Muğla‘da kendisinden ayrılan 24 yaşındaki Zeynep Şenpınar‘ı dövdükten sonra göğsünden bıçaklayarak öldüren milli boksör Selim Ahmet Kemaloğlu‘nun kasten yaralama, cinsel saldırı ve nitelikli dolandrıcılık gibi suçlardan 14 ayrı suç kaydı olduğu ortaya çıktı.
Kemaloğlu’nun son olarak 28 Ağustos 2019’da ‘cinsel saldırı ve kasten yaralama’ suçundan gözaltına alındığı ve savcılıktaki ifadesinin ardından serbest bırakıldığı öğrenildi.
Ayrılığı kabul edemedi
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümü‘nden geçen yıl mezun olan Şenpınar, 24 Mayıs’ta “ayrılığı kabul edememe” bahanesi ile Selim Ahmet Kemaloğlu tarafından katledilmişti.
Zanlı cinayetin hemen ardından kendisine ait sosyal medya hesabından ‘”İki cana kıydınız, gözünüz aydın” paylaşımını yapmıştı. Genç kadını öldüren milli boksör, kendisine bıçakla zarar verdiği için şu anda hastanede tedavisi sürüyor.
Zeynep Şenpınar’ın cenaze töreninde anne Şenpınar ‘Katil 1 tane vur, 2 tane vur, 3 tane vur. Sen nasıl her tarafını yaraladın?’ diye ağıt yaktı.
Şikayetçi olmuştu
Olayın duyulmasının ardından genç kadının bir arkadaşına “Ahmet’le net bir şekilde bitti. 1 aydır hiçbir şekilde birbirimizle alakamız yok” mesajını attığı ortaya çıktı. Ayrıca öldürülmeden iki hafta önce gördüğü şiddet nedeniyle karakola giderek şikayette bulunduğu ve Kemaloğlu hakkında uzaklaştırma kararı verilmesi üzerine şikayeti geri çektiği öğrenildi.
İstanbul Kuzguncuk’ta yer alan Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesi’ne nefret saldırısı düzenlendi. Kimliği belirsiz kişi kilisenin kapısındaki haçı yerinden söktü.
Saldırıya ilişkin görüntüleri HDP Diyarakır Milletvekili Garo Paylan Twitter hesabından paylaştı. Paylan ““Kiliselerimize saldırılar devam ediyor. Kuzguncuk Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisemizin haçı sökülüp yere atıldı. İktidarın nefret söylemleri, nefret suçlarını olağanlaştırıyor” dedi.
Agos’ta yer alan habere göre kilise yönetimi bir açıklama yaparak kopartılan haçın yerine monte edildiğini ve Üsküdar Emniyet’in konuyla ilgilendiği söylendi.
Açıklamada kamera kayıtlarının da incelendiği, bu kayıtlara göre kişinin önce kilisenin karşısında bir süre kiliseye baktığı sonra kameralara bakıp poz verdiğinin tespit edildiği belirtildi. Açıklamanın devamında şunlar söylendi:
Kuzguncuk Muhtarı kiliseye gelerek kamera kaydını seyretmiş güvenlik şubeye olayı bildirmiştir. Vakıf Başkanı, Patrik II. Sahak ve ERVAB Başkanı Bedros Şirinoğlu’nu arayarak durumu bildirmiş ve gerekli yerlere şikâyet bildirimi yapılmıştır. Kopartılan haç yine yerine monte edilmiştir. Üsküdar Emniyet Müdür Mehmet Baykara ve Üsküdar Güvenlik Büro Amiri Emin Aydos konuyla ilgilenmektedir.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye’de koronavirüs nedeniyle son 24 saatte 34 kişinin daha hayatını kaybettiğini, 1.035 yeni tanı konduğunu açıkladı. Böylece koronavirüs kaynaklı ölüm sayısı 4 bin 431’e, vaka sayısı 159 bin 797’ye yükseldi.
Bakan Koca’nın paylaşımı şöyle:
Veriler, riski küçültmede istikrar sağladığımızı gösteriyor. 83 milyonun başarısı devam etmeli. DAHA FAZLA ÖZGÜRLÜK, tedbirlere eksiksiz uyuma bağlı. Özgürlüğün istediği özveriyi gösterelim. Yeni hayat tarzımız: Kontrollü Sosyal Hayat, HEP BİRLİKTE TEDBİR.”
Türkiye’de ilk koronavirüs vakası 11 Mart’ta tespit edildi. O günden bu yana vaka ve ölüm sayıları şöyle:
11 Mart: 1 vaka 13 Mart: 3 vaka 14 Mart: 6 vaka 15 Mart: 18 vaka 16 Mart: 29 vaka 17 Mart: 51 vaka, 1 ölüm 18 Mart: 93 vaka, 1 ölüm 19 Mart: 168 vaka, 2 ölüm (1.981 test) 20 Mart: 311 vaka, 5 ölüm (3.656 test) 21 Mart: 277 vaka, 12 ölüm (2.953 test) 22 Mart: 289 vaka, 9 ölüm 23 Mart: 293 vaka, 7 ölüm (3.672 test) 24 Mart: 343 vaka, 7 ölüm (3.952 test) 25 Mart: 561 vaka, 15 ölüm (5.035 test) 26 Mart: 1196 vaka, 16 ölüm (7.286 test) 27 Mart: 2069 vaka, 17 ölüm (7.533 test) 28 Mart: 1704 vaka, 16 ölüm (7.641 test) 29 Mart: 1815 vaka, 23 ölüm (9.982 test) 30 Mart: 1610 vaka, 37 ölüm (11.535 test) 31 Mart: 2704 vaka, 46 ölüm (15.422 test)
1 Nisan: 2148 vaka, 63 ölüm (14.396 test) 2 Nisan: 2456 vaka, 79 ölüm (18.757 test) 3 Nisan: 2786 vaka, 69 ölüm (16.160 test) 4 Nisan: 3012 vaka, 76 ölüm (19.664 test) 5 Nisan: 3015 vaka, 73 ölüm (20.065 test) 6 Nisan: 3148 vaka, 75 ölüm (21.400 test) 7 Nisan: 3892 vaka, 76 ölüm (20.023 test) 8 Nisan: 4117 vaka, 87 ölüm (24.900 test) 9 Nisan: 4056 vaka, 96 ölüm (28.578 test) 10 Nisan:4747 vaka, 98 ölüm (30.864 test) 11 Nisan: 5138 vaka, 95 ölüm (33.170 test) 12 Nisan: 4789 vaka, 97 ölüm (35.720 test) 13 Nisan: 4093 vaka, 98 ölüm (34.456 test) 14 Nisan: 4062 vaka, 107 ölüm (33.070 test) 15 Nisan: 4281 vaka, 115 ölüm (34.090 test) 16 Nisan: 4801 vaka, 125 ölüm (40.427 test) 17 Nisan: 4353 vaka, 126 ölüm (40.270 test) 18 Nisan: 3783 vaka, 121 ölüm (40.520 test) 19 Nisan: 3977 vaka, 127 ölüm (35.344 test) 20 Nisan: 4674 vaka, 123 ölüm (39.703 test) 21 Nisan: 4611 vaka, 119 ölüm (39.429 test) 22 Nisan: 3083 vaka, 117 ölüm (37.535 test) 23 Nisan: 3116 vaka, 115 ölüm (40.962 test) 24 Nisan: 3122 vaka, 109 ölüm (38.351 test) 25 Nisan: 2861 vaka, 106 ölüm (38.308 test) 26 Nisan: 2357 vaka, 99 ölüm (30.177 test) 27 Nisan: 2131 vaka, 95 ölüm (20.143 test) 28 Nisan: 2392 vaka, 92 ölüm (29.230 test) 29 Nisan: 2936 vaka, 89 ölüm (43.498 test) 30 Nisan: 2615 vaka, 93 ölüm (42.004 test)
1 Mayıs: 2188 vaka, 84 ölüm (41.431 test) 2 Mayıs: 1983 vaka, 78 ölüm (36.318 test) 3 Mayıs: 1670 vaka, 61 ölüm (24.001 test) 4 Mayıs: 1614 vaka, 64 ölüm (35.771 test) 5 Mayıs: 1832 vaka, 59 ölüm (33.283 test) 6 Mayıs: 2253 vaka, 64 ölüm (30.303 test) 7 Mayıs: 1977 vaka, 57 ölüm (30.395 test) 8 Mayıs: 1848 vaka, 48 ölüm (33.687 test) 9 Mayıs: 1546 vaka, 50 ölüm (35. 605 test) 10 Mayıs: 1152 vaka, 47 ölüm (36.187 test) 11 Mayıs: 1114 vaka, 55 ölüm (32.722 test) 12 Mayıs: 1704 vaka, 53 ölüm (37.351 test) 13 Mayıs: 1639 vaka, 58 ölüm (33.332 test) 14 Mayıs: 1635 vaka, 55 ölüm (34.821 test) 15 Mayıs: 1708 vaka, 48 ölüm (38.565 test) 16 Mayıs: 1610 (vaka) 41 ölüm (42.236 test) 17 Mayıs: 1368 vaka, 44 ölüm (35.369 test) 18 Mayıs: 1158 vaka, 33 ölüm (25.141 test) 19 Mayıs: 1022 vaka, 28 ölüm (25.382 test) 20 Mayıs: 972 vaka, 22 ölüm (20.838 test) 21 Mayıs: 961 vaka, 27 ölüm (33.633 test) 22 Mayıs: 961 vaka, 27 ölüm (37.507 test) 23 Mayıs: 1186 vaka, 32 ölüm (40 .178 test) 24 Mayıs: 1141 vaka, 32 ölüm (24.589 test) 25 Mayıs: 987 vaka, 29 ölüm (21.492 test) 26 Mayıs: 948 vaka, 28 ölüm (19.853 test) 27 Mayıs: 1035 vaka, 34 ölüm (21.043 test)
İtalya‘nın Dolomit Dağları’nda bodur çalılıkların bulunduğu tepede, 12 yaşındaki Alessandro Breda’nın kendini takip eden ayıyla yaptığı ‘yürüyüş’ sosyal medyada viral oldu. Videoda, küçük çocuğa, hayvanı ürkütmeden, kısık sesle eşlik eden Loris Calliari’nin onu rahatlattığı ve “Gel, Ale, gel. Ona sırtını dönme” dediği duyuluyor.
The New York Times‘da yer alan videoda Alessandro Breda’nın ailenin yürüyüşe çıktığı sırada peşlerine takılan kahverengi ayıyla sakin biçimde bir miktar yürüdüğü, ancak büyükannesini gördükten sonra sakinliğini az da olsa kaybettiği görülüyor. Aşağıda onları bekleyen büyükannenin ne olduğunu anladıktan sonra endişeyle çığlık atması üzerine çocuğun onu uyardığı, fakat o anda dahi topladığı çam tohumlarını elinden atmadığı da dikkat çekiyor.
Ülkenin kuzeyindeki Trentino bölgesinde çekilen videoyu binlerce kişi beğendi ve paylaştı.
Alessandro Breda, daha sonra İtalyan televizyonu RAI’ye verdiği röportajda, bir ayıyla karşılaşıldığında ne yapılması gerektiğine dair video izlediğini söyledi: “Eğer bağırırsak ayının heyecanlanacağını ve bunun onu saldırgan hale getireceğini öğrendim.”
‘Komşu köpeğinin saldırma olasılığı daha yüksek’
Milli parkın da içinde bulunduğu bölgede yaklaşık 82 ile 93 arasında ayı yaşadığı belirtildi. Bahsi geçen bölgede ayılar ve insanlar nadiren karşı karşıya geliyor. Bölgede 2014’ten bu yana ayılar ve insanlar arasında yalnızca üç ‘boğuşma vakası’ yaşandı.
Bölgedeki doğal yaşam koordinatörlerinden Claudio Groff, “Her üç vaka da yavrularının risk altında olduğunu düşünen dişilerdi” dedi. Groff, Alessandro’nun karşılaştığı duruma dairse, “Ayının saldırgan olmadığı apaçık ve çocuk da güzel davranmış” ifadelerini kullandı.
WWF İtalya‘nın bilim direktörü Marco Galaverni de bu tür karşılaşmaların, özellikle de yakın mesafede Alplerde nadir olduğunu söyledi. O da Alessandro’nun karşılaştığı ayının agresif davranmadığını ve sadece elinde bir şey olan bir çocuğu merak ettiğini söyledi.
“Video, ayının arka ayakları üzerinde birkaç kez büyüdüğünü gösterse de, bu tehdit edici bir davranış değil” diyen Galaverni, “Ayılar iyi görmüyor. Bu yüzden, durumu incelemek ve daha fazla koku yakalamak için ayağa kalkıyorlar” diye konuştu. Videoda çekilen bölüm korkutucu olsa da, Galaverni, çocuğun gerçek riskinin nispeten düşük olduğunu söyledi: “Bir komşunun köpeği tarafından saldırıya uğrama olasılığınız çok daha yüksek”
Dünyada koronavirüsten ölenlerin sayısı 353 bin 54’e ulaştı. Toplam vaka sayısı ise 5 milyon 718 bin 989 oldu. Listenin başında ABD geliyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Amerika Kıtaları Direktörü Carissa Etienne, Latin Amerika ülkelerindeki enfeksiyon sayısının Avrupa ve ABD’yi geçtiğini belirterek, “Bölgemiz Covid 19 salgınının yeni merkezi haline geldi. Şimdi, ülkelerin kısıtlamaları hafifletmesinin zamanı değil” dedi.
Etienne vaka sayılarında Rusya’yı geçerek ABD’nin ardından ikinciliğe yükselen Brezilya’nın durumuna dikkat çekti ve Peru, Şili, El Salvador, Guatemala ve Nikaragua‘daki durumun da endişe verici olduğunu ifade etti.
Kuzey ve Güney Amerika’da yer alan ülkelerde, şu ana dek 2.4 milyondan fazla Covid 19 vakası tespit edildi. Ölü sayısı ise 140 binin üzerinde.
ABD’de ölenlerin sayısı 100 bini aştı
ABD’de salgında ölenlerin sayısı 100 bini aşarken, Covid 19 teşhisi konulanların sayısı da 1 milyon 713 bini buldu. Hayatını kaybedenlerin sayılarında ABD’yi 37 bin 48 ile İngiltere, 32 bin 955 ile İtalya ve 27.117 ile İspanya izliyor.
Öte yandan son günlerde düşen vaka ve ölü sayılarına rağmen New York eyaleti ülkedeki salgının sıcak noktası olmayı sürdürüyor. Yaklaşık 368 bin kişiye Covid 19 teşhisi konulan New York’ta, 29 binden fazla kişi de virüs nedeniyle hayatını kaybetti.
New York kenti yakınlarındaki Hart Island’da, koronavirüs nedeniyle ölenlerin defni için açılan toplu mezarların havadan görüntüsü
Salgının bir diğer sıcak noktası New York’un komşusu New Jersey’de ise 155 binden fazla vaka tespit edildi. Eyalette vefat edenlerin sayısı da 11 bini geçti.
Putin: Zirve noktasını geçtik
Rusya’da da son 24 saatte 8 bin 338 kişide Covid 19 tespit edildi, ölü sayısıysa 3 bin 968’ye yükseldi. Ülkede genelinde ve Rus ordusunda durumun stabil olduğunu belirten Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Uzmanların görüşüne göre, Rusya’da salgın zirve noktasını geçti” dedi.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile video konferans görüşmesi yapan Putin, Sovyetler Birliği’nin 2. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası‘nı mağlup etmesinin 75. yılı nedeniyle yapılması planlanan askeri geçit törenlerinin ülke genelinde 24 Haziran’da yapılacağını açıkladı.
İspanya yas tutuyor
Koronavirüse karşı en çok can kaybı veren ülkelerden olan İspanya‘da salgında ölenler için 10 günlük resmi yas ilan edildi. Hükümet, yas sürecinde kamu binalarında ve donanmaya ait gemilerde bayrakların yarıya indirileceğini açıkladı.
Yas, ülkede ölen 26 bini aşkın kişinin anısına düzenlenecek devlet töreniyle son bulacak.
Almanya’da tedbirler Temmuz’a kadar uzatıldı
Alman hükümeti sözcüsü Steffen Seibert, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in salgına karşı alınan önlemleri 5 Temmuz’a kadar uzatmayı planladığını açıkladı. Berlin’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Seibert, sosyal mesafe, temas kısıtlamaları ve hijyen kurallarının herkes için bağlayıcı olacak şekilde bu tarihe kadar devam edeceğini belirtti. Seibert, “Birlikte sağladığımız ilerlemeleri tehlikeye atmak istemiyoruz” dedi.
Almanya’da halihazırda aynı evde yaşayan aile üyelerinin ve iki ayrı hanede yaşayanların bir araya gelmesine izin veriliyor, ancak kişilerin aralarına en az 1.5 metre mesafe koyması isteniyor.
Merkel ise “Salgının henüz başlangıcındayız” dedi ve dikkatli olunması gerektiği yolunda uyarıda bulundu. Merkel, sosyal mesafe kurallarına uymak ve maske takmak gibi önlemlere hala ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.
İngiltere’de tedbirler haziranda gevşiyor
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, kısıtlamaların gevşetilmesi kapsamında, pazarların ve otogalerilerin 1 Haziran’dan itibaren açılabileceğini söyledi. Johnson, hem dükkan sahiplerinin hem de müşterilerin, belirlenen kurallara uymak zorunda olduğunu hatırlattı.
Daha önce de ülkedeki bazı ilkokulların 1 Haziran’da kademeli olarak eğitime başlayacağı açıklanmıştı.
İsveç’te ölü sayısı dört bini geçti
Salgına karşı katı önlemler almayan İsveç’te ise ölü sayısı dört bini geçti. İsveç Kamu Sağlığı Ajansı’ndan yapılan açıklamaya göre, son bir gün içinde 31 kişinin ölmesiyle toplam sayı 4 bin 29’a yükseldi.
10.23 milyon nüfuslu ülkede, vaka sayısı ise son 24 saatte 33 bin 459’dan 33 bin 843’e çıktı.
İsveç hükümeti, virüse karşı “sürü bağışıklığı” stratejisini benimsiyor. Hükümet, bu yöntem sayesinde virüsün toplumda sağlık sistemini çökertmeyecek bir hızda yayılacağını, böylece yaygın bağışıklık sağlanarak ikinci bir dalganın önleneceğini savunuyor.
Yunanistan turistleri kabul edecek
Salgın nedeniyle duran turizmi hareketlendirmeyi amaçlayan Yunanistan da, haziran ortasından itibaren 20 ila 25 ülkeden turist kabul edeceğini duyurdu.
Yunanistan’da 14 gün karantina kuralının uygulanmayacağı seyahatlerin, haziran ayının ortasından itibaren başlayacağını belirtildi. Ekonomisinin yüzde 20’si turizm gelirlerinden oluşan Yunanistan’da, önümüzdeki günlerde hangi ülkelerden turist kabul edileceğine dair listenin yayınlanacağı belirtildi.
Yunanistan; İtalya, İspanya ve Hollanda haricinde Avrupa Birliği(AB) üyesi ülke vatandaşlarını ise 14 gün karantinada kalmaları koşuluyla ülkeye kabul edecek. İngiltere ve AB üyesi olmayan ülke vatandaşları ise Yunanistan’a giremeyecek.
İsviçre’de seks işçileri sosyal mesafe kurallarına uyacak
Salgında şimdiye kadar bin 917 can kaybının yaşandığı İsviçre‘de ise seks işçilerinin çalışma ve yaşam şartlarını iyileştirmek için faaliyet gösteren ProKoRe derneği, işbaşında sosyal mesafe kurallarına mümkün olduğu kadar uyulması amacıyla bir kılavuz hazırladı.
REMY GABALDA / AFP
Kılavuz, salgın günlerinde sektörde uyulması gereken hijyen kurallarına dair detaylı bir liste içeriyor. ProKoRe, genelevlerin, bu şartlara uyma garantisi vermeleri halinde, 8 Haziran’da duyurulacak olan, karantina tedbirlerinin ikinci etabında yeniden açılacak sektörlere dahil edilmeleri için İsviçre hükümetine çağrısı yaptı.
Artvin’e bağlı Arhavi ilçesinde bulunan ve yıllardır koruma altına alınması için mücadele yürütülen Kamilet Vadisi’nde MNG Holding tarafından dereye dökülen hafriyat ve yükleme havuzundan sürekli olarak taşırılan su dereyi çamura buladı.
Arhavi Doğa Koruma Platformu ise bölgede Orta Hidroelektrik Santrali (HES) işleten şirketin sözleşmede ve Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunda yer alan kurallara uymadığını iddia ediyor.
Raporda şirket yol yapımında ortaya çıkan hafriyatın önceden belirlenen depolama alanlarında muhafaza edileceği taahhüdünde bulunuyor. Ancak ortaya çıkan görüntüler hafriyatın vadi yamaçlarından aşağıya döküldüğünü ortaya koyuyor.
Uyanık: Çamurlu su denize akıyor
Yeşil Gazete’ye değerlendirmede bulunan Arhavi Doğa Koruma Platformu’dan Akif Uyanık şirketin çalışmaları bir buçuk iki ay önce tamamladığına dair haber aldıklarını söyledi. Uyanık, “Aralıksız çalıştıkları sürede çıkan hafriyatı vadi tabanlarına gelişigüzel yığmışlar. Yükleme havuzundan sürekli olarak taşırılan su ile bu hafriyatı dereye akıtıyorlar. 20 kilometre boyunca çamurlu akan su denize kadar ulaşıyor” dedi.
Bu durumun Vadi’nin ekolojisinin yanı sıra bölge halkı için de tehdit oluşturduğunu söyleyen Uyanık “Balıkçılar ayrı muzdarip, bölge halkı ayrı. Doğu Karadeniz’de çay sezonu başladı. İnsanlar sıcaklıklar 20 derecenin üzerine çıktığında nemden dolayı çalışma sonrasında dereye girip serinliyordu. Ortada yüzülecek dere kalmadı” ifadelerini kullandı.
Mahkemenin iptal ettiği HES yeniden onaylandı
Bölgedeki HES’in yapımına karşı da uzun soluklu bir mücadele yürüttüklerini belirten Uyanık, projenin 2014 yılından beri gündemde olduğunu söyledi. İmar planlarının ve orman izinlerinin iptal edilmesi gibi hukuki kazanımlarına rağmen şirket yeniden başvuruda bulundu.
Uyanık “2015 Kasım ayında Artvin İl Genel Meclisi’nde AKP iktidarının oyuyla şirket yeniden onay aldı. 2016 yılında da tekrar çalışmaya başladılar ve bir iki ay öncesinde projeyi tamamladılar” dedi.
Milli Park olmasına bakanlık engeli
Bölge halkı ve sivil toplum örgütleri bu süreçte Kamilet Vadisi’nin SİT Alanı ilan edilmesi için 2011 yılının Ağustos ayında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları’na başvuruda bulundu. Ancak başvurada kısa bir süre sonra SİT alanı ilan etme yetkisi Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri bünyesinde oluşturulan Tabiat Komisyonları’na verildi.
Ayrıca 2012 yılında da bölgenin Milli Park ilan edilmesi için Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne de başvuruldu. Ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın alanda HES planlanması yapılması gerekçesiyle verdiği olumsuz görüş sebebiyle vadi Milli Park ilan edilemedi.
İki vadiye toplam beş HES
Arhavi’de şu anda Kamilet Vadisi ve paralelindeki Durguna Vadisi’nde toplam beş ayrı HES projesi bulunuyor. Bu projelerden üç tanesi Durguna Vadisi’nde, son yapılan Orta HES projesi ile Kavak HES projesi ise Kamilet Vadisi’nde yer alıyor.
Akif Uyanık vadiler hakkında “İki vadide eşsiz özellikler barındırıyordu ve çok özeldi. Bu vadiler dünyanın neresinde olursa olsun korunurdu diye düşünüyorum. Ama burada büyük bir yıkıma uğradılar” dedi.
Kamilet Vadisi’nde yapılan Kavak HES inşaatı
‘Kalanının koruma altına alınması gerek’
Vadinin geri kalanının korunma altına alınması gerektiğini belirten Uyanık, “Hala el değmemiş güzellikte bölümler var. Buraların korunması gerekiyor. Hali hazırda yol açıldığı için kalan kısımları da tahrip etmek istemelerinden endişeleniyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Uyanık, şu anda Kamilet Vadisi’nde yaşanan tahribatın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Devlet Su İşleri’nin (DSİ) denetim eksikliğinden kaynaklandığını ve konuyla ilgili Artvin DSİ Bölge Müdürlüğü’ne ve Artvin Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne başvuru yaptıklarını belirtti.
Platform, ÇED Raporunda belirlenen kurallara aykırı olarak yapılan işlemler için şirkete karşı gerekli yaptırımların uygulanmasını, tesisin ise işletmeye kapatılmasını talep ediyor.
Koronavirüs nedeniyle olağanüstü şartlarda tarımsal üretimi sürdürmeye çalışan çiftçiler virüsten değil, ani hava değişimi ve şiddetli yağışlardan darbe yedi. Sadece 10 günde yaşanan ani hava değişimi nedeniyle bazı bölgelerde aşırı sıcaktan, bazı bölgelerde aşırı soğuk, don, dolu ve fırtınadan tarım ürünleri büyük zarar gördü.
Özellikle 15-24 Mayıs tarihlerinde yaşanan ani hava değişimi ve yağışlar bitkisel üretimde ciddi zararlara neden oldu. Önce 40 dereceleri gören aşırı sıcak hava ve hemen sonrasında -1 dereceye kadar düşen aşırı soğuk havanın yanı sıra dolu, don, fırtına bir çok bölgede bitkisel ürünlere büyük zarar verdi.
En çok zarar gören ürünler
Hemen her bölgede ürünler ani hava değişimi ve yağışlardan zarar görürken en çok etkilenen ürünler arasında erkenci portakal, erkenci mandalina çeşitleri, bazı limon çeşitleri, çiçeklenme dönemindeki zeytin ağaçları, Antep fıstığı, tarla bitkilerinden ise mısır, patates, ayçiçeği, domates, salatalık, biber, kabak, buğday ilk sıralarda yer aldı.
‘İlk kez böyle bir felaket yaşıyoruz’
Finike’de üç kuşaktır portakal yetiştiriciliği yaptıklarını belirten Mete Apaydın, ilk kez böyle bir felaketle karşı karşıya kaldıklarını belirterek DÜNYA’ya şu bilgileri verdi: ” Ziraat odalarından bize haber geldi. Özellikle 14-21 Mayıs tarihleri arasındaki hava değişimine dikkat çekiliyordu. Antalya, Finike’de 40 dereceyi aşan sıcaklık oldu. Ağaçlarımıza bir iki gün öncesinden su vererek sıcağa karşı korumaya çalıştık. Fakat önce 40 dereceyi gördük sonra bayramın ilk günü akşam sıcaklık 8 dereceye düştü. Ağaçlar strese girdi. Meyve dökümü oldu. Normalde Haziran ayında ağaç yetiştiremeyeceği ürünü döker. Önce böyle bir şey zannettik. Fakat bahçeleri inceledikçe bunun Haziran dökümü değil, ani hava değişiminden olduğunu gördük. Bahçelerde yüzde 70-80 oranında meyve dökümü var. Üstelik dökülen meyve genelde koyu yeşil olurdu. Bu sefer sararmış, yanmış olarak döküldü. Finike, Türkiye portakal üretiminin yüzde 8’ini karşılıyor. Bu yıl yüzde 70-80 azalma olacak. Antalya, Adana, Mersin’deki üreticilerle konuştuk. Oralarda da zarar büyük. Zarar İzmir’e kadar ulaşmış durumda.”
Erkenci çeşitler zarar gördü
Çok büyük bir sorunla karşı karşıya olduklarını anlatan Mete Apaydın, özellikle erkenci çeşitlerde zararın çok büyük olduğunu söyledi. Apaydın: ” Bu yıl narenciye üretiminde ciddi sorunlar olacak. Hava şartları nedeniyle dalında kalan ürünlerde kalite sorunu olacak. Yani ticari değeri azalacak. Dünyada ve ülkemizde narenciye ürünlerine yoğun talep var. Sonbaharda koronavirüste ikinci dalga olursa bu ürünlerdeki eksiklik nedeniyle fiyatlar aşırı yükselecek ve tüketici daha pahalıya almak zorunda kalacak. Ürün bulmak da sıkıntılı olacak. Bu nedenle çiftçinin borcunu faizsiz erteleseniz bile iki yılda çiftçi kendini toparlayamaz. Bizler bilinçli üreticiler olarak sigorta yapıyoruz. Fakat, TARSİM(Tarım Sigortaları A.Ş.) aşırı sıcak ve aşırı soğuk zararlarını kapsamıyor. Bu zararların mutlaka poliçe kapsamına alınması gerekiyor.”
Adana’da zarar yüzde 70-90 arasında
Mayıs ayının 15’inde başlayan ve 18 Mayıs’tan itibaren etkili olan aşırı sıcak Adana’da bazı erkenci meyve çeşitlerinde büyük zarara yol açtı. Sıcaklığın 40 derecenin üstüne çıktığı Adana’da erkenci mandalina, portakal çeşitlerinde meyvelerin yanmaya bağlı olarak zarar görmesi ve yere düşmesi zararı yüzde 70-90 seviyelerine çıkardığı ifade ediliyor. Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi önceki dönem Başkanı Semih Karademir, erkenci portakal ve mandalina çeşitlerinde sıcaklığa bağlı olarak çok büyük zarar meydana geldiğini ve bu yıl bu ürünlerde üretimin çok az olacağını söyledi.
Sıcak ve poyraz etkili oldu
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, geçen hafta özellikle pazar ve pazartesi aşırı sıcaklarla birlikte sert esen poyrazın erkenci çeşit mandalina ve bazı limon çeşitlerinde büyük zarara neden olduğunu belirterek hasadı başlayan karpuz ve kavunun da zarar gördüğünü belirtti. Doğru, Çukurova’da hasadı başlayan buğdayın ise bu sıcaklardan etkilenmediğini belirtti. Doğru, sıcak ve poyraz zararının da devlet destekli tarım sigortaları risk kapsamına alınmasını beklediklerini söyledi.
İç Anadolu’yu soğuk ve don vurdu
Aşırı sıcak Akdeniz Bölgesi’nde erkenci mandalina, portakal ve bazı limon çeşitlerinde hasara neden olurken, Eskişehir, Kütahya, Afyon, Manisa ve Konya’nın bir bölümünde aşırı soğuk ve don nedeniyle mısır, ayçiçeği, patates, domates, salatalık, kabak, ceviz ve diğer ürünler zarar gördü. Mersin Erdemli’de ise etkili olan fırtına seralarda tahribata neden oldu.
Ülke aşırı sıcak hava nedeniyle adeta yanarken, sadece iki gün sonra sıcaklıklardaki sert düşüş yüksek rakımlı yerlerde kar yağışına neden oldu. Özellikle İç Anadolu Bölgesi’nde 20-23 Mayıs tarihleri arasında görülen don ve kırağı bitkisel üretime ciddi zarar verdi. En çok etkilenen iller arasında Eskişehir, Kütahya, Afyon, Manisa ve Konya’nın bir bölümü var. Diğer bazı illerde de bitkisel üretim kısmi zarar gördü.
Çiftçinin üretim maliyeti artacak
Yaşanan soğuk, don,dolu felaketi nedeniyle bazı alanlar yeniden ekilecek. Bu nedenle çiftçinin üretim maliyeti artacak. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, aşırı soğuktan Eskişehir, Kütahya, Afyon ve Konya’nın bir bölümünün etkilendiğini söyledi. DÜNYA’ya bilgi veren Süleyman Soylu’nun anlattıkları özetle şöyle: ” Özellikle Afyon ve Kütahya’da mısır ve patates olumsuz etkilenmiş görünüyor. Buralarda çiftçi belki de yeniden ekim yapmak zorunda kalacak. Tohum maliyeti başta olmak üzere çiftçinin masrafı artacak. Yeniden ekim için tarlanın sürülmesinde mazot kullanılacak. Mazot maliyeti artıracak. Gübre kullanmaya gerek yok. Zaten atılan gübre toprakta duruyor.”
Buğdayda verim kaybı olabilir
Konya Ovası ve İç Anadolu’da soğuk hava nedeniyle başaklanma döneminde olan buğdayda verim kaybı endişesi yaşanırken, bir çok bölgede rüzgar nedeniyle yan yatan buğdaylarda da verim kaybı olabileceği ifade ediliyor.
Konya Ovası’nda 22 Mayıs gecesi çiftçileri korkutan soğuk hava etkisinin, Cumartesi gecesi ucuz atlatıldığını belirten Soylu, ”Hüyük, Doğanhisar, Bozkır, Hadim ve Derbent gibi rakımı yüksek kesimlerde başta ceviz ve sebzelerde kısmi hasar görüldü.Ova kesiminde ise sıcaklıklar zarar eşiğinin üzerinde gerçekleşti. ” dedi. Hava sıcaklığının 35 dereceden 1-2 dereceye düşmesi ile hububat ürünlerinin strese girdiğini belirten Prof. Dr. Süleyman Soylu, buğday ve mısırla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Buğdayda farklı gelişme dönemlerinde düşük sıcaklığın yaptığı etki farklı oluyor. Yapılan çalışmalar başaklanma ve tozlaşma döneminde 2 saatten daha uzun süre -1 veya 0 dereceye bitkilerin maruz kalması durumunda beyaz boş başak oluşumu, sap ve yaprakta zararlar olabileceğini gösteriyor. Mısır için ise, kritik eşik 1-2 derece. Bunun üstünde yapraklar biraz zarar görse de büyük oranda kurtarır. Çiftçilerimiz zarar gören tarlaları ile ilgili karar vermede acele etmesinler, 3-4 gün sonra bitkilerin ne kadar etkilendiği ölüp ölmediği netleşir.”
Çiftçilere “acele etmeyin” uyarısı
Prof. Dr. Süleyman Soylu, çiftçilerin zarar gören tarlayı hemen sürmemesi gerektiğini de hatırlatarak: ” Ürünlerinde soğuk zararı semptomları olanlar acele karar vermesinler, gereksiz masraf yapmasınlar. Bazı çiftçilerimiz bitkiyi morarmış görünce hemen tarlayı sürüp ekim yapıyor. Bu doğru değil. Bir kaç gün beklendikten sonra bitki kendini toparlar ve gelişmeye devam eder. Geçmişte bunu gördük. Verim kaybı bile olmadan üretici ürünü aldı. Bu nedenle bir kaç gün çok önemli acele etmeden bitki durumuna göre, ölüp ölmediğine baktıktan sonra yeni ekim yapılıp yapılmayacağına karar verilmeli.” bilgisini verdi.
Ege’de zeytin ve sebzeler etkilendi
Ani hava değişiminden en çok etkilenen ürünlerden birisi de zeytin oldu. Aşırı sıcak nedeniyle özellikle Ege Bölgesi’nde çiçeklenme döneminde olan zeytinlerde çiçekler döküldü. Üretimin azalması bekleniyor.
Ege Bölgesi’nde özellikle sebzeler soğuk hava ve dondan olumsuz etkilendi. Sebze yetiştiriciliği ve gıda ürünleri ihracatı yapan Kybele Özel Gıda Ürünleri A.Ş. Kurucusu Kemal Berişler sebze ürünlerindeki hasarın da çok büyük olduğunu belirterek şunları söyledi: ” Afyon, Eskişehir, Kütahya,Manisa, Balıkesir de ciddi düzeyde don hasarı oluştu. Binlerce dönüm alanda ekim yapanlar iki gecede büyük zarara uğradı. Kimi bölgelerde domates, biber, kornişon ekimlerinde hasar ciddi boyutlarda. Ne yazık ki TARSİM uygulamaları don ve dolu hasarlarını kapsamıyor. Ayrıca zeytinlerimizde de hasar büyük. Çiçek döneminde olan zeytinlerde çiçeklerin hepsi döküldü. Bir çok üründe mağduriyet var.”
Güneydoğu’da dolu yağışı etkili oldu
Güneydoğu Anadolu’da ise dolu yağışı etkili oldu. Özellikle Şanlıurfa ve Diyarbakır’da dolu yağışı nedeniyle tarımsal alanlar ve meyve bahçeleri büyük zarar gördü. Şanlıurfa’da özellikle Bozova ve Karaköprü ilçelerinde 24 Mayıs günü etkili olan dolu yağışı fıstık bahçelerine ve diğer tarım alanlarında hasara neden oldu. Fıstık ağaçlarının yanı sıra zeytin, badem, ceviz ağaçları ve diğer bitkisel ürünler de olumsuz etkilendi.
Erdemli’de fırtına seraları yıktı
Daha önce dolu yağışı ile meyve bahçeleri zarar gören Mersin Erdemli’de bu kez fırtına etkili oldu. Mayıs’ın 23’ünde gece yarısı başlayan fırtına seraların zarar görmesine neden oldu. Bazı seralar yerle bir olurken bazılarında naylonlar kullanılamaz hale geldi.
Hasat gecikecek
Aşırı soğuk,don,dolu ve kırağıdan etkilenen üretim alanlarının bir bölümü yeniden ekim için hazırlanması gerekiyor. Bu da üretici için önemli bir maliyet artışı getirecek. Ayrıca bu alanlardaki hasatta da gecikmeler bekleniyor.
Sigorta kapsamı genişletilmeli
Üreticiler,uzmanlar benzer ani hava değişikliklerinin bundan sonra daha çok yaşanacağını belirterek, Tarım Sigortaları A.Ş (TARSİM)’nin bu tür zararları kapsayacak şekilde sigorta kapsamını genişletmesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca üreticiler, uğradıkları zararın hızlıca tespit edilerek yeniden üretimin yapılabilmesi için devlet tarafından destek sağlanması gerektiğini ifade ediyor.
Felaket, Meclis gündeminde
Çiftçinin uğradığı zarar, Türkiye Büyük Mille t Meclisi(TBMM)’ne taşındı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, geçtiğimiz günlerde Adana başta olmak üzere Çukurova Bölgesi’nde etkili olan aşırı sıcaklar nedeniyle yüzde 80’lere varan rekolte kaybının olduğunu söyledi. Üreticilerin yaşadığı büyük mağduriyete değinen Barut, “Büyük zararı oluşan narenciye üreticilerimizin zararları karşılanmalı, afet bölgesi ilan edilmeli, çiftçi borçları faizsiz ertelenmeli, üreticilerimize ayni ve nakdi yardım yapılmalıdır” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması istemiyle Meclis’e soru önergesi sunan Barut, çiftçiye yardım eli uzatılmasını istedi.
Sosyal medya platformu Twitter‘ın haber doğrulama uygulaması, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump‘ın paylaştığı iki mesaja teyit uyarısı koydu. Twitter, uyarılarla birlikte, Trump’ın ABD seçimlerinde posta yoluyla oy kullanmanın sahteciliğe açık ve hileli olacağı mesajlarının doğruları yansıtmadığına dair bağlantılar da paylaştı.
80 milyon 300 bini aşkın takipçisi bulunan Trump’ın “teyit uyarısı” konulan mesajları şöyle:
“Seçim şikeli olacak”
”Posta yoluyla oy kullanmak büyük ölçüde hileli olacaktır. Başka türlü olamaz. Posta kutuları çalınacak, oy pusulalarında sahtecilik yapılacak, yasa dışı çoğaltılıp sahte imza atılacak.”
There is NO WAY (ZERO!) that Mail-In Ballots will be anything less than substantially fraudulent. Mail boxes will be robbed, ballots will be forged & even illegally printed out & fraudulently signed. The Governor of California is sending Ballots to millions of people, anyone…..
“California Valisi, eyalette yaşayan milyonlarca kişiye, kim olduklarına nereden geldiklerine bakmadan oy pusulası gönderiyor. Ardından daha önce hiç oy kullanmayı düşünmemiş olanlara profesyoneller nasıl ve kime oy vereceklerini söyleyecek. Seçim şikeli olacak. Katiyen olmaz.”
Bir ülke liderine ilk uyarı
Trump’ın Twitter mesajları altında çıkan ve ”Posta yoluyla oy kullanmayla ilgili gerçeklere ulaşın” mesajına tıklayanlar konuyla ilgili haberlerin ve bilgilerin derlendiği başka bir sayfaya yönlendiriliyor. Yeni sayfanın başlığında ”Trump posta yoluyla oy kullanmanın hileye neden olacağına dair temelsiz iddialarda bulunuyor” ifadeleri yer alıyor. Ardından ise ”Bilmeniz gerekenler” başlığı altında ABD Başkanı’nın mesajlarında üç yanıltıcı ya da yanlış bilgi düzeltiliyor.
Twitter platformundan yapılan açıklamada ilk defa bir ülke liderinin, haber doğrulama uyarısı aldığı belirtildi. Sosyal medya platformu, başta koronavirüs olmak üzere birçok konuda doğru bilgiye ulaşmayı sağlayacak uygulamasını bu ay devreye sokmuştu.
‘Bunun olmasına izin vermeyeceğim’
ABD Başkanı ise bu uygulamaya yine Twitter üzerinden tepki gösterdi. Trump şu tweetleri attı:
”Twitter şimdi de 2020 Başkanlık Seçimleri’ne müdahale ediyor. Diyorlar ki, posta yoluyla oy kullanmanın dev bir yolsuzluk ve sahteciliğe neden olacağına dair açıklamam doğru değilmiş.
.@Twitter is now interfering in the 2020 Presidential Election. They are saying my statement on Mail-In Ballots, which will lead to massive corruption and fraud, is incorrect, based on fact-checking by Fake News CNN and the Amazon Washington Post….
Bunun teyidini de yalan haberci CNN ve Amazon’un sahibi olduğu Washington Post’tan yapıyorlar. Twitter, ifade özgürlüğünü boğuyor ve ben, başkan olarak, bunun olmasına izin vermeyeceğim.”
Kapatma tehditi
ABD Başkanı daha sonra yine Twitter hesabından bir paylaşım yaparak sosyal medya şirketlerine düzenlemeler getirilebileceğini ya da kapatılabileceklerini söyledi.
Republicans feel that Social Media Platforms totally silence conservatives voices. We will strongly regulate, or close them down, before we can ever allow this to happen. We saw what they attempted to do, and failed, in 2016. We can’t let a more sophisticated version of that….
Trump yaptığı paylaşımda, “Cumhuriyetçiler, sosyal medya platformlarında muhafazakar seslerin nasıl bastırıldığını hissediyorlar. Bunun olmasına izin vermemek için onları güçlü bir şekilde düzenlemelere tabi tutabilir ya da kapatabiliriz. 2016’da da denemiş ancak başaramamışlardı” ifadelerini kullandı.
Fransa‘nın Belçika sınırında bulunan Tilloy-lez-Marchiennes ilçesi belediye meclis üyeleri, trans aday Marie Cau’yu belediye başkanı olarak seçti.
Yeni Belediye Başkanı’nın seçim kampanyasının merkezinde ekolojik çalışmalar ve yerel ekonominin güçlendirilmesi yer alıyordu. Cau seçilmesinin ardından AFP’ye şöyle konuştu:
İnsanlar beni trans olduğum için seçmedi, onlar bir seçim programını seçti. İlginç olan, işler normalleştiğinde sizi diğerlerinden ayrı tutmuyorlar.
Bakan’dan tebrik
Ülkenin Cinsiyet Eşitliği BakanıMarlene Schiappa da Twitter hesabından Cau’yu kutlayarak “Transların görünürlüğü, dolayısıyla da transfobiyle mücadele, aynı zamanda siyasi ve kamusal sorumlulukların yerine getirilmesinden geçer! Tebrikler Marie Cau!” diye yazdı.
La visibilité trans, et donc la lutte contre la transphobie, passe aussi par l'exercice de responsabilités politiques ou publiques. Félicitations à Marie Cau ! #démocratie#LGBT+ https://t.co/1QEap6redr
— 🇫🇷 MarleneSchiappa (@MarleneSchiappa) May 24, 2020
Fransa Ulusal Trans Derneği kurucularından Stephanie Nicot, Cau’nun seçilmesiyle ilgli olarak “Vatandaşlarımızın giderek daha ilerici olduklarını görüyoruz. Vatandaşlar bireylerin cinsel kimliklerine bakmaksızın bireylerin değerlerine göre oy verdi” dedi.
Koronavirüs vakalarının en çok görüldüğü şehir olan İstanbul, Ramazan Bayramı sonrasında tüm Türkiye gibi normalleşme sürecine adım attı. Kentte şu an için Covid-19 önlemleri kapsamında sınırlı sayıda yolcu taşınan toplu ulaşım araçlarında, normalleşme ile ortaya çıkacak manzara ise uzmanları endişelendiriyor.
Milliyet‘te yer alan habere göre normal zamanlarda ortalama 13 milyon yolculuk hareketi gerçekleşen toplu taşımada yeni dönemde sosyal mesafe kuralının nasıl uygulanacağı ve özel araç sayısındaki artışa bağlı trafik sıkışıklığı çözüm aranacak konuların başında yer alacak.
Uzmanlara göre pandemi döneminde, yüzde 85’in üzerinde yolcu kaybı yaşanan toplu ulaşım araçlarında, eskiye dönüş sosyal mesafe kurallarının ortadan kalkması ve yeni bir salgın riski anlamına geliyor. Ancak aynı uzmanlara göre toplu ulaşımdaki yolcu sınırlamasının normalleşme döneminde de sürdürülmesi imkansız.
Trafikte özel araçlar artacak
Özel araç tercihinde yüzde 15’lik artış yaşanacağı ve kentteki trafik sıkışıklığının önümüzdeki dönemde krize dönüşeceği ortak kanaat olarak vurgulanırken, İstanbul Valiliği bünyesinde kurulan Ulaşım Bilim Kurulu acil eylem planı üzerinde çalışmalara başladı.
Kurulun başında bulunan Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, “Karantinanın kalktığı tüm şehirlerde bireysel araçlara yöneliş, toplu taşımadan kaçış söz konusu. Toplu taşıma ve trafikteki duruma yönelik her hafta ölçümler yapıyoruz. Günler geçtikçe yolcu, yolculuk ve araç sayısında artış yaşanıyor” dedi.
İstanbul’da 4 milyon 200 bine yakın araç bulunduğunun dile getiren Prof. Dr. Ilıcalı şunları söyledi: “Normalleşme ile özel araç yöneliminde yüzde 15’lik artış ve beraberinde çok ciddi trafik sıkışıklığı bekliyoruz. Toplu ulaşımdaki kişi sayısında yarı yarıya azalma olabilir. Normal zamanda, trafik sıkışıklığının yüzde 85’i otomobil kaynaklı. Yüzde 15’lik ilave artış demek, 15 kilometre saat olan trafik hızının iki katına çıkması anlamına geliyor. Bu mesafeyi bir saat yerine iki saatte gideceğiz. Bunun adı ulaşım krizi demektir. Toplu taşımanın insan sağlığını riske atmadan mutlaka eskisi gibi cazip hale getirilmesi gerekiyor.”
Toplu taşıma geriledi
Normal dönemde günde 8 milyon kişinin kullandığı toplu taşımadaki sayısının geçtiğimiz Nisan ayında 900 bin seviyesine gerilediğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Ilıcalı uyarılarını şöyle sıraladı:
“Mayıs ayında bu rakam 1 milyon 100’e çıkmış durumda. Hıfzıssıhha kararına göre toplu taşıma araçlarındaki doluluk oranını yüzde 25’i geçemiyor. 100 yolcu kapasiteli bir araca 25 kişiden fazla kişi binemez durumda. Tıp dünyası İstanbul özelinde ortaya çıkacak tabloya göre bu durumu yeniden ele almalı.
Bir kısım insan evden çalışmaya devam etmeli’
Normalleşme döneminde araçların yüzde 25 kapasite ile çalışması, bir kişinin ancak 5-6 saatte işyerine gitmesi anlamına gelir. Sosyal mesafe ve maske zorunluluğu, dezenfektan kuralları ile kademeli olarak yüzde 25 kotası artırılabilir. Özel araçlardan kaynaklanacak hava kirliliği de sorun olarak karşımıza çıkacak. Yeni dönemde, bir kısım insanın evden çalışması, bir kısım insanın da esnek saat uygulaması ile işyerine ulaşması gerekiyor. Toplu ulaşımın yüzde 35’inin öğrencilerden oluştuğu düşünülürse, uzaktan eğitim modelinin yaygınlaşması da elzem.”
‘Bisiklet teşvik edilebilir’
Toplu ulaşımın aksamaması için otobüsler için tercihli yol ile bisikletin hayatımıza girmesi gerektiğini vurgulayan Ilıcalı, ulaşımın yüzde 30’unun beş kilometrelik mesafede gerçekleştiğine dikkat çekerek “Beş kilometrelik mesafe için bisiklet yolları ve bisiklet kullanımı teşvik edilebilir. Taksileri için mutlaka mobil uygulama dönemi başlatılmalı. Geleceğin taşıma öngörüsü olarak kabul ettiğimiz paylaşımlı seyahat sistemi maalesef salgın ile rafa kalkacak. Önümüzdeki dönemde ulaşım maliyetleri pahalılaşacak” dedi.