Bugünlerde her kafadan bir ses çıkıyor. Yıllardır sesi çıkmayan, korkan, sinen, “Kürt” demekten bile korkan herkes, ya da “Kürtleri” umursamayan, varlıklarını kerhen kabul eden sözde demokratlar, hatta ve hatta Atatürk mitinden beslenen, sadece kendilerini düşünen milliyetçi–Kemalist cephe bile artık “Kürt Sorunu’nu” konuşuyor.
"Kürt Sorunu" mu dediniz?
Yeşiller Partisi Tarım Çalışma Grubu İlk Mahsul'ünü Paylaşıyor
Yeşiller Partisi’nin en önemli çalışma alanlarından biri olan tarım konusunda kurulan çalışma grubu, kurulduğu ay olan temmuz ayı çalışmalarını sunduğu bülteni Mahsul’ü çıkartarak dağıtımına başladı.
Hem tasarım hem de içerik olarak dikkat çekici olan bülten dört sayfadan oluşuyor.
Nükleer Silahlar Türkiye’nin Olamaz!
Özgür Gürbüz
ABD’nin İncirlik üssünde olduğu söylenen nükleer bombalarla ilgili son günlerde medyada yine birçok haber yayımlandı. Bombaların varlığı, ne Amerikalı ne de Türkiyeli askeri ve resmi makamlar tarafından onaylanmış değil; inkâr da edil(e)miyor.
Tarımda Kimyasal Kullanımı
Tarımda Kimyasal Kullanımının Yarattığı Çevre Kirliliği ve Doğal Tahribat
Tarım ve hayvancılık faaliyetleri sırasında özellikle kimyasal kullanımı ile çevreyi ciddi anlamda kirletiyoruz. Belki bilinçli olarak kirletmiyoruz, belki de “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyoruz. Ancak emin olun o yılan herkese dokunuyor.
Bununla ilgili geçenlerde bir haber okudum. Haberin içeriği şöyle:
Neoliberal Dönemde STK kavramı
Neoliberalizm 90lı yılların başından itibaren daha kurumsal ve küresel bir biçimde günlük hayatımızı etkilemeye başladı. Sadece parayı ve karı odağına yerleştiren çok uluslu şirketler ve bu şirketler ile birlikte tek yönlü kalkınmayı hedefleyen politikalar ve kurumlar gün be gün daha etkili ve aktif olmaya başladı. Bu yeni çağla beraber, 60lı ve 70li yıllarda bu yeni model kalkınmaya karşı çıkan toplumsal muhalefetin ve alternatif/karşı kalkınma teorisyenlerinin görüşlerinin ne kadar haklı ve tutarlı oldukları daha net bir biçimde görülmeye başladı.
Aman Siyasete Bulaşmayalım!
Kamuoyunda, Yeşiller Partisi ile özellikle çevre-ekoloji duyarlılığı olan STK’lar arasındaki ilişkilerle ilgili tartışmalara başlangıç yapabilmek için kaleme alınan bu metnin kuşkusuz bir dolu eksiği var. Umarım verimli tartışmalarla daha da zenginleşir ve parti olarak da çok önemsediğimiz bu konuda yolumuz ve ufkumuz açılır.
Siyasi partilerin özellikle de toplumsal tabanı netleşmemiş ya da oluşum sürecinde olanlarının kan damarı, beslenme yolu, sivil toplum kuruluşlarıdır.
ABD Yeşil Parti' nin Tarım Politikalari
ABD Yeşil Parti’ nin Tarım Hakkındaki Duruşu Üzerine Bilgi – 2005
Mevcut gıda sistemimizde gıda güvenliğimizi tehdit eden, doğayı tahrip eden, toplum hayatını parçalayan, aile tipi tarım işletmeciliğini yok eden merkezileştirilmiş ticari tarım işletmeleri ve sürdürülebilirliği olmayan uygulamalar egemen durumdadır. Bizim güya ucuz olan gıdamız, aslında çiftçilerimizin sömürülmesi yanı sıra üçüncü dünya ülkelerine zulüm yapılmasına, hayvanlara insafsızca davranılmasına, hava ve suyun kirlenmesine ve tarım alanlarımızın bozulmasına mal olmaktadır.
Birici Yıl Bahane, Eğlence Şahane!
Yeşiller’in bir süredir içindeyseniz, bu insanların muhabbet etmek ve
gülümsemek için fırsat bulmakta oldukça becerikli olduğunu
gözlemlemişsinizdir. Bir cumartesi gününe denk gelen 27 Haziran akşamı
da Türkiye’nin farklı yerlerinden gelmiş onlarca yeşil,
İstanbul-Beyoğlu Yeşilev’de toplaşmaya başladı. Yemekler hazır,
bardaklar dolmakta, kahkahalar giderek çoğalmakta ve gözler neşeyle
parlamaktaydı.
''Biz Altın Falan İstemeyiz''
Ulukışla Maden Köyü, Niğde, 30 Mayıs 2009
Altın Madeni Eylemi: “ Biz altın falan istemeyiz!”
Niğde Ulukışla Maden Köyü’nde geçtiğimiz hafta sonu (30 Mayıs 2009, Cumartesi günü) bir eylem vardı. Eylem nedenini, 1 Mayıs’ta Niğde’de Maden Köyü adına köylüler tarafından kürsüden yapılan konuşmalarından alıntılayalım:
“Maden’in ve çevre köy ve ilçelerin şu sıralar başı maden şirketleri ile dertte. Bolkar dağlarında bulunan altını maden şirketleri çıkartıp işlemek için çalışmalarını hızlandırdılar. Bunun için köyde bir fabrika inşa ettiler. Dağlarda yol çalışmaları yaparak doğayı katletmeye başladılar.”
Yeşiller Partisi için Düşünceler ve Öneriler
Yüksel Selek-Bodrum
Yeşiller Partisinin kuruluş haberini heyecanla karşıladım. Yeşil hareketin ülkemizde de dönüştürücü bir siyasal güç haline gelmesine şiddetle ihtiyaç olduğunu düşünüyordum. Ancak, Parti bu devasa görevin üstesinden gelebilecek, misyonunu yerine getirecek bir parti haline gelebilecek miydi? Partinin Bodrum İlçesinde örgütlenme çalışmalarına destek vermeye gayret ettiğim şu birkaç ay içerisinde bu kaygılarımın daha da derinleşmekte olduğunu fark ettim.