Çanakkale işgal altında – Pınar Bilir

Barışın ve huzurun kenti Çanakkalemiz küresel sermayenin işgali altında. Çanakkale geçilir dediler, yüzlerinde küçümseyici ifadelerle. Çanakkale başka bir eyalet, bağımsız bir ülkeymiş gibi işgal edercesine saldırdılar.

Önce çok değerli tarım arazilerinden otobanlar geçirmeyi hayal ettiler, bundan övgüyle bahsettiler, tarımın yok oluşuna devlet eliyle zemin hazırladırlar. Köprü dediler, esnafa faydası olacak dediler, köprünün ve devamı olan otobanın hiçbir km’si esnafın etrafından geçmezken esnafa nasıl faydası olacaktı? Beton yığınlarına duyulan bu sevdanın sebebini  yıllar geçti anlayamadık.

Sonra karşımıza çağ dışı yatırımlar çıktı, Termik Santraller. Bunlarda büyük yatırımların parçalarıydı. Çan Termik Santrali Eskişehirli bir muhtarın bile beğenisini kazanmıştı. Yaşamın en değerli arazilerinde dev bacalı binalar diktiler. Bunu yaparken Antik kent, tarım arazisi, insan yaşamı dinlemediler. O muhteşem köprünün ve devamı otobanın kollarını termik santrallere bağladılar. Ahtapotun kolları şehrin etrafında sinsice ilerledi.

Şehrin işgali daha bitmemişti.  Sırada Bin Pınarlı İda’yı fethetmek vardı. İda’nın  güzelliğini vahşice yok edeceklerdi. Sinsi sinsi girdiler içeriye, umursamazca, acımasızca, kifayetsiz. Kanadalılar gelmişti buraya. Daha işletme ruhsatı bile almamışken ormanlarımızı yok etmeye başladılar. Yaşlı genç hiç acımadan. Akan derelere aldırmadan. Bir de biz insanların yaşamını umursamadan. Onların elde etmeyi planladığı 20 ton altın için 150 bin insanın yaşayacağı sağlık sorunları, kanserler, ölümler hiç umurlarında olmadı. Kendi ülkelerinde SU HAKTIR dediler, bizim için SUYUNUZ BİZİM dediler.

Biz bu kenti İda’sı için sevdik, hep birlikte yaşayabildiğimiz için sevdik, gökyüzünün yeryüzüne yakın olmasını sevdik, dağıyla denizinin buluşmasını sevdik. Biz bu kentte işgal altında olduğumuzu hissetmek için değil bu kentte özgürce, tüm yaşam haklarına sahip olarak yaşamayı seçtik.

Çam ağacımızın üzerindeki kırmızı işaret doğanın size olan öfkesi olacak. İşaretleyen o elin sahibinin alnında çocuğunun yüzüne bakarken kara bir leke olacak.

Bin Pınarlı İda sizi ummadığınız bir öfkeyle karşılayacak.

 

 

Pınar Bilir

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Radikalizm ve uzlaşmacılık arasında

Kent yoksullarının adaletsiz ve acı verici konumunun değişip iyileşmesi yerel yönetimlerin toplumla demokratik ve katılımcı bir ilişki kurmasıyla mümkün olabilir mi? 

Gürcistan Tiyatro Festivali’nde distopik bir geleceğe bakış – Seda Elhan

Distopyanın kapsülünde sergilenen bir gelecek sorgulaması olan 'Home, To Zero' çevre bilinci üzerine kafa yoran herkesin ilgisini çekecek bir yapım. Tiflis'e yolunuz düşerse mutlaka izleyin.

Doyranlılar, nehirlerine HES yapılmasına karşı kararlı: İzin vermeyeceğiz!

Suyu ancak bölge halkının ihtiyaçlarını giderebilen Doyran Nehri 'ne HES projesinin ÇED toplantısı, halkın güçlü itirazlarına sahne oldu.

Kardeşimi kim öldürdü?

Ne Reşit Kibar cinayeti ne Narin Güran cinayeti ne de Ayşenur Ezgi Eygi cinayeti münferit ve tesadüf cinayetler değil. Hepsinin tetikçisi aynı.

Barış

Barış sözcüğünü dünyanın pek çok bölgesindeki savaş ortamlarıyla yan yana getirildiğinizde 'nasıl, ne pahasına ve ne kadar sürdürülebilir' barış sorularıyla karşılaşıyoruz.

EN ÇOK OKUNANLAR