IŞİD’çiler neden gülüyorlardı? – Orhan Kemal Cengiz

IŞİD militanı Washington Post’a demeç verdi, “Savaşın başında bize katılan savaşçıların çoğunluğu, malzeme ve teçhizatlarımız hep Türkiye üzerinden geldi” dedi…
Kimse çıkıp yok böyle bir şey demedi…

* * *

New York Times, IŞİD Türkiye’ye sattığı petrolden muazzam gelir elde ediyor diye yazdı…

Bu büyük iddia gargaraya geldi…

* * *

Newsweek dergisi, Türkiye cihatçı otobanına döndü, bütün cihatçılar Türkiye’den geçiyor diyerek kapak yaptı…

Mır mır mır söylenmeler dışında bir cevap duymadık.

* * *

Der Spiegel, Türk hükümeti IŞİD’e açıkça destek veriyor dedi, sayfa sayfa iddialarda bulundu; uçuş numarası vererek, şu uçak Hatay’a indi ve IŞİD’çiler ellerini kollarını sallayarak bir araca atlayıp gittiler diye yazdı…

Ne bir soruşturma açıldı ne dişe dokunur bir cevap geldi…

* * *

Türkiye medyasında her kim ki IŞİD’e yardım ediliyor, IŞİD’in varlığına göz yumuluyor diye yazacak olsa, yandaş kalemlerin gazabına uğradı, yurtdışına ispiyonculukla suçladılar bu iddia sahiplerini, “Sizler bu ülkenin yöneticilerini Lahey’e göndermeye çalışıyorsunuz” dediler…

* * *

Ama IŞİD’le ilgili iddiaların ardı arkası kesilmek bilmedi; Ankara’dan şu bölgeden militan devşiriyorlar, Hatay’da hatta İstanbul’da hastanelerde tedavi görüyorlar dendi,
fotoğraflar, tanıklıklar saçıldı ortalığa…

Hiçbir şekilde hiçbir soruşturma yapılmadı…

* * *

En son Cumhuriyet Gazetesi, mühimmat ihbarı üzerine yakalandıktan sonra, “yer gösterme” işlemi yaptırılan zanlı şoförlerin görüntülü ifadelerini yayınladı. Adamlar, açık açık anlatıyorlar, IŞİD’in Atme kampından aldığımız militanları ve silahları Türkiye üzerinden Tel Abyat’a taşıdık diye… Devlet görevi yaptık diyorlar…

* * *

Geçen hafta gördük, IŞİD militanları Türkiye sınırının hemen gerisinde pişmiş kelle gibi sırıtıyorlardı. Yüzlerinde kontrol edemedikleri bir gülümsemeyle sınırımıza kadar gelen IŞİD militanlarının bildiği ama bizim bilmediğimiz bir hikâye olmalı…

* * *

O hikâyenin ne olduğunu bu ülkede savcılar ve hukuk harekete geçmeden asla öğrenemeyeceğiz. Eğer bitmek bilmeyen bu iddiaların binde biri bile doğruysa,
Türkiye’de birileri çok ciddi suç işliyor demektir.

Bizim ceza yasasının 76 ve 77. maddeleri soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suçları en ağır şekilde cezalandırıyor. IŞİD’in Suriye ve Irak’ta bu suçları işlediğine en küçük bir şüphe yoktur. IŞİD’çilere yardım edenler de bu suçlara iştirak ediyor, yardım ve yataklıkta bulunuyor demektir.

IŞİD’çilerin neden güldüklerinin cevabını bize bir tek savcılar verebilir…

Orhan Kemal Cengiz – Bugün

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR