Ana Sayfa Blog Sayfa 4210

Genç piyanistler Gümüşlük’te

Let’s Bodrum ! 10. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamındaki Gümüşlük Müzik Akademisi’nin piyano masterclass’ına katılan genç müzisyenler ilk konserlerini vermeye başladı. Yaşları 12 ila 19 arasında değişen birinci dönem 10 öğrenci, masterclass eğitimlerinin sonunda, Sanat Yönetmeni Eren Levendoğlu ve Sanat Danışmanı Gülsin Onay’ın imzalayacağı sertifikalarını alacaklar. Aldo Ragone, Mauricio Vallina, Misha Dacic, Pierre Réach, Edna Golandsky, Yury Martynov ve Gülsin Onay’ın eğitmenliğindeki masterclass 9 Ağustos’a kadar devam ediyor. 16 Ağustos’ta bitecek Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’ndeki diğer etkinlikler de devam ediyor. Piyanist Aldo Ragone 1 Ağustos, piyanist Pierre Réach 4 Ağustos, Boğaziçi Caz Korosu 10 Ağustos ve gitar ikilisi Carlo Domeniconi & Derek Gripper da 16 Ağustos’ta festival sahnesinde yer alacak.

Ayrıntılı bilgi www.gumuslukfestival.org adresinde.

Tayland Körfezi’nde petrol sızıntısı

29 Temmuz’da ibtimes.com’da Mark Johanson imzası ile yayınlanan haberi Yeşil Gazete ekibinden Zeliha Yıldırım‘ın çeviri ile yayınlıyoruz

* * *

Denizi ve bembeyaz kumsalları ile anılan Tayland’ın popüler adası Koh Samet ve milli parkda tatil yapan turistler,  ülkenin en büyük petro kimya şirketi PTT Global Chemical tarafından işletilen boru hattında geçtiğimiz Cumartesi günü meydana gelen petrol sızıntısı nedeni ile bölgeden uzaklaşmaları konusunda uyarıldı.

Koh Samet adası Ao Prao sahilindeki temizleme çalışmalarındaki görevlinin eldivenleri, Rayong July 29, 2013. Reuters

50 ton civarında olduğu belirtilen sızıntıdan sorumlu şirket, 10 gemi ve 600’den fazla donanma personeli;  çevre uzmanları, vatandaşlar ve Singapur’dan gelen özel bir ekip ile  T şeklindeki adanın en çok etkilenen kıyılarını temizlemek için gece gündüz çalıştıklarını belirtti.

Pazartesi günü açıklama yapan Rayong valisi  “Şu an önceliklerimiz plajları ve denizi petrolden arındırmak; diğer kıyılara yayılmayacağını garanti altına almaktır. Eşsiz güzellikteki bembeyaz kumlar üzerindeki bu kirliliğin bir an evvel giderilmesini istiyoruz.” dedi. Hükümet sözcüsü de kirliliğin anakaraya ulaşmasından ve balıkçılık sektörünün etkilenmesinden korktuklarını belirtti.

Samet adası Ao Prao sahilindeki temizleme çalışmaları , Rayong Temmuz 29, 2013. Reuters

Koh Samet adası, başkent Bangkok’a 220 km uzaklıkta her yıl yaklaşık  1 milyon turistin uğradığı popüler bir tatil yeri olarak biliniyor. Geçtiğimiz cumartesi ilk petrol tabakası, boru hattından yaklaşık 35 kilometre (22 mil) uzaklıktaki Ao Phrao sahiline  ulaştı.

Pazar günü özür açıklaması yapan, devlete ait PTT Plc.( Petroleum AuThority of Thailand) şirketinin bir kolu olan PTT Global Chemical şirket yetkilileri, Cumartesi günü yerel saat ile sabah saat 6:50’ de Güneydoğu Asya’ nın en büyük rafinerilerinin olduğu Map Ta Phut sanayi bölgesinin yaklaşık 20 kilometre (11 mil) uzağındaki boru hattına tankerden ham petrol transfer edilirken sızıntı olduğunu; Tayland hükümeti ile petrol kirliliğini temizlemek ve çevreyi eski haline getirmek için işbirliği içerisinde olduklarını belirtti. Ertesi gün, bazı hükümet yetkilileri, şirkete sızıntının boyutları hakkında dürüst olmadığı, ayrıca temizleme mücadelesi için de net bir planlarının olmadığı görüşü ile ateş püskürdü.

Koh Samet adası Ao Prao sahilindeki temizleme çalışmaları , Rayong Temmuz 29, 2013. Reuters

Greenpeace,  Tayland hükümetine enerji politikalarını gözden geçirmesi ve Tayland Körfezi’ nde petrol arama ve sondajlama çalışmalarına son vermesi yönünde çağrıda bulundu. Tayland sularında son 30 yıl içerisinde 200′ den fazla petrol sızıntısının olduğunu belirten Greenpeace‘ in Güneydoğu Asya kampanya yöneticisi Ply Pirom,  bu durumun sadece çevreye değil aynı zamanda ülkenin turizm sektörüne yönelik de tehdit olduğunu sözlerine ekleyerek PTT şirketine de çevre tahribatını düzeltme sorumluluğunu yüklenmesi konusunda çağrıda bulundu.

PTT  şirketine bağlı PTT Exploration and Production şirketi,  2009 yılında Timor Denizinde Montara petrol platformunda meydana gelen Avustralya’ nın en büyük petrol sızıntı kazasının sorumlusuydu.

Haberin orjinali: ibtimes.com/gulf-thailand-oil-spill-reaches-ko-samet-island-popular-tourist-retreat

Haber: Mark Johanson – ibtimes.com

Çeviren: Zeliha Yıldırım

(Yeşil Gazete, ibtimes.com)

 

HES’ten muhteşem performans: 2 saatte dere kurudu

Rize’nin içme suyu ihtiyacının karşılandığı Salarha Deresi’nin 8 kilometrelik bölümü HES projesinin deneme üretimine başlamasıyla 2 saat içinde tamamen kurudu. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun “HES’ler dereleri kurutmuyor” sözlerini anımsatan çevreciler duruma tepki gösterdi.
Rize’de kent merkezi ile birlikte 10 ilçe, 5 belde ve 25 köyde yaklaşık 300 bin kişinin içme suyu ihtiyacının karşılandığı Salarha Deresi’nde Çalık Holding’e ait Adacami Hidroelektrik Santralı (HES)  deneme üretimine başladı. Güneysu Vadisi üzerindeki irili ufaklı toplam 6 derenin suyunu da tünellere alan proje kapsamında, Salarha Vadisi üzerindeki Çaykent Beldesi ile Yiğitler köyü arasındaki Üzümlü regülatöründen tünele alınan Salarha Deresi’nin suyu, Güneysu Vadisi’nde kurulan santrala aktarıldı. Ancak Salarha Deresi’nin 8.5 kilometrelik kısmı kurudu. Derenin iki saat içerisinde susuz kalması bölge halkının tepkisine neden oldu. Topaloğulları Çevre Koruma Derneği Başkanı Ali Toptan, taşkınlara neden olan Salarha Deresi’nde elleri yıkayacak kadar bile su kalmadığını vurgulayarak, “HES üretime başlayınca iki saat içerisinde su seviyesi birden düştü. Gürül gürül suyun aktığı derenin ortasındayız ama su yok. Böyle şey olmaz. İshale hattı olmayan bölgede pis sular da dereye veriliyor. Burada artık kokudan da durulmaz” dedi.


Söyleseler inanmazdık

Dereyi daha önce hiç bu halde görmediklerini anlatan yöre sakinlerinden Şevki Köse, Faruk Demircan ve Mustafa Avcı da derenin bu hale getirilmesine tepki göstererek “Onca yıldır burada yaşarız, dereyi ilk kez bu halde gördük. Salarha Deresi kurudu. Söyleseler inanmazdık” diyerek dert yandılar.

Derelerin Kardeşliği Platformu’ndan yapılan açıklamada da Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun  “HES’ler dereleri kurutmuyor”sözlerini anımsatarak “Buralarda katliam yaşanıyor. Artık bütün gerçekler ortada. Derelerimizde su kalmadı. Dereler ve sularımız ile birlikte yaşamın da kökü kurutuluyor. Bu rant projeleri artık bir an önce durdurulmalı” denildi.

İlk Gezi davası Ethem anmasına

Savcılık, Ethem Sarısülük için 16 Haziran’da Kızılay’da yapılmak istenen anmaya katılan 35 kişi hakkında dava açtı, ayrıca 15 kişi hakkında iddianame düzenlendi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, başkentte düzenlenen Gezieylemlerine ilişkin ilk davayı, Kızılay’da düzenlenen Ethem Sarısülük anmasına açtı. Basın Savcılığı, Sarısülük’ü vurulduğu yerde anmak için toplanan, ancak polis müdahalesi ile dağıtılan gruptan 35 kişi hakkında iddianame düzenledi. İddianamede, haklarında3 yıla kadar hapis cezası istenen şüpheliler “yasadışı eylem yapmak ve ihtara rağmen dağılmamakla” suçlandı. Bir diğer basın savcısı ise 4 farklı tarihte düzenlenen Gezi eylemine katıldığı gerekçesiyle 15 kişi hakkında iddianame düzenledi. Polise direnmekle suçlanan bu şüpheliliere hakkındaki iddianame henüz başsavcılık tarafından onaylanarak mahkemeye gönderilmedi. Böylece Ankara’daki eylemlerle ilgili hakkında iddianame düzenlenen kişi sayısı 50 oldu.

Basın Savcılığı tarafından düzenlenen iddianamenin konusunu Ethem Sarısülük’ün cenaze töreninin yapıldığı 16 Haziran günü Kızılay’da yapılan anma oluşturdu. O gün, Ethem’in cenazesi Batıkent Kavşağı’nda durdurularak Kızılay’a gelmesine izin verilmemişti. Kızılay’da Ethem’in vurulduğu yerde toplanmak isteyen yüzlerce kişiye ise polis gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etmiş ve grubu dağıtmıştı.

Ethem’in ağabeyi Mustafa Sarısülük’ün de katıldığı eyleme ilişkin soruşturma başlatan Basın Savcılığı, 35 kişi hakkında iddianame düzenledi. Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, şüphelilerin 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasa’nın 32/1 maddesi uyarınca 3 yıla kadar cezalandırılması istendi.
“Direnme” suçunu düzenleyen söz konusu maddede, “Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşlerine katılanlar, ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar ederlerse, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” deniliyor. Dava önümüzdeki günlerde başlayacak. Diğer yandan savcılık, anmaya katılan 73 kişi hakkında ise dava açmayarak takipsizlik kararı verdi. Ağabey Mustafa Sarısülük ve aileden kimseye dava açılmadı.

Davalı sayısı artıyor

Sarısülük anmasının ardından diğer savcılar da harekete geçti. Bir diğer basın savcısı ise 4 farklı tarihte düzenlenen Gezi eylemine katıldıkları gerekçesiyle 15 kişi hakkında iddianame düzenledi. Polise direnmekle suçlanan bu şüpheliler hakkındaki iddianame henüz başsavcılık tarafından onaylanarak mahkemeye gönderilmedi. Böylece Ankara’daki eylemlerle ilgili hakkında iddianame düzenlenen kişi sayısı 50’yi bulmuş oldu.

İsme özel akademik ilan!

Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne alınacak öğretim üyeleri için gazetelere verilen ilanda, kadroya alınacak öğretim üyelerinin ismi de yer aldı.

Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Basın İlan Kurumu aracılığıyla öğretim üyesi almak için ulusal bir gazeteye reklam verdi. İlanda, Tıp, Mühendislik, Fen Edebiyat Fakültesi’ne 1’er, Su Ürünleri Fakültesi’ne 2 doçent; İlahiyat Fakültesi’ne ise 1 yardımcı doçent alınacağı belirtildi. Ancak ilanda alınacak öğretim üyelerinin isimleri de ilan edildi. Tıp Fakültesi için aranan öğretim üyesinin karşısında Ahmet Pergel ismi yer aldı. Pergel’in isminin yanında ise “Doçentliği alamadı sorulacak”yazısı dikkat çekti.

Fen Edebiyat Fakültesi’ne alınacak öğretim üyesinin karşısında ise Murat Tomakin’in adı ve “İzinli” notu yer aldı. TTB Genel Sekreteri Beyazıt İlhan, “Söz konusu kadro ilanında da görülüyor ki ilan edilmekte olan kadrolara kimlerin atanacağı, ilanı verenler tarafından önceden belirlenmiş. Adrese teslim kadro ilanı yapmak, Türkiye’de üniversiteler arasında sıradan oldu, burada ise skandalın büyüğü var. YÖK’ü ve Cumhurbaşkanı’nı göreve çağırıyoruz. Tüm üniversitelerimizi, tüm akademisyenlerimizi, akademiye bilime sahip çıkmaya ve böyle keyfi uygulamalara karşı durmaya davet ediyorum. RTE Üniversitesi açısından utanç verici bir durum. Torpil hiç bu kadar aleni ve çarpıcı olmamıştı”dedi.

Cennet Bahçesi’nde progresif müzik festivali

10 Ağustos’ta Burgazada’da Cennet Bahçesi’nde düzenlenecek festivalde Replikas, Sattas, Dinar Bandosu, Taner Öngür & Avam, Volkan Karaman & Kontsizoff Orkestrası, Batman Robin & Kemal, Teneke Trampet, Klan, Cenk Taner & Arkadaşları yer alıyor.

60’lı yıllardan fırlamış afişiyle göz dolduran festival 10 Ağustos Cumartesi saat 18:00′de başlayıp, 01:00’de sona erecek.

Taner Öngür sosyal medyadan festival hakkında şöyle bir bilgilendirme yaptı.

“arkadaşlar, bu festivalde, güçlü ses sistemleri, ışık oyunları, sis makineleri, projektörler filan olmayacak. Aynen, 60’lardaki gibi davulda sadece 1 mikrofon, diğer bütün enstrümanlar davulun akustik volümüne balanslanarak müzik yapılacak. insan denilen yaratığın, desibel sınırlarını, güçlü algılanmak adına zorlamayacağız. kulaklarımızın gerçekten algılayabildiği bir desibelde yaşanacak herşey, yanınızdaki ile konuşabileceksiniz. son 30 yıldır, kapitalizmin, her alanda olduğu gibi, müzikte de abartıyı pompalaması neticesinde, müzik dinlenmeyen bir kavram haline geldi, abartı arttıkça arttı, artık yeter, bu abartıyı reddediyoruz. Doğal kulaklarımıza kavuşmak istiyoruz, müzik saf sessizlikten başlayabilmeli, bildiğiniz gibi adalarda, motorlu araçlar yok, yani aslında şehirde farketmediğimiz ve bizi ne olduğunu anlamadığımız bir şekilde çıldırtan dip gürültüsü yok, Orada kendinizi daha temiz ve dinç hissedeceksiniz, kafanız daha az karışık ve daha huzurlu olduğunuzu farketmeniz de cabası..”

Yeşil Gazete

 

[Son Dakika] Demirören Can Dündar’ı Milliyet’ten çıkardı

İşten çıkarılan gazeteciler kervanına Can Dündar da katıldı. Yapılan yönetim değişkliğiyle genel yayın yönetmenliği görevine Deya Sazak’ın yerine Fikret Bila’nın getirildiği Milliyet gazetesinde beklenen gelişme gerçekleşti. Bir süredir başbakan Erdoğan’ın kara listesinde bulunan Can Dündar işten çıkarıldı.

Can Dündar kendi web sitesinde yazdığı yazıyla durumu anlattı ve Erdoğan  Demirören’den gelen telefonla işten çıkartıldığını söyledi.

Yeşil Gazete

Açıklama – Can Dündar

Geçen hafta İstanbul’un güzelim teraslarından birinde oturduk:
Ben, Derya (Sazak), Fikret (Bila)…
Meslekte 30 yıldır aynı yolları kimi zaman yanyana, kiminde sırt sırta arşınlamış üç gazeteciydik.
Babadan servet devralmamış, meslekte hazıra konmamış, her mevkie çabayla, sabırla, gayretle tırmanmış üç meslektaştık.
Yazılı basının farklı mecralarında birbirimizi izleyerek, kollayarak, atlatarak, özenerek yetişmiştik.
12 Eylül kâbusunu Ankara’da yaşamıştık.
Danışma Meclisi’ni parlamentoda karşılamıştık.
Kapanan partiler, devrilen liderler görmüştük; baskıya, zulme tanık olmuştuk.
12 Eylül’de sansürü delmeye çabalamış, 28 Şubat’ta cadı avı sürdüren, kelle isteyen askere direnmiştik.
Mesleğimiz dışında bir işe bulaşmadan, olmadık işler yapıp öyle büyük servete kavuşmadan, yolumuzdan çok da şaşmadan bugünlere gelmiş, nihayet onca yılın sonunda aynı gazetede buluşmuştuk.
Derya neredeyse ömrünü verdiği gazetenin başındaydı.
Fikret, Ankara kalesinin burcunda…
Ben gazetede bir köşe başında…
Geçen 9 ayda güzel işler yapmış, güzel haberler çıkarmış, güzel yazılar yazmış, güzel manşetler atmıştık.
Yanlışımız da olmuştu elbet…
Onda da birbirimizi uyarmış, tartışmıştık.
O gece, yeni bir yol ayrımındaydık.
Güzelim terasa vuran yaz rüzgârından çok daha şiddetli bir fırtına ufuktaydı.
Bu kez sivil giysili, ama eskisinin birebir taklidi, yeni bir cadı avı başlamıştı.
Bizden önce nice meslektaşımıza kıymıştı.
Sıra bizdeydi.

* * *

9 ayın bize güzel gelen, gazeteci coşkusu veren işlerinin, “İmralı zabıtları” manşetinin, Gezi direnişi haberlerinin, gazetenin muhalif çizgisinin, Hükümet’i çok rahatsız ettiğinin ipuçları geliyordu nicedir…
Biz, her gerçek gazeteci gibi, “İmralı pazarlığını deşifre eden biziz”, “Gezi’de, Kahire’de olayların tam göbeğindeyiz”, diye sevinirken, bunun bir bedeli olacağının da farkındaydık elbet…
Daha önce gazetecilik yapanların, her icraata kafa sallamayanların akıbeti bekliyordu bizi de…
Başbakan’ın kürsüden söylediği “Batsın böyle gazetecilik” lafı, bir temenni değil, bir direktifti.
Batırmak için seferber olan bakanların/danışmanların
telefonları, patron katını bezdirmişti.
Telefonlara kulak asmayanların, gereğini yapmayanların başına gelenler ortadaydı.
Sonunda o baskılar sonuç verdi.
Önce Derya gitti.
Sonra ben…
Enkazı Fikret devraldı.

* * *

Bugün öğleden sonra Erdoğan Demirören’den aldığım bir telefonla öğrendim, görevime son verildiğini…
Epeydir bekliyordum; sürpriz olmadı.
Konuşmanın içeriğini yazmam yakışık almaz…
Nedenini artık herkes biliyor zaten…
Ben, ilk değilim; son da olmayacağım.
Mesleğe 30 yılını vermiş gazeteciler, Derya, Fikret, ben; önemli değiliz; önemli olan şu ki; sadece işimizi değil, bir mesleği yitirmenin arifesindeyiz. Bir araya gelene dek daha çok kurban vereceğiz.
Neyse ki tarih kitapları var:
Ve orada, hiçbir haksız baskının haklı bir sesi susturmaya yetmeyeceği yazıyor.
Yeni mecralarda, yine buluşacağız, yine yazıp konuşacağız.
Ta ki özgür bir ülkeyi ve onun özgür medyasını inşa edene dek…

Can Dündar –www.candundar.com.tr

Edward Snowden’ın havaalanı esareti sona erdi

ABD’nin casuslukla suçladığı ve bir süredir Moskova Havalimanı’nda tutulan Edward Snowden Rusya’dan 1 yıllık sığınma hakkı elde etmesi sonrası havalimanından ayrıldı.

Kararın açıklanması sonrası dosyalarını Rus Göçmen Dairesi’ne teslim eden Snowden bu sayede 1 yıl boyunca Rusya’da yaşama hakkı elde etti. Eski CIA ajanı olan Snowden Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu’nun mail, mesaj ve cep telefonu konuşmalarını ifşa ettiğini açıklaması sonrası Hong Kong’a kaçmıştı. Bir süre Hong Kong’da kalan Snowden ABD hükümetinin iadesini istemesi sonucu ise Moskova’ya kaçarak buradaki havalimanında kalıyordu.

 

ABD dünyayı 700 servis sağlayıcı üzerinden izliyor

ABD Ulusal Güvenlik Kurumu NSA’nın internetten bilgi toplamada kullandığı “XKeyscore” programı da Guardian gazetesi tarafından yayınlandı. ABD, internet kullanıcılarının tüm özel yazışma ve aktivitelerini izleyen program için dünya çapında 180 noktaya 700 servis sağlayıcı yerleştirmiş.

ABD Ulusal Güvenlik Kurumu NSA’nın küresel izleme ve dinleme programı “Prism” basına sızdıran CIA eski çalışanı Edward Snowden ve gazeteci Glenn Greenwald bu kez de, internetten bilgi toplama ağı olan “XKeyscore” ifşa etti.

Edward Snowden’ın NSA’nın dinleme ve izleme programlarını basına sızdırmasına yardımcı olan ABD’li gazeteci Glenn Greenwald geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, ABD Ulusal Güvenlik Kurumu’nun küresel izleme ve dinleme programını ifşa etmeye devam edeceklerini belirtmişti. Greenwald, şu ana kadar basına sızdırılan gizli belgelerin, yayınlayacakları gizli belgelerin yanında “çocuk oyuncağı” kalacağını iddia etmişti.

Güvenlik gerekçesiyle Brezilya’da yaşayan gazeteci Glenn Greenwald, dün İngiliz Guardian gazetesinin internet sayfasında ABD Ulusal Güvenlik Kurumu NSA’nın internetten bilgi toplamada kullandığı ağı “XKeyscore”un detaylarını yayınladı. NSA’nın “XKeyscore” programıyla dünya genelindeki elektronik posta, sosyal medya ve çevrimiçi sohbet trafiğini izlediği ortaya çıktı.