Zonguldak‘ın Alaplı ilçesinde süren maden arama çalışmaları bölge halkının tepkisine yol açıyor.
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü‘nün web sayfasında sayfasında, Alaplı’ya bağlı Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar ve Kasımlı köylerini de kapsayan 1174 hektarlık alanda maden aranacağı belirtiliyor. Devrek‘teki Ahmetoğlu beldesinde de 1173 hektarlık alanda maden arama izinleri verildi. İki ilçeye komşu Akçakoca’ya bağlı birçok köy de maden sahasından etkilenecek.
Alaplı halkı Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü‘ne yazdıkları dilekçeye yanıt olarak bu alana, Akçakoca-Sarıyayla maden sahası ile aynı tarihte arama ruhsatı verildiğini öğrendi.
Gelen yanıt şöyle:
“Başvurunuz incelenmiştir; Zonguldak İli, Devrek İlçesi dahilinde bulunan Sicil:202400805 ve Alaplı ilçesinde Sicil:202400800 sayılı IV. Grubu Ön Arama Dönemi ruhsatlarının düzenlendiği…
Söz konusu saha ile ilgili, henüz İşletme ruhsat talebinde bulunulmadığı ve 3213 sayılı Maden Kanunun 7. maddesi kapsamında alınması zorunlu, mülkiyet, ÇED izni ve GSM ruhsatı alınarak Genel Müdürlüğümüze verilmediğinden, işletme izni düzenlenmediği tespit edilmiştir.
4 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı kuruluş olarak kurulan, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat, Görev, Yetki ve Sorumlulukları düzenlenmiştir. Bu görevler kapsamında devletin hüküm ve tasarrufu altındaki madenlerde, işletmeye uygun alanlarda, işletmeye elverişli ekonomik bir cevherin bulunması durumunda ruhsatların verilmesi, denetimi, projelerinin incelenmesi ile ilgili madencilik faaliyetleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı adına Genel Müdürlüğümüzce yürütülmektedir. Ayrıca 3213 sayılı Maden Kanunun 7. Maddesi kapsamında, Çevresel Etki Değerlendirmesi “Olumlu” olmayan ruhsat sahalarına Genel Müdürlüğümüzce işletme izni verilmemektedir. Maden Kanununa istinaden verilen işletme ruhsat sahaları belli periyodlar ile denetlenmekte ve denetim sonucuna göre işlem tesis edilmektedir. Dilekçenizde yer alan hususlar, sahada yapılacak madencilik faaliyetlerinin çevresel etkileri ve yerleşim alanına yakınlık ile ilgili olduğundan, Kanunun 7. maddesi kapsamında alınması zorunlu mülkiyet, ÇED izni ve GSM ruhsatı düzenlenmesi aşamasında, söz konusu izinleri düzenleyecek olan kurumlar tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bilginize sunulur.”
Fındık bahçeleri ve bal ormanları tehdit altında
Bölge halkı, nesiller boyu, fındık ve ormancılık ile yaşamını devam ettiriyor. Maden aranacak olan bölge ve çevresindeki köylerde, yaklaşık bin aile, gelirini fındık bahçelerinden elde ediyor.
Ruhsat alan Mavera Madencilik‘in maden arayacağı bölgede kalan köylerde ve bölgede doğal hayatın yok edilmesinden, ormanların ve diğer canlıların zarar görmesinden endişe duyduklarını belirten bölge halkının verdiği bilgilere göre, maden arama ve çıkarılması düşünülen ormanlık alanlarda, kestane meşesi, ceviz ormanları gibi ağaç türleri ile birlikte nesli tükenmekte olan diğer canlılar mevcut. Derelerde kırmız benekli alabalık türleri yaşıyor, birçok endemik bitki türü mevcut. DSİ tarafından inşa edilen içme suyu göletleri de maden sahası içinde kalıyor.
Yedigöller Doğal Tabiat Alanı‘na kuş uçuşu 7 km. mesafede olan maden sahası, Düzce-Akçakoca Demirciönü Tabiat Koruma Alanı‘nın sınırında. Bölgedeki ormanlık alanlar tarihi, bal ormanları.
Alanda, IV. Grup; yani altın, gümüş, bakır, manganez, çinko vb. madenleri aranacak. Kaymakamlara resmi yazı ve ilgili haritaların geldiğini öğrendiklerini ancak ne kendilerine ne de muhtarlara bilgi verilmediğini söyleyen bölge halkından; çevre gönüllüsü Çetin Yılmaz, süreci şöyle anlatıyor:
“Maden Kanunu‘nda 2017 yılında yapılan değişiklikle, arama ve sondaj çalışmalarına artık Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü veriyor. Bunun için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu da istenmiyor. Ancak sondaj başladıktan ve vatandaşlar dava açtıktan sonra ilgili bakanlık ÇED süreci başlatıyor. Biz de şimdi bu süreçteyiz.”
Ruhsat iptali için bölgedeki köylerde yaşayanlar Av. Yakup Okumuşoğlu ve Av. Pembe Mine Yılmaz‘a toplu vekalet vermeye başladı.
Yağmur ve ‘yoğun güvenlik’ önlemi altında protesto
Geçen hafta sonu, maden arama çalışmalarına karşı, bölge halkı bir protesto gösterisi gerçekleştirdi. Akçakoca, Devrek, Çaycuma ve Ereğli’den vatandaşların da destek verdiği, yoğun yağmur altında yapılan eylemde jandarma yoğun “güvenlik önlemi” aldı.
Basın açıklamasına, maden sahasında kalan Fındıklı Köyü adına köy muhtarı Bayram Sezgin, CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğrul, CHP Ereğli ve Alaplı İlçe Başkanı, TİP Ereğli İlçe Başkanı, DSP Alaplı ilçe başkanı, TEMA Vakfı temsilcisi, hukukçular ve çevre köylüleri katıldı. Burada konuşan Ertuğrul, “Vatan savunması sadece savaşarak olmaz. Taşına, toprağına, suyuna, ağacına sahip çıkmak gerek. Doğayı katledecek olan madenciliğe karşı durmak, vatan savunmasıdır” dedi.
Çevre gönüllüleri adına konuşan Çetin Yılmaz da, yöre halkının maden ruhsatı iptal edilinceye ve madencilik şirketi bölgeden çekilene kadar birlikte mücadele edeceğini söyledi. Eylemde Devrek TEMA temsilci Faik Mekik ve Çaycuma‘dan çevre aktivisti Fahri Bozbaş da birer konuşma ve gösteri yaptı.
Köylülerden şirkete ve bakanlığa: Madene ve talana izin vermeyeceğiz
Protesto eyleminde Fındıklı köyü adına yapılan açıklamada, Zonguldak Valiliği’nin yöre halkını bilgilendirmemesi eleştirildi:
“Bizler, Anayasa’nın 56’ncı maddesinde yurttaşlara yüklenen çevreyi koruma ve geliştirme sorumluluğumuzun bilincindeyiz.
MTA, ormanlarımızda ve tarım alanlarımızda yüzeysel arama yöntemi ve jeoloji kampı adı altında kayaları kırarak numune topluyor.
Ayrıca, bakanlık yazısında Mavera bir şirkete, yaşam alanlarımızın içinde hangi yöntem ile yapacağı belli olmayan maden arama ruhsatı verildiği açıkça ifade ediliyor.
Alaplı’da Aşağı Dağ köyü Sınırları içinde 2015-219 yıllarında Öksüt Madencilik altın aramış; bu şirketin Kanadalı Centarra Gold’un yerli taşeronu olduğu daha sonra ortaya çıkmıştı.
Maden arama ruhsatı alan Mavera Madencilik’in de uluslararası sömürü madenciliği yapan şirketlerin taşeronu olduğundan şüphemiz yoktur.
Bizler, yaşadığımız bölgeye, ülkemize ve doğal hayata karşı sorumluluk duyan yurttaşlar olarak, yerin altını üstüne getiren on binlerce ağaç ve orman canlısını yok edecek, sularımızı ve çevreyi etkileyecek olan açık madenciliği istemiyoruz.
Bölgemizde İliç’teki gibi bir çevre ve doğa katliamı yaşanmasını istemiyoruz.
Gelecek nesillere ve doğal hayata sözümüz var. Köyümüzü, ormanlarımızı, tarlamızı, sularımızı yağmalatamayacağız. Yaşam alanlarımıza mahkemelerde sahip çıkacağız.
Mavera şirketi; gelmeyin, istemiyoruz. Ormanlarımızı size vermeyiz.
Enerji Bakanlığı; bize sormadan verdiğiniz ruhsatı iptal edin. Siyanür ile yaşamak, İliç olmak istemiyoruz.
Alaplı, Devrek, Akçakoca ve tüm Batı Karadeniz Bölgesi olarak hep birlikte; maden ve talana hayır diyoruz.”
Eyleme katılan köylülere emniyet kemeri cezası
Bu arada basın açıklamasına katılmak üzere eylem alanına araçlarıyla giden köylülerin hepsine “emniyet kemeri” takmadıkları için trafik cezası kesildi.
Köylüler, tek tek kimlik kontrolü yapan jandarmanın uygulamayla ilgili emri Zonguldak Valisi’nin verdiğini söylediğini anlattı.
Verilen trafik cezalarıyla ilgili Alaplı halkının açıklaması da şu şekilde:
“21.09.2024 tarihinde köylerimiz sınırlarında yapılması planlanan maden arama çalışmalarına karşı duyduğumuz endişeyi ve tepkimizi dile getirmek için toplanma yerine gitmek üzere yola çıktığımızda, Jandarma tarafından köy yolunda durdurulup emniyet kemeri kontrolü adı altında cezai işleme maruz bırakıldık. Bu işleme karşı mahkemeye başvurarak kesilen cezalara itiraz ettik/ edeceğiz.
Köyümüz ve çevresinde yapılması planlanan maden arama faaliyetleri, yalnızca doğayı ve yaşam alanlarımızı değil, aynı zamanda kültürel mirasımızı ve köyümüzün geleceğini de tehdit etmektedir. Bu tür faaliyetler, su kaynaklarımızı, tarım alanlarımızı ve hayvancılığımızı olumsuz etkileyecek ve çevresel tahribata yol açacaktır. Bizler, doğal güzelliklerimizi ve yaşam alanlarımızı korumak için oradaydık ve demokratik haklarımızı kullanarak sesimizi duyurmak istiyorduk.
Cezalar, köylüleri sindirmeye ve katılımı azaltmaya yönelik
“Köy yolunda normal şartlarda uygulanmayan emniyet kemeri denetimlerinin ani bir şekilde yapılması ve köylülerimize cezalar kesilmesi, tamamen köylülerimizi sindirmeye ve söz konusu basın açıklamamıza katılımı azaltmaya yönelik bir girişimdir. Bu tür denetimlerin, köylüleri maden karşıtı eylemlerden caydırmak amacı taşıdığı açıktır. Bu idari işlemlerle kimlerin korunduğunu sormak istiyoruz.
Bu tür denetimlerin köylüleri sindirme ve çevresel yıkımı engellemeye çalışan bizleri yıldırma amacı taşıdığını düşünüyoruz. Jandarma tarafından yapılan bu denetimlerin zamanlaması ve uygulama şekli, yasal ve demokratik haklarımızı kullanmamızı engellemeye yöneliktir. Biz köylüler olarak, köyümüzün geleceğini koruma kararlılığımızdan vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz.
Bu uygulamaları gerçekleştiren yetkilileri, hukukun ve adaletin yanında olmaya ve görevlerini tarafsız bir şekilde yapmaya davet ediyoruz. Yetkililerin görevi, halkı sindirmek değil, halkın haklarını korumak ve kollamaktır. Bizler, köylüler olarak doğamızın, yaşam alanlarımızın ve kültürel değerlerimizin yok edilmesine karşıyız ve bu mücadelemizde geri adım atmayacağız.
Köylüler olarak, doğamızı, suyumuzu ve toprağımızı koruma mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bizlere baskı yaparak, cezalar keserek bu mücadeleyi durduramazsınız. Bizler, demokratik haklarımızı kullanarak sesimizi duyurmaya ve yaşam alanlarımızı korumaya devam edeceğiz.”