Ana Sayfa Blog Sayfa 5218

Galatasaray’da seçim 14 Mayıs 2011’de!

Galatasaray Başkanı Adnan Polat, Yönetim Kurulu’yla birlikte basın toplantısı düzenledi. Polat, 7 Mayıs’ta seçim kararı aldıklarını ve 7 Mayıs’ta çoğunluk sağlanamayacağı için 14 Mayıs’ta seçimli kongre olacağını söyledi.

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Adnan Polat, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Merakla beklenen bu basın toplantısında, yazılı bir metin okuyan Adnan Polat, kısa ve öz bir konuşma yaparken 7 Mayıs 2011’de seçimli genel kurul yapılması için karar aldıklarını açıkladı. Polat, 7 Mayıs’ta gerekli çoğunluk sağlanamayacağını ifade ederken çoğunluğa bakılmaksızın olağanüstü seçimli genel kurulun 14 Mayıs’ta gerçekleşeceğinin altını çizdi.

ADNAN POLAT’IN AÇIKLAMALARI
Galatasaray Başkanı Adnan Polat bugün Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena Basın Toplantı Odası’nda bir basın toplantısı düzenledi. Yönetim Kurulu üyelerinin de katıldığı toplantıda Başkan Adnan Polat, Galatasaray’da 14 Mayıs 2011 tarihinde seçim yapılacağını ilan etti.

Başkan Polat, “İlk olarak bu açıklamanın bugün yapılmasının nedenini açıklayayım. Hatırlarsanız, Mali İdari Genel Kurul’umuzda sorulara cevap verirken bir konuşma yapmıştım. ‘Biz burada genelde 600 kişi civarında mali kongre yaparız ama burada 2000’e yakın insan var. Hepsinin mesajlarını aldık. Talep edilen konuyla ilgili bir hafta on gün içerisinde Galatasaray’ın yüksek menfaatleri doğrultusunda karar vereceğiz’ dedik. Bugün de Mali Genel Kurul’un yapılışından itibaren onuncu gün. Bunu daha önce yapmayı da düşünüyorduk ancak Divan Başkanlığı bize Divan zaptını Cuma günü saat 3 civarında ancak verebildi. Ondan sonraki ilk toplantımız da Salı günüydü ve bugün de Çarşamba, size beklediğiniz açıklamayı yapmak istiyorum” sözleriyle konuşmasını açıktan sonra bir metin okudu. Polat’ın yaptığı açıklama şu şekildeydi:

“Değerli Galatasaraylılar, Sayın Basın Mensupları,
Galatasaray’da yönetici olarak 9. yılımı doldurdum. Bu uzun sürenin 6 yılını başkan yardımcısı, 3 yılını da bir Galatasaraylı için en onurlu görev olan başkan olarak tamamladım. Beni bu görevlere layık gören ve oylarıyla bana Galatasaray Başkanlığı yapma gururunu veren üyelerimize bir kez daha teşekkür ediyorum.

“EN BUNALIMLI DÖNEMLERDE GÖREV ALMA CESARETİNİ GÖSTERDİK”
Daha önce görev yaptığım 1990’lı yıllarda da, şimdi görev yaptığım 2000’li yıllarda da Galatasaray’ın en zorlu dönemlerinde sorumluluk almak bana nasip oldu. Özellikle Galatasaray tarihinin en bunalımlı son 5 yılında görev almak cesaretini gösterdik.

“BAŞKANLIK VE YÖNETİM KURULU MAKAMLARINI TEKRAR CAZİP HALE GETİRDİK”
Galatasaray Spor Kulübü’nün Başkanlık ve Yönetim Kurulu makamlarını tekrar cazip hâle getirdik. İşimizi, ailemizi ve kendimizi bir kenara bırakarak Galatasaray’ımız için çok yoğun mesailer verdik. Bu, bizim için sadece bir Galatasaray Sevgisi meselesiydi. Bu nedenle, her şeyi bir kenara bıraktık ve darboğazlardan çıkış için aklımızı, gücümüzü, kısacası tüm enerjimizi harcadık.

“NE KADAR BAŞARILI OLDUĞUMUZA TARİH KARAR VERECEK”
Bütün mesaimiz; Kulübümüzü kendi ayakları üzerine durabilen, kimsenin cebinden idare edilmeyen, modern çağa uygun olarak yapılanmış bir kulüp yapabilmek; kendisini çok seven taraftarıyla arasındaki mesafeyi kısaltarak, barışmış, birleşmiş, tek bir hedefe hep birlikte yürüyebilen büyük Galatasaray ailesini kurabilmek içindi. Bunda ne kadar başarılı olduğumuza elbette tarih karar verecek.

“GÖREVLERİMİZİ YERİNE GETİRMEK İÇİN TÜM GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK”
Ama ben ve arkadaşlarım bugün bize verilen tüm görevleri yerine getirmek için tüm gücümüzü harcamış olmanın huzurunu taşıyoruz. Geçtiğimiz 3 yıla çok büyük ve önemli işler sığdırdık. Galatasaray’ın onlarca bunalımlı projeleri ile birlikte en önemli 4 projesini tamamlayıp bitirdik. Ama iş yapma, iş üretme iradesi taşıyan herkes gibi biz de hata yaptık. Dönüp geriye baktığımızda az iş ve hatasız olmaktansa, çok iş yapma yolunu seçtiğimizi söyleyebilirim ve biz bugün de olsa aynı yolu seçerdik. Zira Galatasaray’ın kaybedecek vakti, sorunlarına hızla çare üretmeme lüksü yoktu. Sade, samimi ve kafasının arkasında sarı-kırmızıya duydukları aşktan başka hiçbir şey taşımayan Galatasaraylıların yaptıklarımızı gördüğünden ve takdir ettiklerinden eminim.

“DEĞERLENDİRMELERİ GALATASARAYLILARIN TAKDİRLERİNE BIRAKIYORUM”
Değerli Galatasaraylılar,
Seçildiğimizden hemen sonra başlayan ancak özellikle şirket birleşmesinin tamamlanması ve Türk Telekom Arena’nın açılışıyla hızlanan ve genel kurula kadar giden süreçte olan olayları, yaşananları, söylenenleri burada tekrar etmeme gerek yok. Ancak bütün bu süreç, bazı şeyleri çok net açığa çıkardı. Kulübümüzü diğerlerinden ayıran en temel geleneklerimizden biri olan, kişilere bağımlı olmayan, demokratik yapımızı değiştirme niyetinde olanları; kendisini Galatasaray’ın sahibi olarak görerek kapalı odalarda hazırladıkları senaryoları üyelerimize kabul ettirmeye çalışanları; geleneklerimizi hiçe sayıp medya kanallarından kulübü, başkanlık makamını yıpratmak için adeta fazla mesai yapanları; yıllarca en zor zamanlarda bile ortaya çıkmaktan, elini taşın altına koymaktan kaçanları; içinde seçildiği yönetime köstek olmak için çirkin yöntemlere başvuranları ve Galatasaray’ı kendi özel iş ilişkilerinde atlama taşı olarak kullanmak isteyenleri… Bütün bunların değerlenmesini Galatasaray kamuoyunun takdirlerine bırakıyorum.

“BİZİ SEÇİME GİTMEYE ZORLAYAN VE SEÇİME GİRMEMİZİ ENGELLEYEN BİR YASA VE TÜZÜK YOK”
Bilinmelidir ki mevcut yasalar ve tüzük bizi seçime gitmeye zorlamıyor, seçime katılmamızı da engelleyen bir yasa yok. Mali ibra, Denetim Kurulu ibrası ve 2011 bütçesi onayı var… Ama idari ibrasızlık da var. Bu ne demektir, ne anlam taşımaktadır, takdirlerinize bırakıyorum. Ancak bu yapılanlar bizlerin gönlünü yaralamıştır. Bizler Galatasaray’a gönül verdiğimiz için buradayız. Hiçbir beklentimiz yok, olmadı da. Başlattığımız işleri bitirerek kulübümüzü normal zamanda seçime götürmek arzumuzdu…

“MEVCUT ŞARTLARDA DEVAM ETMEK GALATASARAY’A ZARAR VERECEĞİNDEN…”
Ancak mevcut şartlarda devam etmek Galatasaray’a zarar vereceğinden, Yönetim Kurulu kararı ile 7 Mayıs 2011 günü, çoğunluk sağlanamayacağı için de 14 Mayıs 2011 günü kulübümüzün Seçim Genel Kurulu’nu yapma kararı aldık.

“HAKKIMIZI HELAL EDİYORUZ”
Bizlere bugüne kadar destek veren, vermeyen, sadece ve sadece Galatasaraylılık duruşu sergileyen kulüp üyelerimize ve taraftarlarımıza yürekten teşekkür ediyor ve hakkımızı helal ediyoruz.

“DİLİYORUM Kİ, BİZE BU YAPILANLAR YENİ BİR UYGULAMANIN BAŞLANGICI OLMAZ”
Galatasaraylılar asil yüreklidirler. Ağır ayıplara alet olmazlar. Aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür olarak hareket ederler. Şimdi huzurla ve gururla tekrar aranıza dönüyoruz. Ve diliyorum ki, bize bu yapılanlar Galatasaray’da yeni bir uygulamanın başlangıcı olmaz.

“HERKESE TEŞEKKÜR EDERİM”
Sözlerime son verirken, bu sıkıntılı dönemde benimle beraber omuz omuza mücadele veren Yönetim Kurulu arkadaşlarıma, diğer kuruldaki abilerimize, arkadaşlarımıza ve bizle beraber mesai veren herkese teşekkür ederim.”

BASIN TOPLANTISINDAN HEMEN ÖNCE POLAT’IN SEÇİME GİTME ZORUNLULUĞU KALKTI
Adnan Polat’ın merakla beklenen basın toplantısından hemen önce, Galatasaray’da sıcak bir gelişme daha yaşandı. Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, kongre üyesi Kayhan Berberoğlu’nun başvurusu üzerine, mali kongre hakkında yürütmeyi durdurma kararı aldı. Bu kararla Adnan Polat’ın 30 gün içinde seçim kararı alma zorunluluğu ortadan kalktı.

Devler Ligi’nde Real çoşkusu

0

Şampiyonlar Ligi çeyrek final ilk maçında Real Madrid, Tottenham Hotspur’u 4-0 mağlup etti. Tottenham’ın belalısı Adebayor 2 gol atarak yıldızlaşırken, Di Maria attığı müthiş golle gözlerimizin pasını sildi. Ronaldo ise sezon bu sezonki 41. golüne imza attı.

Şampiyonlar Ligi çeyrek final ilk maçında Real Madrid, sahasında Tottenham Hotspur’u konuk etti. Hafta sonu evinde aldığı Sporting Gijon yenilgisiyle ligde şampiyonluk umutlarını azaltan Real Madrid, hem Şampiyonlar Ligi’nde rövanş maçı öncesi avantaj yakalamak hem de moral bulmak için sahaya çıktı. Maç boyunca müthiş bir baskı kuran ve rakibinin kendi sahasından çıkmasına  bile izin vermeyen Real, maçtan 4-0 galip ayrılmayı başardı.

Bernabeu’yu dolduran taraftarlar maçtan önce futbolculara ve özellikle de Mourinho’ya büyük sevgi gösterilerinde bulundular. Ronaldo ve Marcelo’nın takıma dönüşüyle de hücum gücü ardan Real maça çok iyi başladı. 4. dakikada kullanılan köşe vuruşunda iyi yükselen Adebayor kafayla topu ağlara yolladı ve takımını 1-0 öne geçirdi. Arsenal formasıyla Tottenham’a çıktığı 9 maçta 8 gol atan ve Londra ekibinin adeta belalısı olan Toglu golcü bu maçı da boş geçmedi.

15. dakikada Tottenham için işler iyice kötüleşti. Tottenham’ın en önemli gol silahlarından biri olan Crouch, Marcelo’ya yaptığı hareket sonrası ikinci sarıdan kırmızı kartı gördü ve takımını 10 kişi bıraktı. Bu dakikadan sonra baskısını iyice artıran Real, aradığı ikinci golü bulamadı. 41. dakikada tartışmalı bir pozisyon yaşandı. Di Maria’nın ceza sahası dışından sert vuruşu Tottenham defansı tarafından elle kesildi ancak hakem bu pozisyonda devam kararı verdi. Maçın ilk yarısı 1-0 ev sahibi ekibin galibiyetiyle tamamlandı.

İkinci yarıya da Real Madrid inanılmaz baskılı başladı. Sağlı sollu ataklarla rakip defansı zorlayan Los Galacticos, aradığı golü 57. dakikada buldu. Sol kanattan ceza sahasına giren Marcelo ortaladı, Adebayor kafayla topu ağlara yolladı. Togolu golcü böylece hem kendinin hem de takımının ikinci golüne imza atmış oldu. 71. dakikada bu kez Di Maria sahneye çıktı. Ceza sahasının sağ çaprazında topla buluşan Arjantinli yıldız müthiş bir plaseyle Gomez’i avladı ve skoru 3-0’a taşıdı. 87. dakikada Kaka’nın sol kanattan yaptığı ortaya Ronaldo bekletmeden vurdu ve skoru 4-0 yaptı. Maç bu skorla sonuçlandı.

Real Madrid’in devre arasında Manchester City’den transfer ettiği Emmanuel Adebayor beklenen patlamayı Tottenham Hotspur karşısında yaparken, Londra temsilcisinin bir kez daha kabusu oldu. Togolu golcü Arsenal’de forma giyerken, Kuzey Londra derbisinde Tottenham’a karşı oynadığı 9 maçta 8 gol kaydetmişti. Togolu golcü Real Madrid formasıyla  2 gol atarak Tottenham’ın Devler Ligi düşüne büyük bir darbe vurmuş oldu. Arjantinli Di Maria ise attığı mükemmel golle ne kadar önemli bir yetenek olduğunu bir kez daha kanıtladı. Portekizli süper yıldız Ronaldo 87. dakikada attığı golle bu sezon attığı gol sayısını 41’e çıkardı.

İLEF Evrim Alataş Ödülü Yıldırım Türker’in

Yıldırım Türker

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (İLEF) Vakfı tarafından, bu yıl bahar döneminde ilk kez verilecek olan Evrim Alataş Ödülü’ne Radikal Gazetesi’nden Yıldırım Türker uygun görüldü.

Ödül töreni 11 Nisan 2011 günü, saat 14:00’da fakültenin M. T. Ö. Salonu’nda düzenlenecek. Fakültede verilen ve üniversitenin bütün öğrencilerine açık olan Ayrımcılığa Karşı Dersler’in eğitim içeriğinin bir parçası olarak tasarlanan Evrim Alataş Ödülü sahibi; gazete yazarları ve araştırmacı gazeteciler arasından seçildi.

İlef Evrim Alataş Ödülü, Ayrımcılığa Karşı Dersler’i alan öğrenciler tarafından “ayrımcılık okur-yazarlığı”yla, her yıl, ayrımcılık konusunda duyarlı, sıradanlaşıp doğallaşan ve görünmezleşen ayrımcılığı görünür kılan, bu konuda yeni ve farklı bakış açıları geliştiren, ayrımcılık karşıtı bir dil ve toplum tahayyülünün oluşmasına katkıda bulunan medya mensuplarına veriliyor.

Ayrımcılığa Karşı Dersler’in tamamlayıcı parçası olarak düşünülen bu ödül; “İlef eleştireldir” cümlesine “İlef ayrımcılığa karşıdır” cümlesini de eklemeyi ve eleştirelliğe hakkını vermeyi hedeflemektedir. Medyayı ne topyekun bir kirlenme alanı; ne de bir tarafsızlık alanı olarak gören, bu iki bakışın da içine yerleştiği sinik, popülist ve atıl düşünsel iklime karşı duran medya çalışanlarıyla, İlef öğrencilerini buluşturmak amacıyla verilen İlef Evrim Alataş Ödülü’ne sahip olacak medya mensubu, ödülü almak ve Ayrımcılığa Karşı Dersler’in son dersini vermek üzere, her yıl, İlef’e davet edilecek.

Evrim Alataş

Evrim Alataş kimdir?

1976 yılında Malatya’nın Akçadağ ilçesinin Gölpınar köyünde Kürt ve Alevi olan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokul ve ortaokula doğduğu köyde devam ettikten sonra eğitimini İstanbul’da sürdürdü. 1994 yılında gazeteciliğe başladı. Sırasıyla Yeni Politika, Demokrasi, Özgür Bakış, Ülkede Özgür Gündem gibi gazetelerde muhabir ve sonrasında da editör olarak görev aldı. Ardından Evrensel Gazetesi, Birgün ve Özgür Politika’da aralıklarla köşe yazarlığı yaptı. Esmer Dergisi, Birikim, Amargi, Siyahi ve Tiroj başta olmak üzere bir çok dergide makaleleri yayınlanan Alataş, Radikal Gazetesi’nin “Radikal İki” adlı pazar ekinde ve en son Taraf Gazetesi’nde “Kürtler Vadisi” isimli köşesinde yazılar yazdı. Türkiye’nin temel meselesi olan Kürt meselesi ve Kürt halkının sorunlarıyla yakından ilgilendi.

“Mayoz Bölünme Hikayeleri” adlı kitabı 2003 yılında Aram Yayınları tarafından yayımlandı.

Sinema yönetmeni Miraz Bezar’la birlikte, Diyarbakır üzerinden Kürt dünyasını ve savaş mağduru çocukları konu edinen bir hikâye oluşturdu. “Min Dît” (Ben Gördüm) adıyla uzun metrajlı çekilen filmin galası 2009 baharında Diyarbakır’da yapıldı. 46. Altın Portakal Film Festivali’ne katılan film, Behlül Dal En iyi Öykü Ödülü’ne layık görüldü.

Alataş’ın “Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer” adıyla kaleme aldığı çalışması 2009 yılının Ağustos ayında İletişim Yayınları’ndan çıktı.

Evrim Alataş, 12 Nisan 2010 tarihinde uzun süredir mücadele ettiği kanser hastalığına yenilerek Diyarbakır’da bulunan evinde yaşama veda etti.

(Yeşil Gazete)

İstanbul Film Festivalinde ”Kaçırılmaması Gerekenler”

”Film Gibi 30 Yıl” ve ”Siyad’ın Keşifleri”bölümlerinden…

Kötü Kan
Mavi Kadife
Sitcom
Avrupa
Yaban Çilekleri
Cennetten de Garip
Chungking Express.

Belki de kaçıranlar için son bir şans.

Aşağıdaki 15 filimlik seçki ise festivalin yenilerinden…

Kerem Akça 30. Uluslararası İstanbul Film Festivalinden öneriyor…

1-İçimdeki Katil(The Killer İnside Me) (2010)
Görsellik ve derinliği ile olağanüstü…
2-Mutluluğum(Schastye moe/my joy (2010)
Olağandışı bir tır şöförü öyküsü.Ukraynalı belgeselci Sergei Loznitsa’nın ilk kurmaca eseri…
3-Koğuş(The Ward) (2010)
Post-Vietnam döneminden seslenen,bir psikolojik-gerilim…
4-Cinayet Şarkıları(Small Town Murder Songs) (2010)
Bir kasabanın günahları,inançları,politik duruşu…
yönetmen Ed Gass Donelly.
5-Anayurt(Hora proelefsis/Homeland) (2010)
Yunan sinemasından,şiddet,ensest,evlat edinme gibi”kutsal”değerleri dağıtan bir eser,
yönetmen John Cassavetes,müziği ,politik örgüsüyle yeni bir yönetmenin çıkışı..
6-The Conpirator (2010)
Abraham Lincoln suikastına farklı bir bakış…
Robert Redford’un yönetmenliğinde politik duruşuyla en doğru filmlerden…
7-Yeni Yıl (Hjem til jul/Home for christmas) (2010)
Norveçli yönetmen,Bent Hamer’in hassasiyet,gerçekçilik,yalnızlık duygusuyla ördüğü,gerçek bir yönetmen filmi.
8-Issız Ev(La Casa Muda) (2010)
Bir korku denemesi…
Gustavo Hernandez’in ilk filmi.
9-Torino Atı(A Tornio Lo/Turin Horse (2010)
Friedrich Nietzsche’nin ”kurmaca suçluluk”sorununu ele alan film,Macar sinemasının ustası Bela Tarr’ın eseri.
10-Attenberg (2010)
23 Yaşında bir kızın babası ve arkadaşı ile girdiği ”tehlikeli İlişkileri”anlatan yönetmen Yorgos Lanthimos’un yapımcılığını ve senaristliğini üstlendiği bir erser…
11-Ölümüne Kaçış (Essential Killing) (2010)
Jerzy Skolimowski’den,
Abd’nin politik rejimiyle ilgilenen bir terör gerilimi…
12-Ormanda (Meta Sto Dasos)/In the Woods (2010)
Gizemli atmosferiyle ürpertici,festivalin surprizlerinden…
13-Canım Komşularım (Good Neighbors) (2010)
Yükselen yetenek Jacob Tierney’in ”Trocki”(Trotsky)’den sonra ikinci filmi…
14- Buz Sesi(Le Bruit de Glaçons) (2010)
Absürd kara komedi türünde,Bertrand Blier’in merceğinde ”kanserin”ziyaret ettiği bir adam var…
15-Hayalimdeki Ev ( Wai dorlei ahyut ho/Dream Home) (2010)
Hong Kong’lu yönetmen Pang Ho- Cheung bir intikam hikayesi sunuyor…

İyi seyirler hepinize…Kitapsız, heykelsiz, festivalsiz, sinemasız politikasız kalmayalım…

-Fatoş Çırnaz-

Kyoto bitiyor, ufukta halen antlaşma yok!

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü kapsamında, BM üyesi devletler, yıl sonunda yapılacak olan Taraflar Konferansı’na hazırlanmak üzere Bangkok’ta bir araya geldi. 03 Nisan’da başlayan toplantı 08 Nisan tarihine kadar devam edecek.  Bürokratlar düzeyinde temsil edilen devletler Kyoto Protokolü’nü ve Uzun Dönemli İşbirliği Eylemlerini tartışıp, iklim değişikliği ile mücadele için öneri üretmeleri bekleniyor.

Toplantıda, Birleşmiş Milletler adına konuşan BM İklim Yöneticisi Christiana Figueres, yıl sonunda bir antlaşma çıkmazsa, bağlayıcı hiçbir taahhüdün kalmayacağını ve sorunun giderek büyüyeceğini belirtti. Yıl sonunda Güney Afrika’da yapılacak zirveden de umutlu olmayan, Kyoto Protokolü’nün bağlayıcı hükümlerinin 2011 sonunda ortadan kalkacağını belirten BM İklim Yöneticisi sözlerine şöyle devam etti:

Yıl sonunda bir antlaşmanın çıkmasının zor görünüyor, o yüzden ülkeler yeni antlaşmaya kadar arada bir boşluk olabileceğini ve bu boşluğun da ciddi sorunlar doğurabileceğinin farkına varmalı ve politikalarını bu yönde gözden geçirmeli.

2011 yılında bu durumun üzerinde durmalı ve yüzyüze kaldığımız bu sorunu nasıl çözeceğimizi düşünmeliyiz, belki de Kyoto’yu uzatmalıyız.

Belki de ancak bu yolla daha güçlü bir işbirliği yaratacak ve emisyon azaltmayı hızlandıracak bir formül bulabiliriz.

Ancak, başta Rusya ve Japonya olmak üzere Kyoto’ya taraf ülke, Kyoto’yu uzatmaya sıcak bakmıyorlar. Bu ülkeler, dünya’nın en çok emisyon yayan iki ülkesinin (Çin ve ABD) bu antlaşmaya taraf olmamasının Kyoto’yu zaten işlevsiz hale getirdiğini belirtiyorlar.

Çin gelişmekte olan ülke kategorisinde olduğu için gelişmiş ülkelerin emisyon hedefi verdiği Kyoto’ya her hangi bir bağlayıcı hedef vermek zorunda değil, ABD ise basitçe sözleşmeye taraf olmayı ret ediyor.

Ülkeler tartışadursun, gün geçtikçe iklim değişikliği günlük hayatımızı daha fazla etkilemeye başlıyor. Özellikle iklim göçleri, kuraklık ve artan gıda fiyatları hem istikrarı etkiliyor hem de fiziki şiddet olaylarına neden oluyor.

İklim değişikliği aktivistleri ve uzmanları Kopenhag ve Cancun’da kaçan fırsatların bir yıkıma sebep olabileceğini ve 2012 yılında Kyoto’nun da bitmesi ile küresel iklim değişikliği ile mücadele konusunda zaten kör topal ilerleyen müzakerelerin tamamen kopabileceğini belirtiyorlar.

(Yeşil Gazete)

 

YGS’nin üstünü kapatmak için: Basın

YGS’de kopya, şifre tartışmaları karşılıklı demeçlerle ve ortaya çıkan yeni kanıtlarla devam ediyor. Bu tartışmada en büyük nokta ise eksik bırakılıyor: Peki bu organizasyonu kim yaptı? Bu aslında en önemli soru. Ortada bu denli büyük bir etki varken ve daha önce de buna benzer olaylar yaşanmışken, faillere yönelik pek de ses çıkmaması, gelecekte de bunun yaşanacağının kanıtı bile sayılabilir. Şu anda kimin bu organizasyonu yaptığı bilinmiyor ama basına bakıldığında bir ikiye ayrılma görülüyor. Bu olayın daha da derinleşip, ortaya çıkmasını (şu ya da bu sebeple) isteyenler ve bu işin üstünün kapanmasını isteyenler. Bu ikinci grubun önemli savı ise ÖSYM Başkanı’nın açıklamaları. Gelen kanıtlara bakıldığında ortada bir skandal olduğunu görmek çok zor değil. Bu yüzden de asıl sorunun etrafından dolanıp, kimin veya kimlerin bu işin fazla dallanıp budaklanmamasını istediğini görmemiz bir fikir oluşturmak için işe yarayacaktır.

Bu incelemede bu konuya eleştirel olarak bakmayan gazetelerin 3, 4 ve 5 Nisan ilk sayfaları incelenmiştir.

Taraf Gazetesi, bu incelenen gazeteler içinde en ilginç noktada olandır. Çünkü açık bir fikir değişikliği ile, belli konularda ortaklık yaptığı gazetelerin tarafına geçmiştir 3 günde. 3 Nisan günü Taraf, olaya eleştirel bakmıştır ve şu manşeti atmıştır:

 

 

 

3 Nisan günü tatmin olmayan Taraf, hükümetin KPSS’de olduğu gibi tepki göstermemesi ve aksi yönde açıklamalarıyla birlikte tatmin olmaya doğru evrilmiştir. İşte 4 Nisan haberi:

 

 

Aslına bakılırsa, Taraf, hiçbir şey değişmeden aynı açıklamalara bakıp bir tatmin olmamış, bir tatmin olmuştur. Bu gitgel durumu 5 Nisan’da tamamen kaybolmuş ve Taraf şifre iddialarının tamamen karşısına geçmiştir.

 

 

 

 

 

 

Taraf, elle tutulur hiçbir gelişme olmamasına ve ortaya yeni yeni şifre iddiaları atılmasına rağmen, eleştirel bir noktadan tamamen inanan bir konuma geçmiş ve şifre iddialarına palavra demiştir.

Taraf sadece bir örnek. Fakat, gösterdiği değişim açısından önemli bir örnek. Şimdi benzer yaklaşımdaki diğer gazetelerin 4 ve 5 Nisan anasayfalarına bakalım. Bu gazetelerin en önemli özelliği meseleyi bir an önce kapatmak istemeleri. Vurgulanan hep ÖSYM Başkanı’nın “son noktayı” koyduğu. (Fotoğrafların üzerine tıklayarak tam boyut görebilirsiniz)

4 Nisan Akit:

 

4 Nisan Bugün:

4 Nisan Sabah:

4 Nisan Yeni Şafak:

4 Nisan Star:

4 Nisan Türkiye:

4 Nisan Zaman:

5 Nisan Zaman:

Görüldüğü gibi basının genel olarak birlikte hareket eden gazeteleri bu konuda da ortak bir tutum takınmış ve KPSS’de ortaya koydukları sorgulayıcı tavrı göstermemişlerdir. Bu durum üzerinde düşünmeye değerdir.

İşte sınavın şifresi: Mod Medyan – Abbas Güçlü

Depremden sonra, yediden yetmişe hepimiz deprem uzmanı olmuştuk

Depremden sonra, yediden yetmişe hepimiz deprem uzmanı olmuştuk. Şimdi de şifreleme uzmanı. Hemen her gün YGS’ye yönelik çok önemli şifreler bulduğunu ve bunun kesin sonuç verdiğini iddia edenler çıkıyor.
Ciddiye alıp incelediğinizde gerçekten de birebir doğru cevap anahtarı ile örtüşen şifreler de var. Ama daha da önemlisi internette günlerdir dolaşan “mod medyan“ yazışmaları insanı şoke etmeye yetiyor da artıyor.
İddiaya göre -ki internette bu iddiayı kanıtlayan yüzlerce örnek bulabilirsiniz- mod medyan kavramı bazı yerlerde öğrencilere aşağıdaki şekilde anlatıldı:
“YGS’deki seçenekleri, büyükten küçüğe doğru sıralayın, üstteki seçenekle hangisi çıkışıyorsa, o mod medyandır.”
Aslına bakılırsa mod ve medyan, istatiksel kavramlar. Sözlüklere girildiğinde uzun uzadıya anlatılıyor. Ama öğrencilere anlatımı bu şekildeymiş. Ve sınavdan bir iki gün önce bazı öğrenciler arasında “YGS’de mod medyan çıkacak haberiniz olsun“ diye mail trafiği olmuş. Konudan haberdar olanlar mod medyan kavramının ne anlama geldiğini hemen anlamış. Ama bu kavramı ilk kez duyanlar, sınava bir gün kala ders çalışmak olmaz, bırakın o soruyu da cevaplamayalım diye fazla kaale almamışlar.
Şimdi sanal ortamda dolaşan iddialara bakılırsa, bu konudan haberdar çok kişi olmuş. Ne kadarı doğru, ne kadarı abartı elbette bilmiyoruz. Ama ciddiye alınması gereken bir kavram olduğu kesin. Çünkü yine internet üzerindeki arama kayıtlarına bakıldığında, sınavdan bir iki gün önce bu kelimeleri arayanların sayısında özellikle bazı kentlerde patlama olmuş. Niyedir, nicedir onu biz bilemeyiz…

Cumhurbaşkanı’nın açıklaması
ÖSYM Başkanı Demir’i önceki gün iki saate yakın dinledik. Hem de onlarca gazeteci. İkna olanı görmedim. Ekran başında canlı yayını izleyenler arasında da tereddütte olanlar çoğunluktaydı. Zaten gelen maillere ve dünkü gazete manşetlerine baktığınızda durum bu yönde.
İşte bu noktada asıl şaşırtıcı olan Sayın Gül‘ün, ÖSYM Başkanı’nın anlattıklarını tatmin edici bulması!
Oysa ortada cevaplanması gereken onlarca soru var.
Sayın Gül, kendi emrindeki Devlet Denetleme Kurulu’nu ya da konunun uzmanı isimlerden oluşan bir bilirkişi heyeti oluşturup inceleme yaptırdıktan sonra bu açıklamayı yapsaydı, sanki çok daha doğru olurdu!..

Kitapçıklar açılmıyor
Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamasında, YÖK Başkanı’nın kendisine “Bugün (dün) öğle itibarıyla herkesin sorusunu, kâğıdını, cevabını internete koyduklarını söyledi” dedi. Ama bu cümle ne kadar gerçeği yansıtıyor sırasıyla hep birlikte bakalım:
Madde 1: Dün öğle itibarıyla internete konuldu denilen soru kitapçıklarına bir türlü ulaşılamıyor. Hele hele tümüne ulaşmak hâlâ mümkün değil.
Madde 2: Sayın Cumhurbaşkanı ÖSYM Başkanı’ndan aldığı bilgiler doğrultusunda herkesin soru kitapçıklarının internete yüklendiğini söylüyor ama ÖSYM’nin dün akşam saat 19.00’da internet sitesinde aynen şu bilgi vardı:
“2011-YGS’ye giren adaylar kendisine ait soru kitapçığı koduna http://sonuc.osym.gov.tr/Sorgu.aspx?SonucID=1097 adresinden erişebilirler. Soru kitapçık numarası ve bina kodu bilgisiyle kendi kitapçılarını ftp://2011ygs-kitapcik.osym.gov.tr adresinden görüntüleyebilirler. Şu ana kadar ADANA – BURSA/GEMLİK illeri arasındaki sınav merkezlerinde sınava giren adayların soru kitapçıkları hazırlanmıştır. Diğer illerde sınava giren adayların kitapçıkları hazır olduğunda sisteme eklenecektir. Kitapçıklar tüm kamuoyuna açıktır.
Şu ana kadar 349.154 adayın soru kitapçıkları kamuoyuna açılmıştır.
Kamuoyuna duyurulur.
1. Güncelleme: 03.04.2011 Saat: 20:30
2. Güncelleme: 04.04.2011 Saat: 10:00
Son Güncelleme: 04.04.2011 Saat: 17:00”
Yani, dün akşam itibarı ile 1 milyon 700 bin adaydan, sadece 349 bin adayın bilgisi internete yüklenmiş, tamamı değil. Yani Cumhurbaşkanı’na tam doğru bilgi verilmemiş.
Madde 3: Kâğıdından kastettiği herhalde adaylara yönelik cevap kâğıdı ki, böyle bir uygulama söz konusu değil. Hem daha cevap kartları da okunmadı.
Madde 4: Cevap kâğıdı yani cevap kartı gibi o kitapçığın cevap anahtarı da internette görünmüyor.
Madde 5: Sayın Cumhurbaşkanı’nın ortada böylesine bir şefaflık varken tatmin olduğunu söylemesi ilginç ama tabii eğer o bilgilere ulaşılabiliyorsa… Ama ÖSYM’nin internet sitesine girip, bu bilgilere ulaşmak istediğinizde karşınıza bakın nasıl bir açıklama çıkıyor:
“Bu web sayfası kullanılamıyor.
ftp://2011ygs-kitapcik.osym.gov.tr/ adresindeki web sayfası, geçici olarak kullanılamıyor veya kalıcı olarak yeni bir web adresine taşınmış olabilir. “
Peki yönlendirilmiş bir web sayfası var mı? Hayır. Peki buna şeffaflık denilebilinir mi, bu sizi tatmin eder mi?…
Özetin özeti: Bu tartışma daha çookkkkkkkk su kaldırır…

Abbas Güçlü / Milliyet

İşte şifrenin kanıtı: Şıklar zaten karıştırılmamış!

Türkiye, YGS’de ortaya çıkan şifrenin gerçek olup olmadığını tartışırken, soruların açıklanması ile birlikte şifre iddiaları da kanıtlanmaya ve gerekçelendirmeye başlandı. İşte eksisozluk.com adlı internet sitesinde ortaya konulan araştırma ve kanıtlama. Hiç dokunmadan veriyoruz:

*

Az önce ftp’den dağıttıkları pdf dosyalarından grup olarak indirdim ve Cnnturk’te rastgele alındığı söylenen cevapların gerçek olup olmadığını görmek için şıkları inceledim. Gerçekten dairesel moda uygun olarak her soru için sadece 5 şık mı vardı yoksa şıkların yerleri değişik miydi görmek istiyordum. Çünkü cevapların şıkları rastgele karıştırıldıysa dairesel mod ile çözülemezdi açıkçası ben de buna pek ihtimal vermiyordum. Ayarladıkları kişilere sadece dairesel mod ile çözülebilecek şifreler dağıtılmıştı diye düşünüyordum. Ancak az önce indirdiğim tüm test kitapçıklarında durum değişmiyordu sadece sıralamanın yeri “kaydırılmıştı” basına verilenden tek farkı kaydırılmış olmasıydı ve her şekilde çözülüyordu.

Gerçekten inanamıyordum sadece kaydırarak çözülebiliyorlardı hem de milyonlarca farklı kitapçıkta aynı basit yöntemle çözülebiliyor. Size hangi kitapçığın geldiği zerre kadar önemli değil. Öyle 4 faktoriyel 5 faktoriyel değişik şık falan yok sadece 5 değişik farklı şık var. Diğer kitapçıklara da baktım onlarda da durum aynı sadece 5 farklı kaydırılmış dizilim var ve hepsi de şansınız varsa ilk denemede en kötü ihtimal alt alta 5 kere yazdığınızda sizi doğru cevaba götürüyor.

Her pdf dosyasında 103 test kitapçığı var ve hepsinde sonuç aynı http://pastehtml.com/view/1dxk3cs.html adresindeki basit programcıkla çözüleceği gibi şıklar altlarına sıralı dizildiğinde ilk tek eşleşende de görülebiliyor.. hangi şıkta verilirse verilsin doğru cevap 1006.

Baktığım test kitapçığının adını, o kitapçıkta kaçıncı soru olduğunu ve şıkların dizilimini yan yana aşağıda veriyorum. Sadece 5 farklı alternetif dizilim olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz ve hepsi aynı yöntemle rahatlıkla çözülebiliyor.

Soruyu da yazalım:
2011-2010+2009-2008+…+3-2+1 işleminin sonucu kaçtır?
Şimdi süper karışık cevaplar geliyor:

kitapçık…………soru no……..şıklar
11244.21604…….soru.04…….a)1006 b)1002 c)1004 d)1008 e)1000
11277.98071…….soru.03…….a)1008 b)1000 c)1006 d)1002 e)1004
11221.41620…….soru.03…….a)1004 b)1008 c)1000 d)1006 e)1002
11219.60235…….soru.03…….a)1000 b)1006 c)1002 d)1004 e)1008
11183.25042…….soru.04…….a)1006 b)1002 c)1004 d)1008 e)1000
11242.03362…….soru.02…….a)1002 b)1004 c)1008 d)1000 e)1006
11240.91091…….soru.01…….a)1002 b)1004 c)1008 d)1000 e)1006
11190.68873…….soru.02…….a)1004 b)1008 c)1000 d)1006 e)1002
11179.32440…….soru.03…….a)1000 b)1006 c)1002 d)1004 e)1008
11235.67362…….soru.01…….a)1008 b)1000 c)1006 d)1002 e)1004
11167.36815…….soru.03…….a)1008 b)1000 c)1006 d)1002 e)1004
11190.34493…….soru.03…….a)1002 b)1004 c)1008 d)1000 e)1006
11239.69771…….soru.01…….a)1002 b)1004 c)1008 d)1000 e)1006
11214.19471…….soru.01…….a)1002 b)1004 c)1008 d)1000 e)1006
11265.39413…….soru.01…….a)1000 b)1006 c)1002 d)1004 e)1008
11224.24040…….soru.03…….a)1006 b)1002 c)1004 d)1008 e)1000
11269.59931…….soru.02…….a)1006 b)1002 c)1004 d)1008 e)1000
11169.48860…….soru.02…….a)1008 b)1000 c)1006 d)1002 e)1004
11253.53431…….soru.02…….a)1004 b)1008 c)1000 d)1006 e)1002
11222.87224…….soru.01…….a)1000 b)1006 c)1002 d)1004 e)1008

Göreceğiniz gibi öyle 80-100 vs. değil; sadece 5 farklı görünen ama tek bir dairesel dizilim var:
a)1000 b)1006 c)1002 d)1004 e)1008
………….a)1006 b)1002 c)1004 d)1008 e)1000
…………………….a)1002 b)1004 c)1008 d)1000 e)1006
……………………………….a)1004 b)1008 c)1000 d)1006 e)1002
………………………………………….a)1008 b)1000 c)1006 d)1002 e)1004

Sadece “kaydırılmışlar” “karıştırılmamışlar” aynı iskambil kağıtlarıyla yapılan ilüzyon numaralarında olduğu gibi…

Baktığım diğer soru ve cevaplarda da durum değişmiyor her kitapçıkta sadece cevaplar kaydırılmış, karıştırılmamış dolayısıyla çembersel mod sistemi ile rahatlıkla çözülebiliyor. Başka sorusu olan var mı bilmiyorum ama adamlar hala ayakta durabiliyorsa ve bu basit ilüzyon görülemiyorsa biz ne kadar kral çıplak desek nafile.

Çözümü hala merak edip okumayan varsa diye bir kere daha hatırlatalım…

Kural 1) Sayılar küçükten büyüğe dizilirler ve soru kağıdındaki orjinal sıralama ile karşılaştırılırlar. Sadece 1 cevap kesişiyorsa o şık kesin doğru cevaptır. Bu mod demektir.
Kural 2) İki ya da daha fazla çakışan cevap varsa cevapta bize verilen sıralamayı sağa doğru kaydırırız… Sondaki cevap en başa geçer. Böyle böyle bir çakışan çıkıncaya kadar ilerlersiniz. Bu da çembersel mod demektir.
Kural 3) Eğer sayılar zaten küçükten büyüğe sıralı şekilde gelirse zaten beş cevap birden çakışıyor demektir. Bu durumda ise doğru cevap en küçük sayıdır.

Örneğin:
11190.68873 soru.02
a)1004 b)1008 c)1000 d)1006 e)1002
a)1000 b)1002 c)1004 d)1006 e)1008……….Sadece tek çakışan cevap var. Doğru cevap d)1006 Bu öğrencimiz şanslı ilk denemesinde bulabilirdi!

11183.25042 soru.04
a)1006 b)1002 c)1004 d)1008 e)1000
a)1000 b)1002 c)1004 d)1006 e)1008……….2 Çakışan var 1002 ve 1004 yine kaydıracağız.
a)1008 b)1000 c)1002 d)1004 e)1006……….Hiç çakışan yok yine kaydıracağız.
a)1006 b)1008 c)1000 d)1002 e)1004……….Sadece 1006 çakışıyor. Doğru cevap e) 1006 Bu da şanslı sadece 3 denemede bulabilirdi!

11235.67362 soru.01
a)1008 b)1000 c)1006 d)1002 e)1004
a)1000 b)1002 c)1004 d)1006 e)1008……….Hiç çakışan yok yine kaydıracağız.
a)1008 b)1000 c)1002 d)1004 e)1006……….2 çakışan var. 1008 ve 1000 yine kaydıracağız.
a)1006 b)1008 c)1000 d)1002 e)1004……….2 çakışan var. 1002 ve 1004 yine kaydıracağız.
a)1004 b)1006 c)1008 d)1000 e)1002……….Hiç çakışan yok yine kaydıracağız.
a)1002 b)1004 c)1006 d)1008 e)1000……….Sadece 1006 çakışıyor. Doğru cevap c) 1006, bu ise bahtsız bedevi.

Neyse ki diğer sorularda kolayları da gelecek sisteme güveniyor ve başarıyı hedefliyor. Çıkıp ulu orta evet benim vicdanım elvermiyor artık bunca insanın kul hakkını ödeyecek cesaretim yok. Bana bu zorla yaptırıldı diye yüzbinlerce insanın hakkını yiyerek ahir hayatımda direk cehenneme gitmek istemiyorum diyecek mi? Hayır!! Sadece sınav iptalini izleyecek ve bir sonraki sınavda ona sunulan bir sonraki yönteme bel bağlayacak. Sınav iptali gerçekleşmezse de götüyle gülecek tüm eleyip geçtiklerine, salak gibi dershanelere para saçıp günde 1000 soru çözen gerizekalılara. Ailelerine de acıyacak içten içe. Boğaziçi’nden ODTÜ’den İTÜ’den kendi aralarında yaptıkları geyiklere malzeme olacağız hepsi o. Ama kral çırılçıplak!!!

(shed, 05.04.2011 00:43 ~ 02:31)

Önemli Not: Biz de rastgele olarak Afyon Merkez’den sru kitapçıklarına baktık ve bunun doğru olduğunu gördük.

YGS’de yeni şifre ortaya çıktı

Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nın kamuoyuna ilan edilen kopyasında tespit edilen şifre üzerine ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir’in tüm adayların kitapçıklarını görünür hale getirmesi, yeni ve daha basit bir şifreyi ortaya çıkardı.

Ortaya çıkan yeni şifreye göre, matematik testinde şıklar arasında en yüksek sayının sağındaki şık her zaman doğru yanıt oluyor. Kural, uygulandığında 40 matematik sorusundan 30’un üzerinde doğru yanıt çıkarılabiliyor.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir’in ikili kopyanın önüne geçmek için ‘adaya özel kitapçık’ uygulaması, sistemi arapsaçına çevirdi. Basına dağıtılan YGS kitapçığında tespit edilen şifrelemenin ardından basının karşısına çıkarak, “Şifre olarak bahsedilen durum hiçbir adayın soru kitapçığı için geçerli değildir” açıklaması yaptı ve tüm kitapçıkları kamuoyuna açtı.

Kitapçıklar yayımlanır yayımlanmaz, henüz Bursa gemlik ilçesindeki salonlardaki kitapçıklar görünebildiği halde, birden fazla şifre tespit edildi.

Radikal gazetesindeki habere göre, bir okurun uyarısıyla matematik testinde yapılan inceleme sonucunda, seçeneklerin basın kopyasındaki temel sıralama korunarak yerleştirildiğini tespit edildi. Buna göre en basit ifadeyle seçenekler arasındaki en büyük rakamsal değerin sağındaki şık işaretlendiğinde 30’a yakın soruda doğru sonuca ulaşılıyor. Ayrıca soruların küçükten büyüğe dizilimi yeniden düzenlendiğinde 30’un üzerinde soruyu doğru yapmak mümkün. İşte birkaç örnek.

Soru 15: x.(10!) çarpımı bir pozitif tam sayının karesi olduğuna göre, x’in alabileceği en küçük değer kaçtır?

a) 21 b) 7 c) 5 d) 10 e) 14

Şıklarda en yüksek sayı 21. 21’in sağında b) şıkkı var, b şıkkı doğru yanıt oluyor.

En yüksek rakamın sağındaki şıkkın doğru olması kuralı 11250.36833 no’lu kitapçıkta da uygulanabiliyor. Radikal’in editörleri dün akşam saatlerinde, çok kısa sürede bu formülü uygulayarak, 20’nin üzerinde soruya doğru yanıt vermeyi başardılar.

SINAVDA ŞAİBE KALACAK
ÖSYM bu şifrelemeyi kasıtlı yapmamış bile olsa, tespit edilen bu şifreli kitapçığın sahibi olan aday, gerçekten başarılı bile olsa, üzerinde bir şaibe kalacak ve mağdur olacak. Demir’in bu öğrencilerin karşı karşıya kalacağı mağduriyeti nasıl gideceği de merak ediliyor.

“Donanım haber” isimli bir forum sayfasında ise yayınlanan bazı kitapçıklarda “Çembersel modlama” isimli bir algoritma türünün kullanıldığı iddia edildi ve buna ilişkin örneklere yer verildi. Bu yöntemle doğru cevabı bulma oranının yüzde 80’e ulaşılabildiği öne sürüldü.

(Radikal, NTV)

Seçim 2011: DP ile SP ittifakında çatı sorunu

Seçime doğru Demokrat Parti’nin Saadet Partisi ile yürüttüğü ittifak arayışı “çatı”da kilitlendi. Saadet Partisi basına “Uzlaşma sağlandı, çatı biziz” haberini sızdırdı. Ama Demokrat Parti çatının Saadet Partisi olduğunu kabul etmedi.

SP’den gelen haberlere göre, Türkiye Partisi ve Demokrat Parti ile sürdürülen seçim ittifakı görüşmelerinin uzlaşma ile tamamlandığı söylendi, Saadet Partisi çatısı altında bu üç partinin seçime gireceği belirtildi.

Bununla birlikte, Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, uzlaştık ya da uzlaşmadık demeden, “Biz Demokrat Parti bayrağı altına Saadet Partisi dahil Milli Görüş ve bütün merkez sağı bekliyoruz” açıklamasını yaptı.

(Yeşil Gazete)