Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Yeşiller Partisi eş sözcülerinin TİP’ten milletvekili adaylığı neden önemli?

0

Yeşiller Partisi’nin eş sözcüleri Özlem Teke ve Koray Doğan Urbarlı, 14 Mayıs seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi (TİP) listesinden, İstanbul 2. ve 3. bölge milletvekili adayı oldular. Bu adaylıklar yeşil siyasi hareketin tarihindeki önemli anlardan birini oluşturuyor. Bir türlü büyüyemeyen ve görünür olamayan yeşil siyasi hareketin inişli çıkışlı tarihindeki belirleyici anlardan biri.

Yeşiller’in siyasi bir hareket olarak en önemli sorunu seçimlere katılıp oy pusulasında yer alan, yani seçmenin karşısına çıkıp sözünü söyleyen ve siyasi gücünü sınayan bir parti olamaması oldu. Bu da küçük kalmasıyla, istikrarlı siyasi yapılar kuramamasıyla ve Türkiye’nin siyaset sahnesinde hep biraz yabancı görülmesiyle ilgili. Bazı açılardan sosyalist sola benzese de siyasi yelpazede Yeşiller (baştan beri AB yanlısı, kalkınmacı olmayan, resmi ideolojiye ve her türlü milliyetçiliğe uzak, küresel sorunlara fazla açık bir parti olarak) daha ayrıksı bir yer aldı. Tabii bunda ülkenin bir türlü normalleşemeyen, sürekli krizlerle ve kritik seçimlerle sarsılan siyasi atmosferinin de etkisi büyük. (Yeşiller Partisi’nin 40 yıllık tarihine kısa bir bakış için buraya tıklayabilirsiniz.)

Kısa bir adaylık tarihçesi

Yeşiller’in seçim deneyimleri Kürt siyasi hareketiyle sol partilerin yaptığı ittifaklar içinde başladı. 1988’de kurulan ve 1994’te kapatılan ilk Yeşiller Partisi herhangi bir seçime katılmamıştı. İkinci partinin kuruluş çalışmaları 2002’de başladı, ancak ara dönemde, ilk partinin genel başkanlarından Bilge Oykut’un (Contepe) 1995 genel seçimlerinde Emek Barış ve Özgürlük Koalisyonu içinde HADEP Muğla 1. sıra adaylığı önemli bir başlangıç noktasıdır.

İkinci parti kurulmadan hemen önce 2007 seçimlerinde Neriman Gül Eren Bursa’dan ve Bilge Oykut (Contepe) İzmir 2. bölgeden “bağımsız yeşil aday” oldular. İkinci Yeşiller Partisi’nin bir yıl sonra kurulmasında, ulusal medyada da yer alan bu kampanyaların sağladığı deneyim önemliydi.

Ardından, ikinci partinin 2008’de kurulmasından birkaç ay sonra yapılan 2009 yerel seçimlerinde altı bölgede gösterilen bağımsız yeşil adayların kampanyaları geldi. (Parti sadece beş ilde örgütlüydü ve kendi logosuyla seçime giremiyordu.)

Yeşiller Partisi 2011 genel seçimlerinde BDP ve sol partilerin oluşturduğu Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nu destekleyerek aktif olarak çalıştı, ancak aday çıkarmadı. Hemen ardından kurulan Halkların Demokratik Kongresi’nin kuruluşunda da aktif rol oynayan Yeşiller Partisi, bu süreçte EDP ile birleşerek 2012’de kurulan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) iki kurucu bileşeninden biri oldu. Yeşiller, 2016’da yapılan Büyük Kongre’den sonra Yeşil Sol Parti’den ayrılarak, 2020’de, resmî kuruluşu, örgütlenmesi ve seçimlere katılması o günden beri (Süleyman Soylu tarafından Anayasa suçu işlenerek) engellenen üçüncü Yeşiller Partisi’ni kurdular. Bugün, o zamandan beri yapılan ilk seçim süreci içindeyiz.

Yeşil Sol Parti’nin, 14 Mayıs seçimlerine Emek ve Özgürlük İttifakı’nın taşıyıcı partisi olarak girmesini yeşil adaylıklar içinde değerlendirmek mümkün değil. Ancak Kürt siyasi hareketinin ana partisinin kapatılma tehdidi altında olması nedeniyle yaratılan alternatifin yeşil sol bir partinin öncülüğünde yapılması elbette önemli. Seçmenin “yeşil” bir siyasi partinin ismini oy pusulasında ilk kez bu bağlam içinde görmesi de ilginç olacak. (Gerçi adayların bile “Yeşil Sol Parti adayıyım ama tabii aslında HDP” diye konuşması, bu süreci Yeşil Sol’un vekaleten yürüttüğünün fazla vurgulanmasına neden oluyor. Bunun neden böyle tercih edildiğini, belki daha sonra tartışmak üzere paranteze alalım.)

TİP listelerinden adaylık

Yeşiller Partisi’nin eş sözcülerinin TİP listelerinden aday gösterilmesinin bence üç önemi var:

1- 21 Eylül 2020’de kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığı’na veren üçüncü Yeşiller Partisi, İçişleri Bakanlığı tarafından sistematik bir şekilde baskı altına alındı, Anayasa çiğnenerek (bu mahkeme kararıyla sabit) kurulması engellendi. Bu bir tür parti kapatmadır. Böylece İçişleri Bakanlığı, Yeşiller Partisi üzerinden, partileri kurulmadan kapatabileceğini göstermiş oluyor. Eğer iktidar değişmezse ve Halkların Demokratik Partisi kapatılırsa, aynı yöntem HDP’nin yeniden kurulmasını engellemek veya rejimin hoşuna gitmeyen başka bir parti için de kullanılabilir.

Bu konuda ilk olarak anlamamız gereken şey şu: İçişleri Bakanlığı’nın bu hukuksuz engellemesi bir tesadüf değil. Daha önce 1994’te bir kez kapatılan Yeşiller Partisi, bu kez de kurdurulmuyor. Bunun çeşitli siyasi nedenleri olabilir. AB yanlısı olmaktan, LGBTİ+ haklarını cesur bir biçimde savunmaya ve ekoloji meselesinin hükümetin yumuşak karnı olmasına kadar… Ancak bu süreçte parti kurucularının en ufak bir ihmali veya prosedürel bir problem yok. AKP’nin yarattığı korku ikliminin de etkisiyle sosyal medyada bir ara böyle yorumlar yapılıyordu, ancak idari mahkemenin İçişleri Bakanlığı’nı Anayasa’yı ihlalle suçlayarak parti kurucuları lehine verdiği karar da elimizde, rejimin ne olduğunu da biliyoruz.

İşte bu ortamda, 30 aydır kuruluşu engellenen bir partinin, kamuoyunda görünür biçimde seçimlere katılması hayati önem taşıyor. Eş sözcülerin aday olması da ayrıca önemli. Bu adaylık AKP hükümetinin hukuk tanımayan, baskıcı yönetimine yönelik bir meydan okuma. (Adaylardan Koray Doğan Urbarlı’nın İstanbul 2. bölgede, AKP’nin birinci sıra adayı Süleyman Soylu’nun rakibi olması da anlamlı.) “Bizi siyaset yapmaktan ve seçimlere katılmaktan alıkoyamazsınız” demek bu. Yeşiller Partisi, bir nedenle bu seçimde aday olma cesaretini göstermeseydi, kendisine yönelik “kapatma” sürecinde geri adım atmış olurdu.

Bu anlamda Türkiye İşçi Partisi’nin, Yeşiller Partisi’ni aday listelerinde yer olmak için davet etmesi de siyaset tarihine geçecek önemde bir dayanışma ve demokratik direniş örneği oldu. Millet İttifakı’nın ve Emek ve Özgürlük İttifakı’nın taşıyıcı partileri de böyle bir dayanışma gösterebilirlerdi, ancak yapmadılar.

2- Yeşiller Partisi’nin 30 aydır kurulmasının engellenmesi, yani örtülü kapatma süreci, yeşil siyasi hareketin büyümesini engelledi. Zira bu blokaj olmasaydı partinin belki de seçimlere girecek kadar örgütlenmesi ya da bir şekilde ittifaklarda yer alarak daha güçlü bir şekilde adaylar çıkarması, böylece yeşil siyaseti büyütmesi mümkün olacaktı. Eş sözcülerin aday olması ve seçim kampanyası, görünürlük sağlayarak partiye yeni üyeler kazandırabilir ve 2,5 yıldır engellemelerden ve örgütlenememekten yorulan üyelerin yeni bir siyasi heyecanla bir araya gelmesini sağlayabilir. Üstelik her seçim süreci, küçük boyutlu da olsa parti örgütleri için mesajlarını topluma aktarma yolunda bir deneyimdir.

3- Tabii en önemlisi, yeşil siyasetin Meclis’te temsil edilmesi olasılığının kendisi. Özlem Teke ve Koray Doğan Urbarlı’nın, Yeşiller Partisi’nin birikimi ve uzman kadrosunun desteğiyle TBMM’de yer alması, özellikle iklim, çevre ve yeşil ekonomi politikaları açısından büyük fark yaratır. Hatta Yeşiller’in iki eş sözcüsünün Meclis’te olmalarının, yeni bir parti grubu değerinde olacağını iddia edebiliriz. Burada Yeşil Sol Parti’nin çevre, ekoloji, iklim krizi ve yeşil ekonomi alanında söz söyleyebilecek herhangi bir aday göstermemiş olduğunu, CHP’nin ve Millet İttifakı partilerinin de bu konularda uzman çok az sayıda aday gösterdiğini eklemek gerekir. Zaten Millet İttifakı’nın seçimi kazanacağını varsayarsak, CHP ve ittifakın diğer partilerinden seçilebilecek “çevreci” adaylar iktidar milletvekili olacaklar demektir. İklim politikaları ve çevre-ekoloji alanında kim muhalefet edecek? Keşke TİP de seçilmesi daha kolay sıralardan yeşil ve çevreci adaylar gösterebilseydi.

Sonuç olarak Yeşiller Partisi’nin Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını ve Emek Özgürlük İttifakı’nı açıkça destekleyerek ve TİP’in dayanışmacı tavrı sayesinde 14 Mayıs seçimlerine girmesini önemli buluyorum. AKP’den ve Tayyip Erdoğan’dan kurtulmamıza az kalmış olabilir. Yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Yeşiller bu dönemde rolünü oynamalı. Bu konuda yazmaya ve konuşmaya devam…

 

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.