Hafta SonuKöşe YazılarıKültür-SanatManşetYazarlar

Seçimle aldanmayı ve aldatılmayı sevmek…

0

Abdûlgaffar el Hayatî’nin yüklü ve yükümlü sorusunu hatırlatalım: “İnsan, kendisine sadık kalmak yerine kendisine ihanet etmeyi neden seçti?”

Özne ol(a)mayanların oluşturduğu her toplumsallık kendisini “seçilmiş” yani “yücenin gölgesi” olmakla aldatır. –Bu, en köklü, kitlesel ve etkili “aldatma” biçimlerinden biridir.

Bu çıkarsamanın inkâr edilemez en uç örneği ise faşist topluluk ve toplumsallıklardır.

“Seçilmiş tek adam rejimleri”ni de bu toplamın yanına iliştirmenin hiçbir sakıncası yoktur.

Bu yüzden “kendisi kalarak kendisine ihanet eden toplumsallıklar”dan da (artık) söz etmemiz kesinlikle gereklidir.

Bu saptama kabul edildikten sonra müşterilerin oluşturduğu en köksüz, ama en kitlesel ve en etkili aldatma biçimi olarak “piyasa toplumu”ndan da söz edebiliriz. Ya da pan-insanlığın pan-kapitalizmi, pan-kapitalizmin pan-insanlığı biçimlendirmesi olarak “piyasa toplumu” da diyebiliriz.

Çünkü aldanan aldatanı, aldatan da aldananı döller.

Artık aldatan ve aldananın birbirlerini erotikleştirerek karşı konulamaz bir baştan çıkarıcılık ürettiklerinin altını çizmemiz gerekmektedir.

Aynaya bakarak mastürbasyon yapmak gibi bir şeydir bu.

Her “müşteri kadın”, “müşteri erkek” ve “müşteri LGBT”nin kendi başına, kendisine bakarak, kendisine ihanet etme hali.

Nokta! [1]

*

[1] Yeni İnsan Yayınevi tarafından yayımlanacak olan Çok Kalpli Asi adlı deneme kitabından bir bölüm.

 

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.