Kocaeli su zammını geri çekti sıra diğerlerinde

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi 2019 Ocak ayından itibaren şebeke suyuna yapılması planlanan yüzde 23,5 oranında zammını iptal etti[1].

Büyük şehir belediyeleri her sene Ocak ayından itibaren geçerli olacak şekilde Tüketici Fiyat Endeksi oranında suya zam yapıyor. Ancak bu sene Kocaeli halkı bu zamdan muaf olacak. Belediye başkanı İbrahim Karaosmanoğlu bu kararın hükümetin başlattığı Enflasyonla Topyekûn Mücadele Kampanyası’na destek kapsamında alındığını belirtti.

Geçen sene de su zammına indirim yapılmıştı

Geçen sene de bu zamanlarda benzer vakalar yaşanmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında 2019 seçimlerinde belediyelerin performans kriterlerine dair çeşitli tüyolar verilmişti. Tüyoların bir kısmı belediyelerin içme suyu, atık su, şebeke ve arıtma tesisleri gibi özelliklerine dairdi. Hemen ardından büyük şehir belediyeler bir biri ardına suda fiyat indirimine gidileceklerini duyurdu. Konutlara verilen şebeke suyuna İstanbul’da %5, Bursa’da %10 ve Balıkesir’de %25 fiyat indirimi yapılmıştı[2].

İstanbul’da su fiyatları hızla büyüyor

İstanbul’da bu sene suya zamda indirim olup olmayacağını önümüzdeki günlerde anlayacağız. İstanbul Su ve Kanalizasyon idaresi (İSKİ)  geçen sene sadece yüzde 5’lik bir indirimle göz boyamayı tercih etmişti. Enflasyonun TÜİK verilerine göre bir önceki yılın Ekim ayına göre yüzde 25,24 olarak gerçekleştiği bir zamanda İSKİ’nin indirim yapacağını umut etmek pek gerçekçi değil elbette. Üstelik konutlara verilen şebeke suyunun 1. kademe birim fiyatı 5,27 TL (Bkz. tablo 1) iken İSKİ Kocaeli Belediyesi gibi zam yapmasa bile vatandaşın hali harap. Su fiyatları 2017 yılının Ekim ayında 4,50 TL iken 2018’de 5,16 TL’ye çıktı. Yani İstanbul’da suya bir sene içinde yüzde 14,7’lik zam geldi. 2015 yılından beri su fiyatı her ay enflasyon oranına göre yeniden belirleniyor.

Tablo 1. İSKİ 2018 yılı su birim fiyatları
Kaynak: http://www.iski.gov.tr/web/assets/SayfalarDocs/subirimfiyatlari/2018_Su_Birim_Fiyatlari.pdf

Su faturasında başka kalemler de var

Üstelik su faturası hanenin su tüketiminin fiyatlandırılmasından ibaret de değil. Atıksu Bedeli, Kullanılmış Suları Uzaklaştırma Bedeli (KSUB), Bakım Bedeli, Çevre Temizleme Vergisi ve KDV gibi düzenli ek vergi ve maliyet unsurları da eklendiğinde faturalar kabarıyor. Su Hakkı Kampanyası’nın 2016’da yaptığı bir çalışmaya göre su faturalarının yaklaşık yüzde 20’sini bu ek vergi ve maliyet unsurları oluşturuyor[3]. İstanbul’da dört kişilik bir ailenin su faturasının düşünelim. Bu ailenin çok tasarruflu bir şekilde ayda sadece 10 m3 su kullandıklarını kabul edersek[4] birinci kademe su tarifesi içinde kalacakları için salt su bedeli olarak ödeyecekleri miktar Kasım ayı itibariyle 52,7 TL olacaktır. Buna bahsettiğimiz ek maliyet ve vergileri de eklediğimizde su faturası 66 TL civarında olmaktadır.

Suya bütçemizin ne kadarını ayırıyoruz?

Üstelik İstanbul’da evlere verilen şebeke suyu temiz olmasına rağmen içilecek kalitede ve lezzette olmadığı için halkın büyük çoğunluğu damacana suyuyla içme ihtiyacını gidermektedir. Günde kişi başına 2 litre su içildiğini hesaba kattığımızda dört kişilik bir ailenin aylık içme suyu 240 litreyi bulmaktadır. Yani dört kişilik bir ailenin bir ayda ortalama 8 TL olan damacanalardan yaklaşık 13 tane kullanması beklenir. Bunun mali karşılığı 104 TL tutmaktadır. Kullanım miktarlarını minimumda tutarak yaptığımız bu hesaba göre bile asgari ücretle geçinen 4 kişilik ailenin aylık su masrafı (şebeke suyu ve içme suyu birlikte) 170 TL’ye çıkmaktadır. Yani asgari ücretle geçinmeye çalışan bir ailenin aylık masraflarının yüzde 11’i sadece suya gitmektedir. Suyumuz gerçekten de pahalıdır.

Suyumuz uluslararası standartlara göre de pahalı 

Peki, dünya standartları bu konuda ne diyor? Birleşik Devletler Çevre Koruma Ajansı’na (EPA) göre su masrafı hane giderlerinin yüzde 2’sini geçmemelidir[5]. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’na (UNDP) ve Birleşik Krallık Çevre, Ulaşım ve Bölgeler Departmanı’na (DETR) göreyse bu oran yüzde 3’ü aşamaz. OECD de benzer şekilde su masrafının aile bütçesinin yüzde 3-5’i arasında olması gerektiğini savunur[6]. Yani İstanbul’da suya ödediğimiz para uluslararası standartlara göre de oldukça pahalıdır.

Belediyeler ne yapmalı?

Kocaeli Büyükşehir belediyesinin su için planladığı 2019 zammını geri çekmesi olumlu bir gelişme. Zira enflasyon yüzde 25’i bulmuşken zaten pahalı olan suyumuza bir de zam yapılırsa vatandaşın beli iyice bükülecek. Nitekim su bir insan hakkı. Su lüks bir tüketim maddesi değil varlığı ve yokluğu ölüm kalım meselesi. Fiyatı ne kadar yükselirse yükselsin insanlar suya muhtaç. Ve fiyatı yükselen su bütçede diğer ihtiyaçlara ayrılan kalemin daralmasına ve yoksulun daha yoksullaşmasına neden oluyor. 2019 yılında başta İSKİ olmak üzere bütün belediyelerin Kocaeli Belediyesi’nin aldığı kararı örnek alıp uygulaması gerekiyor.

Son notlar

[1] Kocaeli Fikir (5 Kasım 2018). 2019 Yılında Kocaeli’nde suya zam yok. https://kocaelifikir.com/haberler/gundem/2019-da-kocaeli-de-suya-zam-yok/21159

[2] Akgün İlhan (9 Aralık 2017). Su meselesi mi, oy meselesi mi? Yeşil Gazete. https://yesilgazete.org/blog/2017/12/09/su-meselesi-mi-oy-meselesi-mi/

[3] Su Hakkı Kampanyası (Ocak 2016). Suyumuzdan Para Kazanıyorlar. https://www.suhakki.org/2016/01/rapor-suyumuzdan-para-kazaniyorlar/

[4] Ayda 10 m3 suyun 4 kişilik bir aile için düşük bir miktar olduğunu belirtelim. TÜİK’in 2016 yılı verilerine göre İstanbul’da çekilen kişi başı günlük ortalama su miktarı 189 litre olarak hesaplandı. http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24874 Bunun yaklaşık dörtte birinin kayıp olduğu İstanbul’da kişi başına yaklaşık 142 litre olduğunu ortaya çıkıyor. Bu veriden yola çıktığımızda dört kişilik bir ailenin ayda yaklaşık 17 m3 su kullanması beklenecektir. Ayda 17 m3 su ise suyun birim fiyatı 2. kademeye göre 7,72 TL’den hesaplanacak ve sadece su bedeli bile 131 TL’yi bulacaktır. Buna ek vergi ve maliyetleri eklediğimizde su faturası 164 TL civarında olacaktır.

[5] Elizabeth Mack ve Sarah Wrase (2017). A Burgeoning Crisis? A Nationwide Assessment of the Geography of Water Affordability in the United States. PLOS ONE 12(4): e0176645. https://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0169488

[6] OECD (2009). Managing Water for All: An OECD Perspective of Pricing and Financing. http://www.partnershipsforwater.net/tc/TC_Tools/105720_OECDManagingWaterforAllAnOECD

Dr. Akgün İlhan

Akgün İlhan
Akgün İlhanhttps://akgunilhan.blogspot.com
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı’nı 1996’da bitirdi. Önce Hacettepe Üniversitesi Eğitim Programları bölümünde (2002) ve sonra İsveç Enstitüsü bursu ile Lund Üniversitesi Uluslararası Çevre Bilimi (2005) ana bilim dalında yüksek lisanslarını tamamladı. UNESCO Su Bilimleri Bölümü’nde (Paris) tüm dünyada 100’den fazla büyük nehir havzasını kapsayan su yönetimine halk katılımı temalı “Çevre, Yaşam ve Politika için Hidroloji”(HELP) adlı bir projeyi yürüttü. 2005’te Barselona Otonom Üniversitesi (UAB) Çevre Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü’nde (ICTA) Politik Ekoloji dalında başladığı doktorasını Katalan Hükümeti bursu ile tamamladı (2010). Aynı dönemde (2005-2008) Avrupa Birliği fonlu Bütünleşik Sürdürülebilirlik Değerlendirme Yöntem ve Araçları (MATISSE) adlı projede araştırma görevlisi olarak çalıştı. İspanya’da Eco-union adlı STK’da profesyonellere yönelik eğitim programları da veren Akgün (2006-2009), 2012-2018 arasında da Su Hakkı Kampanyası’nda (İstanbul) çalıştı. Çeşitli dergi ve kitaplarda yazıları olan Akgün, ”Yeni Bir Su Politikasına Doğru: Türkiye’de Su Yönetimi, Alternatifler ve Öneriler” (2011) adlı kitabın yazarıdır. Ayrıca Açık Radyo’da önce Su Hakkı’nı (2012-2018) hazırlayıp sunmuştur. 2018 yılından bu yana ise Sudan Gelen adlı programın yapımcısıdır. Akgün ayrıca 2016 yılından beri Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nde ”Çevre ve Turizm” ile ”Sosyal ve Çevresel Perspektiflerden Sürdürülebilirlik” adlı lisans dersleri vermektedir. Akgün aynı zamanda 2019-2020 Mercator-İPM Araştırmacısı olarak Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde çalışmaktadır.

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Otoban

Otoban yapılmaya başlanmasıyla birlikte şehrin küçük nüfusunu oluşturan otomobil sahipleri yayalara değil, yayalar onlara tabi kılınmaya başlandı.

Kazdağlarını savunmak ve kurumların sessizliği: Yeni toplumsallık

'Üzerinde düşünülmesi gereken, neoliberal pratiklerle frenlenmiş toplumsal dinamik ve mekanizmaların baskı ve zor araçlarıyla kuşatıldığı şartlarda nasıl bir direnişin örülebileceğidir.'

Tanrı ve şiddet

İlahi şiddetin amacı hukuksal bir yaptırım ya da düzen değil, aksine kurbandır.

Açık Radyo’dan mesaj var: Buradayız, hazırız, neşemiz daim!

'Kainatın tüm seslerine açık' Açık Radyo,, sesini kesmek isteyenlerine inat cıvıl cıvıl, hareketli, ziyaretçi akınından başını kaldıramadan 30. yaş gününe ve dinleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

Kazdağları, yeniçeriler, madenler: Enter! – Gizem Kastamonulu

Cengiz Holding, hukuku da yanına alarak bakır madeni için Kazdağları'nda ağaç kıyımına başladı. Bu talanı durdurmak için Kirazlı'daki sesi yeniden yükseltmekten başka çaremiz yok.

EN ÇOK OKUNANLAR