen de diyeceksin ki ‘ben barıştan yanayım’, bütün savunma sanayini kapatacaksın” dediğini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi her şey iyi güzel de birilerinin elinde nükleer başlıklı füze var, bir tane iki tane değil… Ama benim elimde nükleer başlıklı füze olmasın! Ben bunu kabul etmiyorum. Şu anda dünyada gelişmiş ülkeler içinde neredeyse nükleer başlıklı füzesi olmayan ülke yok, hepsinde var. Hatta isim vermeyeceğim, bir tanesi şu anda cumhurbaşkanı değil, ziyarete gittiğimde bana, ‘Bize böyle böyle diyorlar benim elimde şu anda 7 bin 500 kadar nükleer başlıklı var ama Rusya’nın Amerika’nın elinde 12 bin 500, 15 bin nükleer başlıklı füze var, ben de yapacağım’ dedi. Hale bakın, onlar nerede, neyin yarışını yapıyor, bize de ‘sakın ha sen yapma’ diyorlar.”

‘Faizler düşecek’ 

AKP dönemindeki ekonomi hamlesinin zirve noktasının 2013-2014 yılları olduğunu söyleyen Erdoğan, “Benim faize alerjim var, yüksek faize karşıyım. Bunda iyi bir noktaya gelmiştik. Çünkü yüzde 63’te almıştık faizi ve 4,2’ye kadar düştük. O zaman enflasyon da 7,6’ydı. Maalesef bu Gezi olayları vesaireyle beraber dışarıdan çok ciddi bir çelme takıldı ve sıkıntı yaşadık” diye konuştu.

Faizlerin düşmeye başladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Faizdeki düşüşle beraber enflasyonun düşüşü, biliyorsunuz son olarak 15,1’e kadar düştü. Şimdi politika faizi daha da düşecek. Buna inanıyorum. Çünkü yeni Merkez Bankası yönetimi bu konuda anlayışı ortaya koydu.”

Londra trafiğine 125 elektrikli taksi daha çıkıyor

Taksi şirketi, üç yıl içinde 1.000 elektrikli araca ulaşmayı hedefliyor

Birleşik Krallık’ın başkenti Londra’da hizmet veren taksi şirketi Sherbet 125 adet elektrikli taksi satın aldığını açıkladı. Açıklamada bunun Londra’daki temiz hava mücadelesi katkı için yapıldığı ifade edilirken, bu araçlardan 50 adedinin teslim alındığı bildirildi.

Hali hazırda filosunda 100 elektrikli araç olan Sherbet’in tüm siparişleri teslim alması ile elektrikli araç sayısı 225’e ulaşacak. Şirket gelecek üç yıl içinde bu rakamı 1.000’e çıkarmayı hedefliyor.

Açıklamaya göre toplamda 7 milyon pound karşılığı satın alınan araçlar Çinli Geely Group’a ait olan  London Electric Vehicle Company (LEVC) tarafından İngiltere’de üretildi. LEVC’nin bildirdiğine göre ise Çinli üreticinin Birleşik Krallık’ta 2.500’ün üzerinde elektrikli araç ürettiğini, bunlardan 2.000 adedinin Londra’da kullanıldığı bilgisi verildi.

Bu araçların şimdiye kadar 6.800 ton karbondioksit salımını engellerken, taksi sürücülerinin de yakıt masraflarında 4 milyon pound tasarruf yapmalarının sağlandığı belirtildi.

Hong Kong’ta zafer protestocuların: Çin’e iade tasarısı geri çekildi

‘Şüphelilerin’ Çin’e iadesi için hazırlanan yasa tasarısının aylardır dev gösterilerle protesto edildiği Hong Kong’tata hükümet, tasarının geri çekildiğini duyurdu. Muhalifler yasanın çıkması halinde bunun Çin’in Hong Kong’daki siyasi muhalifleri hedef almasıyla sonuçlanacağından endişe ediyordu.

Hong Kong Özel İdari Bölge Baş Yöneticisi Carrie Lam’ın suçluların Çin’e iadesi yasa tasarısını resmi olarak geri çektiği duyuruldu.  Aylardır süren büyük çaplı protestolara sebep olan, şüphelilerin Çin’e iadesini kolaylaştıran yasa tasarısı, 3 Nisan’da parlamentoya sunulmuştu. Düzenlemeler, zanlıların Çin ana karası, Çin’in Makao Özel İdari Bölgesi ve Tayvan‘a iadesini kolaylaştırıyordu.

Hong Kong Parlamentosu’nda, değişikliğe karşı çıkan milletvekilleriyle değişiklik yanlıları arasındaki olaylarda çok sayıda milletvekili de yaralanmıştı. Muhalifler, iade yasasında yapılacak bu değişikliğin, Hong Kong’un özgürlüklerini ortadan kaldıracağını savunurken, yetkililer bir cinayet zanlısının Tayvan’a iadesi için bu değişikliğin yapılması gerektiğini belirtiyordu.

Hong Kong Özel İdari Bölge Baş Yöneticisi Carrie Lam, düzenlediği basın toplantısında, tasarının toplumda çok büyük fikir ayrılıklarına yol açtığını ifade ederek yasal düzenlemenin askıya alındığını duyurmuştu. Bu kararı yeterli bulunmayan göstericiler tasarının tamamen iptal edilmesini istiyordu.

1997’de Çin’e devredilen özerk bölgeye ‘tek ülke, iki sistem’ politikasıyla, sadece dış politika ve savunma gibi alanlarda, 2047’ye kadar ana karaya bağlı kalarak, idari bağımsızlığını ve yapısını koruma hakkı tanınmıştı.

Araştırma: Erdoğan yönetimine verilen destek, bir yılda 10 puan düştü

Metropoll Araştırma Şirketi’nin ‘Türkiye’nin Nabzı’ anketine göre,  Cumhurbaşkanı Erdoğan’a görev onayı verenlerin oranı bir yılda yaklaşık 10 puan düşerek yüzde 44’e geriledi. Seçmenlerin yüzde 48.5’u Erdoğan’ı desteklemiyor.

Metropoll Araştırma’nın Twitter hesabından yayınladığı ‘Türkiye’nin Nabzı Ağustos 2019′ başlıklı araştırmaya göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a görev onayı verenlerin oranı yüzde 44’e geriledi. ‘Onaylamıyorum’ diyenlerin oranı da yüzde 48,5’e yükseldi. Geçen yılın aynı döneminde Erdoğan’a görev onayı verenlerin oranı 53.1 olarak ölçülmüştü.

Araştırmaya göre AKP’lilerin yüzde 90.4’ü Erdoğan’a onay verirken, en büyük ikinci seçmen grubu yüzde 36,3’le MHP’liler oldu. Erdoğan’a görev onayında en düşük destek ise HDP ve CHP seçmeninden geldi. İYİ Parti’de ise Erdoğan’a destek yüzde 9,7 olarak anket sonuçlarına yansıdı.

Yüzde 48,5 onay vermiyor 

Tüm seçmenler baz alındığında, Erdoğan’a onay vermeyenlerin oranı yüzde 48,5 olarak kayda geçerken, yüzde 27,7 kararsız ya da cevap vermedi.  Bir önceki yılın aynı ayında Erdoğan’a görev onayı verenlerin oranının yüzde 53.1 olarak kaydedildi. Cumhurbaşkanına görev onayı vermeyenlerin oranının da yüzde 38.2’den yaklaşık 10 puan arttığı belirtildi.

Brezilya’da siyah çocuğa ‘çukulata’ kırbacı’

Marketten çukulata çaldığı iddia edilen siyah bir çocuğun kırbaçlandığı görüntüler Brezilya’da infial yarattı. Siyah Köleliği Hakikat Komisyonu Başkanı ‘Bu münferit bir olay değil, ülkede ırkçılık kurumsal halde’ dedi.

Brezilya’da siyah bir çocuk, marketten çikolata çaldığı gerekçesiyle işkence gördü. İki güvenlik görevlisinin çocuğu elektrik kablosuyla kırbaçladığı görüntülere tepki büyüyor. Polis soruşturma başlatırken, köleliğin 300 yıl sonra 1888’de kaldırıldığı ülkede kökleşmiş ırkçılık da bir kez daha tartışmaya açıldı.

São Paulo kentinde bir süpermarkette çekilen görüntülerde iki güvenlik görevlisi, siyah bir erkek çocuğu süpermarketten dört tane çikolata çalmakla suçluyor. Pantolonu bileklerine kadar indirilmiş, ağzı tıkalı ve bağlanmış halde tutulan çocuk, elektrik kablosu ile kırbaçlanıyor. Çocuk her bir kırbaçta acıyla inlerken, güvenlik görevlileri “Geri gelecek misin” diye soruyor. Çocuk ağzı tıkalı olduğu için sadece kafasını sallayarak yanıt verebiliyor.

‘Yüzlerce yıl öncesinden bir sahne gibi’

Soruşturmayı yürüten dedektif Pedro Luis de Souza, “Sanki yüzlerce yıl öncesinden bir sahne gibi” dedi. De Souza, görüntüleri kendisine bir gazetecinin ulaştırdığını, hem çocuğun hem de iki güvenlik görevlisinin ifadesini aldığını anlattı.  “Onu bağladılar ve bir daha hırsızlık yapmayacağına söz verene dek kırbaçladılar” diyen dedektif, işkence suçunun sekiz yıla kadar hapis cezası olduğunu söyledi. İsmi ve yaşı açıklanmayan çocuk ise TV Globo’ya konuştu; “Eğer herhangi biriyle konuşursam beni öldüreceklerini söylediler” dedi. Çocuk, aynı güvenlik görevlilerinin kendisine aynı gerekçeyle üçüncü defa saldırdığını da ekledi. Süpermarket zinciri Ricoy ise güvenlik görevlilerinin işten çıkarıldığını açıklayarak çocuğa ‘gerekli her tür desteği verileceğini’ açıkladı.

‘Münferit değil’

Siyah Brezilyalılarsa öfkeli. Nüfusun yarısından fazlasının kendisini siyah ya da melez olarak tanımladığı ülkede, 2019 yılında böyle bir olayın yaşanabilmiş olması kemikleşmiş bir ırkçılığın kanıtı olarak görülüyor. Brezilya Barolar Birliği’ne bağlı Siyah Köleliği Hakikat Komisyonu’nun başkanı olan avukat Humberto Adami, “Sanki cehennemin kapıları açılmış ve Hades’in şeytanları aramıza katılmış gibi. Bu, münferit bir olay değil ama görüntüsü alınabildi” dedi. Korumaların yaptıkları işkenceyi filme çekmiş olmasının ‘yakalanmayacaklarından emin olduklarını’ gösterdiğini söyleyen Adami, “Tüm bunlar, Brezilya’nın, siyahların gece gündüz kırbaçlandığı kölelik tarihi ile bağlantılı” diye konuştu.

‘Kurumsallaşmış ırkçılık’

Siyah bir yazar, düşünür ve televizyon sunucusu olan Djamila Ribeiro ise görüntülerin, Brezilya’da ırkçılığın ne kadar kurumsallaştığının göstergesi olduğunu söyledi. Ribeiro, “Brezilya hâlâ köleleştirme kafasının sürdüğü, sömürgeci bir ülke. Brezilya’da sömürgeciliği tartışmalıyız. Burası gerçekte, siyah nüfusa karşı aşırı derecede şiddet içeren bir ülke” dedi. Brezilya’da 2017 yılında cinayete kurban giden 65 bin kişinin yüzde 75’i siyahtı.

Bahamalar’da ölü sayısı yediye yükseldi, Dorian ABD kıyılarına yaklaşıyor

Bahama adalarını 5 şiddetinde vuran Dorian Kasırgası’nda hayatını kaybedenlerin sayısı yediye yükseldi, kayıplar var. Kasırganın etkisini biraz yitirse de ABD kıyılarını etkili şekilde vurması bekleniyor.

Dorian’ın vurduğu Bahama Adaları’ndaki yıkım havadan görüntülendi.

Atlas Okyanusu‘ndaki Bahama adalarında, Dorian kasırgası yüzünden hayatını kaybedenlerin sayısı yediye yükseldi. Aralıksız devam eden yağış nedeniyle su seviyesinin evlerin üst katlarına kadar çıktığı Bahamalar’da birçok kişi çatılarda mahsur kaldı. Merkezi Miami’de bulunan Ulusal Kasırga Merkezi son verilere göre fırtınanın merkezinin ABD’nin güneydoğu kıyılarını es geçebileceği görüşünde. Ancak kasırganın etkisinin kıyıya ulaşması, şiddetli yağış ve rüzgarların kıyı kesiminde etkili olması olasılığı hala yüksek. Kasırga şimdiden Florida‘nın doğu kıyılarında rüzgarlarla kendisini hissettirmeye başladı.

Bahama adalarında deniz suyunun yükselmesi nedeniyle denizden en yüksek nokta yalnızca 12 metre yüksekliğe indi.

Bahamalar Başbakanı Hubert Minnis kasırga için “Tarihi bir trajedinin ortasındayız. Yıkım emsali görülmemiş kadar büyük” ifadesini kullandı.

Toplam nüfusu 70 bin olan Abaco ve Grand Bahama adalarını vuran rüzgar ve yağış evlere ve iş yerlerine büyük zarar verdi. Deniz suyunun yükselmesiyle bu adalarda denizden en yüksek nokta yalnızca 12 metre yüksekliğe indi. Grand Bahama Havaalanı 2 metre su altında kaldı. Bahamalar’da 13 bin kadar ev ya yıkıldı ya da ciddi zarar gördü. Çok sayıda kişinin kayıp olduğu Bahamalar’da radyo istasyonları kayıpların isimlerini ve yakınlarının mesajlarını yayınlıyor.

En şiddetli kasırgaya işaret eden 5 kategorisindeki kasırga şiddetini azaltarak 2 kategorisine indi ancak Dorian hala tehlikeli kasırgalar kategorisinde.

Grand Bahama Havaalanı 2 metre su altında kaldı.

Kasırga ABD’nin güneyindeki Florida eyaletinin Palm Beach bölgesine 175 kilometre mesafede. Kasırganın beraberinde taşıdığı rüzgarlar zaman zaman farklı yönlere 75 kilometre kadar yayılabiliyor. Ulusal Kasırga Merkezi, Dorian’ın Bahamalar’dan sonra kuzeybatı istikametine doğru yöneldiğini açıkladı. Kasırganın 36 saat içerisinde Florida eyaletinin doğu kıyılarına “tehlikeli şekilde yaklaşacağı” tahmin ediliyor.

Dorian’ın merkezinin karadan geçmeyeceği beklense de, etkisinin Florida’nın yanısıra Georgia, Güney Karolina ve Kuzey Karolina eyaletlerinde de hissedilmesi bekleniyor. Yetkililer, kasırganın deniz sularının yükselmesi ve iç kesimlere taşınmasına neden olabileceği uyarısında bulunurken, kıyı bölgelerinde yaşayanlardan tahliye emirlerine harfiyen uymalarını istedi.

Kasırgayı bekleyen Florida’da halk, marketlere hücum etti.

Florida’da eyaletin en büyük iki kentinden biri olan Jacksonville dahil 9 bölgede zorunlu tahliye emirleri yayınlandı. Georgia Valisi Brian Kemp de eyaletin kıyı kesimleri boyunca ve kıyıya yakın adalarda tahliye emri verdiğini bildirdi. Vali, Fox televizyonuna yaptığı açıklamada Dorian nedeniyle suların yükselmesinin, şiddetli rüzgarların ve kıyıda erozyonun meydana gelebileceğini bildirdi.

Dorian’ın Atlas Okyanusu’nda hızla şiddet kazanarak kategori 5’e yükselmesi, kasırganın yolu üzerinde kalma olasılığı bulunan ABD’nin güneydoğu kıyılarında paniğe yol açmıştı. Florida, Georgia, Güney Carolina eyaletlerinde bir milyondan fazla kişi için tahliye emri verilmişti.

 

Ağustos’ta en az 49 kadın erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetti

Geçtiğimiz ağustos’ta erkek şiddeti yüzünden hayatını kaybeden 49 kadının 26’sı evlerinde öldürüldü; hemen hepsinin katili yakınları.

Ağustos 2019’da en az 49 kadının erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybettiği bildirildi. Bu kadınlardan 26’sı evinde öldürüldü. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre, kadın cinayetlerinin yedisi şüpheli ölüm olarak kaydedilirken, 29 kadının neden öldürüldüğü tespit edilemedi, üçü ekonomik bahaneyle, 10’u boşanmak/ayrılmak istemesi, arkadaşlık isteğini reddetmesi gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü.

14 kadının katili tespit edilemedi

Ağustos ayında öldürülen 49 kadının sekizinin kim tarafından öldürüldüğü tespit edilemedi. 14’ü evli oldukları erkek, sekizi tanıdık/akraba, yedisi birlikte olduğu erkek, üçü eskiden birlikte olduğu ve ayrıldığı erkek, ikisi babası, ikisi eskiden evli olduğu ve boşandığı erkek, ikisi kardeşi, ikisi oğlu ve biri de üvey oğlu tarafından öldürüldü.

Çoğu evinde öldürüldü

Kadınların 26’sı evinde, ikisi yolda, ikisi hastanede, biri işyerinde, biri kafede, biri eğlence mekanında, biri parkta, biri arabada ve altısı sokak ortasında öldürüldü. Öldürülen kadınların birinin baraj gölünde ve birinin ise arazide cansız bedenleri bulundu. Altı kadının nerede öldürüldüğü tespit edilemedi.

 

20 Eylül’de iklim için Kadıköy’de!

20 – 27 Eylül tarihlerinde dünyanın dört bir yanında gerçekleşecek üçüncü küresel iklim grevine destek veren Sıfır Gelecek Kampanyası, 20 Eylül Cuma günü İstanbul’da gerçekleştirecekleri eyleme herkesi davet etti: Gelin, sesimizi bir arada yükseltelim

İklim krizine karşı somut adımların atılması talebiyle Türkiye’de “Sıfır Gelecek” kampanyası adı altında bir araya gelen sivil toplum kuruluşları ve demokratik kitle örgütleri 20 Eylül Küresel İklim Grevi Günü İstanbul programını açıkladı. Genç iklim aktivistlerinin “İklim Acil Durumu Hemen Şimdi!” diyerek sesleneceği 20 Eylül’deki ilk buluşma, 14.00’da Kadıköy İskele Meydanı’nda gerçekleşecek. İklim grevcisi gençlerin Kadıköy’de yapacağı basın açıklamasına yetişkinler ve kurumlar da destek verecekler.

20 Eylül İstanbul etkinliklerin ikinci ayağı ise 16.00’da Yoğurtçu Parkı’nda başlayacak. Parkta bir araya gelen aktivistler, bir iklim festivali düzenleyecekler. Standların, çeşitli atölyelerin, konuşmaların ve performans gösterilerinin olacağı festivale 18.00’dan itibaren müzik grupları şarkılarıyla eşlik edecek. Sahnede yer alacak gruplar ve performans sanatçıları şöyle: Barlas Tan Özemek, Güney Marlen, Güz Kumpanyası, Kabile, Lara Di Lara, Nil İpek, Pınar Keleş, Sumru Ağıryürüyen & Muammer Ketencioğlu, Şudabap Çocuk ve Teneke Trampet.

‘Türkiye’nin bir an önce harekete geçmesini talep ediyoruz’

İklim grevi hakkında genç iklim aktivistlerinin dayanışma ağı Fridays for Future (Gelecek için Cumalar) adına konuşan Efe Tügen, çocuk, genç, yaşlı herkesi küresel iklim grevine İstanbul’dan ses vermek için 20 Eylül’de Kadıköy’e çağırdı. Tügen, “bizim çağrımızın amacı geleceğimiz için, gezegenimiz için herkesi harekete geçmeye teşvik etmek ve iklim krizinin aciliyetine karşı iklim acil durumunu karar alıcıların gündemine getirmek. İçinden geçtiğimiz krize karşı dünyanın dört bir yanında yerel yönetimler ve ülkeler iklim acil durumu ilan ederken, Türkiye’nin de bir an önce harekete geçmesini talep ediyoruz. Gelin, sesimizi bir arada yükseltelim” dedi.

Sıfır Gelecek kampanyası ilk çağrıcıları şöyle: Alakır Nehri Kardeşliği, Antikapitalistler, Buğday Derneği, Don Kişot Bisiklet Kolektifi, Genç Yeşiller, Greenpeace Türkiye, Fosil Yakıt Karşıtı İnisiyatif, Fridays for Future Türkiye, Parents for Future Türkiye, Kuzey Ormanları Savunması, Yeryüzü Derneği, Yeşil Düşünce Derneği, Yokoluş İsyanı, 350 Türkiye.

Kampanya ve etkinlikler www.sifirgelecek.org sitesi üzerinden takip edilebilir.

 

Avrupa Sosyalistleri: Demirtaş’ı bırakın

Demirtaş hakkında verilen tahliye kararının derhal uygulanmasını isteyen Avrupa Sosyalistler Partisi Başkanı Stanişev “Suçlamalar siyasidir ve tek amacı demokratik muhalefeti susturmaktır” dedi.

Avrupa Sosyalistler Partisi (PES) Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği tahliye kararının derhal uygulanması ve Demirtaş’ın serbest bırakılması çağrısında bulundu.

HDP‘den yapılan açıklamaya göre PES Başkanı Sergei Stanişev şunları söyledi: “Türkiye Selahattin’i (Demirtaş) hapiste tutarak, onun haklarını ve Türkiye halkının siyasal haklarını ihlal ediyor. Daha önce söylediğimiz gibi bu suçlamalar siyasidir ve tek amacı demokratik muhalefeti susturmaktır. Demirtaş’ın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Selahattin, yalnızca Kürt azınlık için değil, tüm Türk vatandaşları için insan hakları, demokrasi ve özgürlükler için mücadele eden biridir. Tek suçu demokratik, ilerici bir Türkiye için çalışmaktı. Bunun için neredeyse üç yıldır cezaevinde tutuluyor. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal ediyor.

PES olarak Türkiye’deki üyelerimiz HDP ve CHP’yi desteklemeye ve haklarına ve üyelerinin haklarına saldırıldığında onların yanında olmaya devam edeceğiz.”

Bilgi Üniversitesi Can Holding’e satıldı

90 milyon dolara Can Holding’e satıldığı bildirilen Bilgi Üniversitesi’nde akademik ve idari kadrolarda değişiklik olmayacağı açıklandı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin 90 milyon dolara Can Holding’e satıldığı bildirildi. Üniversite, ABD merkezli Laureate Uluslararası Üniversiteler (Laureate International Universities) bünyesinde bulunuyordu. Sözcü’den Can Mumay’ın haberine göre Bilgi Eğitim ve Kültür Vakfı Yönetim Kurulu akademik ve idari kadrolarda değişiklik olmayacağını açıkladı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi 7 Haziran 1996 tarihinde kuruldu. Üniversite 20 binden fazla öğrencisi, yaklaşık bin akademik personeli, yedi fakültesi, üç enstitüsü, dört yüksekokulu ve üç meslek yüksek okulu ile lisans, lisansüstü, önlisans öğretimi verilen 150’yi aşkın programıyla öğretime devam ediyor.

Can Holding

Üniversiteyi satın alan Can Holding Şirketler Grubu, Kemal ve Cemal Can kardeşler tarafından 1972 yılında kurulmuş.  Türkiye’de elektronik, enerji, turizm, lojistik, sağlık, tütün sanayi – (sigara üretimi, sigara filtre üretimi, makaron üretimi, tütün işleme, nargile tütünü işleme) alanında faaliyet gösteriyor. Şirketin bünyesinde Energy Petrol, Golden Hill Fotel, Mediza Hospital, Telefox, Awox, Energia ve Tectone gibi markalar yer alıyor. Holding’in başkanlık koltuğunda ise Kemal Can oturuyor. Yönetim Kurulu Başkanlarından Cemal Can, 31 Mart 2019 yerel seçimleri öncesinde, AKP’nin Ağrı Büyükşehir Belediye Başkan adayı Savcı Sayan’a destek ziyaretinde bulunmuştu.