Köşe Yazıları

Onur, Necip, Fatih ve Furkan

0

İlk önce bir tepenot: Siyah-Beyaz-Yeşil yazılarının ikincisini de bir mağlubiyetten sonra yazmak ve arada da ilk Avrupa malubiyetini yaşamak, beni ister istemez çeşitli metafizik çıkarımlara yöneltiyor. Bir iki tane daha böyle olursa, herhalde Yeşil Gazete’nin maç yazıları pek uzamadan bitmek zorunda kalacak.

Maçın başlamasından önce gelen kadrolarda Guti’yi ararken, Onur’u bulmak aslında güzel bir süprizdi. Necip ve Onur’n aynı anda oynadığı bir orta sahayı izlemek zevkliydi. Bu iki oyuncunun takımın en çok koşan oyuncularından ikisi olması da bir başka güzellik. Acaba, Tabata’ya verilen şans ve para Onur gibi oyunculara yöneltilse fena mı olur? Tamam Beşiktaş bulmasın gerekiyorsa bu oyuncuları. İlla Gaziantep’e verilecekse dolarlar, onlar bulsun Beşiktaş onlardan alsın. Maçın sonuna doğru da Onur ile Guti’nin yer değiştirmesi herhalde bir futbolcunun hayatında yaşayabileceği güzel anlardan biriydi.

Maça gelirsek, Manisaspor’a yenilen Beşiktaş ile Kayserispor’a yenilen Beşiktaş arasında dağlar kadar fark vardı. Manisaspor’a yenilirken bile coşku uyandıran takımın yerine gol şansı bulamayan, verdiği gol şanslarından da yine şansı ile kurtulan bir takım gelmiş. Maçın tek golünü atan oyuncunun (Furkan) ilk yarında kaçırdı gol ise çeşitli Dünya kanallarında gösterilebilir, kaçırılan komik goller seçkilerinde.

Fatih Tekke de, Türkiye Süper Ligi’ne yine bir Beşiktaş maçı ile döndü. Gerçi bu sefer Beşiktaş formasıyla döndü ama oynadığı takımın kaybetmesi tekrar etmiş oldu 5 yıl sonra. Boş kaleye kaçırdığı gol ise pozisyon bulması anlamında güzeldi. Acaba bu golün kaçırılmasını, saçlarına bağlayan çıkacak mı?

Maç Türkiye’nin en güzel stadında, Türkiye standartında bir çimde oynandı. Kes yapıştır şeklinde renk renk bir sahada oynandı maç ama onun dışında Kadir Has Stadı gerçekte çok güzel görünüyor. Tribünlerin rengarenk koltuklarla döşenmesi de güzel bir durum olmuş. Normalde Kayserispor falan yazılması beklenirdi. Bu haliyle çok güzel olmuş.

Son olarak maçın ilginç bir noktası bir bira firmasının reklamıydı. “Adam gibi bira” gibi saçma sapan bir sloganla sunulan bu reklamın, içinde içki satılmayan bir şehirde dönmesi en hafif deyimle ironikti. Başörtüsünün özgürlük olarak tartışıldığı bir ülkede, bira satmanın devrimcilik olarak adlandırıldığı (Binnaz Toprak’ın araştırmasından alıntıyla…) şehirlerle…

Haftaya Beşiktaş-Sivasspor maçında…

Yeşil Gazete ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net

You may also like

Comments

Comments are closed.