Beşiktaş akıllı ayaklarıyla kazandı

Maçtan önce, oynanan stadyum üzerinde konuşmak gerek. Antalyaspor, daha önce enterasan tribünleri olan (sanırım sağında ve solunda koltuklar, en sonra tek koltuk kalacak şekilde inceliyordu) bir stadyumda oynuyordu. Kısmen dolu tribünler önünde oynanıyordu maçlar. Şimdi bir otelin sahasına geçilmiş. Uygulanan bilet fiyatı politikasından olsa gerek, ne zaman Antalyaspor maçı izlesem, taraftarları seçmek zor oluyor. Bu maçta da özellikle ilk başlarda bu durum böyleydi.

Maça gelirsek, değişen bir şey yok. Beşiktaş yine çok yetenekli bir orta sahanın önüne tek forvet koyarak etkisiz kaldı. İlk önce Bobo, daha sonra da Almeida… Gelen ortalar ya daha uzağa ya da yakına gitti. Bir türlü ortada duran tek forvete ulaşamadı. Böyle olunca da, Beşiktaş orta sahadan topu hücuma getirdiğinde orada etkili olamıyor ve geride eksik yakalanıyor. Ne olursa olsun, şampiyonluk hedefi olmayan takımlar; Beşiktaş’ın tek forvetini en az üç oyuncuyla bekliyorlar. Bununla birlikte orta sahanın baskısıyla geriye iyice yaslanan takımlar arasından gol bulmak imkanlı olamıyor.

Beşiktaş, ilk yarıda geriye düşebilirdi. Antalyaspor bunu gerçekleştirecek en az iki pozisyon buldu. Bunlarda Rüştü başarılıydı. Bununla birlikte Beşiktaş’ın akılda kalan bir pozisyonu yoktu. Fakat kim hücum oynadı, kim savunma yaptı diye sorarsak vereceğimiz yanıt aynı doğrultuda olmaz. İşte hep bu, kalabalık orta saha, tek hücum taktiğinin getirdiği bir sonuç bu.

Son olarak Guti ve Quaresma’ya değinmek gerek. Maç 0-0 bitebilecekken, iki tane akıllı hareket ile oyunun skorunu değiştirdiler ve maçı bir anda dört hatta beş farkla bitecek pozisyona getirdiler. Quaresma’nın ara pası bir yana, Guti’nin attığı serbest vuruş golü, o golü atarken bile kaleciyi uyandırmamak için kaleye bakmaması… Zeki bir futbolcunun, fiziksel olarak geri düştüğü zamanlarda bile “en önemli” olabileceğinin kanıtı gibiydi. Golün hakkını Rüştü verdi aslında. Kalesinden çıkıp, kutladı Guti’yi…

Son söz: Kupa maçında cezasını geçirmek için kırmızı kart gördü Necip. Bu kurallar dahilinde yapılmış bir hareket olsa da, kupa cezalarının kupada, lig cezalarının da ligde çekilmesi sağlanmalı. Futbol adına iyi bir görüntü vermiyor bu tip hareketler.

http://www.urbarli.net

Koray Doğan Urbarlı
Koray Doğan Urbarlıhttp://urbarli.net
İzmir’de doğdu. İzmir Kız Lisesi’nden sonra Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü bitirdi. İlk önce Ege Üniversitesi Sosyoloji’de, sorasında da Ankara Üniversitesi Sosyoloji’de yüksek lisans yapmaya başladı. İkincisine devam ediyor. Bir kamu belediyesinin Dış İlişkiler Müdürlüğü’nde beyaz yakalı işçi olarak hayatına devam ediyor. Yeşil Gazete ekibine köşe yazıları, Türkiye, spor ve Dünya haberleri ile katkı sunuyor.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Otoban

Otoban yapılmaya başlanmasıyla birlikte şehrin küçük nüfusunu oluşturan otomobil sahipleri yayalara değil, yayalar onlara tabi kılınmaya başlandı.

Kazdağlarını savunmak ve kurumların sessizliği: Yeni toplumsallık

'Üzerinde düşünülmesi gereken, neoliberal pratiklerle frenlenmiş toplumsal dinamik ve mekanizmaların baskı ve zor araçlarıyla kuşatıldığı şartlarda nasıl bir direnişin örülebileceğidir.'

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

EN ÇOK OKUNANLAR