Ruhunu satan gazetecilik – Candan Yıldız

Nereden baksan buram buram erkeklik kokan  cinsiyetçi ve mafyatik bir dil…
“Açtırmayın ağzımı” tehdinin arkasındaki özgüvenin kibirli ve istihbaratçı tonu …
“Misyon gazeciliğine” devam mesajı veren Karakutu ‘ya  kadın gazetecilerin ses çıkarmasının şimdi tam ve doğru zamanı.
Adının hiçbir önemi olmayan anonim kadın gazeteci üzerinden  yıllarını,  birikimlerini bu mesleğe vermiş  bütün kadın gazetecilere saldırıyor.
Zira başarı ve yatak odası ilişkisi klişesine cüret ederek, emek ve kariyer arasındaki ilişkiyi kadınlar aleyhine bozmaya yelteniyor. “Çamur at izi kalsın”ı “yazılmayanı yazdık” fetişizmiyle meşrulaştırmaya çalışıyor.
Binlerce yıllık egemen dilin evladı o.
Bir kadını cinselliği üzerinden vurmanın en kolay en ucuz yol olduğunu öğrenmiş bu dört tarafı erkekler lehine çalışan dünyada, gönüllü de kullanmaya.
Sadece “kozmik belgelere” ulaşabilecek kadar uzun elli  değil, otelleri de dikizleyebilecek kadar dürbün gözlü imiş meğer.
Dönemin ruhu değil mi zaten itibarsızlaştırmak, kriminalize etmek.
Geldiği gelenek itibari ile de iyi bir mirasçı.
Ergenekon soruşturma ve dava süreçlerinin parlattığı bu isme bir sıfat daha eklemek gerekiyor tarihe not düşmek için: Kadın gazeteci düşmanı.
Öyle tepeden bir misyon sahibi  ki, mesleğinden taşarak herkese ayar vermeye çalışıyor. En kolayı da istihbaratçı bir dille ucunu gösterip korku salmak.
Hırsı büyük ve ulaşmak istediği ne varsa seçtiği yol mübah.
Gazetesini ve bir anlamda kendisini savunmak için başvurduğu dilden belli değil mi?
Kimin ahlakını dayattığı  açık olan bu zihniyetin pişkin eda ile  twitter’dan attığı 140 karakter mesajlardaki sinik bakış kem göz olarak hep izliyor.
Radar alanında ise kadın gazeteciler var.
“Belge için bedenini satan kadın gazeteci” saldırısına kalkan olmak ruhunu satmaya direnmek gibi erdemli.
O kalkan gazeteci ya da değil kadınlık bilincidir.

Candan Yıldız – www.t24.com.tr

İLGİLİ HABERLER

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Balık ekmek yemekle olmaz, Marmara’nın suyunu için!-Mehveş Evin

Ne yazık ki müsilaj felaketini balık yemek, denize girmek, denizin yüzeyini temiz görmeye indirgemek, bu büyük ekolojik krizi durdurmanın önündeki en büyük engel.

Marmara Denizi’ndeki kirlilik sorununa bir çözüm: Agroekoloji – Bülent Şık

Agroekolojik yöntemler sulardaki nitrat kirliliğini azaltıcı bir sonuç doğurur ve bu da içme suyu kaynaklarının korunması anlamına gelir.

Örgütlü sessizlik – Arat Dink

Zeki Tekiner, dört ay önce başka bir silahlı saldırıdan şans eseri ölümcül bir yara almadan kurtulmuştu. Vali’yi olayın siyasi boyutu olduğuna ikna edememişlerdi. Dostları Nevşehir’den bir süre uzaklaşmasını istediler. O, “Bana Nevşehirliden zarar gelmez” dedi, kaldı. Su, tanıdık akıyor, değil mi?

Marmara Denizi’ndeki müsilaj kirliliğinde kömürlü termik santrallerin etkisi incelenmeli- Pelin Cengiz

İstediğiniz kadar yüzey temizliği yapın, bir yeri temizlerken diğer taraftan atık devam ediyorsa buna temizlik denir mi?

Marmara’nın ölümü: İstanbul kolera salgınına hazır mı – Bülent Şık

Denizdeki müsilajin kolera salgını getirmesi mümkün. Ama her şeye rağmen devam etmekten ziyade durmayı, onarmayı öne çıkarmalıyız. İnsan, bitki, hayvan ve çevre sağlığını bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak görmeye çalışarak çözümler arayacağız.

EN ÇOK OKUNANLAR