Ana Sayfa Blog Sayfa 1085

Ege kış aylarının en yüksek sıcaklık rekoruna ulaştı

Meteoroloji 2’nci Bölge Müdürlüğü verilerine göre, ocak ayında en yüksek sıcaklığın 1 Ocak 2010’da 22,4 derece, en düşük sıcaklığın ise 4 Ocak 1942’de sıfırın altında 8,2 derece olarak ölçüldüğü İzmir’de, hava sıcaklığı bu yıl en yüksek sıcaklık rekoruna yaklaştı. Kentteki hava sıcaklığı 4 Ocak’ta, 20 derece olarak kayıtlara geçti.

Bölgede Çanakkale’de de sıcaklıklar 20 dereceye ulaşırken, Aydın ve Balıkesir’de en yüksek sıcaklık 18-19, Manisa’da ise 17 derece olarak ölçüldü.

Mevsim normallerinin 4 ila 10 derece üzerinde seyreden sıcaklıkların 9 Ocak Pazar gününden itibaren düşmesi bekleniyor.

‘Küresel ısınma aşırı hava koşullarına neden olmaya başladı’

AA muhabirine konuşan Bakırçay Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fiziki Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şermin Tağıl, kış aylarında yaşanan bu sıcaklığı “Küresel ısınmanın bir sonucu olarak Kuzey Kutbu ve Atlantik arasında sıcaklık farkı azaldığı için, zayıflamış, gücünü yitirmiş, kıvrılarak soğuk havayı güneye ve sıcak havayı kuzeye doğru iterek aşırı hava koşullarına neden olmaya başlamıştır” diyerek değerlendirdi ve şu açıklamalarda bulundu:

“Son yıllarda jet akımları, küresel ısınmanın bir sonucu olarak Kuzey Kutbu ve Atlantik arasında sıcaklık farkı azaldığı için, zayıflamış, gücünü yitirmiş, kıvrılarak soğuk havayı güneye ve sıcak havayı kuzeye doğru iterek aşırı hava koşullarına neden olmaya başlamıştır. Türkiye üzerinde de içinde bulunduğumuz günlerde Akdeniz üzerinden güney batılı ılık sıcak havayı sürükleyen hava kütlelerinin etkisi görülmektedir. Bu sıcak hava dalgasının Meteoroloji Genel Müdürlüğünün tahminlerinde de belirtildiği gibi batı bölgelerimizde sıcaklığı 4-10 derece mevsim normallerinin üzerine çıkarması beklenmektedir.”

Şermin Tağıl, hafta sonuna doğru yağışlı havanın etkili olmasının beklendiğini de sözlerine ekledi.

‘Bitkiler olumsuz etkilenebilir’

Prof. Dr. Tağıl, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üstünde seyretmesinin bitkiler üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğini de kaydetti:

Bulunduğumuz Orta Kuşak‘ta hava sıcaklığı bitki gelişimi üzerinde büyük etkiye sahiptir. Özellikle kış mevsimindeki sıcak hava dalgaları bitki fenolojilerinin erkene kaymasına ve erken çiçeklenmeye yol açabilecektir. Küresel ısınmaya bağlı artan sıcaklıklara bitkiler, fenolojik safhalarını erkene çekerek tepki vermektedir. Aslında bitkiler, belirli bir süre düşük sıcaklık istemekte ve dinlenmektedir. Yaprağını döken birçok meyve ağaçları için soğuklama sıcaklıkları genellikle 7,2 derecedir. Özellikle, elma ve armut gibi 7,2 derecenin altında belirli bir süre kışlama, soğuklama gereksinimi olan meyvelerde, bu gereksinim tamamlanamayacağı için erken çiçeklenme gerçekleşeceği öngörülebilir. Bu durum, bitkinin geç don zararına uğrama riskinin artırmasına, dolayısı ile meyve üretimi üzerine olumsuz etkilerin oluşmasına yol açacaktır.”

2021 en sıcak beşinci yıl olarak kayda geçmişti

Avrupa Birliği’ne (AB) bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi‘nin sıcaklık raporunda, 2021 yılı La Niña hava olayına rağmen, tarihin en sıcak beşinci yılı olarak kayda geçmişti.

  • Çoğu kara alanında ve okyanus yüzeyinin çoğunda ortalamanın üzerinde,
  • ABD ve Kanada‘nın batı kıyısından kuzeydoğu Kanada ve Grönland’a uzanan bir bantta 1991-2020 ortalamasının belirgin şekilde üzerinde,
  • Ayrıca Orta ve Kuzey Afrika, Orta Doğu, Afganistan, Tibet Platosu ve Güney Amerika‘nın uzak güneyi ve Antarktika Yarımadası‘nın çoğunda ortalamanın oldukça üzerinde kaydedildi.
  • Avrupa’nın çoğunda ortalamaya yakın olsa da daha fazla alan ortalamadan biraz daha sıcak olarak belirlendi.
  • Sibirya, Alaska ve Avustralya ve Antarktika‘nın büyük bir kısmı dahil olmak üzere diğer birçok kara bölgesinde sıcaklıklar ortalamanın altında kaldı.
  • 2020’nin sonlarında zirveye ulaşan La Niña olayının son aylarda yeniden yoğunlaştığı Doğu Ekvator Pasifik’te ve Doğu Kuzey Pasifik‘in bazı kısımları ile güney yarım küredeki birkaç okyanus bölgesinde de sıcaklıklar ortalamanın altında kaydedildi.

Korunma statüsünde bulunan kadife ördek Hersek Lagünü’nde gözlemlendi

Yalova‘nın Altınova ilçesinde “Kuş Oteli” olarak bilinen Hersek Lagünü‘nde korunma statüsündeki kırmızı listede bulunan “kadife ördek” kuş gözlemcileri tarafından gözlemlendi.

Kadife ördek ile Hersek Lagünü’nde kuş türü sayısı 239’a çıktı.

‘Hersek Lagünü için de yeni bir tür’

DHA‘da yer alan habere göreAltınova Belediyesi kuş gözlemcisi Fatih Bülbül ve konuk kuş gözlemcileri tarafından korunma statüsünde kırmızı listede bulunan kadife ördek gözlemlendi.

Yılın ilk günlerinde ekip olarak lagünde gözlem çalışması gerçekleştirdiklerini kaydeden Fatih Bülbül, bölgede farklı bir kuş türüne rastladıklarını ifade etti. Bülbül, yaptıkları gözlemle ilgili şunları anlattı:

Kısa bir araştırmadan sonra kuşun, kesin olarak dişi birey kadife ördeği olduğuna karar verdik. Türkiye’de nadir görülen kadife ördek, Hersek Lagünü için de yeni bir türdü. Daha sonra bu haberi öğrenen kuş gözlemcisi arkadaşların alana gelmesi sonrası onların katkısıyla ikinci bireyi de kayıt altına aldık. Kadife ördek kaydıyla Hersek Lagünü tür sayısı 239’a çıkmış oldu. Gözlem çalışmasını bitirdiğimizde kadife ördek yanında nadir türlerden beş birey kulaklı batağan (Podiceps auritus) ve 1200 flamingo (Phoenicopterus roseus) ile toplamda 74 türden 5 binin üzerinde kuş, günün envanterine girdi.”

Fotoğraf: DHA

‘Daha pek çok yeni tür ekleyeceğimizi düşünüyorum’

Kuşları gözlemleyen bir diğer isim olan Çağan Abbasoğlu ise, yaptıkları gözlemlerde Hersek Lagünü’ne daha pek çok yeni tür ekleyeceklerini düşündüklerini ifade etti:

Bölgenin kuşlar için güvenliği ve denizle bağlantısından dolayı besin zenginliği kuşlar için önemli bir sığınak olmasını sağlıyor. Yılın bu döneminde kuzeyden gelen nadir türlerini bulma olasılığımız oluyor, bu da gözlemlere ayrı bir heyecan katıyor. Marmara Denizi’nde en son 1917’de görülen, ülkemizde daha çok Orta ve Doğu Karadeniz kıyılarını ziyaret eden kadife ördek de bu efsane türlerden biriydi. Fatih Bülbül Ağabey ile yaptığımız bu gözlemlerde Hersek Lagünü’ne daha pek çok yeni tür ekleyeceğimizi düşünüyorum.”

JP Morgan, Türkiye’de yüzde 50 enflasyon bekliyor

Uluslararası yatırım bankası JP Morgan, Türkiye’de aralık ayındaki enflasyondan sonra 2022 ve 2023 için enflasyon beklentilerini revize etti. Yatırım bankası, mayıs ayında enflasyonun yüzde 55 seviyesine ulaşmasını ve kasım ayına kadar yüzde 50 civarında seyredeceğini öngördü.

“İkinci çeyrekte faiz oranları sert biçimde yükselebilir”

Bloomberg HT haberine göre, 2022’nin sonunda enflasyonun yüzde 35 seviyesine düşebileceğini söyleyen JP Morgan, 2023 yıl sonu enflasyon beklentilerini de yüzde 15 olarak revize ettiklerini duyurdu.

JP Morgan’dan önce Goldman Sachs da Türkiye’ye ilişkin enflasyon beklentilerini açıklamıştı.

Goldman Sachs’ın müşterilerine gönderdiği notunda, “Mevsim etkisinden arındırılmamış aylık enflasyonun sürpriz biçimde yüzde 13,6 seviyesine yükselmesiyle Türkiye’de enflasyonun birinci çeyrekte yüzde 40 seviyesini aşacağını ve yılın büyük bölümünde o seviyede kalacağını tahmin ediyoruz” ifadeleri yer almıştı.

Reuters‘ın haberine göre Goldman Sachs notunda, “TL’deki volatilite dikkate alındığında enflasyon tahminlerindeki belirsizlik olağandışı şekilde yüksek ve yukarı yönlü. İdari ve kısmi mali önlemlerle desteklenen yüzde 14 seviyesindeki politika faizinin TL’yi sürdürülebilir biçimde dengeleyebilme konusunda başarılı olamayacağına yönelik görüşümüzü sürdürüyoruz” da dedi.

Notta ayrıca, “Yetkililerin TL’ye istikrar kazandırmak için seçtiği olağandışı politika tercihlerini sürdürdükleri göz önüne alındığında bunun gerçekleşeceğine yönelik inancımız güçlü olmasa da, tahminlerimiz ikinci çeyrekte faiz oranlarının sert biçimde yükseleceği yönünde” ifadeleri yer aldı.

Ankara İdare Mahkemesi: 10 Ekim Ankara Katliamı’nda devlet ihmal düzeyinde kusurlu

Ankara 15. İdare Mahkemesi, 10 Ankara Ekim Katliamı‘nda yaralanan Abdül Kadir Ünlü‘nün açtığı manevi tazminat davasında devletin ihmal düzeyinde kusurlu olduğuna hükmetti.

Bu gelişme, devletin 10 Ekim Ankara Katliamı’nda kusurlu olduğunu kabul eden ilk idari yargı kararı oldu.

‘Etkili başvuru hakkı ihlal edildi’

Burcu Karakaş‘ın Deutsche Welle Türkçe’de yayımlanan haberine göre, karar Ankara Katliamı’nda yaralanan Abdül Kadir Ünlü’nün, İçişleri Bakanlığı‘ndan 500 bin TL manevi tazminatı talebiyle ilgili idari yargılama sonucunda verildi.

Ünlü, dilekçesinde canlı bomba saldırısı yapılacağına ilişkin istihbarat bilgisi olmasına rağmen gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığını, olayda hizmet kusuru bulunduğunu belirtti. Ancak tazminat başvurusunun zımnen reddi üzerine, 50 bin TL manevi tazminat istemiyle dava açtı. Ünlü, 2018 yılında Anayasa Mahkemesi‘ne (AYM) manevi tazminat talebinin devletin sosyal risk sorumluluğu çerçevesinde düşük tutarda belirlenmesi sonucu etkili başvuru hakkı ihlali iddiasıyla başvuruda bulundu.

AYM, 15 Eylül 2021 tarihli kararında, İçişleri Bakanlığı’nın katliamın öncesinde yeterli güvenlik önlemlerinin alınıp alınmadığına dair görevlendirdiği müfettişler tarafından hazırlanan raporda, bazı ihmallerden söz edildiğine dikkat çekerek, Ünlü’nün yaşam hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa’nın 40’ncı maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Nisan ayında da AYM, aynı katliamda yaralanan Hasan Kılıç’ın başvurusu için yaşam hakkı ihlali kararı vermişti.

Memur-Sen: Türkiye’de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 3 bin 526 TL

Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) aylık açlık ve yoksulluk araştırmasının sonuçlarını açıkladı.

Açıklanan verilere göre, aralık ayında Türkiye’deki dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 3 bin 526 lira 50 kuruş, yoksulluk sınırı da 10 bin 119 lira 80 kuruş oldu.

Kasım ayında ise açlık sınırı 3 bin 107 lira 30 kuruş, yoksulluk sınırı 8 bin 823 lira 20 kuruş olarak açıklanmıştı.

Gıda fiyatlarında ortalama yüzde 10,60’lık artış

Aralık ayında kasım ayına göre gıda fiyatlarında ortalama yüzde 10,60’lık bir artış görüldü. Aylık bazda en büyük artışlar yüzde 59’la patlıcan, yüzde 49,79’la salatalık, yüzde 44,08’le buğday unu, yüzde 43,87’yle margarinde oldu.

Fiyatları en çok düşen ürünler ise yüzde 29,47 azalışla karnabahar, yüzde 16,31 azalışla portakal, yüzde 10,26 azalışla marul ve yüzde 8,01 azalışla kırmızı turpta görüldü.

Isınma fiyatları ortalama yüzde 9,29 arttı

Kasım ayına kıyasla ısınma fiyatlarında ortalama yüzde 9,29, barınma madde fiyatlarında yüzde 1,65, ulaşımda yüzde 10,04 zam yapıldı.

Ulaşımda göze çarpan değişimlerin yüzde 42,43 artışla uçak bileti ücreti, yüzde 27,45 artışla araçların tamir ve bakımına ödenen ücretler olduğu tespit edildi.

Aralıkta kasıma göre giyim fiyatlarında ise ortalama yüzde 7,35’lik bir artış gözlendi.

Eğitim-kültür madde fiyatları yüzde 7,55, kişisel temizlik ve bakım madde fiyatları yüzde 9, haberleşme madde fiyatları ortalama yüzde 5,33 arttı.

Kazakistan’daki gösterilerde onlarca kişi öldü: Rusya asker gönderiyor

Kazakistan‘da akaryakıt fiyatların yapılan zamların ardından başlayan ve ülke çapına yayılan protestolar sırasında onlarca protestocu hayatını kaybetti. Protestolar devam ederken, Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev ise Rusya‘dan yardım istedi. Tokayev’in talebinin ardından Rusya liderliğindeki bir askeri ittifak, protestolarla sarsılan eski Sovyet Cumhuriyeti Kazakistan’da “istikrarı sağlamak için” ülkeye “barış” güçleri göndereceğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Tokayev, Rusya ve beş eski Sovyet ülkesinin üye olduğu NATO benzeri bir örgüt olan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün (CSTO) devlet başkanlarına, “terör tehdidine karşı yardım etmeleri için talep gönderdiğini” duyurdu.

Ülkede hükümet zam protestoları nedeniyle istifa etmişti.

Bir gecede onlarca kişi öldürüldü

AFP’nin haberine göre, Kazakistan polisi, ülkenin en büyük kenti Almatı’da kamu binalarına girmeye çalışan onlarca protestocunun öldürüldüğünü açıkladı. Polis Sözcüsü, “Dün gece, aşırılıkçı güçler yönetim binalarına, Almatı emniyet müdürlüğüne ve polis karakollarına saldırmaya çalıştı. Onlarca saldırgan etkisiz hale getirildi” dedi.

Ülke genelinde OHAL ilan edildi

Ülke genelinde OHAL, gece sokağa çıkma yasakları ve toplantı yasakları getiren Cumhurbaşkanı, televizyondan canlı yayımlanan açıklamasında, CSTO‘dan yardım istediğini duyurdu.

Daha sonra CTSO’nun Başkanı Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Facebook‘tan yaptığı açıklamada, ittifakın “kısıtlı bir süre için” barış gücü gönderebileceğini belirtti.

Dün gece neler yaşandı?

BBC Türkçe‘nin aktardığına göre, önceki saatlerde ülke genelinde internet erişiminin kesildi. Protestocular OHAL’e karşı Almatı’da belediye binası ve havalimanına girdi.

Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House’un Orta Asya Uzmanı Kate Mallinson, “Protestocular Kazak hükümetinin ülkeyi modernize edememesi ve her kademeden insanın hayatını etkileyecek reformları hayata geçirememesi nedeniyle derin bir kırgınlık ve kızgınlık içinde” dedi.

Rusya’nın protestoların arkasında ABD‘nin olduğu iddialarına karşı Biden yönetimi bir açıklama yaptı. İddianın gerçeği yansıtmadığı açıklamasını yapan ABD, itidal çağrısında bulundu.

Ukrayna’da sürgünde bulunan Kazak muhalif lider Muhtar Ablyazov, protestoları koordine etmek için Kiev‘de bir merkez kurduğunu belirtti ve sokağa çıkan Kazakların kendisiyle iletişime geçmesi için iki telefon numarası yayınladı.

Ne olmuştu?

Eylemleri tetikleyen petrol zengini Mangistau‘da LPG fiyatlarına zam yapılmasıydı. Ancak hükümetin eylemcilerin istekleri doğrultusunda fiyatı düşürmesine karşın, protestolar sürdü.

Cumhurbaşkanı Tokayev, “Yetkililerin ülkede istikrarı sağlamak için Mangistau’daki LPG fiyatlarını düşürme kararı aldım” dedi.

Gösterilerin başladığı petrol zengini Mangistau bölgesindeki Zhanaozen kentinde 2011 yılında, güvenlik güçleri, maaşlarının artırılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle greve giden petrol işçilerinin eylemine müdahale etmiş, 14 kişi yaşamını yitirmişti.

Bu müdahalenin, Kazakistan’ın 1991’de Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanmasından sonra ülkede yaşanan en kanlı olay olduğu bildiriliyor.

Yaklaşık 30 yıl boyunca ülkeyi yöneten kurucu lider Nursultan Nazarbayev, 2019’de devlet başkanlığından ayrılmış, yerine onun desteklediği Kasım Cömert Tokayev seçilmişti.

81 yaşındaki Nazarbayev devlet başkanlığından ayrılmasına rağmen ülke yönetiminde hâlâ etkin.

Nazarbayev, “Ulusun Lideri” sıfatıyla yargı muafiyeti gibi bir dizi ayrıcalığa sahip.

Hükümet yanlısı gazetecilerden Yerbol Yedilov‘un “Yerbol Online” adlı Telegram kanalında paylaştığı görüntülere göre protestocular, Nazarbayev’in memleketi olan Taldıkurgan’da Nazarbayev’in bir heykelini yıktı.

Danıştay tarafından iptal edilen imar planı yeniden hazırlandı: Bakanlık kabul etti

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı‘nın Beykoz Belediyesi’nin, Gümuşsuyu ve İncirköy Mahalleleri için hazırladığı yeni imar planlarını onayladığı öğrenildi.

Söz konusu yeni planlara askı süresi içinde itiraz edilebilecek.

Danıştay iptal etmişti

BirGün‘de yer alan habere göre, Beykoz Belediyesi, Danıştay 6’ncı Dairesi’nin kararı ile imar planlarının iptali kesinleşen, Gümüşsuyu ve İncirköy Mahalleleri için yeni imar planı hazırladı. Belediyenin ikinci kez hazırladığı imar planları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanarak bir ay süreyle askıya çıktı.

Yeni planlara göre, Gümüşsuyu Mahallesi için bina yüksekliği üç kat, İncirköy Mahallesi için ise iki kat olarak belirlendi. İncirköy Mahallesi’nde inşa edilecek yapılar lüks “Beykoz Konakları”na komşu olacak.

İki mahalle, toplam 2 milyon metrekarelik bir alanı kapsayacak.

‘Ciddi nüfus artışı getirecek’

Beykoz Belediyesi’nin söz konusu iki mahalle için 2015 yılında hazırladığı imar planlarını Şehir Plancıları Odası, askı süresi itiraz etmiş, itiraz dikkate alınmayınca da mahkemeye başvurmuştu.

Oda, imar planlarının 1/100 bin ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı‘na aykırı olduğu, öngörülen nüfus için yeterli donatı alanı yaratılmadığı, ayrıcalıklı imar hakları oluşturulduğu gerekçesiyle itiraz etmişti.

Bunun üzerine, İstanbul 4’ncü İdare Mahkemesi, Şehir Plancıları Odası’nın itirazına karşılık bilirkişi raporu hazırlatmıştı. Bilirkişi raporu doğrultusunda Beykoz Belediyesi’nin 2015 yılında hazırladığı imar planları 2018 yılında iptal edilmişti.

Bilirkişi raporunda, “Alan bütününde yaklaşık olarak mevcut nüfusun iki katı kadar artış öngörüldüğü, bu artışın da içinde doğal sit alanları bulunan bölge için üst ölçekli planın öngördüğü mevcut nüfusun korunması ilkesine aykırı olduğu, nüfus artışı ve artacak yapı yoğunluğunun alanın doğal niteliğinde tehdit oluşturduğu, plan raporunda belirtildiği üzere ciddi nüfus artışı getirecek kararlar alındığından, doğal sit alanları ve doğal kaynaklar üzerinde oluşacak baskı nedeniyle, üst ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planına uygun olmadığı kanaatine varılmıştır” ifadeleri kullanılmıştı.

Bu kararın üzerine ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Beykoz Belediyesi önce İstanbul Bölge İdare Mahkemesi‘ne başvurmuş, buradan istedikleri sonucu alamayınca temyiz için Danıştay’a gitmişlerdi.

Akiş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş’nin de Bakanlık ve Belediye yanında müdahil olarak katıldığı davada, Danıştay 13 Haziran 2019’da, temyiz isteminin reddine oy birliği ile karar vermişti.

İçkiye bir zam daha

Anadolu Grubu‘na bağlı bir bira şirkine ait içkilere zam geldi. 

Tekel Bayileri Platformu (TBP) Başkanı Özgür Aybaş, biraların zamlı fiyat listesini kişisel sosyal medya hesabından paylaştı.

“Özel yaşama bir müdahale daha” yorumuyla paylaştığı listeye göre, gelen zamların ardından en düşük bira fiyatı 19.50 TL olurken, en yüksek bira fiyatı ise 45 TL oldu.

Dün de rakı, viski, votka, cin, likör, tekila, rom ve bourbona grubuna yüzde 43 oranında zam gelmişti.

TIME’ın sıraladığı 2022 yılının en büyük 10 küresel krizi arasında Türkiye de var

TIME Dergisi, 2022 yılının 10 büyük küresel krizini sıraladı. Listede Türkiye 10’ncu sırada yer alıyor. Dış politika yazarı Ian Bremmer, Türkiye için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “ekonomik krizden seçmenin dikkatini uzaklaştırmak için daha sert bir dış politika izleyebileceği ve bir erken seçim olması halinde risklerin daha da ağırlaşacağı” değerlendirmesinde bulundu.

TIME’ın sıraladığı 2022 yılının en büyük 10 küresel krizi şöyle:

1. Sıfır COVID yok

Covid-19 siyasi ve ekonomik istikrarsızlığı sürdürmeye devam edecek. Çin‘in “sıfır COVID” politikası başarısız olacak. Son derece bulaşıcı Omicron varyantı, oldukça etkili mRNA aşıları ve COVID-19 tedavileri tarafından desteklenen yüksek oranda aşılanmış popülasyonlarla çarpışıyor. Bu nedenle, bu yılın ilk yarısında pandemi muhtemelen gelişmiş endüstriyel ekonomiler için endemik hale gelecek. Yine de gelişmiş dünyada bile, pandeminin ekonomik etkisi sürecek ve bozulan tedarik zincirleri ile kalıcı enflasyon devam edecek.

Çin’in politikası enfeksiyonları kontrol altına almakta başarısız olacak, daha büyük salgınlara yol açacak ve daha ciddi karantinalar gerektirecek. Bu, daha büyük ekonomik aksaklıklar, daha düşük tüketim ve daha memnun olmayan bir nüfus yaratacak. Genel olarak, en çok gelişmekte olan ülkeler etkilenecek ve halkın tepkisi siyasilere yönelecek. Daha zengin ülkelerde destekleyici aşılara olan talep, etkili aşıların daha yaygın olarak bulunmasını önleyecek. Yeni salgınlar, gelişmekte olan pazarlarda ekonomik büyümeyi yavaşlatacak ve daha yoksul hükümetleri daha fazla borçla baş başa bırakacak.

2. Teknolojide kutuplaşma

Gördüklerimizin ve duyduklarımızın çoğuna dünyanın en büyük teknoloji firmaları karar veriyor. Ekonomik fırsatlarımızı belirleyip, önemli konularda fikirlerimizi şekillendiriyorlar. AB, ABD ve Çin’li politika yapıcıların tümü bu yıl teknoloji düzenlemelerini sıkılaştıracak, ancak aktörler ve uygulayıcılar olarak kaldıkları dijital alana yatırım yapma yeteneklerini sınırlandırmayacaklar.

Teknoloji devleri henüz dijital alanı veya yarattıkları araçları etkin bir şekilde yönetemiyor (istemiyor). Teknoloji firmaları ve hükümetler veri gizliliğinin, siber güvenliğin ve yapay zekanın güvenli ve etik kullanımının nasıl korunacağı konusunda anlaşamadıkları için, ABD-Çin -daha az derecede ABD-Avrupa- arasında bu gerilimler artacak.

3. ABD ara seçimleri

Kasım ayında, Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi‘nin ve belki de Senato’nun çoğunluk kontrolünü geri alacak. Böyle sonuçlanırsa, Demokratlar GOP kontrolünü bir seçmen bastırma kampanyasının gayri meşru sonucu olarak görecekler ve Cumhuriyetçiler zaferi 2020 seçim sahtekarlığının bir başka kanıtı olarak gösterecekler. Biden’ın görevden alınması GOP gündemine öncülük edecek ve Amerikan siyasi kurumlarına olan kamu güveni daha da büyük bir darbe alacak.

Daha da önemlisi, 2024 cumhurbaşkanlığı seçimleri için ara seçimlerin ne anlama geldiği. Donald Trump, 2024’te cumhurbaşkanlığına aday olacağının sinyallerini veriyor. Bir Demokrat tarafından yenilirse, bir Cumhuriyet Meclisi eyalet düzeyindeki seçim sonuçlarını bozmak için oy kullanabilir, ancak Demokrat kontrolündeki bir Senato, bunu sınırlayabilir.

Kasım ayında hem Meclis’i hem de Senato’yu Cumhuriyetçiler kazanırsa, Trump 2024’teki olası yenilgiye meydan okuyarak yanıt verirse ve eyalet düzeyindeki yetkililer Cumhuriyetçi kongre çoğunluklarının kabul ettiği alternatif sunarsa, 2024 ABD başkanlık seçimleri kırılabilir ve anayasal kriz ortaya çıkabilir.

4. Çin İç Politikası

Giderek daha külfetli hale gelen “sıfır-COVID politikası” ve Başkan Xi Jinping‘in reform planları 2022’de piyasaları ve şirketleri tedirgin edecek. Xi’nin teknolojik kendi kendine yeterlilik, ekonomik güvenlik ve Çin’i güçlü kılmak için sosyal uyum vizyonuna Batı’dan gelen yoğun tepki çatışma alanı yaratacak.

5. Rusya

Ukrayna sınırına Rusya birliklerinin yerleşmesi, Avrupa’nın güvenliği üzerinde daha geniş bir çatışma yarattı. Başkan Vladimir Putin işgal altındaki Donbas‘ı ilhak edebilir, ancak şu anki talebi büyük NATO’nun doğuya doğru daha fazla genişlememesi. NATO ile bir pazarlık olası değildir ve NATO ile Rusya gemileri ile uçakları arasındaki yakın karşılaşmalar daha sık ve daha tehlikeli hale gelecek ve kaza olasılığını artıracak. Rusya siber saldırıları ve ABD seçimlerine müdahale konusunda süregelen endişeler bu alanda da zorluk yaratacak. Rusya devlet borcunun ikincil piyasa ticaretini hedef alan olası ABD yaptırımları, daha istikrarlı ABD-Rusya ilişkileri umutlarını sona erdirecek.

6. İran

İran‘ın nükleer programı hızla ilerliyor. Diplomasinin durmasıyla Biden yönetiminin çok az seçeneği var. İsrail, meseleleri giderek daha fazla kendi kontrolüne alacak ve bu da İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırması ihtimalini bir kez daha arttıracak. Bu baskılar bu yıl petrol fiyatlarını ve bölge devletleri arasında gerginliği artıracak ve çatışma riski ortaya çıkacak.

7. Çevre için bir adım geri

2022’de enerji maliyetleri üzerinde devam eden yukarı yönlü baskı, hükümetleri enerji maliyetlerini düşüren ancak iklim eylemini geciktiren politikaları tercih etmeye zorlayacak. Enerji fiyatları, hükümet üzerindeki iklim baskıları artarken bile hem seçmenler hem de siyasetçiler için endişe düzeylerini yükseltecek.

8. İktidar boşluğu yaşayan ülkeler

Washington ve Pekin‘in dikkatleri yerel sorunları için kuvvetleniyor. AB, Birleşik Krallık ve Japonya ortaya çıkan güç boşluğunu dolduramıyor. Birçok ülke ve bölge iktidar krizlerle karşı karşıya kalacak. Afganistan‘da, dağınık ve deneyimsiz Taliban, IŞİD‘in ülkenin yönetilmeyen bölgelerine geçişini durdurmak için mücadele edecek. Sahel‘de de terörizm riski şiddetli olmaya devam ediyor. İç savaşlar Yemen, Myanmar ve Etiyopya‘da yeni riskler yaratacak. Venezuela ve Haiti, artan mülteci sorunu ile karşı karşıya.

9. Kültür savaşlarını kaybedenler

Dünyanın en büyük markaları kar rekoru kırmayı dört gözle bekliyor, ancak siyaseti yönetmek için daha zor bir yıl olacak. Sosyal medyanın etkinleştirdiği tüketiciler ve çalışanlar, çok uluslu şirketlere ve onları düzenleyen hükümetlere yeni taleplerde bulunacak. Çok uluslu şirketler çevresel, kültürel, sosyal ve politik mayın tarlalarında gezinmek için daha fazla zaman ve para harcayacak.

10. Türkiye

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2023’teki seçimler öncesinde düşen anket sayılarını tersine çevirmeye çalışırken, 2022’de Türkiye’nin ekonomisini ve uluslararası konumunu daha düşük seviyelere çekecek. İşsizlik ve enflasyon yüksek, lira daha zayıf ve daha istikrarsız. Ancak, Erdoğan geleneksel ekonomiyi reddediyor. Seçmenlerin dikkatini ekonomik krizden uzaklaştırmak için daha sert bir dış politika izleyebilir. 2022 yılında olabilecek bir erken seçimde ise riskler daha da ağırlaşacak.

James Webb Uzay Teleskobu’nun güneş kalkanı tamamen açıldı

Geçen hafta fırlatılan James Webb Uzay Teleskobu’nun (İngilizce kısaltmasıyla JWST) yolculuğunda bugün önemli bir gelişme yaşandı. Teleskobun güneş kalkanları başarıyla açıldı.

NASA’nın uzaydaki yeni gözü JWTS, evrenin tarihini ortaya çıkarmak için araştırmalar yapmak üzere geçtiğimiz hafta fırlatılmıştı. Kalıcı konumuna ulaşması için bir aylık, en iyi görüntülerin gelebilmesi için ise altı aylık bir zamana ihtiyaç duyulan uzay teleskobunun yolculuğu başarılı bir şekilde devam ediyor.

Sorunsuz devam eden yolculukta bugün teleskop sıcaklığı kontrol etmek için  kritik olan güneş kalkanlarını açmayı başardı. Güneş kalkanındaki toplam beş katman, iki gün boyunca teker teker açıldı. Katmanlar, birlikte çalışarak 1 milyon SPF (Güneş’ten koruma faktörü) sağlıyor.

Kalkanlar, teleskobu ve ekipmanlarını aşırı sıcağın yanı sıra aşırı soğuktan da  koruyacak.

NASA’nın Goggard Uzay Uçuş Merkezi’nden proje yöneticisi Bill Ochs, güneş kalkanının başarıyla açılması üzerine ekibine Hala yapacak çok işimiz var ama güneşliği açıp devreye sokmak gerçekten çok büyük görevdi. Sadece tüm ekibi tebrik etmek istiyorum.” dedi.

James Webb,  NASA’nın 25 yıllık çalışmalarının ardından hayata geçirildi. Halen görevde olan Hubble Uzay Teleskobu’na bir alternatif ancak ondan oldukça fazla gelişmiş bir teknolojinin ürünü. James Webb, Hubble’ın aksine Dünya’dan 1,6 milyon kilometre uzakta Güneş’in etrafındaki yörüngesinde dönecek.  2,4 metre genişliğindeki aynaya sahip Hubble Uzay Teleskobu, 1990’dan bu yana Dünya yörüngesinde uzay gözlemleri yapıyor.

Yeni nesil kamera sistemleri ve uzay teknolojileriyle donatılan JWTS, gözlem süresinin yüzde 50’sinden fazlasını oluşturacak olan iki temel bilimsel misyona sahip.

İlk olarak Büyük Patlama‘dan sadece birkaç yüz milyon yıl sonrasına bakılacak ve kozmik tarihin erken evreleri keşfedilecek. İlk yıldızların ve galaksilerin nasıl oluştuğu ve zaman içinde nasıl geliştikleri gözlenecek.

İkinci büyük hedef, Güneş sistemi dışındaki gezegenler anlamına gelen ötegezegenlerin keşfi. Ayrıca, bu gezegenlerin atmosferlerini incelenecek yaşam potansiyeli de araştırılacak.

James Webb ile daha önce gözlemlenemeyen, evrenin uzak köşelerinden görüntüler elde edilecek.

Uzay teleskobu evrende ışıyan ilk yıldızların parıltısını görmek için son teknoloji aygıtlardan ve devasa bir aynadan faydalanacak. James Webb keşfedilen yeni gezegenlerin birçoğunun atmosferinin yaşam için uygun olup olmadıklarını analiz etme kabiliyetine de sahip olacak.

James Webb Uzay Teleskobu’nun yolculuğunu canlı olarak takip etmek isterseniz şuraya tıklayın