Zonguldak‘ın Alaplı ilçesinde terk edilen taş ocağı tesislerinin bıraktığı alanda doğal bir şekilde oluşmuş olan 8.5 hektarlık gölü şimdi de taş ocağı şirketi hafriyat ve molozlarla doldurmaya başladı.
2009’da oluşmaya başlayan ve oluşumunda Kavak deresi ve Döşeme deresine sınır olması nedeniyle yer altı suyu, dereden sızan sular ile yağışların etkili olduğu düşünülen göl, 2020’den bu yana taş ve maden ocağı işleten şirketlerce defalarca doldurulmak veya boşaltılmak istendi.
2021’de Zonguldak İl Özel İdaresi, gölün kurutularak üzerinde cüruf tesisi yapılmasına izin verdi. İmar plan değişikliğinde de göl, “su birikintisi” olarak tanımlandı. Oysa pek çok kaynaktan beslenen gölde, yıllardır su seviyesinde bir azalma olmadığı gibi içinde balıklar ve su canlıları da çoğalmaya başladı.
Alaplı ormanlarının dibinde
Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı Ahmet Öztürk, İl Özel İdaresi kararına itiraz ederek, “Tasarım yapılırken, tarım arazileri, yerleşim alanları, bal üretimi, su ürünleri, ormanlar, plajlar kısacası bölgenin geçim ve yaşam alanları dikkate alınmamıştır. Göl ve dere yok denilerek ‘ÇED Gerekli değildir’ raporu alınmış böyle sürece halkın katılımı engellenmiştir” demişti.
Dünyanın su kıtlığı yaşadığı, büyük kuraklıkların gündemde olduğu bir zamanda, bir su kaynağını kurutup üzerine cüruf işleme gibi doğaya bin bir türlü zararı olan bir tesisi kurmanın sözcüğün tam anlamıyla “ziyan” olduğunu belirten Öztürk, ağaçları binlerce yıl yaşatabilecek bir ekosisteme sahip Alaplı ormanlarının dibine böyle bir tesis yapılmasına karşı mücadele edeceklerini söylemişti.
Göl çevresinde yaşayan halk da bir yandan hukuki mücadele verirken bir yandan da kepçelerin önüne geçerek, protesto eylemleri yaparak, nöbet tutarak göllerini korumuştu.
‘Kuraklık yaşanırken göl kurutup tesis yapmak ne demek?’
Bölge halkından çevre gönüllüsü Çetin Yılmaz, Yeşil Gazete‘ye şu sıralarda göl çevresindeki bir taş ocağının göl içine moloz ve hafriyat dökmeye başladığını söyledi. Ege Doğa şirketi adına kayıtlı ruhsat alanında, TEKAY firmasına ait makinelerin çalıştığını anlatan Yılmaz, tatil, hafta sonu gece gündüz fark etmeden yapılan gölü yok etme çalışmaları nedeniyle Osmanlı Kıyıcak muhtarlığı ve çevre gönüllülerinin şikayeti üzerine gelen jandarmanın gölün doldurulması işlemini şimdilik durdurduğunu belirtti:
“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, İl Özel İdaresi, DSİ, mülki idare, yerel yönetimler ve hiç bir kurum mahkeme kararı ile doğal bir göl olduğuna hükmedilen, su ürünleri ıslah alanı olan gölün korunması için yetkilerini kullanmıyor.”
Yargı süreci: Göl, artık fauna ve florası, içinde canlıların yaşadığı su varlığı
Alaplı’nın Osmanlı köyü sınırları içinde bulunan 102 ada 11 ve 13 parsel sayılı taşınmazları kapsayan alan için, Zonguldak İl özel idaresi İl Genel Meclisi’nin 07.12.2020 tarih ve 111 sayılı kararı ile Alaplı Geri dönüşüm ve atık ayrıştırma şirketine, cüruf ayrıştırmak, elemek ve kırmak için izin verildi.
Buna göre, mevcut göl içindeki su boşaltılarak cüruf deposu olacaktı.
Bölge halkı ve çevre gönüllüleri, atık tesislerinin imar izinlerini iptali için Zonguldak İdare Mahkemesine yürütmenin durdurulması ve imar izinlerinin iptali için iki ayrı dava açtı.
Zonguldak İdare Mahkemesi, 2021’de keşif ve bilirkişi incelemeleri, raporları doğrultusunda, gölün flora ve faunasını tamamladığına, içinde canlıların yaşadığı bir su varlığı haline geldiğine hükmetti; atık tesislerinin imar izinleri için yürütmenin durdurulmasına ve imar planlarını iptaline karar verdi. Kararı istinaf mahkemesi de onayladı.
İl Özel İdaresi ise davayı Danıştay‘a taşıdı. Dosya halen Danıştay’da inceleme sürecinde.