Avrupa Yeşiller Partisi delegasyonu, bu hafta Türkiye’yi ziyaret etti. Delegasyon açıklamasında, “Büyük altyapı ve nükleer santral projelerine dayanan ulusal kalkınma modeli tamamen sürdürülemez” olduğunu vurguladı.
Açıklama şu şekilde; “Şu anda, insanların ve çevrenin pahasına inşa edilen ülkenin ekonomik büyümesi ve hızlı gelişimiyle birlikte tamamen sürdürülemez ve uygunsuz model benimseyen Türkiye’nin gerçekten bir kalkınma reformu modeline ihtiyacı var.”
Avrupa Yeşiller’i rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerjiler açısından zengin olan ülkede farklı ve uygun bir kalkınma için mücadele veriyor.
Türk Yeşiller’i (Yeşiller) adına konuşan Uluslararası İlişkiler Sekreteri Ahmet Atıl Aşıcı ise şunları söyledi: “Şu çok açık ki mevcut hükümet Türkiye’nin sürdürülebilirliğine inanmaktansa, karbon açı, limitsiz ülkere inanıyor. Üçüncü Köprü İnşaası, her birinde 1 milyon nüfuslu iki yeni şehir ve İstanbul Kanalı, üç nükleer santral, HES’ler, elli kömürle çalışan santral ve küçük HES’lerden oluşan megaloman hükümet programı Türkiye’nin gelecek ekonomik gelişiminde çok ciddi bir açık yaratacak. Ve kirliliği arttıracak, ülkenin doğasının ve doğal kaynaklarını yok edecek.
Doğayı korumak şu anda varolan ve ne yazık ki yetersiz kurallar da hükümet tarafından sistematik saldırılara maruz kalıyor. Hükümet, doğayı yok eden bu projeleri gerçekleştirmek için sürdürülebilirliğe ve ekolojiye hiçbir saygı göstermeden boşluklar üzerinden kuralları deliyor.”
Türkiye Yeşiller Partisi, ekolojik bir anayasa için kampanyalar yürütüyor. Çeşitli politikacılar, avukatlar ve akademisyenler tarafından desteklenen Ekolojik Anayasa İnisiyatifi’nde de başı çekiyorlar. Yeşiller, yeni anayasanın ekolojik bir yaklaşımla en azından bir değişiklikle birleştirmesi gerektiğini söylüyorlar.
Avrupa Yeşiller Partisi Eş Başkanı, Monica Franssoni, “Doğanın kendi haklarına sahiptir ve bunlar ihmal edilemez. Bu açıdan, Yeşiller tarafından başı çekilen Ekolojik Anayasa İnisiyatifi’ni memnuniyetle karşılıyor ve destekliyoruz.” dedi.
“Aynı zamanda Türkiye’deki, yasal kuralların saldırı altında olduğu gerçeği için de endişeleniyoruz.” diye ekledi. “Biz, kendi davranışlarımıza ve Avrupalılar olarak kendimize bakmadan, Türkiye’nin zayıflıklerını kınamamalıyız. Yeşiller, üyelik müzakereleri düşünüldüğünde, olası bir tutum değişikliğinin hem Avrupa, hem de Türkiye için çok olumsuz sonuçları olduğuna ikna oldu.”