Özcan Alper ve yeni sinema hareketi: Umut zaferden önemlidir – Mete Çubukçu

1980 öncesinde Fransız Marksist filozof Lois Althusser’i, İtalyan Marksist filozof Gramsci’yi bilen merak eden pek yoktu. Hatta o yıllarda Althusser, Gramsci gibi isimleri tartışmak küçümsenirdi; Türkiye sol hareketenin gündeminde değildi; doğrusu kimsenin umurunda da değildi. Althusser Birikim Dergisinde tartışılırdı, İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları adlı kitabı Birikim Yayınlarıdan çıkmıştı. Birikim çevresinin Türkiye’nin sol düşünce dünyasına yıllar öncesinden önemli katkılarından biriydi; dünyadaki tartışmaları, isimleri Türkiye’de tartışmak, özellikle Avrupa’da sol düşüncenin neleri tartışığına kafa yormak, bunu Türkiye’de de yapmak, sol düşünceyi zenginleştirmek…

* * *
Althusser’in, Gelecek Uzun Sürer adlı otobiyografisi yıllar sonra yayınlandı. Özcan Alper’in aynı adlı filmi de bu hafta vizyona girdi. Alper filmin ismini Althusser’in kitabından esinlenerek koyduğunu söylüyor.

Alper’in filmi de yıllardır Türkiye’nin büyük çoğunluğu tarafından görülmeyen, görülmek istenmeyen, üstü örtülen bir konuyla yolculuk yapıyor; hem geçmişe hem geleceğe.

Filmin kadın kahramanı sevgilisi ararken bu ülkede “nelerin yaşandığının” farkına varıyor. Didaktik, ajitatif olmayan ama son kertede acıtıcı, iç burkucu bir gerçekle yüzleşmenin ya da sorgulamanın yolunu açan politik bir film Gelecek Uzun Sürer. Özcan Alper politik bir filmin estetize edilerek da yapılabileceğini göstermiş. Yan hikayeleri bir yana asıl hikaye gerçek tanıklıklar aracılığı ile son 30 yılın acıları, zülmünü izliyoruz. Filmde Bölge ya da Güneydoğu’daki “kirli savaşta” yakınlarını; oğlunu, kocasını, babasını kaybedenleri, kaybetmekle kalmayıp ölülerini bile bulamayanları dinlerken filmin kadın kahramanı Sumru’nun acı tarihle yüzleşmesini ve bu nedenle kendi yolculuğunu sonuna kadar götürmesini izliyoruz.

Sumru’nun arayışı bu ülkenin “kirli savaş”ında kaybedilenlerin öyküsü. Filmdeki Diyarbakır’daki bir duvar yazısında “umut zaferden daha önemlidir” yazıyor.

* * *
Geçmişle hesaplaşmak ve Geleceğin Uzun Sürmemesini umut etmekten başka çare yok gibi. Umut herkesi, hepimizi, ideallerimizi ayakta tutucak tek unsur. Çünkü bu memlekette daha çok acıyla yüzleşmek zorundayız

Özcan Alper ve Yeni Sinema Hareketini takibe devam.

t24

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR