Editörün SeçtikleriManşetTürkiye

Yeşil Gazete Amasra maden faciasının araştırma komisyonu taslak raporuna ulaştı

0
amasra, maden faciası raporu
Fotoğraf: AA

ANKARA- Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait maden ocağında 14 Ekim 2022 tarihinde yaşanan ve 42 madencinin hayatını kaybettiği grizu patlamasını araştırmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kurulan ‘Amasra Maden Kazasını Araştırma Komisyonu’ oluşturulmuştu. Komisyon, raporunu Meclis Başkanlığı’na henüz sunmadı. Komisyon rapor yazımını tamamlamak üzere 25 Ocak’tan itibaren bir aylık ek süre talebinde bulunmuştu. Komisyonun 15 günlük ek süre uzatımı talep ettiği ve bugün itibariyle raporun Milletvekillerine ulaştırıldığı öğrenildi.

O taslak rapora Yeşil Gazete ulaştı. Raporda şu ifadelere yer verildi:

  • Grizu patlamaları büyük ölçüde patlatma kaynaklıdır. Metanlı ocaklarda patlatma yapılması konusunda kapsamlı bir mevzuat hazırlanmalıdır.
  •  Mevzuatımızda güvenlik açısından çok sayıda düzenleme bulunmasına rağmen uygulamada sorunların olduğu görülmektedir.
  • Mühendislik hesapları yapılmadan patlayıcı madde kullanımına son verilmelidir.
Enerji Bakanı’ndan Bartın katliamı açıklaması: TTK tüm önlemleri alıyor, son denetimde sorun görülmedi
Amasra’daki maden katliamı sonrası ocak müdüründen ‘istifa’ sorusuna ilk yanıt: Bir şey diyemeyeceğim
Amasra maden faciasına ilişkin iddianame hazırlandı

Bartın’ın Amasra ilçesinde Meydana Gelen Maden Kazasının Tüm Yönleriyle Araştırılarak Benzer Kazaların Önlenmesine Yönelik Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu‘nun 120 maddelik sonuç ve öneriler bölümünde yer alanlar şöyle:

İdarİ Yaptırımlar
  1. İş kazalarında ihmal ve kusuru bulunanlara uygulanan cezai müeyyideler ve iş teftişlerinde denetim sırasında tespit edilen iş sağlığı ve güvenliğini tehlikeye atan eksiklikler konusunda ihmal ve sorumluluk sahibi olanlara uygulanan idari yaptırımların caydırıcılığı artırılmalıdır.
  2. Ruhsatsız işletildiği tespit edilen ve kapatılan madenleri işleten kişilere hapis cezası verilmesi ve bu kişilerin ömür boyu madencilik faaliyetlerinden men edilmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
  3. Madencilik mevzuatı gözden geçirilmeli, kömür madenciliğine ilişkin tüm faaliyetler için ayrı bir mevzuat düzenlemesi yapılmalıdır.
  4.  Madenlerde iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminin oluşturulması, iş güvenliği ikliminin iyileştirilmesi ve bunun sürdürülebilir kılınması için madencilik faaliyetlerinin tek bir çatı kuruluş altında toplanmasını sağlayacak, uluslararası standartlarda, bağımsız bir ulusal maden iş sağlığı ve güvenliği kurumu kurulmalıdır.
Kader, plan ve ‘kaderin planı’
Bartın’da grizu patlaması: ‘Kader planı’na tepki yağıyor
ÇHD, Bartın patlamasıyla ilgili iki bakanın tutuklanmasını talep etti: Delilleri karartma güçleri var
Yine kömür, yine ölüm: Bartın’daki patlamada 41 maden işçisi yaşamını yitirdi
Havza madenciliği
  1.  Maden sahaları, yapısal jeolojileri dikkate alınarak faylara ve diğer düzensizliklere göre mümkün olan en büyük ölçekte ruhsatlara ayrılmalı ve bu şekilde rezerv kaybının en aza indirilmesi ve sahaların güvenli projeler ile işletilmesi sağlanmalıdır. Bir diğer ifadeyle; ülkemiz yer altı kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde çıkarılabilmesi için havza madenciliği ön planda tutulmalıdır.
  2. Mevcut maden arama ruhsatlarında; (IV. Grup (b), (c) ve (ç) bendi ruhsat sahaları) işletme ruhsatı talebi halinde en az 3 farklı lokasyonda minimum 500 metre karotlu/kırıntılı sondajların ve gerekli teknolojik testlerin yapılması ve yapılan fiili çalışmalara ait koordinatlı çalışma fotoğraflarının verilmesi hususu şart koşulmaktadır. Ancak özellikle kömür madenlerinin işletme ruhsatları talebi esnasında; sahanın jeolojisine bağlı olarak, mevcut cevherleşmenin geometrisini ortaya çıkarabilmek ve yine sağlıklı işletme ruhsatı sınırları belirleyerek güvenilir işletme projeleri hazırlamak, daha kapsamlı sondaj çalışmaları gerektirebilmektedir. Dolayısıyla her sahaya özgü sondaj çalışmaları yapılması ve diğer parametrelerin de yine söz konusu sahaya ait koşullara göre belirlenmesi ve bu sahaların denetlenmesinde de tecrübeli jeoloji mühendislerinin/personelin görevlendirilmesi gerekmektedir.
havalandırma
  1. Gazlı ocaklar için ayrı bir havalandırma mevzuatı hazırlanmalıdır.
  2.  Havalandırma projelerinin her ocağın özel şartları dikkate alınarak hazırlanması, ocak faaliyet değişikliklerine bağlı olarak güncellenmesi ve ilgili kurum/kuruluşlar tarafından onaylanarak uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir.
  3. Bir üretim panosunda kirlenen ve değişik oranlarda gazlar içeren havanın bir başka üretim panosunda giriş havası olarak kullanılması hem çalışanların sağlığı hem de yanıcı gazların alarm seviyelerine ulaşması açısından riskli bir ortam oluşmasına neden olur. Özellikle ani gaz boşalması yaşanması durumunda bu seri havalandırma çok ciddi sorunlara yol açabilir. Yer altı maden işletmelerinde her üretim panosunun bağımsız havalandırılmasını sağlayan ve seri havalandırmayı yasaklayan bir düzenleme hayata geçirilmelidir.
  4. Hava kapılarının izlenmesi ve izleme verilerinin kayıt altına alınması prosedürlerinin oluşturulması gereklidir.
  5. Havalandırma sisteminin denetimi ile hava ölçüm ve analizleri için yeterli sayıda ve nitelikte personel görevlendirilerek, söz konusu denetim, ölçüm ve analizlerin düzenli olarak yapılması sağlanmalıdır. Görevlendirilecek personelden en az birinin 5 yıl ve daha fazla yer altı madenciliğinde tecrübeli maden mühendisi olması zorunlu olmalıdır.
Hava Hızı ve Yolları
  1. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği Yeraltı Maden İşlerinin Yapıldığı İşyerlerine ilişkin Ek-3’te yer alan hava hızı ve yolları ile ilgili Madde 8.3.’teki 327 hüküm, özellikle tali pervanelerle havalandırılan hazırlık galerileri açısından uygulamada bazı tereddütlere neden olmaktadır. Hava hız limitleri daha açık ve tereddüte neden olmayacak şekilde yeniden yazılmalıdır. Aynı madde içinde ocağın tamamının ya da bir bölümünün havalandırılması için kullanılan hava yollarında olabilecek en az kesit ve en fazla hava hızları da belirlenmelidir.
  2. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği Ek-3 Madde 8.4.’te; “İnsan ve malzeme taşımasında kullanılan kuyularda, lağımlarda, ana nefeslik yollarında, eğimli ve düz yollarda, hava hızı, saniyede 8 metreyi geçmez” hükmü yer almaktadır. Madde hükmündeki ifadeye göre çok küçük kesitlerde açılan bir hava yolu ile küçük ve orta büyüklükteki bir maden ocağı 8 m/s hız limitine uyarak havalandırılabilir. Ancak bu durum teknik yönden çeşitli sorunlara neden olma riski taşımaktadır. Oluşabilecek olumsuzlukları önlemek açısından hava yolları için minumum kesit ve maksimum hız değerleri birlikte belirlenmelidir. Örneğin; hava yollarının kesitleri 8m2 ’den daha az olmayacak tahkimat malzemeleri ile açılacak ve bakımları yapılacaktır. Hava yolları içine yapılacak bekleme barajlarının açık olan kesiti galeri kesitinin 2/3’ünden daha az olmamalıdır. Ayrıca madde metninde geçen “insan ve malzeme” ifadesinin “insan veya insan ve malzeme” şeklinde düzenlenmesi teknik olarak daha doğru olacaktır.
Tali Havalandırma ile Çalışılabilecek Yerler
  1. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği Ek-3 Madde 10.7.’de; “…Tali havalandırma sadece ana havalandırma akışı ile bağlantısı bulunan hazırlık ve kurtarma çalışmalarının yapıldığı yerlerde uygulanır” hükmü yer almaktadır. Ancak söküm işlerinde de kör çalışma koşulları oluşmaktadır. Bu durumda ana hava akışından yararlanılamamakla birlikte mevzuat gereği tali havalandırma kullanılmasına da izin verilmemektedir. Benzer bir durum mekanize ya da yarı mekanize ayaklarda tavan ve taban yollarında ayak arkası tarafında kalan birkaç metrelik konveyörlerin baş kısımlarının konumlandığı alanlar ve dik damarlarda uygulanan üretim yöntemleri (kara tumba, yüksek basınçlı hava patlatmalı kazı) için de geçerlidir. Hava, ayak içinde dönmesine rağmen bu kısımlara kısa devreden dolayı uğramamaktadır. Bu nedenle buralarda gaz birikme tehlikesi oluşmaktadır. Ancak mevzuat hükmü gereği bu bölümler de tali olarak havalandırılamamaktadır. Havalandırma sorununa yönelik mevzuatta çalışma yöntemi ya da havalandırma yöntemine ilişkin düzenleme yapılmalıdır.
Yedek Havalandırma
  1. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği Ek-3’te yer alan havalandırma grubu ile ilgili Madde 10.13.’teki “her biri tek başına ocağın havalandırılmasını sağlayacak güçte” ibaresi teknik olarak yerinde değildir. Aynı güçte iki havalandırma grubunun sağlayabileceği basınç farkları ve hava miktarları farklı olabilir. Bu nedenle mevzuat hükmü yedek havalandırma grubu için “aynı hava hızı ve basınç farkını olabildiğince sağlayacak birbirleri ile özdeş ve ocakta yeterli/uygun havalandırmayı sağlayabilecek” şeklinde düzeltilmelidir.
Metan Yönetimi (Oranı, Degaj, Metan Birikmiş Alanlar, Drenaj)
  1. Ülkemizde metan içeren linyit/taşkömürü sahaları için metan drenajını da içeren metan yönetim sistematiği geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Metan drenajı ile ilgili mevzuat düzenlemesi yapılmalıdır.
  2. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği Ek-3; Madde 8.5.’te yer alan “yüzde 2’den çok metan” ifadesi, “yüzde 1,5’ten çok metan” olarak değiştirilmelidir. Bu madde gereğince metan oranı yüzde  1,5’i geçen yerlerde devre kesiciler tarafından kesilen enerjinin tekrar verilmesi için kullanılan “şartlar düzelmedikçe yeniden verilemez” ifadesi işletmelerde metan oranının yüzde 1,5 oranına düşmesi olarak uygulanmaktadır. Bu durum sürekli olarak bu seviyelerdeki metan oranında çalışmayı normalleştirmekte ve risk algısını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu ifade değiştirilerek tekrar enerji verilmesi için metan oranının yüzde 1’in altına düşmesi şartı getirilmelidir.
  3. Dizel ekipmanların kullanıldığı yer altı ocaklarında ortamda azot oksit (NOx) gazlarının ölçümü ve sınır değerleriyle ve ortamda ölçülen karbonmonoksit değeri 50 ppm üzerine çıktığında hangi zaman aralığında hangi işlerin yapılacağıyla ilgili düzenleme yapılmalıdır.
  4. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin Ek-3 Madde 10.14., 10.15. ve 10.17. gibi maddelerinde metan oranının sınır değerlerine ilişkin hükümler yer almaktadır. Söz konusu sınır değerlerin aşıldığı durumlarda asgari olarak; – Olay tarihi, saati ve yeri, – Olay yerinde bulunan çalışanlar, – Gaz değerinin neden yükseldiği, – Müdahale için kimlerin görevlendirildiği, – Müdahalede neler yapıldığı, – Gaz değerlerinin ne kadar süre sonra normale döndüğü, -Durumun tekrarlanmaması için öneriler, maddelerini ihtiva eden ve işveren ile üst düzey yetkililerin de imzasını taşıyan tutanaklar tutulmalıdır.
  5. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği Ek-3 Madde 10.1.’de yer alan; “Yeraltı çalışmalarında yanıcı veya patlayıcı ortam oluşması riski meydana getirecek miktarda metan gazı çıkma ihtimalinin olduğu yerler grizulu kabul edilir.” hükmü değiştirilerek bütün yer altı kömür işletmeleri “grizulu” kabul edilmelidir. Bütün kömür damarları oluşum süreçlerinde geçirdikleri fiziksel ve kimyasal süreçlere bağlı olarak değişen oranlarda metan gazı içerirler. Jeolojik olarak aynı sahada yer alan kömür damarları da geçirdikleri tektonizmaya bağlı olarak farklı koordinatlarda değişen oranlarda metan içerebilirler. Bu nedenle herhangi bir kömür sahasının “yanıcı veya patlayıcı ortam oluşması riski meydana getirecek miktarda” metan içermediğini söylemek mümkün değildir. Dolayısıyla bütün yer altı kömür işletmeleri “grizulu” kabul edilerek ani gaz boşalmaları ve patlamalara karşı önlemler eşit ölçüde alınmalıdır.
  6. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin Yeraltı Maden İşlerinin Yapıldığı İşyerlerine ilişkin Ek-3’te yer alan kontrol sondajları ile ilgili 12.5.1., 12.5.2. ve 12.5.3. maddeleri degaj riskinin önceden belirlenmesi ve önlem alınması için gerekli açıklıkta değildir. Bu maddeler, kontrol sondajlarının yönü, sayısı, uzunluğu, gaz ölçümlerine göre alınacak tedbirler vb. detayları içerecek şekilde, ilgili tarafların görüşleri alınarak yeniden düzenlenmelidir.
  7. Boşaltılan ocaklara veya kısımlarına, ancak, daimi nezaretçi veya görev başında bulunan en üst dereceli sorumlu kişinin izniyle ve belirleyeceği güvenlik önlemlerine uyularak girilebilmesi sağlanmalıdır.
  8. Geçici olarak çalışmaya ara verilmiş, tehlikeli gazların bulunduğu bacalar, bu gazların kontrolsüz olarak dışarıya çıkamayacağı şekilde barajlanmalıdır.
Merkezi Gaz İzleme, Sensörler ve Erken Uyarı Sistemi
  1. İlgili mevzuat hükümlerine yer altı kömür işletmelerinde merkezi gaz izleme sensörlerinin lokasyonları ile ilgili belirleyici bir mesafe standardı getirilmelidir.
  2. Yer altındaki atmosferik şartlar olarak tabir edilen hava kalitesi ve zararlı gazların konsantrasyonunu ölçen sabit sensörlerin kurulum konumlarını ve prosedürlerini, portatif sensörlerin kimlerde bulunması gerektiğini içeren talimat, yönerge veya yönetmeliklerin oluşturulması gereklidir.
  3. Merkezi gaz izleme ile irtibat prosedürleri geliştirilmelidir. Telsiz kullanılan yer altı maden iş yerlerinde ateşleyici ve merkezi gaz izleme irtibatlarının telsiz kayıtlarının kayıt edilebilir olması da gerekmektedir.
  4. Madenlerde, merkezi gaz izleme sistemi ile entegre çalışan erken uyarı sistemi bulunmalıdır.
  5. Merkezi gaz izleme sensörlerine ait en az 3 yıllık verinin dijital ortamda saklı tutulması zorunluluğu getirilmelidir.
  6. Merkezi gaz izleme servisinde her zaman Merkezi İzleme Operatörü Ulusal Meslek Standardında tanımlanan bilgi ve becerilere sahip en az 2 çalışan bulundurulmalıdır. Merkezi gaz izleme servisinde görev yapan personelin belirli aralıklarla ocağa girerek sensörlerin kurulu bulundukları yerleri görmeleri, kalibrasyon ve devre kesici kontrol çalışmalarına katılarak çalışma alanlarındaki değişimleri takip etmelerine imkan verecek düzenlemeler yapılmalıdır.
  7. Merkezi gaz izleme servislerinin, çalışanların çalışma süresince merkezden ayrılmalarını gerektirmeyecek donanımda yapılmış olması ve içeride çalışanların dikkatini dağıtacak etmenlerin bulunmaması ile ilgili hususlar mevzuatta açıkça yer almalıdır.
Yer Altı Ekipman, Makine ve Teçhizat
  1. Yer altı kömür madeni iş yerlerinde kullanılan mekanik ve elektrikli ekipmanın seçimi, kurulması, uygun yerlere yerleştirilmesi, hizmete alınması, işletilmesi, elektrik kablolarının özellikleri, elektrik kablo eklerinin nasıl yapılacağı ile elektrikli ve mekanik ekipmanların kurulum, muayene, tamir, bakım ve testlerinin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı ile ilgili ayrıntılı standart ve kılavuzlar güncellenmelidir.
  2. Yer altında kullanılan sabit ve portatif cihazların konumlarını personel takip sistemi ile eşleştirilerek takibinin sağlanması gereklidir.
  3. Yer altı madenciliğinde çalışanların çalışma yerlerine ulaşımını sağlayacak mekanik araçların belirlenmesi, belirlenen mekanik araçlarla ilgili imalat standartlarının ve insan taşınmasında alınacak güvenlik önlemlerinin tespit edilmesi, kurulumdan sonra ilk kullanımda uygunluk onayının ve devamında periyodik kontrollerinin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı vb. detayları kapsayan düzenleme yapılmalıdır.
  4. Yer altı makina, ekipman ve teçhizatın Uluslararası Elektroteknik Komisyonu’na (International Electrotechnical Comission System for Certification to Standards Relating to Equipment for Use in Explosive Atmospheres-IECEx) tabi sertifikasyon revizyonlarının yapılabildiği akredite olmuş kuruluş sayısı artırılmalı ve revizyonlardan sonra testler yapılmalıdır.
  5. Her madende exproof ekipmanların muayene, bakım ve onarımlarını yapmaya yetkinliği kanıtlanmış en az bir teknik elemanın çalıştırılması zorunlu olmalıdır. Yer altı kömür madenlerinde exproof ekipmanların sürekli toza maruz kalması, yerlerinin sık sık değiştirilmesi gibi durumlar nedeniyle periyodik kontrolleri en az yılda 2 kez yapılmalıdır.
  6. Ocağa giriş ve çıkış kontrolünün daha etkin sağlanabilmesi için ocak girişlerine kamera sistemleri kurulmalıdır.
  7. Maden üretiminde kullanılan makine ve teçhizatın çoğunluğu yurtdışı menşeli özel üretilmiş sertifikalı ürünlerdir. Söz konusu malzemeleri yerli ve milli imkânlarla üretmek amacıyla kamu ve özel sektör ayrı ayrı çalışma yapmaktadır. Bu tür çalışmalar; test ve belge düzenleyici birimler ve ilgili diğer birimlerin de içinde bulunduğu; kamu, sanayi, üniversite ve meslek odaları arasındaki iş birliğini geliştirecek bir çatı oluşturularak teşvik edilmelidir.
  8. Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler ile İlgili Yönetmelik öncesindeki exproof ekipmanların kullanımı ile ilgili Avrupa Birliği ATEX Daimi Komisyonu‘nun (ATEX Standing Commitee) görüşü alınarak Uluslararası Elektroteknik Komisyonu tarafından onaylanmış olan ülkelerin exproof teçhizatlarının kullanımının tekrar değerlendirilmesi yerinde olacaktır.
Termal Konfor Değerleri
  1. Termal konfor ile ilgili mevzuatta bulunan eksiklik giderilmelidir. Nem, kuru ve yaş sıcaklıklar, bu sıcaklıklara hava hızının etkileri birlikte ele alınarak uluslararası standartlara uygun sınır değerler getirilmelidir. Ayrıca ocağın çeşitli bölgelerindeki çalışma alanlarına göre de sınır değerler belirlenmelidir.
Planlar
  1. Ocak planlarının tamamının dijital hale getirilerek güncel tutulması ve yetkili kurumlar ile paylaşılmasını sağlayan bir platform oluşturulmalıdır.
Otomatİk Devre Kesiciler
  1. Otomatik devre kesicilerin işlevlerini yerine getirip getirmediğini kontrol edecek testlerin belirli periyotlar ile yapılarak kontrollerinin sağlanması, devre kesicilerin bağlı bulunduğu röle verilerine ulaşılabilir olmasının temini, elektrik tesislerinin projelerinin uzman kişiler tarafından onaylanmasından sonra uygulamaya geçirilmesinin sağlanması gerekmektedir. Mevzuatta devre kesici kontrol (test) süreçlerinin hangi aralıklarda yapılacağını ve test kurallarını belirleyen bir düzenleme yapılmalıdır.
Kontrol Sondajı
  1. Kontrol sondajlarının takip yöntemi belirlenmelidir. Kontrol sondajlarının imalat planlarına işlenmesi ve ayrıntılı bir biçimde vardiya raporlarında güncel kayıt altına alınarak arşivlenmesi zorunlu olmalıdır. Bu kayıtların yanı sıra; sondajın yapıldığı noktada bulunan tahkimat üzerine silinmez boya ile tarih ve sondaj uzunluğunun yazılması gibi pratik yöntemler de uygulanabilir.
Tozla Mücadele
  1. Bütün çalışma alanlarına taş tozu serpilmelidir. Özellikle ayak baş ve dip taban yollarında ayak bağlantısına kadar; hazırlık taban yollarında ise arına 10-20 metre mesafeye kadar düzenli olarak taş tozu serpilmesi zorunluluğu getirilmelidir. Her yer altı kömür işletmesinin kullanacağı taş tozu miktarı sağlık ve güvenlik dokümanında belirtilmelidir.
Kömür Araştırma Enstitüsü
  • Kömür sahalarının verimli ve güvenli olarak üretilebilmesi için aşağıda başlıklar hâlinde verilen bilimsel araştırmaların ivedilikle yapılması zorunludur. Bu çalışmaları organize etmek üzere, bir kömür araştırma enstitüsü kurulmalıdır. Enstitü tarafından yürütülmesi gereken araştırma konuları aşağıda sıralanmaktadır. Kurulacak olan enstitü;
  • a) Tavan taşı göçme mekanizmasının incelenmesi, verimli ve güvenli bir üretim için yapılması gereken müdahale yöntemlerinin belirlenmesi,
  • b) Kömür damarı, tavan ve taban birimleri metan içeriklerinin belirlenmesi ve dağılım haritalarının çıkarılması,
  • c) Metan drenaj ve yayılım modellerinin yapılması,
  • d) Tüm hazırlık ve özellikle üretim aşamalarının sayısal modelleme kullanılarak gerilme-deformasyon analizlerinin yapılması,
  • e) Kömürün kendiliğinden tutuşma özelliklerinin gerçekçi yöntemlerle belirlenmesi ve yangın risk dağılım modellerinin hazırlanması,
  • f) Havalandırma ağ analizlerinin ayrıntılı olarak yapılması ve göçük içerisine hava sızıntı mekanizmasının anlaşılması ve önlemlerin geliştirilmesi,
  • g) Göçük içerisi gaz izleme yöntemlerinin geliştirilmesi ve yangınla mücadele ile ilişkilendirilmesi,
  • h) Yer üstü tasman izleme yönteminin uygulanması,
  • i) 3 boyutlu pasif sismik izleme yöntemiyle, tavan göçük hareketlerinin ve ocaktaki duyarlılık koşullarının izlenmesi,
  • j) Toz yönetimi, 333 konularını araştıracak ve yer altı kömür ocaklarına yönelik güvenli ve verimli, yeni teknolojik üretim yöntem ve stratejilerini geliştirecektir.
Patlayıcı Madde Kullanımı
  1. Grizu patlamaları büyük ölçüde patlatma kaynaklıdır. Metanlı ocaklarda patlatma yapılması konusunda kapsamlı bir mevzuat hazırlanmalıdır.
  2.  Mevzuatımızda güvenlik açısından çok sayıda düzenleme bulunmasına rağmen uygulamada sorunların olduğu görülmektedir. Patlayıcı madde kullanımı; uygulamada, yaygın olarak ateşleyicilerin (barutçu) ve maden işçilerinin (üretim ya da hazırlık ustası) inisiyatifinde yürütülmektedir. Mühendislik hesapları yapılmadan patlayıcı madde kullanımına son verilmelidir. Patlatma paternleri ve hesaplarının hazırlanmasındaki öncelik, denetimlerde gösterilmesi değil uygulamada güvenliğin sağlanması olmalıdır.
  3. Ateşlemeler öncesinde, gaz ölçümü mutlaka ateşleyici ve nezaretçi ile birlikte çift ölçümleme ile yapılmalıdır.
  4. Ülkemiz mevzuatında kömürde ve taşta patlatma için açılan delikler arası mesafe ve bir seferde atılacak azami delik sayısı konusunda bir kısıtlama bulunmamaktadır. İlgili Yönetmelikte bu iki konuda düzenleme yapılmalıdır.
Atmosferik Koşullar
  1. Gazlı yer altı kömür madenleri ile bölge meteoroloji istasyonları arasında bir protokol imzalanarak ocak dışı atmosferik koşullarda (barometrik basınç, sıcaklık, nem, yağış) meydana gelen değişikliklerin maden işletmesi ile paylaşılması sağlanmalıdır.
  2.  Ocaklarda kuyu başlarına ocak dışı atmosferik koşulları sürekli olarak ölçen ve elde edilen verileri gaz ölçüm sistemi ile entegre eden bir istasyon kurulmalıdır.
  3.  Atmosfer basıncında oluşacak ani ya da aşamalı azalmalara göre ikaz ve alarm seviyeleri belirlenerek, alınacak önlemler sağlık ve güvenlik dokümanında belirtilmelidir.
Yer Altı Maden Yangınları
  1.  Yer altı kömür madeni iş yerlerinde kendiliğinden yanmanın (kızışmanın) erken tespiti ve alınması gereken tedbirlere ilişkin detayları belirten rehber/kılavuz hazırlanmalıdır.
  2. Yangın söndürme için kullanılacak olan tüm alet ve malzemelerin, işveren tarafından görevlendirilen uzman bir kişi tarafından en az üç ayda bir veya daha kısa aralıklarla incelenmesi ve her incelemenin raporunun hazırlanmasıyla ilgili düzenleme yapılmalıdır.
Hayat Hattı
  1. Yer altı maden işletmelerinde, hayat hattına ulaşım ve geçiş yolları ile hayat hattının bulunduğu güzergâhta düzgün zemin şartlarını sağlayan hiçbir engel barındırmayan bir yürüme hattı oluşturulması için mevzuatta ek bir düzenleme yapılmalıdır.
Aspiratör, Vantilatör
  1. Havalandırma sisteminin ters çevrilebilir özellikte olması gerektiğine ilişkin mevzuat hükmü yeniden değerlendirilerek, çift yönlü havalandırmanın genel prensip olarak değil ocağın yapısına ve havalandırma projesine uygun şekilde münhasıran belirlenmesi yerinde olacaktır.
  2. Ocağın tamamının ya da bir kısmının havalandırması için kullanılan mekanik araçların (pervaneler) arızalanması ya da başka herhangi bir nedenle işlevini yapamaz duruma gelmesi halinde ocağın havalandırdığı bölümüne iş güvenliği faaliyetleri dışındaki bütün işlerin durdurulmasını sağlayacak bir düzenleme yapılmalıdır. Ocağın bir kısmı ya da tamamı birden fazla pervane ile havalandırılıyorsa bunlardan bir tanesinin arızalanması halinde de aynı önlemlerin alınması konusuyla ilgili hükümler bu düzenlemede yer almalıdır. Örneğin aşağıdaki hükümler mevzuata eklenebilir:
  • Aspiratörlerin arızalanması halinde, derhal yedeğinin devreye alınması için gerekli önlemler alınır. Yedeğinin de devreye girmediği durumlarda en kısa süre içinde çalışanların tahliyesi sağlanır. Durum daimi nezaretçiye, yoksa görev başında bulunan sorumlu kişilere bildirilir.
  • Vantilatörlerin arızalanması halinde en kısa süre içinde çalışanların tahliyesi sağlanır. Havalandırılmayan bölgeye insan girişini engelleyecek önlemler alınır. Durum daimi nezaretçiye, yoksa görev başında bulunan sorumlu kişilere bildirilir. Aynı bölgenin havalandırmasını sağlayan birden fazla vantilatörün olması halinde bunlardan bir tanesinin devreye alınamadığı durumlarda da aynı önlemler alınır.

 

  • 6.2. İş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemine ilişkin ilave öneriler:
Sürdürülebilir Bir İSG Yönetİm Sistemi
  1. Yer altı kömür işletmelerinin güçlü ve sürdürülebilir bir iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi kurabilmesi için ISO45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi standardına sahip olması teşvik edilmelidir.
  2. Her madende iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili kalite yönetim sistemleri zorunlu hale getirilmelidir. Bununla birlikte üst yönetimin iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu olduğu ilgili mevzuatta açık şekilde belirtilmelidir.
  3. Maden iş yerlerinin iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hizmetleri, ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden alması uygulamasına son verilmeli; her maden iş yerinin kendi iş sağlığı ve güvenliği bölümü ile yetkin ve yeterli kadroları bulundurması zorunluluk haline getirilmelidir.
Sektöre Özel İSG Kanunu ve Yönetmeliği
  1. Yer altı kömür madenciliği için sektöre özel bir işçi sağlığı ve güvenliği mevzuatı çıkarılmak üzere çalışma başlatılması gerekmektedir. İlgili yasa ve yönetmelikler hazırlanırken ILO ve ilgili diğer uluslararası sözleşmeler, standart ve normlar dikkate alınmalıdır. İSG mevzuatı ile ilgili olarak bilimsel temelli açıklayıcı tebliğler ve rehberler hazırlanmalı, detaylı hükümler içeren ikincil mevzuat yapısı oluşturulmalıdır.
  2. Yürürlükte olan Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nin, Yeraltı Maden İşlerinin Yapıldığı İşyerlerinde Uygulanacak Asgari Özel Hükümler başlıklı Ek3 bölümü de yer altı maden işletmeleri için iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tüm risk etmenlerini içeren kapsamlı ve detaylı münferit bir yönetmelik haline getirilmelidir.
İş Güvenliği Uzmanlığı
  1. İş güvenliği uzmanlarının özlük hakları, denetledikleri işverenlere mali bağımlılıklarını ortadan kaldırılacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
  2. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun ‘İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları’ başlıklı 8. Maddesinin beşinci fıkrası uyarınca iş güvenliği uzmanlığı ile ilgili olarak sektörel düzenleme uygulamaya geçirilmelidir.
  3. Kamu iş yerlerinde çalışan mühendislerden İş Güvenliği Uzmanı Belgesi olanlar aylık 80 saat süreyle iş güvenliği uzmanlığı görevi yapabilmektedir. İş güvenliği uzmanlarının ikili çalışma sistemine son verilerek etkin bir hizmet yürütmesini sağlayacak düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
  4. İş güvenliği uzmanlarının çalışma saatleri düşürülmeli, bir uzmanın bakabileceği iş yeri sayısına makul bir sınır koyulmalıdır. Uzman görevlendirmeleri için yolda geçen süreler dâhil edilerek, çalışma süreleri yeniden ele alınmalıdır.
Rİsk Değerlendirme
  1. Ülkemizdeki yer altı kömür madenleri gaz içeriğine, kömürün kendiliğinden yanma yatkınlığına ve kömür tozunun patlayıcı özelliğine göre yeniden sınıflandırılmalı ve nicel verilerle risk değerlendirmeleri yapılmalıdır.
  2. Risk yönetiminin temel aşamaları olan risk planlama, risk analizi, risk değerlendirme ve risk kontrol yöntemleri madenin planlaması aşamasında yapılmalı ve uygulama sırasında da hayata geçirildiğinden emin olunmalıdır.
  • 6.3. Mesleki eğitim ve İSG eğitimine ilişkin ilave öneriler:
İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi
  1. Maden iş yerlerinde verilen yıllık 16 saatlik zorunlu iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin süreleri artırılmalı; söz konusu eğitimler mevzuat hükmünün yerine getirilmesi için değil, sürekli iyileştirme prensibi ile maden çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yerleştirilmesi için verilmelidir.
  2. Yer altı kömür sektöründe çalışanlara verilmesi gereken iş sağlığı ve güvenliği eğitimi; genel iş sağlığı ve güvenliği konularının yanı sıra yer altı kömür madenciliğine özel olarak düzenlenmiş konuları da içermelidir.
  3. İş sağlığı ve güvenliği eğitim ihtiyaç analizi yapılmalı, eğitim etkinlik analizleri yapılmalı, teorik eğitim sonunda çalışanların pratik eğitime tabi tutularak teorik bilgilerini tatbik edip edemedikleri test edilmelidir.
  4.  Görsel materyaller ile iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri etkinleştirilmelidir. Madencilik faaliyetlerinin yürütüldüğü işletmeden başlayarak üretim, organizasyon, İSG, riskli haller vb. tüm konuları kapsayan eğitim animasyonları işletmeler bazında hazırlanarak tüm çalışanların açık erişimine sunulmalıdır.
Meslekİ Eğitim
  1. Mühendis kademelerinde, yapılan işe yönelik sertifika içeriklerinin olması gereklidir. Mühendislerin içerisinde bulunması gereken süreçler aşağıdaki şekilde sıralanabilir: (i) işe başlama eğitimleri, (ii) stajyer mühendislik, (iii) vardiya mühendisliği, (iv) hazırlık, üretim, iş sağlığı ve güvenliği, havalandırma, mekanizasyon, elektrik vb. özel konularda uzmanlaşan mühendis.
  • a) İşe başlama eğitimi; hangi kademede olursa olsun işe yeni başlayacak kişilerin çalışılacak iş ortamını, iş yerinin prosedürlerini ve genel iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verildiği bir eğitim olmalıdır.
  • b) Stajyer mühendislik; mühendisin hazırlık çalışmaları, üretim, iş sağlığı ve güvenliği, havalandırma, mekanizasyon elektrik gibi madende bulunan bütün teknik konuları kapsayan işlerde belirli bir süre, sorumluluk almadan öğrenme ve tecrübe kazanmasına yönelik çalıştığı süre olarak tanımlanabilir.
  • c) Vardiya mühendisliği; işin kendisine tarif edildiği ve kurallarda belirtildiği şekilde yapılmasını sağlayan, hangi görev, yetki ve sorumlulukların belirleneceği mühendis olarak tanımlanmaktadır.
  • d) Çalışacağı alana yönelik uzmanlaşan mühendisler ise dördüncü kademe sertifikaya sahip olmak için çalışacağı alana yönelik yeterlilikleri içeren bir sertifikasyon eğitimine sahip olmalıdır.
  1. Özellikle havalandırma, ulaşım/nakliye yolları, tahkimat ve elektrik gibi özel branşlarda mühendislerin olduğu gibi işçilerin ve yöneticilerin de ilgili eğitimleri almaları sağlanmalıdır.
  2.  Yönetim kademesinde çalışacak mühendisler; belirlenecek hazırlık çalışması, üretim, iş sağlığı ve güvenliği, havalandırma, mekanizasyon ve elektrik gibi bütün uzmanlaşma alanlarında çalışmış olmalı ve buna ek olarak beşinci kademe sertifikaya sahip olma şartı aranmalıdır. Beşinci kademe sertifikalar da yönetime yönelik yeterlilikleri içermelidir.
  3. Çalışanların OFK maskesi kullanım eğitimi teorik ve pratik olarak yaptırılmalı, bu uygulamalı eğitimler yer altındaki çalışma alanlarında da verilmeli, etkinliği tatbikatlarla ölçülmeli ve konuya ilişkin mevzuat düzenlemesi yapılmalıdır.
  4. Maden işletmelerinin yoğun olarak bulunduğu şehirlerde (örneğin Zonguldak, Manisa/Soma, Bartın, Kütahya) maden işçilerinin yetiştirilmesi için madencilik mesleki ve teknik anadolu liseleri ve meslek yüksekokulları açılmalıdır. Maden işçisi alımlarında bu okullardan mezun olan kişilere öncelik verilmelidir.
  • 6.4. Denetim ve teftiş mekanizmasına ilişkin öneriler:
İş Müfettişliği
  1. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın iş müfettişi kadroları maden mühendisliği başta olmak üzere ilgili mühendislik bölümü mezunlarıyla güçlendirilmelidir.
İş Durdurma
  1.  İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 25. Maddesinde işin durdurulması ile ilgili hükümde yer alan ‘hayati tehliketanımının yeniden ve yoruma ihtiyaç duyulmayacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve alt mevzuatta hangi durumlarda işin durdurulacağı ile ilgili açık düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
  2. Hakkında işin durdurulması kararı uygulanan iş yerlerinde, karara esas teşkil eden iş sağlığı ve güvenliği eksikliklerini gidermeden üretim faaliyetlerinin devam edip etmediğinin kontrolünün hangi mercilerce yapılacağı hususu düzenlenmelidir.
İç Denetim
  1. İlgili mevzuata madenlerde iç denetim mekanizması kurulması ile ilgili düzenlemeler yapılmalıdır. İç denetim; maden işçileri, iş güvenliği uzmanları, mühendisler, yöneticiler ve işvereni de kapsamına alan, tehlike ve risklerin etkin bir şekilde tespit edilerek giderildiği bir mekanizma olarak kurgulanmalıdır. Örneğin; çalışanların iş yerindeki tehlike ve riskleri işverene bildirmesi ve gerekli tedbirler alınmazsa ilgili bakanlıklara ihbarda bulunabilmesi için çalışanlar açısından yasal güvence oluşturulmalıdır.
Dış Denetim
  1. Ülke genelinde yer altı kömür maden iş yerlerinde programlı ve program dışı teftişlerin dışında; sektöre özel tehlikeleri belirleyerek, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi için iş sağlığı ve güvenliği konularında alınabilecek önlemleri saptamak ve iş yerlerinde bu önlemlerin alınmasını sağlayarak çalışma şartlarını iyileştirmek ve bu sektörde yapılacak teftişler için sistematik bir yöntem sağlamak amacıyla proje teftişleri yapılmalıdır.
  2. Merkezi gaz izleme sensörlerinin lokasyonları ve geçmiş tarihli sensör kayıtları teftişler sırasında mutlaka denetlenmelidir.
  3. Uluslararası Elektroteknik Komisyonu’na (International Electrotechnical Comission System for Certification to Standards Relating to Equipment for Use in Explosive Atmospheres-IECEx) tabi sertifikasyon eksikliği denetimlerde iş durdurma sebebi olmalıdır.
  4. Anlık denetim sistemlerinin oluşturulması önem arz etmektedir. ‘Madenlerde denetim sistemi’ gibi bir yazılım vasıtasıyla ilgili tüm kurum ve kuruluşların madenlerin anlık verilerini izlemesine ve raporlamasına imkân sunan bir sistemin kurulması yerinde olacaktır.
  5. Madenlerde iş sağlığı ve güvenliğinin proje aşamasından başlayıp madenin kapatılmasına kadar bir bütün olduğu ve tüm unsurları içerdiği dikkate alındığında kamu tarafından yapılan dış denetimlerin tek elden yapılması hususu değerlendirilmelidir. Kamu tarafından yılda birkaç kez yapılan dış denetimlerin; iç denetim mekanizmasının sürekli yapması gereken saha denetimlerini yapmaktan ziyade iç denetim sisteminin etkin bir şekilde işletilip işletilmediğinin denetlendiği yeni bir denetim sistemi modeline geçilmesi hususu tüm paydaşlarla değerlendirilmeli ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
  6. Bir önceki maddede önerilen denetim sistemi modeline göre gerçekleştirilecek dış denetimlerin; farklı disiplinlerden akademisyenlere de yer verilen heyetler marifetiyle yapılması hususu da değerlendirilmelidir. Bu geniş katılımlı heyetler tarafından gerçekleştirilecek denetimlerle; maden işletme projelerinin uygunluğu, projelerin uygulanması, madenin faaliyette olduğu dönem boyunca iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınıp alınmadığı gibi hususlardaki denetimlerin etkinliği de artacaktır.
  • 6.5. Acil durum yönetimine ilişkin ilave öneriler:
  1. Acil durum yönetimi kazalardan sonra can kayıplarının ve yaralanmaların en aza indirilmesi açısından hayati öneme sahip bir konudur. Bu nedenle mühendislik bilgi ve teknolojileri kullanılarak planlanmalı ve yürütülmelidir.
  2. Acil durum planları; kısa, anlaşılabilir ve uygulanabilir olmalı, gereksiz bilgilerden arındırılmalıdır. Acil durum olduğunda Koordinasyon Merkezi‘nde görevli kişilere rehberlik edecek nitelikte hazırlanmalıdır. Her iş yeri kendi özgün koşullarını dikkate alarak planlarını hazırlamalıdır.
  3. Pervanelerin hava yönünü ters çevirebilmesinin gerekli olacağı durumların tespiti için önceden tüm senaryoların çalışılması ve bu konuda gerekli donanıma sahip, karar verme pozisyonunda bulunan kişilerin önceden tespit edilerek Acil Durum Planları’nda belirtilmesi ve tüm çalışanların bilgilendirilmesi gerekir.
Tahlisiye Faaliyetleri
  1. Maden işletmelerinin yer aldığı bölgelerde bulunması gereken tahlisiye istasyonu sayısı ve gerekli donanım, maden işletmelerinin risk derecelerine göre tespit edilmelidir.
  2. Geçmişte toplu can kayıplarına sebep olan ve gelecekte de aynı riski barındıran grizu ve toz patlamaları konusunda teknik bilgi birikimi ve tecrübe sahibi ekiplerin oluşturulması önem arz etmektedir.
  3. Tahlisiyecilerin seçimi, eğitimi ve göreve elverişliliklerinin takibi ile ilgili kıstaslar hakkında standartlar/kılavuzlar hazırlanarak detaylandırılmalıdır.
  4. Kurtarma birimi ocak girişlerine yakın bir alanda ve görevli personelin her türlü ihtiyacını karşılayabilecek özelliklerde olmalıdır. Kurtarma personelinin olay sırasında haberleşerek en kısa sürede olay yerine intikalini sağlayacak haberleşme sistemleri (mobil telefon yazılımları) geliştirilmelidir.
  5.  Tahlisiye faaliyetlerinin daha hızlı ve etkin şekilde yerine getirebilmesi için; acil durumlarda tahlisiye biriminin acil durum ihbarı almasından göreve hazır şekilde madene inilmesine kadar geçen sürenin azami sınırı ve bu süre sınırı içerisinde göreve hazır duruma 340 gelecek tahlisiyeci/tahlisiye ekibi sayısının belirlenerek mevzuatımıza eklenmesi gerekmektedir.
  6. Tahlisiye istasyonları donanım ve kapasite açısından güçlü olmalıdır. Özellikle yer altı kömür işletmelerinde söndürme, kurtarma ve koruma ekiplerinin sayılarının artırılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. İşyerlerinde “Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre ekiplerin her biri için, çok tehlikeli sınıfta yer alan iş yerlerinde, her 30 çalışan ve katları için birer kişinin destek elemanı olarak görevlendirilmesi gerekmektedir. Yer altı kömür işletmeleri için bu rakamların en az iki katına çıkarılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
  7. Büyük ölçekli kazalarda komşu/yakın işletmelerin tahlisiye ekiplerine ihtiyaç duyulabileceği öngörülerek bu tip senaryoların acil durum planlarına eklenmesi, işletmeler arasında ortak tatbikatlar düzenlenmesi, hazırlanacak protokoller vasıtasıyla acil durumlarda işletmeler arası yardımlaşmanın daha profesyonel bir temele oturtulması, tüm bu hususların teşvik edilmesi/mevzuatımıza eklenmesi gerekmektedir.
  8. Kurtarma (tahlisiye) elemanları için belirlenen üst yaş sınırı TTK ve TKİ Yönergeleri‘nde 40 olarak benimsenmiştir. Günümüz şartlarında yaşam sürelerinin uzaması da dikkate alınarak tecrübeli personelin tahlisiye görevi yapmasına imkân sağlamak açısından bu yaş sınırı yeniden değerlendirilmelidir.
Tatbikatlar
  1. Yapılacak tatbikatlarla; OFK değişim istasyonlarının yerleri ile OFK’ların derhal kullanımını gerektiren senaryo ve koşulların çalışanlar tarafından bilinirliğinin artırılması da sağlanmalıdır.
Oksijenli Ferdi Kurtarıcı (OFK) ve Teneffüs İstasyonları
  1. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği Ek-1’de yer alan “Kaçışın zor olduğu, zaman aldığı veya sağlığa zararlı havanın solunabileceği veya oluşabileceği yerlerde, temiz hava sağlayan taşınabilir solunum cihazları bulundurulur. Bu cihazlar en kısa sürede ve kolaylıkla ulaşılabilir ve kullanıma hazır şekilde muhafaza edilir.” maddesinde belirtilen “taşınabilir solunum cihazları” ihtiyacını karşılamak amacıyla oluşturulan OFK değişim istasyonlarında; belirlenen sayılarda ve kapasitede taşınabilir oksijen tüpü, OFK maskesi ve sedye bulundurulacak şekilde gerekli düzenleme yapılmalıdır.
  2. Yangın ya da patlama gibi acil durumlarda boğucu veya zehirleyici gazlara maruz kalmış ya da yaşadıkları travma nedeniyle bilinç kaybı yaşayan kişilere tahliyesi sürecinde oksijen desteği sağlanması yaşamsal öneme sahiptir. OFK ancak bilinci açık kişiler tarafından kullanılabilir. Bu nedenle tahliye sürecinde geçen süre içinde yaşamsal fonksiyonların devamı açısından oksijen desteği sağlanması acil durum planlarına ve eğitim programlarına da eklenmelidir.
  3. Yangın, patlama ya da ani gaz boşalması (degaj) sonrasında herhangi bir nedenle OFK kullanamayan ya da zamanında OFK değişim istasyonuna ulaşamayan kişiler için “Basınçlı Havalı Teneffüs İstasyonları” hayat kurtaran basit fakat etkili bir düzenektir. Her ölçekteki yer altı işletmesinde çok düşük maliyetlerle kurulabilecek olan bu “Basınçlı Havalı Teneffüs İstasyonları” sistemi, bütün yer altı kömür işletmeleri için zorunlu hale getirilmelidir.
  4. Bir yer altı maden işletmesinde, kullanım yöntemlerinde (maskenin açılma mekanizması, maskeye bağlanma ve ilk oksijen boşalma mekanizması vb.) farklılık olan OFK maskelerin kullanımını gözden geçirilmelidir. Aynı kullanım yöntem ve mekanizmasına sahip olan OFK maskelerin farklı kullanım sürelerini sahip olan modelleri bu kısıtlamanın kapsamı dışında bırakılmalıdır.
Koordinasyon
  1. Maden kazalarında sivil savunma ve itfaiye ekiplerinin olay yerine sevk edilmesi konusunda prosedür yeniden gözden geçirilmeli, talep edilmedikçe ve gerekmedikçe olay yerinde koordinasyonu olumsuz etkileyebilecek sayıda araç ve insan trafiğinin önüne geçilmelidir.
Psikososyal Destek ve Yanık Tedavi Üniteleri
  1. Kazadan etkilenen çalışanların ailelerine özel bir bölgede psikososyal destek verilmeli ve arama kurtarma faaliyetleri hakkında güncel bilgiler paylaşılmalıdır.
  2. Metan patlaması, toz patlaması, yangın tehlikesi bulunan yer altı kömür işletmelerinin bulunduğu bölgelerdeki devlet hastanelerine (Örneğin Bartın, Zonguldak, Manisa Soma Devlet Hastaneleri) yanık tedavi üniteleri kurulmalı ve bu üniteler teknik ve tıbbi donanım ile insan kaynağı açısından güçlendirilmelidir.
  • 6.6. Maden çalışanlarının haklarına ve niteliklerine ilişkin ilave öneriler:
Sosyal haklar
  1. İş kazaları ya da meslek hastalıkları sebebi ile çalışma kabiliyetinin kısmen ya da tamamen kaybeden çalışanların zihinsel ve bedensel yetilerine uygun meslek edindirme rehabilitasyon merkezlerine sevki koordine edilmelidir.
  2. Ülkemizde meslek hastalıkları sonucu iş akdi feshedilen çalışanlar iş kaybetme korkusu ile tanı konulması yönünde direnç gösterebilmektedir. Meslek hastalığına yakalanan çalışanlar tanı konulması sebebi ile sosyal haklarından mahrum olmamalıdır.
  3. TTK’da çalışan tüm mühendis ve teknikerlerin statü farklılıkları üzerinde çalışılmalıdır.
Çalışanların Nitelikleri
  1. Maden Yönetmeliği, Ek-13’te yer alan ‘İstihdam Durumu’ başlıklı Madde 3.2.’de “Maden üretiminde çalışacak personel sayısı, çalışacakların vasıfları, ücret düzeyi ve üretime bağlı istihdamın yıllara göre temini konusunda bilgi verilmelidir” hükmü yer almaktadır. Söz konusu hususlar maden iş yeri açılmadan önce işletme izni verilmesi aşamasında olduğu gibi maden iş yerinin çalışma hayatı boyunca belirlenecek rutinlerde de kontrol edilmeli, çalışanlara ait nitel ve nicel gerekliliklerin sağlanmadığı durumlarda idari yaptırımlar uygulanmalıdır.
  2. Yer altı madeninde işe yeni başlayan bir personelin tecrübeli çalışanların yanında yedek olarak çalışıp deneyim kazanması önem arz etmektedir. Tecrübeli çalışanların yanında yedek olarak çalışacaklar için asgari bir süre belirlenmelidir.
  3. Madenlerde görev yapan ateşleyicilerin (barutçu) nitelikleri (yaş, eğitim vb.) yeniden düzenlemelidir.
Çalışma Yaşı
  1. Yer altı madenciliğinin fiziksel ve psikolojik olarak zorlu koşullar gerektirdiği göz önüne alındığında yer altı madenlerinde çalışma yaşının yeniden değerlendirilmesi yerinde olacaktır.
  • 6.7. Diğer konulara ilişkin ilave öneriler :
  1. Yönetmelikte, kaynak, çelik kesme veya diğer amaçlarla açık alev veya ark kullanılmasına, yetkili mercilerin belirlediği koşullarda izin verilmektedir. Ancak özel durumlarda izin verilen bu uygulamanın yer altı kömür ocağında genel bir uygulama olmasını önleyici ve caydırıcı yönde düzenleme yapılmalıdır.
Kaza Araştırma Ekibi
  1. Maden kazalarının araştırılması, nedenlerinin tespit edilmesi, kazanın oluşumuna etki eden tüm faktörlerin belirlenmesi ve kazanın oluşumunun dijital ortamda yeniden canlandırılması farklı alanlarda uzmanlık gerektiren teknik bir iştir. Bu nedenle ülkemizde maden kazalarının en hassas şekilde incelenmesi ve benzer kazaların önlenmesi için ilgili kurum(lar) bünyesinde, maden mühendisliği, makina mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği, kimya mühendisliği, jeoloji, hidrojeoloji vb. disiplinlerinde yetkin ve tecrübeli uzmanlardan oluşan bağımsız bir kaza araştırma ekibi kurulması yerinde olacaktır.
  2. Kaza analizlerinde kazaların nedenlerinin sınıflandırılmasında sıklıkla atıfta kullanılan Herbert William Heinrich’in kaza nedensellik teorisi günümüz teknolojik imkânlarında geçerliliğini yitirmiştir. Kaza analizlerinde nedenlerin doğrudan nedenler, dolaylı nedenler (güvensiz davranış ve güvensiz durumlar) ile doğrudan ve dolaylı nedenlere sebebiyet veren temel nedenler olarak sınıflandırılarak kök nedenlerin tespit edilmesi gerekmektedir.
  3. Madencilik sektörü; bilim, teknoloji, uzmanlık ve deneyimden en çok yararlanılması gereken sektörlerden biridir. Özellikle kömür madenciliğinde mümkün olan en iyi havalandırma, enerji/yedek enerji, ulaşım, nakliye, tahkimat vb. projeler hazırlanmalı, hayata geçirilmeli ve sürdürülmelidir. Bu nedenle, madenin işletme hayatı boyunca gerekli ve yeterli yatırımı yapabilecek düzeyde ekonomik büyüklüğe ve deneyime sahip yatırımcıların madencilik sektörüne yönlenmesini teşvik edecek adımlar atılmalıdır.
İşyeri Disiplini ve Çalışma Düzeni
  1. Komisyon tarafından 3-4 Ocak 2023 tarihlerinde Amasra maden kazasında hayatını kaybeden maden şehitlerinin yakınlarıyla yapılan görüşmelerde; işçi sendikasına yakın olan işçilerin korunduğu; bazı personelin ocağa girmeyip takip cihazlarını başkalarıyla ocağa göndererek ocakta görünmelerini sağladıkları; kazanın meydana geldiği gün arızalanan tali vantilatör arızasının (kelepçe arızası) 16.00-24.00 vardiyasına bırakıldığı ve bu vardiyada da tamirinin yapılmadığı; iş güvenliği tedbirlerine yeterince önem verilmediği ve işçi sendikası seçimlerinin olduğu süreçte bu durumun daha da kötüleştiği; ocakta kesene olarak tabir edilen çalışma sisteminin uygulandığı; ocakta zaman zaman kömürde gecikmeli kapsül kullanıldığı gibi şikâyetler dile getirilmiştir.
  2. İşveren yetkililerinin iş güvenliğini ve iş barışını sağlamak konusunda yetki ve sorumluluklarını kullanmamaları/kullanamamaları ve iş yerindeki disiplini sağlamaktaki yeterlilikleri tartışılmaz. Bu konunun herhangi bir tereddüte mahal vermemesi için çalışma barışına zarar veren, işverene güveni sarsan ve idari zafiyet olarak değerlendirilebilecek iddialarda/konularda işveren tarafından acil tedbirler alınmalı ve uygulanmalıdır.
  3.  Kesene çalışma düzeni (işçilerin kendilerine verilen işleri bitirince ocak dışına çıkmaları) uygulanan yerlerde; çalışanları bir an önce ve alelacele işlerini bitirip ocak dışına çıkmaya sevk ettiğinden iş güvenliği açısından son derece problemli bir çalışma sistemidir. Yer altı, riskli bir çalışma ortamı olduğundan, ocaktaki en son çalışan içeriden çıkıncaya kadar ocaktaki diğer tüm çalışanların yardımına ihtiyacı olabileceği unutulmamalıdır. Dolayısıyla söz konusu kesene çalışma uygulaması istisnasız olarak terk edilmeli, çalışma sürelerini düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu’na uygun mesai düzenine riayet edilmelidir.
  4. Yer altı kömür üretimi gibi hassas bir alanda teknik ve idari personelin terfi işlemlerinin doğrudan ‘görevde yükselme sınavları’ ile yapılması ve üretim birimlerinde ara unvanların önceki dönem tecrübeleriyle karşılaştırılarak tekrar gözden geçirilmesi yerinde olacaktır.
  5. Maden ocaklarında iki asgari ücret uygulamasının temel ücret olarak kabul edilmesi yer altında çalışan unvan grupları arasındaki ücret gelir makasını daraltmıştır. Bu husus çalışanların göreceli olarak daha hafif olan alt gruplarda çalışmayı talep etmelerine ve üretimde kalifiye unvanlardan kaçışa neden olmaktadır. Bu durumun iyileştirilebilmesi için 3213 sayılı Maden Kanunu’ndaki Ek Madde 9’da ifade edilen “ödenecek ücret miktarı” ibaresinin “ödenecek ücret ve ek gelirleri miktarı” şeklinde düzenlenmesi yerinde olacaktır.

Yine kömür, yine ölüm: Bartın’daki patlamada 41 maden işçisi yaşamını yitirdi

You may also like

Comments

Comments are closed.