Yabani otla mücadelede kullanılan glifosatın insanlarda kansere yol açabildiği yolundaki iddialar Avrupa’da tartışma yarattı. Bilim insanları bir açık mektup yayınladı. AB kararını yakında vermeye hazırlanıyor.
AB Komisyonu’nun sağlıktan sorumlu üyesi Vytenis Andriukaitis‘e hitaben bir açık mektup kaleme alan 96 bilim insanı ve araştırmacı, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’ni (EFSA) eleştirdi.
EFSA, bir süre önce yayınladığı bir raporda, “yabani otla mücadelede kullanılan glifosatın kanser yapmasının pek muhtemel olmadığını” açıklamıştı. 25 farklı ülkeden uzmanın imza koyduğu açık mektupta Almanya’nın Federal Risk Değerlendirme Enstitüsü (BfR) de eleştirildi. Açık mektupta, “BfR’nin analizi ve EFSA’nın buna dayalı hatalı değerlendirmesi dikkate alınmamalıdır” çağrısına yer verildi.
EFSA tarafından yapılan değerlendirmenin “kısmen bilimsel açıdan kabul edilemez ve yanıltıcı” olduğu vurgulandı. Ayrıca sonuçların mevcut verilerle karşılanmadığı ve açık ve saydam yollardan elde edilmediği belirtildi. Buna karşılık Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) raporunun açık arayla daha inandırıcı, bağımsız ve saydam olduğu vurgulandı. IARC raporunda glifosatın “insanlar için kanser yapma riski taşıdığı” görüşü dile getirilmişti.
Açık mektubu imzalayan 96 kişi arasında çok sayıda tanınmış bilim insanı bulunuyor. İmzacı bilim insanları Alman Araştırmalar Konseyi (DFG), Alman Kanser Araştırmaları Merkezi (DKFZ) ve ABD, Avustralya ve Japonya’da görev yapıyor. Bilim insanları, görev yaptıkları kurumları değil kendi görüşlerini temsil ettiklerini vurguluyor.
Paris’te devam eden İklim Zirvesi’nde 350.org ile Divest-Invest’in yaptığı açıklamaya göre, toplam 3.4 trilyon dolarlık varlığa sahip 500’den fazla kuruluş, fosil yakıt şirketlerine bundan sonra yatırım yapmayacağına ve var olan yatırımlarını durduracaklarına dair taahhüt verdiler.
350.org ile Divest-Invest’in fosil yakıt şirketlerinden yatırımları geri çekme kampanyası, uzun bir süredir devam ediyor, ulaşılan bu rakam rekor düzeyinde.
Zirve’nin ilk günü olan 30 Kasım 2015 Pazartesi günü, Bill Gates’in de aralarında bulunduğu birçok yatırımcı milyarlarca dolarlık bir koalisyon kurduklarını ve kaynaklarını temiz enerji konusundaki teknolojik gelişmelere ayıracaklarını açıklamışlardı.
“Paris için Yatırımını Geri Çek” kampanyası
Sadece bir yıl önce, Eylül 2014’te toplam mal varlığı 50 milyar dolar olan 181 kurum, fosil yakıt şirketlerinden yatırımları geri çekme sözü vermişti. Bu yıl, 21 Eylül’de New York’ta düzenlenen İklim Haftasına gelindiğindeyse bu sayının 400 kuruluşa çıktığı açıklanmış, fosil yakıtlardan yatırımını çeken kuruluşların toplam mal varlığının ise 2.6 trilyona ulaştığı belirtilmişti. 350.org ve Divest-Invest bu tarihte, “Paris için Yatırımını Geri Çek” kampanyası başlattıklarını da açıklamışlardı. 21 Eylül’den bu yana, sadece 10 hafta içinde, kampanyaya katılan kuruluş sayısı 500’ü aştı. Bu şirketlerin toplam malvarlığı ise 3.4 Dolar trilyon doları buluyor.
Fosil yakıt yatırımları hakkındaki gelişmeleri değerlendiren 350.org’dan Mahir Ilgaz ise, İklim değişikliği aynı zamanda bir ekonomik sorun dedikten sonra ekledi, “Kamu ve şirketler bugüne kadar fonlarını fosil yakıt şirketlerinde değerlendiriyorlardı. Fonların fosil yakıtlardan geri çekilmesi bir yandan bize, fosil yakıt şirketlerinin artık karlı yatırımlar olmadığını gösterirken, diğer bir yandan fosil yakıt şirketlerinin artık ekonomik kaynak bulmakta zorlanacağını ortaya seriyor.”
Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Türkiye’de 5 milyon ile 9 milyon arasında engelli olduğu tahmin ediliyor. Ancak bu nüfus oranında engelliye sokakta rastlamak mümkün değil.
Bianet’den Nilay Vardar’ın haberine göre 2011 Nüfus ve Konut Araştırması’na a göre; toplam nüfusun %6,6’sının en az bir engeli var. Bu araştırmaya süreğen hastalıklar dahil değil. 2002 Özürlüler Araştırması’na göre ise, engelli oranı 12,29. Ortopedik, görme, işitme, dil ve konuşma ile zihinsel engellilerin oranı %2.58 iken süreğen hastalığı olanların oranı ise % 9.70.
Bu iki araştırmadaki veriler baz alındığında Türkiye’de 5 milyon ile 9 milyon arasında engelli olduğu tahmin ediliyor.
Toplum ve karar vericilerin engellilere bakış açısı hak temelli değil, yardım temelli. Acıma ve merhamet üzerine kurgulanan bu bakış açısı, sorunları münferitleştirip, hak temelinde çözmek yerine yardıma indirgiyor. Medya da büyük oranda bu bakış açısından engelli haberleri yapıyor. Dolayısıyla aslında tüm sorunların temelinde ayrımcılık yatıyor.
2-) Erişilebilirlik
Türkiye’de erişilebilirlikle ilgili en önemli yasa Temmuz 2005’te Engelliler Kanunu adı altında yürürlüğe girdi.
Yasaya göre kamuya açık alanlar, binalar ve toplu taşıma araçlarının engelliler için (uzatma süresiyle birlikte) 10 yıl içinde erişilebilir hale gelmesi gerekiyordu. 7 Temmuz 2015’te süre doldu. Ancak aradan geçen 10 yılda bir arpa boyu yol alınmadı.
Yasanın uzatıldığı 2012 yılında uygulanabilirliği denetlemek için her ilde Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Kurulları oluşturuldu. Bugüne kadar hiç ceza kesmediler.
3-) Eğitim
YÖK 2014 Kasım verilerine göre, 6.025.539 üniversite öğrencisinin yalnızca 13 bin 887’si engelli. Yani on binde 23’ü.
Engelli öğrencilerin yüzde 61.2’si erkek, yüzde 38.7’si kadın. Kadınlar daha dezavantajlı. Sadece 381 yüksek lisans ve 45 doktora öğrencisi engelli. Türkiye’de yalnızca 200 engelli akademisyen bulunuyor.
Engelli öğrencilerin engelsiz akranlarıyla birlikte eğitim alabilmesine imkân sağlayan kaynaştırma eğitiminde gerek akademik ve fiziki erişim, gerekse personel kapasitesi bağlamında eksiklikler var, akran şiddeti bir diğer ciddi sorun.
4-) İstihdam
Türkiye’de kamuda engelli memurda yüzde 3, işçiler için kamuda yüzde 4, özel sektörde yüzde 3 engelli çalıştırma zorunluluğu var.
Devlet Planlama Teşkilatı’nın Kasım 2015 verisine göre, kamuda hala kotanın zorunlu kıldığı 22 bin 553 engelli açığı var. Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektörlerce çalıştırılması gereken 24.349 engelli işçi açığı bulunuyor.
Engelli işçi çalıştırmayanlar kişi başına aylık 1.700 TL ceza ödüyor.
5-) Sağlık
Engelli bireylerin rehabilitasyon hizmetleri, yardımcı cihaz, tıbbi sarf malzemesi vb. hayati öneme sahip ihtiyaçlarının büyük bölümü devlet tarafından karşılanmıyor ya da yeterli değil.
Sağlık tesislerinde erişim hala çok düşük. İşaret dili bilen personel ve özellikle doktor olmayışı ciddi sorunlar yaratıyor. Toplam 469 hastaneden bilgi edinmeye yanıt veren 385 hastanenin %62,86’sında işaret dili bilen personel yok.
Türkiye’de sadece 14 fizik tedavi ve re habilitasyon hastanesi, 9 ruh ve sinir hastalıkları hastanesi ve 96 Toplum Ruh Sağlığı Merkezi var.
COP21 Başkanı Laurent Fabius taslak iklim anlaşmasını 5 Aralık Cumartesi 12.00’ye kadar masasında istediğini söyledi, yani benim Paris’teki günlerimin sonlarına doğru müzakeler de hızlandı.
Gerçi müzakereleri takip etmek pek mümkün değil. Toplantı salonlarına sadece “party” ortaklar alınıyor, sivil toplumun – yani “observer” gözlemci kartı taşıyanların girişi yasak. Pazarlıkları açık alandaki ekranlardan takip edebiliyoruz ama çoğunlukla onların da kapatıldığı gizli toplantılar yapılıyor. Niye? Devletler, sivil toplum ve halk onları izlerken gezegenin geleceği üzerinde pazarlık yapmaktan rahatsız oluyorlarmış. Ama gözlerimiz üzerlerinde.
COP21 alanından “Fosil yakıtları yerin altında bırak” eylemi
Gururla günün fosili
İklim Zirvelerinin en eğlenceli yanlarından biri “Günün Fosili Ödülü” iklim değişikliği konusunda taş devrinden kalma politikalar üreten ülkelere ve organizasyonlara verilen bir ödül. Zirvenin 3. gününde günün fosili ödülünü Türkiye kazandı, ödülü almak üzere de sahneye Genç Yeşiller adına ben çıktım.
Ödül Türkiye’nin ulusal katkı payı hedefinin karbon salımını azaltmak değil arttırmak olması, bir de bu arttırımı gerçekleştirebilmek adına gelişmekte olan ülkelerin karbon salımını azaltması için verilecek finansal destekten pay istemesi üzerine verildi.
Bu ödülü gururlu ve yalnız ülkemin kömürden zehirlenen ve 80 yeni kömürlü termik santrali planıyla daha da zehirlenecek güzel insanlarına adıyorum. Çünkü biz taş devrinden kalma planları istemediğimizi sürekli söylerken devlet ise bizim gelişmeye engel olduğumuzu iddia ediyor. 80’lerden beri taş devrinden kalma planları istemezük demiştim daha önceki yazılarda.
Bu sene olmadı, seneye denersin
Avrupa Birliği delegasyonu Başkanı Elina Bardram’a Türkiye’nin sunduğu INDC hakkındaki yorumlarını sorduğumda aldığım cevap:
“Ülkelerin ulusal katkı payları konusunda yorum yapmamaya karar verdik çünkü bize göre bu konuşmanın daha etkili bir şekilde, ortakların kendilerini açıklamasına izin verecek şekilde yapılması gerekiyor. Ülkeler niye katkı paylarını hırslı, bilime uygun, hedefli bulduklarını kendileri açıklamaları. Bu konuşmaları Türkiye dahil tüm ortaklarımızla yapmaya devam ediyoruz. Katkı payları bakış açısından faydalı gördüğümüz şeylerden biri de bunları ülkelerin ulusal vizyonlarının ilk söylemi olması. Birçok ülke ilk defa en yüksek politik seviyede onaylanmış plan ve stratejiler ile geliyorlar. Başarısızlıkla ilişkilendirilmemek için ilk taslakların ve planların muhafazakar olması normal. AB deneyimden biliyoruz ki politikalar ürettikçe, düşük karbona geçtikçe bu önemler daha ucuz maliyetli oluyor ve de hedeflere tekrar dönülmesini sağlıyor bu yüzden dinamik bir döngü ve hedeflere geri dönülmesi çok önemli.”
Sadece Türkiye degil, çoğu ülke maalesef boyle. Anlaşılan Birleşmiş Milletler de Paris’ten boş dönüldüğü izlenimini uyandırmamak için sürekli olarak iyi niyet, olumlu mesaj, birliktelik gibi motivasyon kelimelerini öne çıkarıyorlar. Örneğin ülkelerin sunduğu ulusal katkı paylarının “sayısal” olarak değerlendirildiği sentez raporun açıklamasında öne çıkarılan söylem: “Sayılar değil niyet önemli”
Oysa ki önümüze pek çok sayı alarm şeklinde sunuluyor. Ümit Şahin bu sayilarin anlamini daha ayrıntılı olarak yazısında açıkladı. Hepimizin en iyi bildiği sayı ise 2C: Öngörülemeyen doğa olaylarının yaşanmaması için küresel ısınmanın aşılmaması gereken eşik (Aslında pek çok kırılgan ülke 1.5C diye bas bas bağırıyor)
Sentez rapor, sunulan katkı paylarının küresel ısınmaya etkisini derece cinsinden hesaplamıyor. Bunun nedenini çok fazla değişkenin hesaba katılması gerekliliği olarak açıklasalar da 2C’nin altında kalma olasılığını 2025 azaltım hedeflerine göre %66, 2030 azaltım hedeflerine göre %50 olarak öngörüyorlar. 1.5C senaryosunu hesaplamamışlar bile.
Gururla paylaşılan sayılar ise şunlar:
185 ülke ulusal katkı payı sundu
150 ülke lideri açılışta konuşma yaptı
UNFCCC Sekreteri Christiana Figures basın toplantısında “Tarihin hiçbir zamanında, bu kadar fazla devlet başkanı bir günde, bir şehirde, bir konu için bulunmadılar. Kimse iklim değişikliği siyasetin gündeminde değil demesin bana bundan sonra” dedi.
Aynı Figures: “Kim bana sunulan katkı paylarıyla 2C eşiğini aşıyoruz derse onun kafasını kesicem, başından beri aynı şeyi ben söylüyorum” da demişti.
Kısacası Türkiye dahil pek çok ülke şu an tembel bir öğrenci kıvamında, Birleşmiş Milletler de öğretmen: Bu sene olmadı, seneye denersin. Önemli olan katılmaktı zaten.
Transfobik nefret cinayeti sonucu Alev olay yerinde yaşamını yitirirken, arkadaşları ise polis karakoluna akın ettiler. Avcılar Haramidere’de gerçekleşen nefret cinayeti ile alakalı Avcılar Emniyet’i Alev’in arkadaşları trans kadınları da sorguya çekti.
Alev’in arkadaşları cinayetin kendisine müşteri gibi yaklaşan bir adam tarafından gerçekleştirildiğini söylediler. Olayla ilgili soruşturma devam ederken, katil zanlısı henüz yakalanmadı.
Polisten transfobik ayrımcılık
Cinayetin ardından avukatla birlikte karakola giden İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla polislerin ilgisiz, ayrımı ve transfobik tavırlarını eleştirdi. İstanbul LGBTİ, avukat ile beklerken polislerin “Ne kadar çok ibne var arkadaş” dediklerini duyurdu.
Saldırı Ankara’da protesto edilecek
Son günlerde gerçekleşen transfobik nefret cinayetlerinin ardından Ankara’daki LGBTİ örgütleri Pembe Hayat, Liseli LGBTİ ve Kaos GL harekete geçti. Bugün (3 Aralık Perşembe) 18.30’da nefret cinayetlerini protesto etmek için Yüksel İnsan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması yapılacak.
Mersin’de Özgecan Aslan cinayeti davasında, üç sanık da ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Aslan ailesi avukatları, ceza indirimi uygulanmayan bu kararın tüm kadın cinayeti davalarına emsal olması gerektiğini belirtti.
Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, üçüncü duruşmada karar çıktı ve mahkeme ceza indirimi uygulamadı. Aslan ailesinin avukatları, bu kararın tüm kadın cinayeti davalarına emsal olması gerektiğini belirtti.
Duruşmayı izlemeye HDP Adana milletvekili Meral Danış Beştaş, Halkevleri, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve KADEM katıldı.
Kadın hakları aktivistleri “Susmayacağız, Kadın katillerinden hesap soracağız” yazılı pankart taşırken, onlardan ayrı duran KADEM üyeleri “Özgecan Yasası çıkacak; Adalet yerini bulacak” pankartı arkasında “Kadınlara şiddet insanlığa ihanet” dövüzleri taşıdı.
Bundan yalnızca yirmi sene önce İstanbul’un sahillerinde pırıl pırıl bir denizde yüzdüğümüzü hatırlıyor musunuz? İçinde çöp ve poşet olmayan bir deniz hayal edebiliyor musunuz? Bir grup Avrupalı araştırmacının bu hayali gerçekleştirmek üzere başlattıkları CleanSea Projesi, Amsterdam’da düzenlenen bir film gösterimiyle bir yandan denizlerdeki plastik kirliliğine dikkat çekiyor, bir yandan da sorunun çözülmesi için gereken siyasi değişimi başlatmayı amaçlıyor.
2013’te denizlerdeki plastik kirliliğini araştırmak için kurulmuş bir konsorsiyum olan CleanSea, Amsterdam EYE Film Enstitüsünde yapılan film gösterisiyle bulgularını ve siyasi önerilerini açıkladı. Dört üniversite, bir sivil toplum örgütü, beş araştırma enstitüsü, ve altı KOBi’nin Avrupa Birliğinin onbir ülkesi ve sahil belediyeleri ağıyla yaptıkları ortak çalışma yaklaşık dört milyon avrolük bir projenin son aşamasını oluşturuyor. Projenin ayrıca isteyen herkesin görüşlerini bildirebileceği bir paydaş platformu bulunuyor. Avrupa Birliğinin son üç senedir finansman sağladığı projeler arasından başarılı organizasyonuyla sıyrılan CleanSea, deniz ve sahillerdeki plastik konulu araştırmalarında hem doğa bilimlerinden hem de sosyal bilimlerden araştırmacıları biraraya getirerek bilimsel verilerin siyasi kararlara etki etmesini de amaçlıyor.
CleanSea, Avrupa’nın dört bölgesel denizindeki kirliliği ekonomik, ekolojik, siyasi, ve sosyal açılardan inceliyor.
CleanSea, Avrupa’nın dört bölgesel denizi (Akdeniz, Karadeniz, Kuzey ve Baltık Denizleri) ve bu denizlerin kıyısında yaşayan toplumlar açısından önemli sonuçlar açıkladı. Her bir bölgesel deniz için bir Eylem Planı hazırlanmasını öngören proje, plastik kirliliğinin etkileri nelerdir ve azaltılması için neler yapılabilir, ekonomik gelişmenin ve kalkınma politikalarının denizler üzerindeki etkisi nedir gibi genel soruların yanı sıra daha önce hiç araştırılmamış iki konuda edinilen yeni bulguları da değerlendiriyor:
1) Plastikle dolu bir denizde yaşayan canlıların hayatı nasıl değişiyor, ve bu canlıları yiyen diğer canlıların (mesela insanların) basına minik plastik parçaları yemekten dolayı neler gelebilir?
2) Deniz kıyısındaki plastikleri temizleme çalışmalarının plastik kirliliği ve denizlerdeki hayata bir faydası var mı?
İlk sorunun cevabı oldukça korkutucu: Projede çalışan denizbilimciler araştırdıkları deniz kabuklularının yüzde seksenbeşinin bünyesinde plastiğe rastlandığını bildiriyor. Deniz kabuklularını yiyen tüm canlıların metabolizması da elbette bu plastiklerden payını alıyor. Üstelik, insanlar yalnızca kabukluları değil, bu kabukluları büyük miktarlarda yiyen başka canlıları da tükettikleri için içinde bulunduğumuz risk ussel şekilde artıyor. Diğer yandan, değişik plastiklerin insan sağlığı üzerinde değişik etkileri olabiliyor, ve bu etkilerin içinde kanser oranındaki artış ve özellikle çocuklarda görülen hormonel bozukluklar da var.
İkinci sorunun cevabı ise daha karmaşık: Ekonomik olarak (örneğin turizm üzerindeki olumlu etkisi sebebiyle) pozitif bir etken olarak değerlendirilen sahil temizleme çalışmalarının ekosistem boyutunda ise etkisi çok küçük. Sahil temizleme çalışmaları deniz canlıları üzerinde herhangi bir etkide bulunmamakla birlikte kamuoyunu bilgilendirme çalışmalarını güçlendirip denizle içiçe yaşayan halklarda toplumsal bir bilinç oluşmasını sağlayabiliyor.
Plastik kirliliği yalnızca denize dökülen poşetlerden kaynaklanmıyor. Mikro- ve nano-plastiklerin büyük bir bölümü arıtılsa dahi suya karışabilecek kadar küçük boyutta. Dolayısıyla çamaşır deterjanlarından kişisel bakım ürünlerine, sentetik içeren kıyafetlerden gemilerden uçan (ya da atılan) çöplere kadar uzanan bir sebepler listesi çıkartmak mümkün. Küçük parçalara ayrılmış bu plastiklerin insanlar üzerindeki etkisi hala bilinmiyor, ancak beynimizi koruyan en önemli mekanizmalardan olan kan-beyin bariyerini geçebildikleri bulgusu projenin en önemli tespitlerinden biri. Bir başka araştırma ise Kuzey Denizi civarındaki martıların midesinde bulunan plastik miktarını incelemiş: Buna göre bulunan ölü martıların yüzde doksanbeşinin midesinde plastik parçaları bulunmuş, ve bu plastiklerin ortalama otuzbeş farklı kaynak geldiği tespit edilmiş.1
Bu parçacıkların yediğimiz midyelerden tutun da Kuzey Kutbundaki buzlara kadar hızla yayıldığını keşfettiğimize göre neler yapılabileceğini de konuşmak gerekiyor. Denizlere zarar veren üretim ve tüketim süreçlerinin yüzde sekseni tasarım aşamasında önlenebiliyor; dahası bu plastiklerin büyük bir kısmının denizlere karışmasını önlemenin tek yolu kullanımlarının sınırlı tutulması ve yerlerine organik bazlı hammaddeler kullanılması. Geçen sene Ekim ayında projenin ilk bulguları Avrupa Parlamentosuna açıklanırken araştırmacıların önceliklendirdiği konu da tam olarak buydu: Üretim-Tüketim-Atık odaklı lineer ekonomiden döngüsel ekonomiye geçiş.
Gerçek Çözüm Döngüsel Ekonomiye Geçiş
Ortalama bir Avrupa vatandaşı, yılda yarım ton atık üretiyor. Bu atığın yarısından fazlası yakılmak ya da çöp sahalarına depolanmak suretiyle hem denizlerde hem de karada kirliliğe sebep oluyor. Avrupa Birliğinde tüketilen plastiğin yüzde kırkı ise geri dönüştürülmüyor ve çoğu da bu sahalarda depolanıyor. Gezegenin yüzde yirmibiri plastik çorbası adı verilen mikroplastiklerin suda çözünmesi ile oluşmuş bir örtüyle kaplı, ve son yirmi yılda plastik atıkların oranı yüzde yüzkırkaltı artmış durumda.
Kirliliğin ekonomik maliyeti inanılmaz boyutta: Yalnızca İskandinavya’da sahil temizleme çalışmaları senede dört milyar avroya malolurken İngiltere’de kirliliğin yalnız balıkçılık sektörüne olan zararı senede otuzüç milyon avro civarında. Liberal ekonomistlerin tahminlerinin tersine plastik kirliliğini azaltmanın en hızlı ve etkin yolu ise plastik şişelerin ve poşetlerin belediyeler tarafından yasaklanması. Belediyelerin bunu yapmadığı bazı yerlerde ise dükkanlar benzer kampanyalar başlatmış, ve bu çalışmalar da sınırlı da olsa başarıya ulaşmış. AB içindeki en önemli siyasal doküman Deniz Stratejisi Çerçeve Yönergesi (2008/56/EC) ve bu yönergenin amaçladığı, Avrupa Denizlerinin 2020 yılına kadar kararlaştırılan kriterlere uygun temizlikte olması için yapılan işbirliği çalışmaları.
CleanSea ekonomistleri tüm bu çalışmaların ancak semptomları azaltabildiğine dikkat çekiyorlar. Asıl gereken değişim ise üretimin azaltıldığı, yapılan üretimin ciddiyetle denetlendiği ve doğal hammaddeleri yerinde kullanarak atıklarını da dönüştüren bir ekonomik modele geçiş. Bu model tüketimin de azaltılmasını amaçlıyor: Günümüz tekno-endüstriyel toplumunda neredeyse tamamen kabul görmüş olan ‘kullan-at’ prensibini ‘kullan-yeniden kullan-tamir et-yeni kullanım alanları bul-doğaya dönüştür’ mantığı ile değiştirmeyi teklif ediyor. Bu da ekonomik başarının, döngülerin ne kadar az zedelendiği üzerinden tanımlandığı bir felsefeye geçiş demek. İşte ‘döngüsel ekonomi’ bu.2
Türkiye’ye özel mesaj
Projeyi yöneten Dr. Heather Leslie (Özgür Amsterdam Üniversitesi), Türkiye’deki çevre aktivistlerine özel bir mesaj gönderdi: Akdeniz Eylem Planı‘nın, İstanbul’da imzalandığını ve kabul edilen ilk bölgesel eylem planı olduğunu hatırlatan Leslie, aynı önemin Karadeniz’e de verilmesi gerektiğini hatırlattı.
Proje kapsamındaki diğer üç denizin eylem planları hazır. Çevresindeki nüfus büyük ölçüde Karadeniz’e bağlı ekonomik aktiviteler içinde olmasına rağmen Karadeniz Eylem Planı halen oluşturulabilmiş değil. ‘Konu önümüzdeki beş sene içinde Karadeniz’deki doğal hayatı ve sağlığı olduğu kadar çevresindeki ekonomik sektörlerin karlılığını da etkileyecek’ diyen Leslie, temiz teknolojileri hedefleyen, öngörülü bir gelişme modeliyle Karadeniz’deki kirliliğin büyük ölçüde azaltılabileceğine dikkat çekti.
Evet, “tarihî bir gün”. Başbakan Davutoğlu’nun ilk Avrupa Birliği (AB)-Türkiye zirvesi için kullandığı bu kelimeler boş değil.
Kapkara, Diyarbakır Baro Başkanı, barış güvercini Tahir Elçi’nin karanlık eller tarafından kurşunlandığı, on binlerin güvercini, Hrant gibi omuzunda taşıdığı bir gün ama tarihî. Davutoğlu ve delegasyonuna “Brüksel’e gidiyorsunuz, şu valizi de alın” der gibi Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklandığı günlerde gerçekleşmiş, basın özgürlüğü ayaklar altında olsa da, tarihî bir gün.
Brüksel “aile” fotoğrafına kuşkuyla bakan, Brüksel ve Ankara’yı samimi bulmayan yorumları anlıyorum. Hatta haklılar. Despotizm kalıntılarının kol gezdiği, Dündar, Türkiye’de özgürlükler parmaklıklar arkasında, barış güvercinlerinin öldürüldüğü bu günlerde “açılım” inandırıcı gelmiyor. Demokrasi, barış umudu veren, sonra aldatan yakın bir AKP tarihimiz de var. Kuşkular boş değil, inanmak zor.
Ama yol çatındayız. Türkiye bir kez daha demokrasi, barış ve adalet yolu ile, zenginliklerinin karanlık kaynağını elden çıkarmamak için direnen despotizm kalıntıları arasında seçime zorlanıyor. AKP ve bu partiye oy veren milyonlar da bu seçim ile karşı karşıya. Sadece biz değil. Kolay olmayacak. Umutsuzluk zaafa dönüşmesin.
Bu tarihî güne Suriyeli sığınmacıların vesile olması da üzücü. Ama AB tarihine baktığınızda “normal” olduğunu görürsünüz. AB, Avrupa tarihinin en derin krizi İkinci Dünya Savaşı sonrasında doğdu. Kriz çocuğu. Üçüncü bir dünya savaşı olmasın, Hitlerler doğmasın diye kuruldu. Avrupa’da barış, demokrasi ve temel haklardı kurucuların hayali. Son 60 yılı inceleyip zamanınızı almak istemiyorum. Lütfen son krize, Yunanistan ve Euro krizine bir göz atın. AB’nin bu krizler ile derinleştiğini göreceksiniz. “Sığınmacılar” krizi AB’de kazanılmış hürriyetleri yaşanmaz, güvenliği sağlanamaz hale getirdiği için, derin bir kriz. “Sığınmacılar” boyutu ile gündemde ama Suriye, Irak, Putin ile iç içe. Ortadoğu’da barışı tıkadığı, Türkiye’nin, Avrupa’nın geleceğini tehdit ettiği için derin bir kriz.
AB ülkeleri son yıllarda refah sınırlarının gerisine çekilerek, Ortadoğu’yu kana bulayan, “Allahu Ekber” nidalarıyla insanları boğazlayan vahşete uzak olacaklarını sanıyorlardı. En geç Paris olayı, Rus uçağının Türkiye’nin kuzey değil, güney sınırlarında düşürülmesi, binlerce sığınmacının sınırlarına dayanması ile felaketin kendilerini de tehdit ettiğini gördüler. Suriye’de Esed’in sürdürdüğü katliam, IŞİD vahşeti sürdüğü sürece Avrupa’da barışın kalıcı olmadığını anladılar. Putin ile Suriye’de dalaşıp Doğu Avrupa’da barış inşa etmek mümkün değil. Ve nihayet Türkiye’de barış ve istikrarın hayatî önemini fark ettiler. Türkiye’de mal kaçırmak için yangın arayışında olan güçleri fark etmiyor musunuz? Hrant, Elçi ve diğerleri niçin öldürüldü? Dündar niçin tutuklu?
Niçin mi tarihi? Sığınmacıların iş pazarına girmesi, çocukların eğitimi, sosyal yükünü karşılamak için AB’nin destek kararı çok önemli. Beş yıldır Türkiye ile AB arasında “kurumsal çelişkiler” yüzünden destek mümkün değil diyorlardı. Demek mümkünmüş. Yılda iki zirve yapılmasına karar verildi. Bugüne kadar tek bir zirve yapılmadı, Rusya ile 20’den fazla yapıldı oysa. Ve en önemlisi Ekim 2016’dan itibaren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Schengen bölgesi için vize kalkıyor. Son on yıldır elle tutulur en önemli adım. “Üyelik” terimine inandırıcılık kazandırabilecek boyutta bir gelişme. Göreceksiniz kolay olmayacak ama mümkün. Vize kararı oybirliği gerektirmiyor. Uzak değil, 11 ay sonra vizenin kalkması bir nevi test olacak ve göreceğiz. Avrupa milli sınırların gerisine çekilmek ile Avrupa’yı, açılımı savunmak arasında bir karar vermiş olacak.
Biz de karar vermek zorundayız. Kaygılar haklı da olsa, umutsuzluk çözüm değil. Açılan kapıyı görmek, kullanmak zorundayız. Biliyoruz ki Türkiye-AB sürecinde Dündar’lar zindanda olduğu sürece, basın özgürlüğü, hukuk devleti derinleşmeden yol alamaz. Avrupa sadece zirvelerle yönetilmiyor. Parlamentolar, kamuoyu, hür bir basın var. Yol çatındayız. Kader birliğine var mısınız?
Fransa’nın başkenti Paris’te devam eden Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Toplantısı’nın (COP21) üçüncü gününde Türkiye günün fosili seçilen ülkeler arasında yer aldı.
Ödülü, Yeşil Gazete yazarı Özgecan Kara aldı
Günün Fosili ödülleri her yıl İklim Eylem Ağı (CAN) tarafından İklim Zirvesi süresince dağıtılıyor. Günün Fosili seçilen ülke ya da kuruluşların iklim değişikliğine karşı duyarszılığı da tescillenmiş oluyor.
İklim aktivistleri tarafından belirlenen ödülü de o gün için fosile layık görülen ülkelerden gelen iklim aktivistleri alıyor. Türkiye’nin, Günün Fosili ödülünü alan kişi ise gazetemiz yazarlarından, Açık Radyo’da yayınlanan “İklim için” programının yapımcısı ve sunucusu, aynı zamanda “İklim için” kampanyasından Özgecan Kara oldu.
Ödül haberi, İklim için kampanyasının twitter hesabından kinayeli bir şekilde, “Türkiye adına Günün Fosili ödülünü almaktan dolayı kıvançlıyız!” şeklinde duyuruldu.
Alper Budka, Türkiye Hava Kuvvetleri’nin Rusya’ta ait bir savaş uçağını Suriye sınırı üzerinde düşürdüğü tarih olan 24 Kasım’dan 1 Aralık tarihine kadar yaşanan 1 haftalık süreci günbegün Yeşil Gazete için derledi
***
Başını kaçıranlar ve ortasında bırakanlar için “malum uçak” krizi… 100’den fazla haberin birer cümlelik özeti… Buradan açınız…
24 KASIM: 1. GÜN
TÜRK VE RUS MAKAMLARININ İLK AÇIKLAMALARI
Genelkurmay Başkanlığı, Hatay’ın Yayladağı bölgesinde Türkiye sınırını ihlal eden, milliyeti bilinmeyen bir uçağın 5 dakika içinde 10 kez uyarıldıktan sonra bölgede hava devriye görevinde bulunan iki F-16 uçağından açılan ateşle 09.24’te düşürüldüğünü bildirdi.
Rusya Savunma Bakanlığı, savaş uçağının kendilerine ait olduğunu ama havadan değil, karadan açılan ateşle düşürüldüğü bildirdi.
Türk ve Rus medyasında malum uçağın nasıl ve nerede düştüğü tartışması başladı.
“PİLOTLAR YAŞIYOR MU, YAŞAMIYOR MU” TARTIŞMASI
Başbakanlık, pilotların muhaliflerin elinde ve sağ olduğunu, MİT’in onları kurtarmak için temasta olduğunu açıkladı.
Rus Genelkurmay Başkanlığı, pilotlardan birinin paraşütle havadayken, birinin ise kurtarma esnasında öldürüldüğünü açıkladı.
Türkmen komutan Alparslan Çelik, iki pilotun da havada vurularak öldürüldüğünü söyledi.
Türkmen komutan Mustafa Abdullah, pilotlardan birinin ellerinde olduğunu söyledi.
Twitter’da pilotların Nusra’nın elinde olduğu söylentisi çıktı.
BATILI DEVLETLER TÜRKİYE’NİN TARAFINI TUTTU
ABD Başkanı Obama: Rusya ılımlı muhalefeti değil, IŞİD’i hedef alsaydı, sorun çıkmazdı.
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande: Putin’e IŞİD’e saldırması gerektiğini söyleyeceğim.
İngiltere Başbakanı Cameron: Türkiye’nin hava sahasını koruma hakkına saygı gösterilmeli.
İspanya Dışişleri Bakanı Margallo: Türk hava sahasının ihlali kabul edilemez.
NATO olağanüstü olarak toplandı.
RUSYA’NIN İLK TEPKİLERİ…
Rusya Devlet Başkanı Putin: Sırtımızdan bıçaklandık, çok ciddi sonuçları olacak.
Rusya Başbakanı Medvedev: Türkiye’yle önemli ortak projeler iptal edilebilir.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov: Rus vatandaşları Türkiye’ye gitmesin, terör tehdidi var.
Rusya Savunma Bakanı: Rus uçağı Türk sınırından 1 km uzakta uçuyordu, bunu kanıtlayacağız.
Rusya Genelkurmay Sözcüsü Sergey Luskov: Türkiye’yle bütün askeri temaslara son verdik. Lazkiye’ye savaş gemisi gönderiyoruz.
Rusya Federasyon Konseyi Başkan Yardımcısı İlyas Umahanov: Gerekirse büyükelçimizi çağıracağız.
Rusya Enerji Bakan Yardımcısı Anatoli Yanovski: Gazı kesmeyeceğiz, sözleşmelere uyacağız
Rusya’daki turizm şirketleri, Türkiye’deki işlerini bırakma kararı aldı.
Rusya Türkiye’den beyaz et alımını durdurma kararı aldı.
Rusya’da “Türk malını kullanma” kampanyası başladı.
Moskova’daki Türk büyükelçiliği önünde protestolar var.
Moskova’daki Türk Büyükelçisi bakanlığa çağrıldı ve Türkiye’ye nota verildi.
Lavrov Türkiye ziyaretini iptal etti.
TÜRKİYE’DEN İLK TEPKİLER…
Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya’yı isim vermeden eleştirdi ve bombaladığı bölge için “Orada sadece Bayırbucak Türkmenleri vardır, soydaşlarımız vardır, akrabalarımız vardır” dedi.
Başbakan Davutoğlu, “Bayırbucak Türkmenlerine ve Halep Araplarına ateş yağdıran kim olursa olsun mesajımız açıktır” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu “Olayı kaygıyla izliyorum” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ tarafları diyaloga davet etti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Özdağ taraflara soğukkanlılık çağrısı yaptı.
Vatan Partisi Genel Başkanı Perinçek, Türkiye-Rusya’yla çatışmamalı, işbirliği yapmalı dedi.
Hatay sınırına tanklar sevkediliyor…
DİĞER TEPKİLER…
ÖSO: Rus savaş uçağı düşürülmeden önce Cisr eş-Şuğur’daki sivilleri bombaladı
PYD: Orada sadece Türkmenler yok, Ermeniler de var. Türkiye oraya cihatçı unsurları taşıyor ve besliyor
DİĞER GELİŞMELER VE BİLGİLER
ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri, “Bölge oldukça dağlık ve sınırların nereden geçtiğini tam olarak kestirmek güç ve o yüzden olayın nerede meydana geldiğini öğrenmek için zamana ihtiyacımız var” yorumunu yaptı.
ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri, Türk pilotların Rus uçağını 10 kez uyardığını doğruladı.
Hollandalı bir sivil pilot, RTL 4 televizyonuna “Türklerin Rus uçağını onlarca kez uyardığını duydum” dedi.
Başbakanlık, Rus uçağının sınırı ihlal ettiğine ilişkin radar kayıtlarını ortaya çıkardı.
Rus kurtarma helikopterleri Bayırbucak bölgesi Ağcabayır Köyü kırsalında kayıp pilotları aradı.
Öldürülen Rus pilotun görüntüleri internete düştü.
Rusya borsasında sert düşüş yaşandı, Türkiye piyasasında dolar fırladı…
Anadolu ajansı rus uçağı düşürdük dedi, genelkurmay milliyeti belirlenemeyen uçak dedi, anadolu ajansı rus uçağı olduğu tahmin edilen uçak vs diye değiştirdi.
25 KASIM: 2. GÜN
RUSYA’NIN KARŞI HAMLELERİ
Rusya, Türkiye-Suriye sınırındaki Azez’de altı TIR’ı bombaladı, üç kişi öldü. Tırlarda kimine göre Berat Albayrak’ın IŞİD’e götürdüğü petrol vardı, kimine göre ise insani yardım malzemesi. Yeni Şafak’a göre ise çimento vardı.
Ermeni soykırımı yasa tasarısı Rus parlamentosuna getirildi.
Türk mallarının Rusya’ya girişi durduruldu.
Türk vatandaşlarına Rusya’da vize serbestisi kaldırıldı.
Rusya, Türkiye’de bulunan vatandaşlarını almak için boş bir uçak gönderdi.
Rusya Savunma Bakanlığı, Rus uçağının sınırı ihlal etmediğine ilişkin radar kayıtlarını ortaya çıkardı
Moskova’daki Türk Büyükelçiliği’ne saldırılar sürüyor.
AKP’DEN İKİRCİKLİ TEPKİLER…
Başbakan Davutoğlu: İlişkiler, iletişim kazalarına feda edilemez. Rusya ile ipleri germek istemiyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Orada DAİŞ yok, kimse kimseyi kandırmasın. Hadiseleri tırmandırmak istemiyoruz.
AKP sözcüsü Ömer Çelik: Rusya’ya husumetimiz yok. Ama bundan sonra sınırımız ihlal edilirse tereddütsüz vururuz
TSK: Rus uçağı olduğunu bilmiyorduk. Moskova’yla işbirliğine hazırız.
MUHALEFETİN TEPKİLERİ…
Kılıçdaroğlu Erdoğan’ı eleştirdi: “Çelişkili konuşuyorsun, sen bir dur Genelkurmay konuşsun”
Kılıçdaroğlu “PYD pazarlık masasına oturacak, Türkmenler o masaya oturacak mı, en büyük endişem o” dedi.
MHP’li Şandır; “Türkmenleri öldürüyorlardı, uçağı onun için düşürdük”, bu tez Türkiye’yi zor duruma sokar, dedi.
HDP’li Baluken, Meclis’te Rus uçağının düşürülmene ilişkin genel görüşme açılmasını istedi.
DİĞER TEPKİLER…
Çeçen lider Kadirov Türkiye’yi ihanetle suçladı ve “Türkiye buna pişman olacak” dedi.
Kazakistan Dışişleri Bakanlığı, Türkiye-Rusya arasında tercih yapmak zorunda kalabiliriz dedi.
Ukrayna’da Rus uçaklarının transit geçişi yasaklandı. “Biz de Rus uçağı vuralım” tartışması başladı.
Almanya Şansölyesi Merkel, hem Türkiye’yi, hem Rusya’yı uyardı: Tansiyonu düşürün. Viyana’daki Suriye görüşmeleri bundan zarar görmemeli.
ABD’li başkan adayı, George Bush’un kardeşi Jeb Bush, Türkiye’nin haklı olduğuna eminim dedi.
DİĞER GELİŞMELER VE BİLGİLER
Rus Genelkurmay Başkanlığı, kurtarma operasyonuna katılan bir helikopterinin vurulduğu ve bir askerinin öldüğünü bildirdi.
Rus savaş uçakları Norveç ve Japonya’nın hava sahasını ihlal etti.
Amerikan ve Rus savaş uçakları Suriye’de it dalaşına girdi.
Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, Ahmet Hakan’a röportaj verdi. Havadan Ruslar vuruyor, karadan Esad vuruyor, etnik temizlikle karşı karşıyayız dedi.
Antalya’da yaşayan Rusların dernek başkanı İrina Balcı, gerilimden rahatsızız ve tedirginiz dedi.
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği Başkanı Ali Kızıldağ, “Rus turistler rezervasyonlarını iptal ediyor, tedirginiz” dedi.
Türkiye piyasasında altın fiyatları fırladı, 100 liranın üzerine çıktı.
Lavrov ve Çavuşoğlu telefonda görüştüler.
Hatay’ın Yayladağı’nda yaşayan Mevlüt Horoz’un ve Ahmet Taşdemir’in, uçak parçalarının üzerlerine düşmesiyle yaralandıkları öğrenildi.
“NASIL DÜŞTÜ” TARTIŞMASI BİTMEDİ
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov: Rus uçağının düşürülmesi planlanmış saldırı.
Kurtulan Rus pilot Konstantin Murahtin, sınırı ihlal etmedik ve ikaz edilmedik dedi.
Rus basını, Türkiye’nin bu saldırıyı uzun zamandır planladığını yazdı.
BİLD’in Alman ordusunun gizli raporuna dayanarak yaptığı habere göre: “Rus uçakları Türk sınırına 10-15 kilometre mesafede paralel uçuş yaptılar. Sola doğru dönüş sonrası Türk hava sahasının içinde 2-4 kilometre kadar kısa süreli bir tehdit oluşturuldu (17 saniye).
Reuters’a konuşan ve ismini vermek istemeyen bir ABD’li yetkiliye göre, Rus uçağının Türk sınırını ihlal ettiğini, ancak TSK’nın Rus uçağını Suriye sınırları içinde düşürdüğünü söyledi.
Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ: Rus uçağı sınırı 17 saniye ihlal etti. TSK kendisine verilen görevi yaptı. Başka türlü yorumlanamaz.
“EMRİ KİM VERDİ” TARTIŞMASI BAŞLADI
Başbakan Davutoğlu: Emri bizzat ben verdim, dedi.
Milliyet’ten Serpil Çevikcan’ın iddiasına göre uçağı vurma emrini Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Ünal verdi.
Gazeteci Metehan Demir’e göre, emri Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın vermiş olma ihtimali zayıf.
RUS UÇAĞININ DÜŞÜRÜLECEĞİ 1 AY ÖNCEDEN BİLİNİYORMUŞ
Rus gazetesi Komsomolskaya Pravda, Türkiye’nin Rus uçağı vuracağını bir ay önce yazdığını hatırlattı.
Rusya Dışişleri Sözcüsü, Fuat Avni’nin 11 Ekim’de attığı “Rus uçağı düşürülecek” tweetine dikkat çekti.
Karar gazetesi, KAFKASSAM Başkanı Dr. Hasan Oktay’ın Rus uçağının düşeceğini bir ay önce söylediğini hatırlattı.
26 KASIM: 3. GÜN
RUSYA’DAN EKONOMİK AMBARGO
Rusya Federasyon Konseyi Bütçe Komitesi Başkanı Sergey Ryabuhin, “Önce gıda, turizm ve inşaat sektörleri, peşinden doğalgaz sevkiyatı konusu gelecek. Ve yakında Türkiye’yle bütün ekonomik ilişkimizi keseceğiz” dedi.
Rusya Başbakanı Medvedev, Türkiye’den ithalatı azaltacağız ve yeni gümrük vergileri koyacağız dedi.
Rusya Tarım Bakanı Aleksandr Tkaçev, Türk domatesine ve narenciyesine savaş açtı. Domatesi Azerbaycan, Özbekistan, İran ya da İsrail’den alabiliriz dedi.
Rusya’nın Türkiye’den ithal ettiği 16 ton narı ve 54 ton tavuk etini iade edildi.
Rus tahıl ihracatçıları Türkiye’ye satışları durdurdu.
Rusya İnşaat Bakanı Mihail Men, Türk şirketlerinin ve işçilerinin Rus piyasasından gönderileceğini söyledi.
Rusya’da Türk işadamları gözaltına alındı, Soçi’den sınırdışı edildi.
Rusya Turizm Ajansı Başkanı Oleg Safonov “Türkiye ile Rusya arasındaki turizm faaliyeti durdu” dedi.
Rus turizm şirketleri Türkiye’ye gönderecekleri Rus turistleri BAE’ye gönderiyor.
Rusya İnsan Sağlığı ve Tüketicileri Koruma Kurumu, Türkiye’de üretilen çocuk giyim, mobilya, temizlik malzemesi vb. hafif sanayi ürünlerini “yüksek risk” sınıfına alacağını duyurdu.
Rusya Kalkınma Bakanı Aleksey Ulyukayev, “Türk Akımı” boru hattı ve Akkuyu Nükleer Santrali projelerinin iptal edilebileceğini söyledi.
“Doğalgaz” üç gündür sosyal medyanın en çok konuşulan konusu oldu.
RUSYA’DAN SAVAŞ HAZIRLIKLARI
Putin Erdoğan’a “Rus uçağı olduğunu bilmemeniz mümkün değil. Eğer bu Amerikan uçağı olsaydı vurur muydunuz? Sizden özür ve uçağın parasını istiyoruz” dedi.
Kurtulan Rus pilot Konstantin Murahtin, “Arkadaşımın intikamını almak istiyorum” dedi.
Rusya, Azez’de iki fabrikayı vurdu. Bunlar kullanılmayan fabrikalardı, kimse ölmedi.
Rusya Suriye’deki operasyonlarını desteklemek için 10-12 avcı uçağı gönderme kararı aldı.
Rusya, askeri ateşini geri çağırmayı planlıyor.
TÜRKİYE’NİN DİYALOG ÇABALARI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rus uçağı olduğunu bilseydik farklı davranırdık. Özür dilemeyeceğiz, yine olsa yine yaparız” dedi.
Erdoğan France 24’e “Putin’i aradım açmadı. 30 Kasım’da Paris’te buluşmayı talep ettim, yanıt alamadım” dedi. Ancak Lavrov, “Erdoğan’dan Putin’e telefon gelmedi” cevabını verdi.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.
Davutoğlu, İngiliz The Times’a bir makale yazdı ve Rusya’ya “Davamızdan ayrılmayalım, ortak düşmana odaklanalım” dedi.
DİĞER TEPKİLER
Çin Dışişleri Sözcüsü, Rus uçağı hakkında net yorum yapmama tutumu sürdürdü.
NATO, Türkiye ve Rusya arasındaki gerilimin tırmanmasına karşıyız dedi.
Azerbaycan’dan “Rusya ve Türkiye’yi barıştırmaya hazırız” çağrısı geldi.
Suudi Arabistan, Rus uçağı krizinde taraf tutmadığını belli etti.
Kuzey Kore lideri Kim Young-un, “Suriye’yi bombalarsa Türkiye’yi atom bombasıyla yeryüzünden silerim” dedi.
Suriye’deki Çeçen cihatçılar Erdoğan’ın yanındayız açıklamasını yaptı.
Atina’daki üniversite öğrencileri Rus uçağının düşürülmesini protesto etti.
DİĞER GELİŞMELER VE BİLGİLER
TSK’nın Rus uçağını İngilizce olarak uyardığı ortaya çıktı. Halbuki Rusya “uçağımızı uyarmadan vurdular” demişti.
Abdülkadir Selvi, Rus uçağının vurulması emrini, Eskişehir’deki Komuta Merkezi’nin uyarısıyla, Hava Kuvvetleri Komutanının verdiğini yazdı. Halbuki Davutoğlu “Ben emir verdim” demişti.
Hava sahası hakları uzmanı Elmar Giemulla, “Rus uçağı, sınır ihlali yapmadı, sadece Türk hava sahasına temas etti. Bu tür olaylar sık sık yaşanıyor” dedi.
Bahçeli, “MHP, eleştiri hakkı saklı kalmak kaydıyla AKP’yi destekliyor” dedi.
Barzani’nin Rus gazına alternatif olarak Türkiye’ye gaz sevkiyatına başlayacağı söyleniyor.
Rusya Baş Müftüsü Talgat Tacuddin, Erdoğan’a gönderdiği mektupta “Milyonlarca müslüman Rus uçağı düşürmenizi öfkeyle karşıladı” siteminde bulundu.
Fars Haber Ajansı’na göre, Rus pilotu Hizbullah milisleri ve Suriyeli komandolardan oluşan bir müfreze kurtardı.
Rus Kommersant gazetesi, 15 Aralık’taki Putin-Erdoğan buluşmasının iptal edildiğini yazdı.
Rus milletvekili Sergey Gavrilov, Ayasofya’nın Ortodoks Kilisesine teslim edilmesini istedi.
Rusya, İstanbul’dan Moskova’ya gelen Türk yolcuları havaalaanında 5 saat alıkoydu, 40 yolcuyu geri gönderdi.
Rusya Savunma Bakanlığı, Azez’deki TIR’ları biz vurmadık. Uçaktan vurulsaydı krater büyüklüğünde çukur açılırdı dedi.
Tarım Sanayii Enstitüsü Başkanı (IKAR) Dmitriy Rılko, Türkiye’ya tahıl satışının durdurulmasını eleştirdi. Müşteri bulamayacağız dedi.
Türk-Rus toplumsal forumu iptal edildi.
Olağan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısının gündemi Rus uçağı oldu.
Rus uçakları Türkiye’ye çok yakın olan Azez yakınında bir yerleşimi bombaladı, 7 kişi öldü.
Rusların Azez’i bombalayarak PYD’ye kazandırmak istediği söylendi. YPG, Rus bombardımanından faydalanarak Fırat’ın batısına doğru herekete geçti.
Rusya, inşaat sektöründe çalışan 10 bine yakın Türk mühendis ve işçinin vizesini iptal etti.
Rus kamuoyunda PKK’ya silah verelim, bizim yerimize Türkiye’yle hesaplaşsın önerisi tartışılıyor.
Suriye sınırında uçan Türk ve Rus uçakları arasında “kilit atma” savaşları başladı.
Protokol aşamasına gelen Samsun-Rusya havayolu projesi askıya alındı.
Domates, kabak, salatalık, üzüm ve narenciye ürünleriyle dolu yüzlerce TIR sınırda bekletiliyor.
Moskova’ya inen Türk yolcuları Türkiye’ye geri gönderiliyor.
TÜRKİYE DAVRANIŞINI AÇIKLIYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha özür dilemeyeceğiz dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Rus uçağı olduğunu bilseydik böyle olmazdı. Çünkü Rusya’nın bize karşı kasten düşmanca tavır içinde olmayacağını biliyoruZ” dedi.
DİĞER BİLGİLER VE GELİŞMELER
Türkiye piyasasında dolar son bir ayın en yüksek seviyesine ulaştı.
Rus uçağı krizi salatalık ticaretini de vurdu, Antalya Gazipaşa’da ekonomi durmak üzere…
Tarım Bakanı Faruk Çelik’in Rusya’nın tavrına cevabı “Rus çiftçisi daha çok etkilenir” oldu…
Putin’in Basın Sözcüsü Dmitry Peskov, Rus uçağının düşürülmesinden 7-8 saat sonra Türkiye’nin Putin’le bağlantıya geçmeye çalıştığını ifade etti. Halbuki Lavrov “Erdoğan Putin’i aramadı” demişti.
Alman Bild gazetesi, NATO ülkelerinin Rus uçaklarının ve denizaltılarının tacize nedeniyle 1 yılda 15 kez alarma geçtiğini yazdı.
Rus uçaklarının uçuş kodu kapalı olarak uçtuğu ve kimliklerini gizlediği iddia edildi.
Rusya Hava Kuvvetleri Komutanı Viktor Bondarev, Türk uçaklarının Rus uçağına pusu kurduğunu, bir Türk uçağının Suriye sınırını 40 saniye ihlal ettiğini söyledi.
Rusya Liberal Demokrat Parti Lideri Vladimir Jirinovski, İstanbul Boğazı’na atom bombası atalım dedi.
Rus tenisçi Maria Sharapova “Başkan Putin, Türklere haddini mutlaka bildirmeli” dedi.
Kırım’daki Rusya yanlısı yönetim, “Türkiye’den cami yardımı almayacağız” dedi.
Kırım’ın Simferepol şehrinde Erdoğan kuklası yakıldı.
Saint Petersburg Devlet Üniversitesi, Adıyaman Üniversitesi ile öğrenci değişimi anlaşmasını iptal etti.
Suriye Enformasyon Bakanı Zuabi, Rus uçağının, IŞİD’in Suriye’den Türkiye’ye gönderdiği petrol tankerleri imha ettiği için düşürüldüğünü savundu.
İranlı Tümgeneral Yahya Rahim Safevi, “Türkiye, Rus uçağını düşürerek hata yaptı ve bunun için ağır bedel ödeyecek” dedi.
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, “Rus uçağının düşürülmesinden sonra barış müzakereleri karmakarışık bir hale gelmiştir” dedi.
Belçika Savunma Bakanı Steven Vandeput “Rus uçakları ilk kez Türk sınırını ihlal etmiyor. Ancak bu kez Türkiye’nin tepkisi aşırı oldu” dedi.
Rusya’ya satılamayan Türk domatesleri Kuzey Irak’a satılacak. Domatesin fiyatı yarı yarıya düşecek.
Ermenistan Tarım Bakanı Sergo Karapetyan, “Türk-Rus krizini fırsatı çevireceğiz, Rusya’ya mal satacağız” dedi.
TSK’nın Genelkurmay Karargahı’ndaki toplantıda Rus komutanlara “Uyardığımızı duydunuz, neden cevap vermediniz” dediği, Rus komutanların buna cevap veremediği iddia edildi.
Sözcü’den Saygı Öztürk, TSK pilotlarının Rus uçağının düşürülmesini nasıl yorumladığını yazdı: “İhlal her zaman olur, ihlalin olduğu bölge de kör noktalardan biridir”
Sami Kohen, Rusların boğazdan geçirdikleri S-300 füzeleriyle Türk uçağı düşüreceğini yazdı.
TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, “Zaten Paris katliamından sonra Fransız turistlerin Türkiye’ye gelişi bıçak gibi kesilmişti. Rusya Soçi’deki fiyatları ucuzlatırsa Türkiye’ye gelecek turist, kendi ülkesinde tatil yapar. Rus gider, Arap gelir, fakat sakin olalım” dedi.
28 KASIM: 5. GÜN
PUTİN’DEN KARARNAME, RUS POLİSİ TÜRK AVINA ÇIKTI…
Merkezi Türkiye’de bulunan bütün Türk firmalarının Rusya’daki faaliyeti yasaklandı.
1 Ocak 2016 tarihinden itibaren Türk vatandaşlarının, Rusya’da işe alınmasına yasak getiriliyor.
İki ülke arasında uçus sayısı sınırlandırılacak.
Rus polisleri Türk şantiyelerini basıyor.
Rus polisi, Türk öğrencilerin kaldığı yurdu bastı, 20 öğrenci gözaltına alındı.
TÜRKİYE İYİMSER MESAJLAR VERMEYE ÇALIŞIYOR…
Erdoğan Putin’e seslendi: Gerçekten üzgünüz, böyle olmasını istemezdik. Paris’teki İklim Zirvesi’nde görüşelim.
Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın: Türk-Rus ilişkileri türbülansa girdi ama raydan çıkmaz.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş: Rusya’nın ilişkilerimizi gözden çıkaracağını tahmin etmiyoruz.
Başbakan Davutoğlu, Brüksel’deki AB Zirvesi’nde Rus uçağının sınır ihlalini anlattı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Azerbaycan’da “Lavrov’la 3-4 Aralık’ta Belgrad’da görüşme hususunda hemfikir olduk” dedi. İlham Aliyev arabuluculuğa hazır olduğunu yineledi.
DİĞER TEPKİLER
Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Ahmed Tuma, “Rus uçağının düşürüldüğünü öğrenince sevinçten havalara uçtuk” dedi.
YPG, Rus bombardımanı sayesinde Malikiye kasabasını aldı.
Reuters’a konuşan ABD’li yetkililer Rusya’nın “Amerikalılarla bilgi paylaştık” açıklamasını yalanladı.
DİĞER BİLGİLER VE GELİŞMELER
Emekli Pilot Korgeneral Karakuş: “Genelkurmay Elektronik Sistemleri’nin (GES) 2012’de MİT’e devredilmesi sebebiyle pilotun milliyeti tespit edilemedi”
Dışişleri Bakanlığı: Rusya’ya bir daha sınırımızı ihlal ederseniz uçağınızı vururuz demiştik.
Türkiye, Rusya’dan gelen araçları ve malları ayrıntılı olarak arama kararı aldı.
TSK’nın devriye uçakları bundan böyle 2’li değil, 4’lü uçacak..
Yeni Şafak’a göre, Türkiye Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ndeki savaş gemilerini geçirmeme hakkını kullanabilir.
Yeni Şafak’tan Salih Tuna, Rusya-Cemaat ilişkisine dikkat çekerek, Rus uçağını Cemaat’in düşürdüğünü ima etti.
Takvim’den Ergun Diler’e göre; Rusya NATO uçaklarının elektronik sistemlerini kör eden bir teknoloji geliştirdi, Türkiye Rus uçağını düşürürerek Amerikalıların enkazdan numune almasını sağladı.
Rus devlet televizyonu Russia 1’de, Putin’e Kılıçdaroğlu’nu Moskova’ya davet etmesi önerildi.
Putin’in Basın Sözcüsü Dmitry Peskov: Erdoğan’ın oğlunun petrol piyasasında çıkarları var.
Rus Sağlık Koruma Komite Başkanı Sergey Furgal: Türk döneri yemeyin, Türk içkisi içmeyin.
400 narenciye TIR’ı Rusya’ya gönderilmediği için Samsun limanında bekletiliyor.
CHP’li İlhan Kesici, Rus uçağının düşürülmesi doğru karardır dedi.
Emekli Pilot Korgeneral Karakuş, bir uçak daha düşerse Rusya’yla savaş çıkar dedi.
29 KASIM: 6. GÜN
RUSYA TÜRKİYE SINIRINDA BOMBARDIMANA BAŞLADI
Rus uçakları Azez’i bir kez daha vurdu, 15 kişi öldü.
Rus uçakları El-Riha’yı bombaladı, 40 kişi öldü, 60 kişi yaralandı.
Rus uçakları İdlib’de İHH’ya ait TIR’ları vurdu.
S
TÜRKİYE KUYRUĞUNU DİK TUTMAYA ÇALIŞIYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya’ya defalarca söyledik, sizin orada ne işiniz var? Rusya’ya çok samimi olarak, ateşle oynamamasını tavsiye ediyoruz” dedi.
Başbakan Davutoğlu, “Önceliğimiz Rusya ile iletişim kanallarını açık tutmaktır ama hava sahamızı ihlal edenler kendini sorgulasın” dedi.
Başbakan Davutoğlu, “Rus pilotunun cenazesi Türkiye’ye teslim edildi, Hatay’da Ortodoks rahiplerce cenaze töreni yapıldı, Rusya’ya teslim edilecek” dedi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Rus uçağı olduğunu bilseydik, vurmazdık” sözlerinin cımbızlandığını, çarpıtıldığını söyledi.
DİĞER TEPKİLER
Katar, Rus uçağı krizinde taraf tutmadığını belli etti.
Yunanistan Başbakanı Çipras Twitter’dan Türkiye’yi eleştirdi: “Hava sahamızı defalarca ihlal ettiniz. Neyse ki pilotlarımızın sizinkiler kadar tezcanlı değil”
Yunanistan Genelkurmay Başkanlığı, Türkiye’nin Rus uçağını düşürdükten sonra Yunan hava sahasını ihlal etmediğini söyledi.
Ukrayna Parlamentosu’ndan iki milletvekili, Türk Büyükelçiliği önünde Rus uçağının düşürülmesini kutladı.
Ukrayna Tarım Bakanı Oleksiy Pavlenko, Türkiye’ye tahıl ihracatını iki katına çıkarabileceklerini açıkladı.
DİĞER BİLGİLER VE GELİŞMELER
Türkiye’nin Rus uçağını uyardığı anda, uçağın elektronik sistemine dışarıdan müdahale edildiği ve pilotun uyarıyı duymasının engellendiği iddia edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye ile Rusya arasındaki gerilimin giderilmesi için Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev’i aradığı söyleniyor.
Türkiye’nin Rusya’nın sınırını kapatması nedeniyle Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’a geçemeyen TIR’lara Azerbaycan kapıyı açtı.
Laleli Sanayici ve İşadamları Derneği (LASİAD) Başkanı Giyasettin Eyyüpkoca, “İki gün içinde Rusların hepsi Laleli’den çekildi, siparişler iptal ediliyor” dedi.
Antalya Hali’nde tonlarca mal elde kaldı. Mallar yüzde 50 ucuzladı ama iç piyasada satılamıyor.
Türk çiftçisinin bankalara olan 56,1 milyar liralık borcu sektörü endişelendiriyor.
Rus uçağı İsrail hava sahasını ihlal etti. İsrail Savunma Bakanı Moşe Yalon, Rus savaş uçağının yanlışlıkla İsrail hava sahasını ihlal ettiğini söyledi.
Lavrov’un Çavuşoğlu’yla telefon görüşmesinde, “kırmızı hat”tı (özel telefon hattı) siz icat ettiniz ama bize haber vermediniz dediği öğrenildi.
Putin’in sözcüsü Peskov, “Türkiye boğazları kapatırsa ne yaparsınız” sorusuna “Kıyamat senaryolarını konuşmayalım” cevabını verdi.
Emekli bir subay olan Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın “Türkiye-Rusya barışmazsa medeniyetler savaşı başlar. Bunun adı 3. Dünya Savaşı olur, nükleer silahlar kullanılır ve 100 yıl sürer” dedi.
Rus pilotun cenazesi, Türk askerlerinin omuzlarında uçağa bindirilerek Ankara’ya gönderildi.
30 KASIM: 7.GÜN
KRİZ ÇÖZÜLMEDİ AMA TEMPO DÜŞTÜ…
Rusya Ekonomi ve Gelişim Bakanı Aleksey Ulyukaev, “Türk akımı” hattının ve Akkuyu Nükleer Santrali’nin akıbetine ilişkin kararı şirketlere bıraktık dedi.
Rusya Başbakan Yardımcısı İgor Şuvalov, “Şu anda Türkiye’den sanayi ürünlerinin ithalatını yasaklamaktan kaçınıyoruz. Enflasyon baskısını hafifletmek için gıda ithalatının sınırlaması da birkaç hafta ertelenecek ama sebze meyve ithalatını tamamen yasakladık” dedi.
Putin: Rus uçağı Türkiye’nin yasadışı petrol sevkiyatı için vuruldu, Türkmenler bahane..
Erdoğan: IŞİD’den petrol aldığımızı ispat etsin istifa ederim, Putin istifa edebilir mi?
Putin, Erdoğan’ın görüşme isteğinİ reddettiği için Paris’teki iklim zirvesinde Putin-Erdoğan buluşması gerçekleşemedi.
Obama ve Putin, Paris’te Rus uçağını görüştü, Obama üzüntüsünü belirtti.
BAE, Rus uçağının düşürmesine “terör saldırısı” dedi ve Türkiye’yi kınadı.
Rus pilotun cenazesi askeri törenle Rusya’ya teslim edildi. Türk komutanlar “ihlalci” Rus pilota selam durdular.
Rus Hava Kuvvetleri, Suriye’deki Rus uçaklarının havadan havaya ateş edebilen füze sistemleriyle donatıldığını duyurdu.
Sabah’a göre, Rusya YPG’nin Afrin’deki kampına helikopterlerle ağır silahlar indirdi.
Rusya’dan Türkiye’ye uçan uçaklar yolcu azlığı sebebiyle seferlerini iptal ediyor.
THY, Putin’in seyahat kısıtlaması sebebiyle, Rusya hatlarını başka ülkelere çevirecek.
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, “Rusya’da kimlik kontrolleri sebebiyle zordayız” dedi.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Rusya’nın 1250 Türk TIR’ını sınırda beklettiğini, bunun araç başına 175 bin lira maliyeti olduğunu açıkladı.
Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Ümit Yalım, “GES MİT’e devredilmeseydi Rus uçağı olduğu anlaşılabilirdi” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Rus uçağının Türk hava sahasını ihlal ettiğini ilk kez net olarak doğruladı.
Rusya Futbol Federasyonu Başkanı Vitaly Mutko, önümüzdeki sezon Rus kulüplerinin Türkiye’den transfer yapamayacağını söyledi.
Edirnespor kadın basketbol takımı, Rusya’daki Avrupa Kupası maçına gitmek konusunda tedirgin…
1 ARALIK: 8. GÜN
TEMASLAR VE SPEKÜLASYONLAR…
Rusya, malum uçağın düşürülmesinden sonra Azez’i beşinci kez bombalandı.
Suriye’nin kuzeyinde iki Rus uçağı kayboldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rus uçağı olduğunu bilseydik farklı olurdu” sözünüzü “Uyarının şekli değişebilirdi, süresi uzatılabilirdi” anlamında söylediği açıkladı.
Erdoğan ve Obama Paris’te görüştüler.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev “Rus uçağı Türkiye’ye saldırmadı, teröristlere karşı savaşmaktaydı” dedi.
BAE, Türkiye’yi suçlarken kullandığı “terör eylemi” ifadesini düzeltti.
İHH, Rusya kendi uçağını düşürdüğünü iddia etti.
Duma Güvenlik Komitesi Başkanı İrina Yarovaya, NATO’nun Ankara’ya desteğine “Ortak provokasyon şüphemiz var” tepkisini gösterdi.
Rus milletvekili Dmitriy Gudkov, Rusya’da yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik baskıları eleştirerek “Söyleyin bana, Türk öğrenciler mi uçağı vurdu?” dedi.
Rusya’nın Türk tarım ürünlerinin ithalatını tamamen yasaklamasına rağmen limonu yasaklamaması dikkat çekti.