Asgari ücret, 2013‘de 16 yaşından büyük işçiler için brüt 1021 lira 50 kuruş, net 803 lira 68 kuruş olarak uygulanıyordu.
16 yaşından küçük çocuk işçiler için brüt 877 lira 50 kuruş net 700 lira 73 kuruş olan asgari ücret, apartman görevlisi emekçiler için ise brüt 1021 lira 50 kuruş, net 868 lira 27 kuruştur.
Asgari ücretten 16 yaşından büyük işçiler için 217 lira 82 kuruş, 16 yaşından küçük çocuk işçiler için 176 lira 77 kuruş, apartman görevlisi emekçiler den ise 153 lira 23 kuruş kesinti alınıyor. Hiç bir güvencesi olmayan bu insanlardan vergi ve kesinti yapmak emekçinin suyunu sıkmak anlamına geliyor.
Asgari ücretle işçi çalıştıran işveren ise 16 yaşından büyük işçiler için 1190 lira 5 kuruş, 16 yaşından küçük çocuk işçiler için 1022 lira 29 kuruş, apartman görevlisi emekçiler içinse bin 190 lira 5 kuruşu ödüyor. Günlük 39.66 liraya sekiz saatten çok fazla süre çalıştırıyor. Çocuk işçiler için ise 34 TL günlük ödeniyor.
2014 ilk altı ayı için yüzde 5, ikinci altı ayı için yüzde 6 hükümetin en fazla yükseltebileceği nokta olarak belirlenmiş, tabi Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’ndan (TİSK) aldığı onayla birlikte, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) sözde rolünü oynuyor. Bir işçi sendikasının yıllardır bu rolü başarıyla oynadığı da artık söylenemez; biliyoruz ki ayıp olmasın diye şerhi koyuyor imza atmıyor. Sendikasız ve kayıt dışı çalışan milyonların hakkı için dayanışma eylemleri ortaya koymuyor. Uzmanların hazırladığı basın açıklamasını bile zar zor okuyorlar, sapsarı olduğu açıkça ortada olan Türk-İş yönetimi siyasi iktidarla kol kola yola devam ediyor.
Siyasi iktidar asgari ücret tespit komisyonunda en rahat durum da sanki hakem rolünde gibi, ancak son noktaya gelindiğinde TİSK’le birlikte oyunu kullanıyor.
Ve YENİ ASGARİ ÜCRET bu koşullarda 846 lira oluyor. Şu anda 803,7 lira olan net asgari ücret Ocak ayı itibariyle 42.3 lira artmış olacak. Ve asgari ücret 846 liraya çıkacak. Yılın ikinci yarısında ise artış yüzde 6 artış ile brüt 1134 TL, net 891 TL olacak.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2014 yılı için hesapladığı en az ücretin 1.205 lira olması gerektiği, veri olarak bile dikkate alınmadı. Yapılan tek şey çocuk işçilerin ücretleri yetişkin işçilerle eşitlenmiş oldu.
Asgari ücreti siyasi iktidar, insanların asgari yaşamlarını devam ettirecekleri bir ücret olarak görmüyor, aksine sermaye ve onların şirketlerine oluşan, bir yük- maliyet olarak görüyor. Bu yaklaşım, üretim süreçlerin de enerjiden, ham maddeden vs zorunlu giderlerden azaltamayacağına göre tek gözlerini diktikleri yer ucuz emek yaratmak oluyor. Durum böyle olunca hazırladıkları bütçeye uyumlu bir asgari ücret belirlemiş oluyorlar.
2014 bütçesi geçmiş yıllarda olduğu gibi, yoksullaşan halka yüklenen dolaysız ve dolaylı vergiler, özel şirketlere kaynak transferi, sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesini hedeflemektedirler. Bütçe, iç ve dış borçlar, borç faizi ödemeleri, dış ticaret açığı, faiz dışı fazla, eğitim ve sağlık gibi temel sosyal alanlarda yaşanan ticarileştirme, vergi adaletsizliği, gelir dağılımı ve bölüşüm politikalarının köylü, küçük esnaf – üretici, işçi ve emekçiler aleyhinde, şirketlerin ve sermaye çevrelerinin çıkarına uygun bir şekilde biçimlendirildiğini göstermektedir.
Bu sömürü düzenin devam etmesi için siyasi iktidarların küresel şirketlerin örgütleriyle birlikte hazırladıkları ekonomik programın sonuçları maalesef bu.
Bir ülkede asgari ücret ne kadar düşük tutuluyorsa, o ülke demokrasiden o kadar çok uzaklaşıyor demektir.
Bir ülkede dolaylı vergiler ne kadar yüksek tutuluyorsa yolsuzluklar, adaletsizlikler, ayrımcılık o kadar büyük demektir.
17 Aralık yolsuzluğunun piyasalarda yarattığı dalgalanma ile yoksulların, üreticilerin, döviz bazında alım gücünü düşürdü. Birisi hırsızlık yapıyor, ekonomik sonuçları asgari ücretliyi ve emekçileri vuruyor, ele geçmeden eriyen artışa zam denebilirimi?
Verdiğiniz asgari ücretin yaklaşık beşte birini dolaylı vergilerle geri alıyorsunuz, sermayeye transfer ediyorsunuz, İşsizliği önleme ve istihdamı teşvik bahanesiyle SGK primlerinde işveren payını azaltıyorsunuz yetmiyor ayrıca bir de çalıyorsunuz.
Ve bu ülkenin başbakanı hangi televizyon kanalını açsanız karşınızda, gözünüzün içine baka, baka ekonomik istikrardan bahsediyor.
Ve bu ülkenin başbakanı nutuk atmaya devam ediyor, AKP hükümetine karşı uluslararası komplo yapıldığını söylüyor. Komik ve gülünç savunma mekanizması, aslında itiraf etmesi lazım ki, küresel şirketlerin hazırladığı ekonomik programla “ülkemizdeki işçiye emekçiye biz komplo kurduk, onun için asgari ücret asla yüksek tutulamaz” demesi lazım.
Şu anda 17 Aralık operasyonuyla şaşkına dönen hükümet ve başbakanı toplumsal gerginlik yaratarak işin içinden çıkmak istiyor. Bu siyasi şaşkınlık ve etik olmayan karşı operasyonlar, politik olarak AKP’ye çok şey kaybettireceğe benziyor. Bu durum yoksulları açlığa mahkûm etmenin yanı sıra, itiraz edeni sopalarım ha demektir. Bütün bunlara rağmen umudumuzu 2014’te güncelleyerek bianet çalışanlarına yoksullara, işçilere, dışlanmışlara, halklara iyi seneler.
Sami Evren – Bianet.org