Manşet

Haftanın Tortusu

0

tortu* Ekonomi kötüye gidiyor, rakamlar bile gerçeği gizleyemiyor. * Demirtaş’ın son grup toplantısı, HDP’nin ilk seçim mitingi. * Seçimin gündemi 21 Mart’ta belli oldu.

 

 

 

* Ekonomi kötüye gidiyor, rakamlar bile gerçeği gizleyemiyor. Türkiye’de seçmen davranışlarına bakınca bir taraftan tüm olaylara karşı tepki göstermeyen ve safını terk etmeyen bir seçmenle karşılaşıyoruz ve belki haklı, belki de haksız tepki gösteriyoruz. Fakat öte taraftan baktığımızda ise ekonomik dalgalanmaların seçmen davranışları üzerinde neredeyse birebir gözlemlenebildiğini de görebiliyoruz. Bu da tepki gösterdiğimiz ve “Dünya yıkılsa umurunda olmaz” dediğimiz seçmenin aslında bir şeyleri iyi izlediğini ve tepki gösterdiğini de ortaya çıkartıyor. Toplumsal olaylara karşı televizyondan üzerine boca edilen propaganda ile kendinden geçen seçmen, o televizyonu izlerken eğer tabağındaki yemek azalırsa bir şeylere tepki veriyor. Karnı doymayan seçmen, propagandayı da “yemiyor.”

Açıklanan son rakamlara bakarsak işte o tabak boşalıyor. İşsizlik 5 yılın zirvesinde. Büyüme oranları işsizliği sabit tutacak kadar bile değil. İşsizliği arttıracak vaziyette. Bir de bunlar Türkiye’nin işsizlik rakamları. İş aramayan, artık umudu olmayan, insanların işsiz kabul edilmediği bir sistemden bahsediyoruz yani. Tüm bunların yanında başka bir rakam da ilgi çekici şekilde “orada” duruyor. 2015’in Şubat ayında Başbakan Ahmet Davutoğlu, örtülü ödenekten tam 214 trilyon 92 milyar lira (eski parayla çünkü AKP, borçları yeni parayla, yatırımları eski parayla ifade ederek bir etki yaratmaya çalışıyorlar. Onlar tek para birimine geçmeden, halkın geçmesi gerekmiyor sanırım.) harcamış. 2014 yılında, aynı ay Recep Tayyip Erdoğan bunun 10’da 1’i kadar bir harcama yapmış. Ne diyelim. “Selam olsun” örtülü ödeneğe!

* Demirtaş’ın son grup toplantısı, HDP’nin ilk seçim mitingi. Halkların Demokratik Partisi Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, salı günkü son grup toplantısına çıktı ve tek bir cümle söyledi. “Recep Tayyip Erdoğan seni başkan yaptırmayacağız!” Salı gününden akılda kalan belki de tek sahne bu. Demirtaş dakikalarca bir konuşma yapabilir ve o konuşma sırasında bu cümleyi bir kaç kere tekrarlayabilirdi. Fakat bu, aynı etkiyi yaratmazdı. Çok doğru bir şekilde çok etkili bir cümleyi, çok etkili bir yöntemle ifade etti. “Demirtaş’tan tarihi grup konuşması” diye verilen haberlere merak edip bakanlara da ulaştı o tek cümle, “Demirtaş, Erdoğan’a meydan okudu” diye verilen haberlere bakanlara da… Yani hem araç, hem mesaj açısından mükemmel bir hamle yaptı. HDP’nin son grup toplantısını, HDP’nin ilk seçim mitingine çevirdi. Belki de HDP’nin en etkili seçim mitingini de yapmış oldu. HDP’nin barajı aşması için AKP’den kopan oylar kadar, her zaman AKP’ye mesafeli olan oylara da ihtiyacı var. Bu doğrudan hamle ile o oylara ulaşmak için doğru tellere dokundu Demirtaş.

* Seçimin gündemi 21 Mart’ta belli oldu. 21 Mart, tüm haftanın gündemini üzerinde toparladı. Cumhurbaşkanı’nın “Kürt Sorunu yoktur” demesi de 21 Mart’ta var. Sonra “Kürt Sorunu vardır” demesi de 21 Mart’ta var. İzleme Heyeti ve benzeri konulara “olumlu bakmadığını” ifade etmesi de; hükümetin “ama bizim de bir yetkimiz var!” demesi de 21 Mart’ta var. Sadece bunlar da değil. 21 Mart’ta Diyarbakır’da Newroz, Ankara’da Nevruz da var. Kısaca 21 Mart bir Orhan Pamuk romanı gibi bir sayfada, tüm romanı özetleyen bir gün oldu.

Fotoğraf çok netleşti. MHP’nin oyu artıyor. %18’ler, %21’lerden bahsediliyor. HDP’nin barajı geçtiği, MHP’nin de %18 oy aldığı bir seçim sonucunda Erdoğan’ın başkanlık hayallerinin suya batacağı çok açık. Bu sebeple gündemin bir tarafından MHP, bir tarafından HDP çekerken (Bahçeli’nin konuşması bittiği an, Öcalan’ın mektubu okunmaya başlandı!) yırtılan Erdoğan’ın başkanlık hayalleri oluyor. Hayalleri korumak için bir “Kürt Sorunu vardır” diyor, bir “Yoktur” diyor. En temel adımları bile olumlu bulmadığını söylüyor ve açıktan hükümete tavır alıyor. Bir yanda da hükümet var. Tüm siyasi yatırımını yaptıkları bir süreç var ve bu süreçte durmak da geri dönmek de düşmek anlamına geliyor. Ergenekon ve Balyoz’da “yanılan” hükümetin bir de Kürt Sorunu’nda yanılmış olması, 12 yılın boşa geçtiği anlamına geliyor. O yüzden ilk defa çok sert bir şekilde karşı koyuyorlar “reis”lerine.

Seçime 80 gün kadar kaldı. 80 gün boyunca konuşacağımız fotoğraf işte tam olarak da bu olacak. Bir de bu fotoğrafa elinde ekonomi sepetiyle CHP girecek.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.