Mersin’de 14 yaşındaki Gizem Gül Türkkan, ilk sonucu açıklandığında sistemde 485.291 olan SBS puanının, tercih yapmaya gittiği okulda 337.291’e düşürüldüğünü görünce savcılığa suç duyurusunda bulundu. Milli Eğitim, ‘karışıklık nedeniyle’ birçok öğrencinin sonuçlarının değiştirildiğini açıkladı.
SBS sonuçları değiştirildi!
Bahreyn’de ağır anti-terör yasası
İki yıldır monarşi karşıtı eylemlerle sarsılan Bahreyn’de terör suçlularına ölüm cezası verilmesini öngören yasa yürürlüğe girdi.
Kral Hamad bin Issa Al Khalifa tarafından da onaylanan yeni yasaya göre patlayıcılarla saldırı düzenleyenlere asgari 10 yıl ile ömür boyu hapis cezası arasında ceza öngörülürken, patlamada can kaybı olduysa idam cezası uygulanacak.
Terör örgütlerine mali destek verenlere de 10 yıl ila ömür boyu hapis cezası öngörülüyor. Ayrıca terör suçlarından hüküm giyenlerin Bahreyn vatandaşlığından çıkartılması da gündemde.
Yedikule’de bu haftasonu “Bostan okulu” kuruluyor
Yedikule Bostanlarından bu haftasonu için çağrı var. Bostanı yeni baştan yaratmak için tüm çocuklar ve hala çocuk kalanlar Yedikule Bostanlarında tava yapmayı, tohum ekmeyi, çiçek dikmeyi ve sulamayı öğrenmek üzere “Tarihi Yedikule Bostan Okulu”nun ilk derslerine bekleniyor.

Peki Yedikule Bostanı Okulu’nda haftasonu 10:00 – 17:00 saatleri arasında gerçekleşecek eğitim için hangi malzemelere ihtiyacınız olacağını biliyor musunuz?
-Organik roka, turp, pazı, lahana, semizotu tohumları
-Bostan korkuluğu yapmak için de bez parçaları, süpürge, ve şapka
Okulun tam yerini de rica etsek derseniz, hemen yardımcı olalım. Tarihi Bayrampaşa bostanı Belgrad kapı girişinden sağda ileride. Futbol sahasının önünde.
Toprakla uğraşmayı seven ve İstanbul’da ikamet eden herkes bu haftasonu Yedikule Bostanı’na
(Yeşil Gazete)
LGBT hareketi Rumeli’ye sıçradı: Trakya LGBTQİ
Kaos GL’nin düzenlediği Homofobi Karşıtı Yerel Buluşmalar’da örgütlenmeye başlayan Edirne’deki LGBT bireyler, Trakya LGBTQİ adlı bir oluşum kurdu.
Trakya LGBTQİ adlı oluşum, yerel etkinliklerin de önayak olması ile iki hafta önce Edirne’de kuruldu.
Geçen yıl Kaos GL’nin düzenlediği Homofobi Karşıtı Yerel Buluşmalar’da tanışan Ceren ve Gökhan’ın oluşturduğu iki kişilik ‘dev kadro’, bu yılki etkinlikte büyük bir gruba dönüştü.
“Edirne küçük bir yer ve açık olmayan çok fazla kişi var. Bu insanlara bizimle olmalarını, bu şekilde bir şeyler başarabileceğimizi anlattık,” diyen Ceren, nasıl bir araya geldiklerini anlatıyor.
Oluşumun isteği örgütlenme ve ifade özgürlüğü.“İstiyoruz ki üniversitemizde ve şehrimizde kimse kendini yalnız-yanlış hissetmesin. Edirne’de de paneller, atölyeler, film gösterimleri yapılabilsin,” diyor Gökhan.
İlk olarak üniversitede bir öğrenci topluluğu kurmayı hedefleyen oluşum, yaz tatillerini bir sonraki dönemde yapacakları çalışmaları belirlemek amaçlı değerlendiriyor.
Ceren, “biraz zor olacak; ama yapılamayacak bir şey değil,” diyor. Gökhan da Trakya Üniversitesi’nde okumaya başlayacak LGBTQİler için kalacak yer, ev arkadaşı, arkadaş desteği gibi konularda yardımcı olabileceklerini söylüyor.
Trakya LGBTQİ ayrıntılı bilgiye Facebook ve [email protected] adreslerinden ulaşmak mümkün
(Bianet)
Tarımda çanlar çalıyor, hükümet sela okuyor – Abdullah Aysu
Kırsalda yaşam canlılığını yitiriyor. Doğanın canlı bekçileri olan çiftçiler, çiftçiliği terk etmek zorunda kalıyor. Ürün fiyatlarının maliyetlerin altında belirlenmesi çiftçiliğin terkinde baş rolü oynuyor. Bunu cümle alem biliyor. Hükümet aldırmıyor, çözüm üretmek için parmağını oynatmıyor. Serbest piyasa tanrısı piyasayı düzenler diyor. Başka şey demiyor.
Onuncu Kalkınma Planı’nın durum değerlendirmesi kırsal için tehlike çanlarını çaldığını ayan beyan gösteriyor. Hükümet, köylüler için sela okumaya devam ediyor. Tarım konusunda köylüler ile hükümet aynı yöne bakmıyor. Hükümet ayrı telden çalıyor. Köylüler şu an sabrediyor. Hükümetin tarım politikaları konusunda sazını akort etmesini bekliyor.
Tarımla ilgili veriler orta yerde. Veriler, çiftçiliğin ortadan kaldırılışına, olumsuzluğuna, “kör gözüm parmağına” misali, tanıklık ediyor. Hükümet ve toplumsal muhalefet güçleri tribüne çıkmış seyrediyor.
Bakın, Onuncu Kalkınma Planı’ndaki durum analizinin verileri şöyle: 2007-2012 döneminde ülke nüfusu toplamda yüzde 7.1 artmış. Fakat kırsal nüfus yüzde 8.8 azalmış. Yani kırsal alanda yaşayanların nüfusu 22.9 milyondan 20.9 milyona düşmüş. Beş yılda 2 milyon insan köyünü terk etmek zorunda kalmış.
Bu durumun toplam nüfus içindeki payını açıklarsak; kırsal nüfusun toplam nüfus içindeki payı yüzde 32.5’ten yüzde 27.7’e gerilemiş. 2012 itibarıyla kırsal nüfusun yüzde 57’si köylerde, yüzde 24’ü beldelerde ve yüzde 19’u ilçe merkezlerinde ikamet diyor.
Bu durum analizi iyi bir şey mi? Değil. Çünkü kırlar ıssızlaşıyor. Doğa canlılığını yitiriyor. Ekolojinin en önemli halkası olan kırsalın bekçileri üretici köylüler köylerini terk ediyor. Kırsal ve doğa sahipsiz kalıyor.
Ayrıca köylerde yaşayanların yaş seviyesi de yükseliyor. Beş yılın (2007-2012) içinde 65 yaş ve üzeri nüfusun payı yüzde 9.6’dan 11.3’e yükseldi. Tarımda uygulanan politikalar köyleri adeta yaşlılar yurduna dönüştürüyor. Aynı dönemde 0-14 yaş grubunun payı ise yüzde 27.8’den yüzde 25.5’e geriledi. Gençler çiftçilik mesleğinde istikbal görmüyor. Umutsuzlukları büyüyor. Köyde kalmıyorlar, kente iş ve aş aramaya gidiyor. Giden iş bulsa da bulmasa da köye geri dönmüyor. Bu nedenle köydeki nüfus yaşlanıyor. Genç nüfus azalıyor. İlerde çiftçilik mesleğini sürdürecek insan olmayacak.
Kırsal kesimdeki tarımda istihdamın payı yüzde 61 civarında. Eğitim seviyesi az da olsa yükseliyor. Yine 5 yıllık veriler (2007-2012) kırsal işgücü içinde lise ve üstü eğitimi almış olanların payının yüzde 18’den yüzde 18.2 yükseldiğini bildiriyor. Bu kötü değil en azından eğitim seviyesi gerilemiyor.
Evet, veriler bize kırsalda hızlı bir çözülmenin ve çiftçi erozyonunun yaşandığını gösteriyor.
Köylerde nüfus azalmasına paralel olarak okul çağındaki nüfusun düşmesi nedeniyle faal örgün eğitim kurumu sayısı azaldı. Eğitim sadece bir bilmeceye dönüşmedi, iyice zorlaştı da. Eskiden kırsalda okulsuzluktan şikayet edilirken şimdi var olan okulların bir bölümü kaderine terk ediliyor. Başka köylere taşımalı eğitim sistemiyle eğitime erişilmeye çalışılıyor. Eğitimde çiftçilik gibi eza verir, daha meşakkatli bir hale dönüştürülüyor.
Onuncu Kalkınma Planı döneminde ise kırsal kesimdeki asgari refah düzeyinin ülke ortalamasına yaklaştırılması amaçlanıyor. Hükümetin söylemi böyle. Ülke ortalaması bilindiği gibi 10 bin doların üzerindeyken, kırsalda yaşayanların gelir ortalaması 3 bin doları bile bulmuyor.
Asgari refah düzeyi ülke ortalamasının seviyesine yaklaştırılamaz mı? İstenilirse başarılır. Ama marifet, tarımı şirketlere teslim ederek, şirketlerin refah düzeyini yükselterek, ortalamayı bu şekilde yüksek göstermekte değil. Marifet çiftçileri köylerde tutarak, üretim yapabilmelerini sağlayarak refah düzeyini yükseltmektedir.
Abdullah Aysu – Özgür Gündem
“Kayıp Göller” Pekin sokaklarında
Çin’in başkenti Pekin’de, küresel iklim değişikliğine dikkat çekmek için “Lost Lakes” adında bir sokak enstalasyonu yapıldı.
Pekin şehrinin sokaklarında yerlerde birer göl gibi duran aynalar küresel iklim değişikliğinin Çin’e etkisi konusunda farkındalığı artırmayı hedefliyor. Bu problemin sebebi de hızlı şehirleşme sonucu, kontrol altına alınamayan hava kirliliği.
Çin’in tamamında göllerin çok az sayıda olması ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalması nedeniyle şehirli gençlerin birçoğu doğal göl görmüyor. Göllerin yok olma tehlikesine karşı yapılan tasarımları sergiye çevirmek için 15 kişi 6 hafta boyunca çalıştı.
Güney Kore’den Yeon Koung Kim’e izin çıkmadı
Fenerbahçe Voleybol Kadın Takımı’nın oyuncusu Yeon Koung Kim, Güney Kore Federasyonu ile transfer konusunda bir kez daha anlaşamadı.
Voleybolextra.com internet sitesinin haberine göre Yeon Koung Kim ve Güney Kore Voleybol Federasyonu arasında dün yapılan toplantı sonrası Kim’in gelecek sezon Fenerbahçe forması giyme ihtimali zorlaştı.
Son olarak Güney Kore Voleybol Federasyonu önümüzdeki sezon için Yeon Koung Kim’e yurtdışına transferi için Uluslararası Transfer Sertifikası verilmeyeceğini açıkladı. Fenerbahçe ile sözleşmesi bulunan Güney Koreli yıldızın bu izin olmadan gelecek sezonu Türkiye’de geçirmesi çok zor.
Ancak Fenerbahçe’nin FIVB ye başvurarak lisans talebinde bulunması ihtimaller dahilinde. Geçtiğimiz sezon başında benzer sorunlar yaşanmış ve oyuncu Fenerbahçe ile Dünya Kulüpler Şampiyonası’na gidememişti. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Yeon Koung Kim’in durumuyla ilgili oyuncuyla ve yasal temsilcisiyle görüştükten sonra bir açıklama yapması bekleniyor.
Güney Kore Voleybol Federasyonu’nun ve Güney Kore’de bulunan kulübünün asıl talebinin yüklü miktarda para koparmak olduğu ve milli sporcularını bir ticaret ve kazanç unsuru olarak gördükleri geçtiğimiz yıllardan ispatlı olduğundan iş FIVB ye kalıyor.
Ancak FIVB nin tüm dünyada geçerli örnek bir karara imza atarak “oyuncuların köle gibi kullanılmasını, zorla ve tehditle ulusal takımlarda oynatılmaya çalışılmasını engelleyecek” bir hükme varması ise özellikle FIVB nin ve CEV in mevcut kurul yapıları ve ikili ilişkileri dolayısıyla zor gözüküyor.
Rojava’da sivil halk katlediliyor
Suriye’de El Nusra bağlantılı çeteler, Halep’in Sefire ilçesine bağlı Tel Hasıl ve Tel Aran beldelerindeki sivillere yönelik saldırılar başlattı
ANF’nin haberine göre Derik, Rımelan, Girkê Legê, Çilaxa, Qamişlo, Serêkaniyê ile Tel Abyad’ta ağır darbeler yiyen El Kaide bağlantılı çeteler, yenilgilerinin intikamını almak için Halep’in Sefire ilçesine bağlı Tel Hasıl ve Tel Aran beldelerindeki sivillere yönelik saldırılar başlattı.
Çete gruplarının Halep’in Sefirê ilçesine bağlı Tel Aran ve Tel Hasıl Kürt Beldelerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılarda insanlık dramı yaşanıyor. Tank, havan ve ağır silahlarla yapılan saldırılarda şu ana kadar 50’nin üzerinde sivil hayatını kaybederken 350 kişi rehin alınmış durumda. Irak-Şam İslam Devleti ile El Nusra bağlantılı çeteler, telefon hatlarının kesik olduğu Tel Hasıl ve Tel Aran’dan sağlıklı bilgi alınmasını engellemek için yolları da kapattı. El Ekrad (Kürt) Cephesi kaynakları, bölgede Kürtlere yönelik katliam girişimleri olduğunu bildiriyor.
Dört gün önce Tel Aran ve Tel Hasıl’a yönelik El Nusra Cephesi ile kendisine bağlı hareket eden diğer radikal İslamcı grupların saldırılarına hedef olan Tel Aran ve Tel Hasıl’daki katliamlara, henüz uluslar arası güçlerden hiç bir tepki gelmedi.
Saldırılarda şu ana kadar 25’nin kimliği tespit edilen 50 kişinin katledildiği bildiriliyor. Ayrıca alınan bilgilere göre her iki beldeden yaklaşık 300 sivil insan bu gruplar tarafından alıkonulmuş durumda. Ayrıca Lübnan’dan çalışmadan dönen 50 genç Kürt işçi de aynı gruplar tarafından rehin alındı. Kaçırılan sivillerden bir haber yok. Kimliği henüz tespit edilmeyen rehineler arasında çocukların da bulunduğu belirtiliyor.
Halep’in Doğusundaki Kubeysin, Cerablus, Mumbiç, Tel Aran, Tel Hasıl ile bu bölgelere bağlı beş köy nüfusu Kürtlerden oluşuyor. Tel Hasıl ve Tel Aran beldeleri ile bağlı köylerde yaklaşık 40 bin Kürt yaşıyor.
Bölgede yaşayan Kürt nüfusunun tamamı da bu katliam ve saldırı tehditi altında bulunuyor. Saldırıların Mumbiç, Cerablus,Tel Elem, Kebra, Kefer Ziğir ve Eraz bölgesine de yayılmasından endişe ediliyor.
(ANF)
Zoran Erceg Galatasaray’da
Galatasaray LH, CSKA Moskova’dan bonservisini alan Zoran Erceg ile iki yıllık anlaşmaya vardı.
2011-2012 sezonunda Ergin Ataman’ın çalıştırdığı Beşiktaş’ın üç kupalı başarısında önemli bir paya sahip olan Zoran Erceg, Galatasaray ile iki senelik anlaşmaya vardı. Daha önce oyuncuyla anlaşan sarı-kırmızılılar, uzun forvetin kulübü CSKA Moskova’dan bonservisinin boşta olduğuna dair yazı gelmesini bekliyordu.
2012 yazında CSKA Moskova ile anlaşan ve Rusya’nın yolunu tutan Zoran Erceg sezona büyük bir şanssızlıkla başladı. Euroleague ilk iki maçında 10 sayı 5,5 ribaund ort. ve % 54,5 üç sayı yüzdesi yakalayan Erceg Ekim ayında sakatlandı ve Ocak sonu parkelere dönebildi. Bir kere daha Final Four deneyimi yaşayan Erceg VTB Birleşik Ligi, Rusya Ligi şampiyonlukları gördü.
İlk kez 2007 Avrupa Şampiyonası için Sırbistan kadrosuna seçilen Zoran Erceg 2,11 metre boyunda ve dört numaralı pozisyonda oynuyor. Sırp oyuncu dış şutlardaki isabeti, ribaund katkısı, uzun forvet bölgesinde rakiplerine karşı boy avantajı ve potaya yüzü dönük topu aldığında alçak post oyunuyla dikkat çekiyor.
Naomi Watts Rus hayat kadını rolünde
Naomi Watts çekimleri devam eden komedi filmi ‘St Vincent de Van Nuys’ta hamile bir hayat kadınını canlandırıyor. Senaryosunu Teddy Melfi’nin yazdığı filmde 44 yaşındaki yıldıza, haz düşkünü eski kurt rolünde 62 yaşındaki aktör Bill Murray eşlik ediyor. Filmde yer alan bir diğer karakter ise İrlandalı oyuncu ve komedyen Chris O’dowd. O’dowd Katolik rahip rolünde. Naomi Watts bu yeni rolüyle leydi görüntüsünden de epey uzaklaşmış durumda. Film komik olmasının yanında dokunaklı oluşuyla ‘Benden Bu Kadar’ ve ‘Silver Linings Playbook’ filmlerine benzetiliyor.