Köşe Yazıları

Nükleersiz web sitesi nasıl doğdu?

0

Geçen yılın başlarıydı. Japonya’da çalışan nükleer santral kalmadığı, Almanya’da nükleerden çıkışın kesinleştiği, bizim hükümetin ise tüp gaza benzettiği nükleer santral konusunda “kararlılık” açıklamaları yaptığı günler. Almanya’da yaşayan ve yıllardır oradaki nükleer karşıtı hareketin içinde olan iki yakın arkadaşımızla, IPPNW’nin* eski başkanlarından Dr. Angelika Claussen ve Dr. Alper Öktem‘le Yeşil Ev’de sohbet ediyorduk. Fukuşima’dan sonra Almanya’nın nükleerden çıkış kararına geri dönmesi olumlu bir gelişmeydi evet, ama Türkiye’de Fukuşima neredeyse nükleerci hevesleri artırmış gibi görünüyordu. Durum vahimdi. Sadece Türkiye sonu belirsiz bir nükleer maceraya sürüklendiği için değil, çöküşteki nükleer endüstri Türkiye’yi kendine basamak yapmaya çalıştığı için de vahimdi.

Neler yapabiliriz diye konuşurken yapılması gereken ilk işin en basit iş olduğu konusunda anlaştık: Nükleere karşı bir web sitesi kurmak!

Bunun iyi bir fikir olması ilk bakışta tuhaf görünebilir. Çünkü Türkiye’de nükleer karşıtı hareket yeni değil. Daha 1976 gibi erken bir tarihte Arslan Eyice‘nin başını çektiği ilk (ve başarı kazanmış) hareketleri milat alırsanız neredeyse 40 yıla yakındır nükleere karşı mücadele eden, hayatlarını bu mücadeleye adamış insanlar var bu ülkede. Meslek odalarının, sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının ve muhalif siyasi partilerin (en azından solda olanların) çoğunluğu nükleere karşı ve bir şekilde mücadelenin içinde. Nükleer Karşıtı Platform kurulalı bu yıl 20 yıl olacak. Halkın da en az üçte ikisi nükleer santral istemiyor.

Nükleer karşıtı hareketimizin geçmişinde çok sayıda yayın da var. İlk akla gelen elbette Ağaçkakan. Ama arşivlere girerseniz sayısız nükleer karşıtı broşür, dergi, gazete, yazı ve yayın bulursunuz. Ancak iletişim ve yayın hayatı çok hızlı değişiyor. Sosyal medya her şeyi belirlemeye başlayalı çok fazla zaman olmadı. Artık internet en önemli bilgi kaynağı ve medya da internete kayıyor. Düşünsenize Wikipedia’yla rekabet edemeyen koskoca Brittanica ansiklopedisi ve dijital medya tarafından satışları sarsılan Newsweek dergisi basılı yayınına son verenler arasında yer alıyor.

Oysa Google’a girip “nükleer enerji” yazdığınızda çıkan sayfaların çoğu nükleer yandaşı kişi ve kurumlara ait. Bu sayfaların çoğu nükleer enerjinin ne kadar iyi ve zararsız bir şey olduğuna dair desteksiz bir şekilde atıp tutarken, herkesin ilk aklına gelen Çernobil’den veya Fukuşima’dan bahsetmiyorlar bile. Bahsettiklerinde de bu büyük felaketlerden zarar görmüş milyonlara saygısızlık edecek düzeyde küçümseyici bir dille, nükleer felaketleri basit hadiselermiş gibi gösteriyorlar. Bu tür siteler ya doğrudan nükleer lobinin, ya da devlet kurumlarının kontrolünde. Geçen sene bir AKP milletvekili yaptığı açıklamada boşuna “internete sordum, nükleer santral iyi bir şeymiş” dememişti.

Nükleer enerjinin tehlikelerine ve zararlarına yer veren bilimsel ve politik yazılar ise ancak bilenlerin erişebileceği ya da şans eseri bulunabilecek sitelerde dağınık bir şekilde duruyor. Nükleer Karşıtı Platform‘un, Greenpeace‘in ya da Küresel Eylem Grubu‘nunki gibi kampanya sitelerinde normal olarak bilgiden çok eylem haberleri ve basın açıklamaları ağırlık taşıyor. Oysa nükleer karşıtı aktivistlerin, ama onlardan da çok nükleer enerji konusunda bilgi edinmek isteyen,  kararsız ya da kafası karışık insanların sağlam, güvenilir, kaynağı belli bilgiye ihtiyacı var. Hem bilimsel, hem de politik olarak neden nükleere karşı çıktığımızı ve alternatiflerimizin ne olduğunu iyi anlatmamız lazım. Anlattıklarımıza da insanların erişebilmeliler.

***

Sonuçta bu boşluğu doldurmak ve kısa süre içinde nükleer enerji konusunda en çok başvurulan bilgi kaynaklarından birini oluşturmak amacıyla bir proje başlattık. Daha önce Greenpeace Akdeniz ofisinde dört yıl enerji kampanyacısı olarak çalışmış olan Korol Diker, 6 aydan uzun bir süre gece gündüz çalıştı, bilgileri, belgeleri derledi, yüzlerce sayfa çeviri yaptı, eski dergileri ve broşürleri tarayarak pdf’e çevirdi.

Yüzlerce sayfa yeni içerik hazırlamalıydık, çünkü Türkiye’de hazırlanmış veya Türkçe’ye çevrilmiş çok sayıda rapor olsa da, bunların hepsi yeterince güncel değildi. Eski yazı ve belgeler ise sadece kişisel arşivlerde bulunabiliyordu. Biz daha güncel veya güncelliğini kaybetmemiş olanları “Raporlar”, biraz daha eski olanları “Geçmişten” başlığı altında toplamaya başladık. Bir yandan da nükleer enerjiyle ilgili gelişmeleri takip edeceğimiz bir haberler bölümü kurduk. Daha temel bilgiler için de “Ansiklopedi” bölümünü hazırlamaya başladık. Nükleer enejinin  zararlarını ise konularına göre “Neden Nükleersiz” başlığında topladık.

Sitenin renkli ama basit ve son derece kullanışlı tasarımını Study-O’dan Tolga Görgün yaptı. Web sitesinin işleyişinde hala düzeltmeye çalıştığımız ufak tefek eksikler ve aksaklıklar olsa da, tasarım her türlü haber, rapor ve videoya, hem kendi alanından, hem de ilgili konu başlığından erişebileceğiniz bir algoritmaya sahip. Örneğin radyoaktif atıklarla ilgili bir rapora hem Raporlar bölümünden, hem de Neden Nükleersiz başlığı altındaki radyoaktif atıklar bölümünden ulaşabiliyoruz. Aynı şey haberler ve videolar için de geçerli. Nükleer enerjiyle ilgili hızlı bilgi arayanlar için 5 dakikada nükleersiz, daha ayrıntılı, ama derli toplu bilgi alanlara da 100 soruda nükleersiz bölümlerini hazırladık. Ansiklopedi’yi doldurmaya çalışıyoruz.

Bu tür bilgi ağırlıklı antinükleer sitelerin örnekleri diğer dillerde çok sayıda bulunabilir. Neredeyse bir hazine değerinde olan NIRS bunların başında gelir. Ausgestrahlt, Sortir du nucléaire gibi Almanca ve Fransızca örnekleri de antinükleer bağlantılar bölümünde belirttik. Bu tür nükleer karşıtı bilgi kaynakları ile yazışarak karşılıklı olarak içerik ortağı olarak çalışmaya karar verdik.

Nükleersiz’in hazırlamasında Angelika ve Alper’in hem maddi, hem de manevi olarak büyük katkısı oldu. Bu işin yapılabilir olduğuna onlar bizi ikna ettiler. Angelika Claussen‘in hem dünyada nükleer enerji konusundaki gelişmelere hakim bir aktivist, hem de kazalar, atıklar, uranyum madenciliği gibi konulara bilimsel olarak yaklaşan bir hekim olması bizim için önemli bir kazanım.

Heinrich Böll Stiftung Derneği’nden Ulrike Dufner de son anda projenin tamamlanmasını ve web sitesinin ortaya çıkmasını sağlayan çok önemli bir destekte bulundu. Onun da web sitesinin ortaya çıkmasına katkısı kritik düzeydedir.

Ama danışma kurulumuzu da unutmamak gerekiyor. Arif Künar, Tanay hoca, İnci hoca, Hayrettin Kılıç ve Umur Gürsoy bize hem fikir verdiler, hem de cesaretlendirdiler. Ben yıllardır nükleer karşıtı hareketin içinde olan bir halk sağlığı uzmanıyım. Korol da deneyimli bir kampanyacı. Ama web sitesinin içeriğine sadece bize bakarak değil, bütün hayatını nükleer santral faciasına ve nükleercilerin yalanlarına karşı mücadele ederek geçirmiş Prof. Tanay Sıdkı Uyar gibi yenilenebilir enerji uzmanı bir nükleer mühendise, Hayrettin Kılıç gibi nükleer enerji uzmanı bir fizik profesörüne, Çernobil sonrası çayların radyasyonlu olduğunu ortaya çıkaran İnci Gökmen gibi cesur bir ODTÜ hocasına ve Umur Gürsoy gibi nükleer kazaların sağlık etkileri konusunda uzman bir halk sağlığı hekimine bakarak güvenebilirsiniz.

Nükleer Karşıtı Platform’un kurucularından biri olan yüksek elektrik mühendisi Arif Künar ise 1986’dan, yani Çernobil kazasından beri sürdürdüğü nükleer karşıtı uzman-aktivist öncülüğünü şimdi nükleersiz’de de devam ettiriyor. (Proje ekibi ve Bilimsel Danışma Kurulu üyeleriyle ilgili daha detaylı bilgi için tıklayınız)

***

Nükleere karşı mücadele radyoaktif atıklar kadar uzun ömürlü oluyor. Nükleer enerjiye kara sevdayla tutulmuş, dünyanın gerçeklerinden kopuk bir hükümet Akkuyu, Sinop, İğneada gibi yerleri kurban seçmiş, Demokles’in kılıcını başımızın üzerinde sallamaya devam ettiği sürece yorulmaya, vazgeçmeye, teslim olmaya hakkımız yok. Her birimiz bir tarafından tutarak nükleer enerji belasını anlatmaya, insanları uyarmaya ve harekete geçirmeye devam edeceğiz. Çünkü bilimin, doğrunun ve gerçeğin tarafında olan biziz.

Nükleersiz web sitesi zaman içinde gelişecek. Projemizi bitirdik ve bundan böyle web sitesini güncellemeye ve geliştirmeye devam edecek olan ekip tamamen gönüllü çalışacak. Bu nedenle nükleer karşıtı uzmanların, aktivistlerin ve herkesin katkısına daha fazla ihtiyacımız var. Özellikle Türkçe’de varolan eski-yeni her türlü nükleer karşıtı yazı, bilgi ve malzemeyi nukleersiz.org sitesinde bir araya getirmemize yardımcı olabilirseniz harekete önemli bir katkıda bulunmuş olursunuz.

Nükleersiz’i bir halk kütüphanesi gibi düşünebilirsiniz. Kutularımız, çekmecelerimiz, bilgisayar klasörlerimiz yazılar, gazete kesikleri, broşürler, resimlerle dolu ve bunları düzenli bir şekilde tasnif etmek için raflara ihtiyacımız var. Nükleersiz web sitesi bu rafları sağlıyor. Ama biz bu raflara yerleştirdiğimiz malzemeyi evimizde tutarsak sadece bizim işimize yarar. Nükleersiz web sitesi bu rafları bir araya getirip evimizden dışarı çıkarmış, herkesin kendi bilgisayarından erişebileceği bir halk kütüphanesi de oluşturmuş oluyor.

En eski malzemelerin bile çok önemli bir işlevi var. En azından nükleer karşıtı hareketin ne kadar köklü olduğunu dosta düşmana göstermiş oluyoruz. Üstelik zamanında yapılmış kampanyaların, eylemlerin, yazılmış yazıların yeni kuşaklara, bugünün aktivistlerine ilham vereceğini de unutmamalıyız.

Bilimsel veya popüler dergilerde yazılmış makaleler, raporlar, kitaplar, kitap bölümleri son derece önemli. Türkiye’de üretilmiş bütün nükleer karşıtı işlere yer verecek, biriktirecek ve sergileyecek kadar yerimizi var. Lütfen elinizdeki her şeyi bizimle paylaşın. Elbette yeni gelişmeleri, kampanya ve eylemleri ve haberleri de.

Emek veren, destek olan, cesaretlendiren herkes sağolsun. Nükleersiz Türkiye, nükleersiz kalsın. Bütün dünya nükleersiz olsun.

Nükleersiz web sitesi http://www.nukleersiz.org

* Uluslararası Nükleer Savaşa Karşı Hekimler Birliği

You may also like

Comments

Comments are closed.