EkolojiManşet

Şırnak’ta ağaç katliamı: Sessizliği tarih affetmeyecek

0

Şırnak Barosu, ildeki orman tahribatı ve ağaç katliamını gözler önüne seren kesilmiş ağaçlarla dolu kamyon konvoyunu paylaşması sonrası, konu sosyal medyada yoğun tepki toplamıştı.Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı Canfidal Boldaş da Şırnak’ta 2 yıldan beridir orman kesiminin devam ettiğini belirterek “Şırnak’a sessizliği tarih affetmeyecek” diyerek ağaç kıyımına tepki gösterdi. 

Canfidal Boldaş, ormanları korumanın ve gelecek kuşaklara aktarmaknın tüm insanlığın ortak görevi olduğunun altını çizerek şunları söyledi:

“Ormanlar, canlı yaşamı için en büyük ekosistem olarak değerlendirilirken ormanların yok olması ise koca bir ekosistemin çökmesine sebep olarak değerlendirilebilir. Çünkü ormanların yok olması ya da edilmesi, ekosistemin temel yapısını bozan ekolojik yıkım ve doğanın talanıdır. Bu yok oluş, ormanlarla birlikte o alanları kendine yaşam alanı seçen tüm orman canlılarının da yok olmasına sebep olur.”

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı Canfidal Boldaş

Ormansızlaştırma : Canlısızlaştırma

Şırnak Barosu Başkanı Rojhat Dilsiz de ağaç kıyımıyla bölgenin insansızlaştırılmak istendiği belirtmişti. Boldaş da ormanların yok olması sonucunda milyonlarca orman canlısının hayatını kaybettiğine dikkat çekerek “Onların yaşam alanları olan çoraklaştırılmış orman alanlarında ya kapitalist merkezlerin otelleri fabrikaları ya da güvenlikçi yapılar yükseliyor. Ormanların yok olması ya da edilmesi, orman kıyımı-ormansızlaştırma olarak dolayısı ile canlısızlaştırma olarak da değerlendirilebilir” dedi.

Felaketlere karşı bir önlem: Orman varlığı

Ayrıca ormanların yok olmasıyla çevresel doğa felaketlerine davetiye çıkarıldığını aktaran Boldaş, bunun nedenini ise şöyle açıkladı:

“Çünkü ormanların yok olması karbon salımını ve sıcaklığı arttırır, yağışları düzensizleştirir, buharlaşma dengesini ve yüzeysel su akış düzenini bozar dolayısı ile sellere ve su baskınlarına sebep olur, totalde ekosistemin çökmesine sebep olur diyebiliriz. Bizler son yıllarda aşırı sıcaklık artışı, kuraklık, su kıtlığı, ani şiddetli kısa süreli yağışlar ve seller, gitgide artan orman yangınlarıyla mücadele ediyoruz. Bu felaketlere karşı alabileceğimiz en etkili önlemlerin başında orman varlıklarımızı korumak ve çoğaltmak gelmektedir.”

‘Yedi ayda ormanlık alan oranı yüzde 44’ten yüzde 36’ya düştü’

Resmi verilere göre yedi ayda Şırnak’ın ormanlık alan oranının yüzde 44’ten yüzde 36’ya düştüğüne, yüzde 8’lik orman alanının yok olduğuna işaret eden Canfidal Boldaş, “Bu talana, ranta ve Şırnak’ın çoraklaştırılmasına karşı derin ve ürkütücü sessizlik içinde olan çevreleri ne vicdanlar ne de tarih affetmeyecektir. Ekolojik duyarlılık temelinde orman kesimiyle başlatılan bu tahribatın derhal durdurulması gerekmektedir, uygulanan bu ormansızlaştırma politikasına da bir an önce son verilmelidir. Aksi halde tüm yasal ve demokratik çalışma yollarını kullanacağımızı belirterek ormanların bu şekilde katledilmesiyle ilgili Anayasa’nın 169. Maddesi ile Orman Kanununun 91/1 maddesinin işletilmesini ve bu hoyratlığa geç kalmadan son verilmesini talep ediyoruz” dedi.

Ne olmuştu?

Şırnak Barosu Çevre Komisyonu, kentte ‘güvenlik’ gerekçesiyle yıllardır sürdürülen ağaç kıyımına karşı iki kez suç duyurusunda bulunmasının ardından, geçen hafta da Kamu Denetçiliği Kurumu‘na şikayet başvurusu yapmıştı.

Çevre ve Kent Komisyonu Eş Sözcüsü Avukat Fadıl Tay, büyük bir doğa katliamı yaşandığını belirterek, “Bütün kamuoyu bu durumu sahada incelemeli ve tahribatı bizzat görmeli” çağrısında bulunmuştu.

Askerlerin gözetiminde korucular tarafından yaklaşık beş yıldır büyük miktarda kesilen ağaçlar Haziran sonunda bir kez daha Meclis gündemine getirilmişti.

HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş, ağaç kıyımlarının ardından hangi faaliyetlerin gerçekleştirildiğinin ve bu yıkımlardan kimlerin sorumlu olduğunun aydınlatılması için TBMM’ye araştırma önergesi vermişti.

Şırnak’ın Merkez, Cizre, Uludere, İdil, Beytüşşebap ve Silopi  ilçelerindeki 22 ayrı bölgede ise geçen yıl Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna gerek görülmeden maden arama izni verilmişti.

More in Ekoloji

You may also like

Comments

Comments are closed.