Günün özeti; 2 Haziran 2013 – Yörük Kurtaran

1. Kadıköy’de miting yapıp sonra Taksim’e geleceğini söyleyen CHP’nin geri adım atmasında sosyal medya etkisi yoktur diyemez sanırım kimse. Bence gayet iyi yüklendik.

2. İstanbul Belediyesi İstanbul’luların Taksim’e gelmemesi için herşeyi yaptı. Tüneli kapattı, metroyu iptal etti, vb. Sağolsunlar vız geldi ama unutmayacağız.

3. Hayat yine re-Tweet’lerden hızlıydı. Öyle ki polis saldırıyor denilen yere 5 dakika sonra gidince etraf başka türlü olabiliyor. Sonra biri 30 dakika önceki Tweet’i re yapınca şaşırıyor insan tabi.

4. Taksim’e yakın heryerde interneti yine jammerlarla bloke ettiler. Herhalde polis kendince böyle garip önlemler almaya çalışıyor. Fayda etmiyor tabi. Yaşasın wi-fi’larını açan İstanbul evleri ve cafeleri. Meydanda zorlandık ama.

5. Polis vahşetine güzel güzel devam etti. Gaz bombalarını doğrudan insanların üzerine doğrultarak sıkıyorlar. Hem Cihangir hem Taksim’de iki tane sağlam müdahele yedik. Her ikisinde de bize uzaklığı 3 metreyi geçmeyecek mesafede iki kadın kafasına gaz bombalarını yiyerek yere yığıldı.

6. Bir de bombaları insanları dağıtmak için atmıyorlar. Tamamen panik çıkartmak için koşanların koştuğu yönde önlerine de gönderiyorlar. O an hakikaten insanı paniğe sürüklüyor. Hem kafayı korumaya çalışırken hem duman içinde yön arıyorsunuz. İnanılmaz bir çaresizlik yaratıyor o an.

7. Ve o çaresizlik bir öfkeye dönüşüyor. Sanırım polisler çaresizlik anını anlamışlar ama sonrasını çalışmamışlar çünkü o öfke inada dönüşüyor. Dönüp tekrar yüzünü meydana çevirip orayı zorluyorsun.

8. Eğer gaz yoksa, polise yakın yerler dışında arka taraflarda bayram var o sırada. Esnafın dükkanları açık. Satış yapıp iyi de para kazanmışlardır. Polis göstericileri geriye sürünce de kapıları açıyorlar göstericiler için.

9. Tüm gün hem İstiklal hem Cihangir hem de Taksim’deydik. Şunu çok net söyleyebilirim. Polisin olmadığı yerde bir tane şiddet olayı görmedim. Ne zaman polis var, işte şiddet o zaman başlıyor.

10. Ortada bir de çok net bir güç eşitsizliği var. Bir tarafta tomasıyla, gazıyla, kaskıyla, kalkanıyla polisler, öbür tarafta slogan atanlar… En önde yaşı daha genç olup fiziği/nefesi de uygun olanlar, bir de tecrübeliyse, hemen barikat kurmaya çalışıyor. Barikat dediysem etrafta ne varsa işte. Büyük saksı, çöp bidonu filan.

11. Hani polisin sabrı bitiyor ya, bugün bence Beşiktaş’ta insanların sabrı tükendi. Tayyip’in konutuna yönelik tüm tepkilerin ve sonucunda olanların nedeni bu. Unutmayın, ilk saldıran polisler oldu. İnsanları uykularından kaldırdılar. Çadırlarını ateşe verdiler

12. Beşiktaş’ta tüm gün görmediğim renkte (portakal rengi/sarımsı) bir suyu tomalar insanların üstüne sıktılar. Garip bir su, nefes almanızı zorlaştırıyor. Kim bilir içinde ne var. Agent Orange deniyor ama kesinleştirmek zor tabi.

13. Alanı yöneten bir merkez ve örgüt yok. Zaten bu sokağı birilerinin yönetmesi zor. Herkes gayet kendi kendisini yönetiyor. Meydana girince parti bayrağı altında toplananlar da vardı ama sayıları o kadar az ki.

14. Şunu biliyorum. Polis zaten polis işte. Herşeyi bekleyeceksin. Ama bugün önce meydanı açıp insanların gülerek girdikleri meydanda, hem de meydanın dolmasını bekledikten sonra, insanların kafalarına gaz bombalarını yollamalarından daha büyük bir kalleşlik olamaz. Bu yaptıklarıyla sadece inadı arttırdılar. Herhalde yaşadığım çok şeyi unuturum seneler içinde, ama bunu asla.

15. Günün zaferi Taksim’dir. Ama yetmez.

16. Sloganlar var bir sürü. Hükümet karşıtı çoğu. Zaten konu gezi Parkı’nı aştı.

17. Anaakım medyaya karşı büyük bir tepki var. Ancak bir devrim olsa televizyonun bunu zaten yayınlamayacağını bilenlerle 90’lardan beri evinde çift çanak anteni olanlar (ve tabi o çift çanağın neden olduğunu bilenler) herhalde bunun böyle olacağını biliyorlardı. O yüzden sosyal medya ve yurttaş gazeteciliği yine çok önemliydi. Hala büyük eksiğimiz, bilgiyi doğrulatmadan kendi ağımıza gönderiyoruz. Bu da sorun yaratıyor.

18. Başbakan’ın açıklamalarına zaten akıl sır erdirmek mümkün değil. Herhalde kendisini ülkenin değil kendisine oy verenlerin Başbakan’ı olarak görüyor. Hadi ona alıştık. Bize rezil oluyor, eh hadi o da normal bir durum. Ama dünya gözünü buraya çevirdi. Pal Sokağı Çocuklarındaki mahalle kavgası yaklaşımı bence işlemez şu dakikadan sonra.

Somut talepleri hatırlamak lazım. Şiddetin sorumlular istifa edecek ve/ya da soruşturma açılacak. Parkı İstanbul’lulara geri vereceksiniz ve Kışla girişimini durduracaksınız.

Böyle durumlarda her zaman belirli gruplar sokağı ele geçirmeye çalışır. Sen ve ben sokakta olursak yapamazlar.

Foto: http://occupygezipics.tumblr.com/


Yörük Kurtaran

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Antalya’da olmayan suya HES yapacaklar

Antalya- Konyaaltı'ndaki Doyran Deresi'nin üzerine yapılmak istenen HES'den etkilenecek 11 köyün halkı mücadeleye hazırlanıyor.

Konut konut konut … ama hangi konut?

Türkiye'deki konut sorununun çözülmesi için ilk maddeler, onun bir meta değil, hak olarak ele alınması ve yaklaşımın 'mülk' yerine 'kiralık konut' biçiminde olmasıdır.

Moda dünyası çocuk istismarı üzerinde yükseliyor

Çocuk işçiliğinin bu kadar yaygın olmasının temel sebebi, denetimsizliğin getirdiği sömürü kolaylığı. Lüks markalar için ise 'bakmazsan görmezsin' kuralının işlediği bir sır değil. 

Konut ve barınma: Engels’e göre konut sorunu

Konut ve barınma sorununa bakarken, bu defa temel bir kaynakla; Engels'in yaklaşık 150 yıl önce yazdığı 'Konuk Sorunu' broşürüyle başlamak ilginç olabilir.

Gıda ve kent

Tüm dünyada taze gıdaya erişmekte en önemli sorun aradaki kademeler veya tekeller. Türkiye'de ise ek olarak tarımsal üreticiler ve tüketciler çok güçsüz ve örgütsüz. 

EN ÇOK OKUNANLAR