Kendimle paradoksal bir çelişkiye düşüyorum. Öfke acizlerin işi derdim. Ama öfkeliyim çok öfkeliyim, nedenlerim var, aslıdna hepimizin var. Şimdi öfke duymazsak ne zaman duyacağız o da ayrı bir mesele.
Öfkeliyim,
Hrant öldürüleli 3. yıl bitmiş, katilleri biliyoruz. Sonuçlar yok. İnsanlar duruşlar herşey sahte,çıkarcı ve hesapçıl, kimse gerçekten gövdesini ruhunu koyamıyor. Belki de sistem koydurmuyor. Abdi İpekçi’nin katili serbest kalıyor, kalmakla yetinilmiyor. Adam son derece lüks bir otele götürülüyor. Arkasından bir askerlik tartışması yaratılıyor. Halk Tekel işçisini, itfaiyecileri unutuyor. Çünkü size değmeyen yılan 1000 yıl yaşayabilir bu ülkede.
Hafta sonu Ankarada idim. Cumartesi akşamı götürdüm battaniyemi, ki böyle bir çağrı yapmıştık, battaniyelere sarılıp , sokakta ateş yakıp, türküler söyledik. Kadınlara, hanio ironik yaklaştığımız anadolu kadınlarına yeniden aşık oldum.Ne de olsa tükenen onlar. Bizim tuzumuz kuru. Aylar sonra geçirdiğim en güzel cumartesi gecesi idi. Ben şu uyuz hastalığa, onlar 4-C ye inat söyledik çaldık , paylaştık.
Ertesi sabah Sıhhiye Meydanında idik. Kalabalık yağmura inat müthişti. Gerçi sivil ve sivil olmayan polis bize yakın gibi idi ama olsun. Bu ülkede yeniden kendi hakları için, üstelik AKP ‘ye oy vermiş olduğunu açıkca beyan eden kitlenin duruşu samimi ve gerçekti.
Ama öfkemi değiştirmiyordu hiçbir şey. Nükleerde şimdi ne yapacaktık. Son yazılarımın birinde, bu iş eminim böyle bitmez demiştim. Öyle oldu bitmedi. Ama devlet ihale açmaktan vazgeçip, direk Ruslara verdi.Ben bu olasılığı nasıl düşünemedim anlamadım ama şaşırmadım. Rakibi tanırsanız atacağı adımlar sizi yanıltmaz. Kızdırmaz, sadece kendinize kızarsınız. Rakibin hamlesine karşılık bir hamle düşünemediğinizden, Asıl önemli olan şimdi ne yapacağımız. Ki ben şu an , kaç gündür bunun yanıtını bulamıyorum. Ümit’i, Bilge’yi,Sabahat’ı, Adnan’ı,Metin’i bu süreçte tanımışım. Dost olmuşuz sonra,yol arkadaşı olmuşuz. Şimdi kimse bana 20 yıl tamam denediniz ama bizde böyle yaparızı dayatamaz, çünkü Metin yeğin’n kamusallık deyimiyle kimse bana inat , park bile yapamaz, çünkü kamusal alan hukukuna aykırıdır. O zaman bu nükleer nerden çıktı. Bizim tekel işçileri gibi tek yürek olmamız için, ne yapmamız lazım.Hangi etmen, kitleleri, NKP’y,, Yeşilleri,TURÇEP’i biraraya getirip ki getirmesi gerekiyor acilen, ortak inadına bir eylem getirecek, şimdi değilse ne zaman cidden bilmek istiyorum. Biliyorum ki, bu hakkım var. Biliyorum ki, bu süreç böyle bitmemeli, neden hala yeterince ses veremedik anlamıyorum. Anlamak istemiyorum.
Evet öfkeliyim hem de çok. Kendimizi suçluyorum. Başarısızlığı kabul etmeyi çoktan öğrendim. Ama haketmediğim bir dayatmaya yenilgi demeyecek yaşlardayım.Hayır bunu kabul etmeyeceğim. Ve gücüm yettiğince ses vereceğim. Siz de ses verecekmisiniz. Süreç Sinop ve Akkuyu olmaktan ötedir. Dayatmadır. Oysa Tekel işçileri direniyor. Bizim farkımız ne merak ediyorum.
Bir başka olay ise Hicri NALBANT vukuatı, şimdiye kadar hiç dillendirmedik. Ulukışla sürecinde bizde benzer şeyleri yaşadık. Linç değildi belki ama sokak ortasında bir Pazar sabahı demir yedik. 10 mete ötedeki karakoldan bizi görmediler, ne hikmetse şikayetimize rağmen, adamı bulamadılar. Olayı anladık ve ruhlarımızın güvercin tedirginliğine engel olamaıoruz hala. Keşke o zaman açıklasaydık. Belki şimdi bunlar olamazdı, susmuştuk susmanın bedelleri ağır oluyor, öğrendim. Öfkeliyim hem de çok. İçimdeki cellat ağır basmasın diyorum ama , ama işte.