Cicozlarımızı geri alacağız!

Çocuksundur, elinde gözün gibi baktığın en parlak cicozlarınla mahallede turalıyorsundur. Mahallenin hoyrat, kibirli, hırsı doymaz ‘ağa’beyi karşına dikilir. Elindekilere göz diker.

“Bir el oynayalım mı?” der.

‘Gafliğin iridir ve nice ‘başlığı iç etmiştir, bileğine de güvenirsin, “Tamam,” dersin.

Saha onundur, yancıları da boldur. Toprağı çerden çöpten temizler, cicozları dizer. Önce küçüklerin başlaması her yerde kuraldır. Ama elini tutar, “Kuralları ben koyuyorum, birinç benim,” der. Daha cevabının bile beklemeden, eldeşini yuvarlar.

ISKAAA!

İçin için gülersin. Gafliğini öpüp, “Haydi, oğlum kemik!” diyerek, fırlatırsın.

BAAAŞ!!!

Bütün cicozları avuçlarsın. Hâsılata bakarsın, iyidir. ‘Bana yeter diye’ düşünerek, kalkmaya niyetlenirsin. Omzundan bastırır.

“Nereye gidiyorsun. Öyle attı kaçtı olmaz. Bir el daha oynamadan bırakmam!”

El mecbur kabul edersin. Önce gene o atar, sondan iki üç tane vurur. Kalanları gene toplarsın.

Bu sefer biraz korkuyla, “Artık kaçayım,” dersin.

İki arkadaşına kaş göz yapar, hemen koluna girerler.

Gülerek, “Acelen ne koçum? Ne güzel oynuyoruz,” der. Gülüşü böğürtü gibidir.

cicoz

Gafliğin kahramandır ama… bir daha yenersin. Gene de gidemezsin. Atış yaparken gözüne toz savurur, bileğine şaplak atar, böğrüne dirsek çıkartır, kafana zumzuğu oturtur. Yendikçe yendikçe anlarsın ki, yenilmeden bu sahadan kalkamayacaksın.

Daha fazla hırpalanmamak için yenilmekten başka çaren olmadığının farkına varınca gafliğini aya savurursun. Cebinde ne varsa ütülene kadar devam eder işkence. Sonunda gafliğini de ele geçirince rahatlar. Yanağını yumuşakça pışpışlar.

“Aferin koçum, böyle adam ol işte! Evde başka cicozun varsa, onları da al gel. Gene oynayalım, bir gün,” diyerek seni azat eder.

Arkana bakmadan koşarak uzaklaşırsın. Hırsından ağlarsın, sümüklerini akıtarak, bağıra çağıra ağlarsın. Bir ağacın altına gömdüğün uğurlu gafliğini çıkartıp, tükürükleyip parlatırsın. Cam cicozun içindeki ebruli dünyayı seyre dalarsın. İki yol görürsün: Ya eve gidip, yorganların altına sinip elindeki gaflikle avunmak ya da cicozlarını geri almak.

Çok üzüntü atalet getirir hemen harekete geçersin.

Kavgalı olduğu mahallenin tüm sümüklü oğlanlarını, dizleri kabuklu çırpı bacaklı kızlarını toplarsın.

Yancılarıyla Pirus Zaferi’ni kutlayan ‘ağa’beyin karşısına dikilirsiniz.

“Cicozlarımızı geri ver, ulan!” dersiniz.

Cicoz: Misket, bilye.

Gaflik: Atış yapılan misket. (En iyi misket anlamında.)

Başlık: Atış yapılan misket. (En iyi misket anlamında.)

Eldeş: Atış yapılan misket. (En iyi misket anlamında.)

Ütülmek: Oyunda kaybetmek.

20-mehmet-firat-purselim

 

Mehmet Fırat Pürselim

Mehmet Fırat Pürselim
Mehmet Fırat Pürselim

1975 yılında Antalya’da doğdu. Üsküdar Anadolu Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Avukatlık yapmakta ama içine huzursuz bir cin kaçtığı için rahat batmakta, yazar olmaya heveslenmekte.
İlk kitabı Hayat Apartımanı, 2012 Naim Tirali Öykü Ödülü’ne layık görüldü. İlk romanı Emanetimdeki Hayatlar 2014 yılında çıkacak ama hep öykücü kalmaya niyetli. Çeşitli çok yazarlı kitap projelerinin yanı sıra Bağzı Şeylere Öyküler seçkisinde de bir öyküsüyle yer aldı. Çocuklar için Doğa Öyküleri serisi hazırlamakta, serinin ilk kitabı Flamingo Çocuk raflara çıktığından beri çocukların avuçlarına konan bir tüy olmaya çalışmakta.
Dergilerde, gazetelerde, kitap eklerinde öykü, eleştiri, deneme, kitap tanıtımı ve diğer türlerde yazıları yayınlandı. Uzman Tv’de kitap tanıtımı programları yaptı. Yeşil Gazete’de düzenli olmayan bir süreklilik içinde kitaplar ve edebiyata dair yazılar yazmakta.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Otoban

Otoban yapılmaya başlanmasıyla birlikte şehrin küçük nüfusunu oluşturan otomobil sahipleri yayalara değil, yayalar onlara tabi kılınmaya başlandı.

Kazdağlarını savunmak ve kurumların sessizliği: Yeni toplumsallık

'Üzerinde düşünülmesi gereken, neoliberal pratiklerle frenlenmiş toplumsal dinamik ve mekanizmaların baskı ve zor araçlarıyla kuşatıldığı şartlarda nasıl bir direnişin örülebileceğidir.'

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

EN ÇOK OKUNANLAR