3. köprü – Derya Sazak

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki kilitlenmenin ‘üçüncü köprü’ lobisini harekete geçireceği belliydi.
Açıklama Kadir Topbaş’tan geldi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı,’Üçüncü köprüye karşı çıkanlar şimdi ne diyecek?’ diye soruyor.
Oysa İstanbul’u felç eden ‘köprü faciası’ tam da üçüncü köprüye gerek olmadığını savunanları haklı çıkarmıyor mu?
Sol bu gerçeği ta 1960’larda gördü ve İstanbul’un iki yakasını köprüyle bağlamanın nüfusu patlatacağını,kenti yaşanmaz kılacağını anlatmaya çalıştı.’Köprü köprüyü doğuracak’ ve yenilerine ihtiyaç olacaktı.
Kırk yıl sonra geldiğimiz nokta,bu tezi haklı çıkartıyor.
1970’lerde daha iyi bir planlama ve ‘alternatif’ yollarla İstanbul’u kilitleyen trafiğin bir kısmı ‘Körfez geçişi’ üzerinden Çanakkale’ye kaydırılabilirdi.Şehir o zaman,Avrupa ve Anadolu yakasında daha dengeli büyüyebilirdi.Sanayi ve yerleşim alanları arasında eşgüdüm kurulabilir milyonlarca insan ve araç hergün iki kıtayı geçmek zorunda kalmazdı.
Kuşkusuz bunları tartışmak için çok geç.
Köprüyü bir ‘kalkınma ikonu’ haline getirenler o gün olduğu gib bugün de ‘üçüncü köprüye karşı çıkmayı’ ütopik solculuk olarak görüyorlar.
Doğru,’İstanbul’a köprü yerine Hakkari’ye giderek Zap’a köprü yapan’ 68 kuşağının Türkiye sevdası vardı.Ve onlar ‘kalkınma’ adına herşeyin ranta tahvil edildiği kapitalist düzene karşıydılar.
‘Zap köprüsü’ aynı zamanda o zaman ‘Doğu sorunu’ diye tanımlanan Kürt halkına uzanan bir dostluk projesiydi.
Günümüzün HES direnişleri gibi çevreyi,insanı önceliyordu.
‘Üçüncü köprü lobisi’ kuzeydeki son yeşil alanları da katlederek kenti yağışsız,soluksuz bırakmayı göze alabiliyor.
Oysa sadece deniz yolunu teşvik bile trafiği rahatlatabilir.
İstanbul’daki eziyetin altında ‘üçüncü köprü’ tuzağının yattığını görebiliyoruz.
Mimarlar,Kadir Topbaş gibi düşünmüyor.
Taraf’a konuşan Mimar İhsan Bilgin’in çarpıcı değerlendirmeleri var:
“İstanbul’un yaşadığı trafik cehennemi,üçüncü bir çevre yoluna ihtiyaç olduğunu değil,tersine olmadığını kanıtlamaktadır.İstanbul’da trafiğin kilitlenmesi ve felç olması ancak olağanüstü koşullarda söz konusu olmaktadır.Dolayısıyla biz ne kadar şikayet etsek de trafik son kertede akmakta ve işlemektedir.İstanbul’un trafiği Londra,Paris,New York gibi batılı metropollerden bile daha akışkan gözükmektedir.
Üçüncü köprü tartışmalarının alevleneceğinin önceden belli olduğu bir sırada köprülerin aynı anda bakıma alınması ‘işte trafik işlemiyor’ algısını pekiştirmek üzere tasarlanmış bir manipülasyon olabileceği izlenimini de doğurmaktadır.’’
Uzmanlar,’üçüncü köprü’den önce Marmaray geçişinin beklenmesi gerektiğini de savunuyorlar.
Köprüye gidecek kaynaklar metro sisteminin tamamlanmasında kullanılabilir.

Derya Sazak – Milliyet

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR