Haber: Çetin YILMAZ
*
Düzce‘deki Kaplandede Dağı‘nda maden arama izni alan Ovabahçe Tarım Hayvancılık Enerji Üretim Sanayi Ticaret Anonim Şirketi‘nin vereceği doğa tahribatına karşı yurttaşlar Akçakoca‘ya bağlı Kurukavak köyünde bir araya gelerek “Madene geçit yok” dedi.
Akçakoca, Düzce ve Çilimli bölgesinden Kaplandede Dağı bölgesine gelen çok sayıda yurttaşın katıldığı toplantıda maden arama izni alan şirketin vereceği tahribata karşı tepki gösterildi.
Toplantıda söz alan Kurukavak köylüsü kadınlar, ‘Bizim için köyümüz altın, başka altına gerek yok, bu madencileri burada istemiyoruz, asla çoluk çocuğumuzun haklarını onlara yedirmeyeceğiz, canımız pahasına köyümüzü savunacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Toplantıda Türkiye’de çıkarılan maden ve siyanürün ne denli zararlı olduğunu belirten konuşmalar yapıldı.
Kurukavak köyünde yapılan bilgilendirme toplantısına köy muhtarları, çevrede yaşayan köylüler, Kurukavak Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı Kemal Yılmaz, Türkiye Çevre Platformu (TURÇEP) Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Toker, Batı Karadeniz Çevre Platformu (BAKÇEP) üyeleri, Karadeniz Ereğli Çevre Platformu (KERÇEP) üyesi ve çevre aktivisti Çetin Yılmaz, Hayvan Hakları Türkiye Aktif Güç Birliği Platformu (HAYTAP) Düzce İl Temsilciliği üyeleri, çevre aktivistleri bir araya gelerek, olabilecek sıkıntılar hakkında görüş alışverişinde bulundu.
Kurukavak Sosyal Yardımlaşma Derneği başkanı Kemal Yılmaz yaptığı konuşmada, yaşam alanlarının tahrip edilmesine göz yummalarının asla söz konusu olamayacağını söyledi. Yılmaz, hukuki süreç başta olmak üzere ellerinden gelen her girişimde bulunacaklarını belirtti.
Toplantıda söz alan Kurukavak köyü muhtarı Fahri Karslıoğlu ise maden arama ruhsatı verilen Kaplandede Dağı’nda yaşam alanlarının, su varlıklarının tahrip edilmesine karşı olduklarını ve bugüne kadar kendilerine kamu otoritesi tarafından sağlıklı hiçbir bilgilendirme yapılmadığını belirterek maden arama izninin iptal edilmesini istedi.
‘Çevre siyaset üstüdür’
Bilgilendirme toplantısında söz alan çevre aktivisti Çetin Yılmaz ”Burada bulunmamızın sebebi ağaçlardır, deredeki sudur, balıklardır, topraktır, insandır, yaşama mücadelesidir, tabi ki hepimizin arasında farklı düşünenler olacak, kesinlikle burada bir siyasi konu yoktur, ben Akçakoca’da maden araması gündeme geldiğinden beri buradayım, bu sorun sadece Akçakoca’nın sorunu değil, Batı Karadeniz bölgesi, bilmediğimiz bir güçler sayesinde hedefe oturtulduk, bizim toprağımıza göz koydular, bizim ağaçlarımıza, bizim sularımıza göz koydular, dolayısıyla bizim yaşamımıza da göz koydular çünkü siyanür insanı öldürüyor, kurbağayı, ağacı, böceği, kuşu öldürüyor, bütün canlıları öldürüyor, böyle bir süreçte 225 tane altın madeni arama ruhsatı verildi” dedi.
‘Akçakoca’nın mücadelesi, İliç‘te ölenlerin mücadelesidir’
Çetin Yılmaz konuşmasının sonunda, “Bir çevreci olarak şunu söylemek istiyorum; artık Akçakoca’nın mücadelesi, Alaplı’nın, Devrek‘in, Zonguldak’ın, Yığılca‘nın, Çilimli‘nin ya da Ordu‘nun, İliç‘te ölenlerin mücadelesidir. Biz mücadele etmediğimiz taktirde biz mücadeleyi bugün kaybederiz. Hedefimizde altın firmaları var ve bu firmalara peşkeş çekenler var, biz Akçakoca’yı vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye Çevre Platformu YK üyesi Mehmet Toker ise yaptığı konuşmada, “Bizler İliç’i gördük, her şeyi gördük; Türkiye’de neredeyse tüm coğrafyasını İliç’e döndürme çabası var. Burası İstanbul‘a su veren bir alan, tüm Marmara’ya su veren kaynakların olduğu alan. Bu bölgenin değil, tüm Türkiye’nin sorunu bu” dedi.