Avrupa Konseyi 6-17 Kasım 2017 tarihlerinde Bonn’da gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 23. Taraflar Konferansı (COP23) öncesinde bazı yeni hedefler belirledi.
AB ve üye devletleri ABD Başkanı Donald Trump’ın Paris Anlaşması’ndan çıkmak istediğini dile getirdiği bir dönemde gelecek yıllarda iklim değişikliğiyle mücadeleye ayırdıkları kamu kaynaklarını artırma sözü verdi. Bu kurallar Avrupa Birliği’nin müzakerecileri için iklim değişikliğinin finansal endişeleri konusunda bağlayıcı olacak. Bonn konferansı Aralık 2015’te Paris’te gerçekleşen COP21’de ulaşılan küresel anlaşmanın devamı niteliğinde.
Hedefler arasında daha geniş yelpazede katılım sağlanması, gelişmiş ülkelerin hedeflerini tutturması konusunda çağrı yapmak ve özel sektör finansmanını da seferber etmek yer alıyor.
Bozcaada’ya dünyanın dört bir yanından sesler, yüzler, renkler, araziler, dağlar, ormanlar, halklar, nehirler, ekolojik dertlere rağmen umudu canlı tutan hikayeler, ilham veren deneyimler taşıyan Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali (BIFED), dün başladı. Birbirine uzak coğrafyalarda benzer hisler, niyetlerle yola çıkan belgesel yönetmenlerini, izleyicilerini, çevre aktivistlerini, üreticileri, öğrencileri 11-15 Ekim tarihleri arasında adanın küçük, kalabalık salonlarında dördüncü kez buluşturacak olan festival, yine film dolu günler vaat ediyor.
Çevre belgeselleri konusunda uluslararası bir ağ olan Green Film Network‘e ilk yılında kabul edilen BIFED, ekoloji temalıbelgesel filmlerin üretimi, gösterimi ve ödüllendirilmesine bağımsız bir alan açmak amacıyla dört yıl önce doğduğu adada doğa, toplum, tarım, tohum, çöp, gıda, enerji, su, mülteciler, turizm gibi konularda dünyadan çıkan sesleri adaya toplayıp çoğaltmayı sürdürüyor.
Pakistan yapımı film Vakhilerin Son Kadın Çobanı, Pakistan’ın kuzey dağlarının yükseklerinde, cesur ve kararlı bir kadın çobanın yüzyıllık çobanlık geleneğini canlı tutmak için evinden ayrılışını konu ediyor.
Adada 5 gün, 58 belgesel
Bu yıl 70 ülkeden 330 belgesel filminbaşvurduğu BIFED, 28’i yarışma 30’u yarışma dışı olmak üzere belirlenen 58 belgesel filmle Çin, Tayvan, Kenya, Avusturya, Hırvatistan, Macaristan, Hindistan, Avustralya, Şili ve Türkiye’den anlatacaklarıyla izleyenleri seçim yapmakta zorlayacak.
Başka bir hayat mümkün
Festival yönetmeni Petra Holzer Özgüven, BIFED 2017’ye yapılan başvurularda alternatif yaşam arayışının ve tarımın öne çıktığını söylüyor: “Büyük tarım endüstrisinin rantlaşması, bakir toprakları gasp etmeye çalışması son iki yıldır yoğun olarak gelen konulardan. Bu yıl o kadar çok tarım filmi var ki… Pakistan’dan Moğolistan’a, adalardan Arjantin’e kadar dünyanın keçilerini, koyunlarını, çobanlarını tanıdım. Bunun yanı sıra, nasıl alternatif yaşam kurabiliriz? Nasıl sağlıklı gıdaya ulaşır, sağlıklı, anlamlı bir yaşam kurabiliriz soruları da cevabı çok arananlardan. Alternatif enerjinin bile büyük kapitalin araya girmesiyle nasıl rant meselesine dönüşüp zararlı hale geldiğini izleyeceğiz.”
Yönetmen Cem Hakverdi’nin ‘Hayat Bazen’ belgeseli, İstanbul’dan vazgeçip Bozaada’ya yerleşen Merve ve Haluk’un hikayesini anlatıyor.
Ücretsiz, bağımsız, çok sesli festival
Salhane ve Halk Eğitim Merkezi’ndeki film gösterimleri her gün sabah saat 10.00’da başlayacak. BIFED 2017‘nin açılışı bu akşam saat 20.00’de,Etiyopya hükümetinin ülkenin tarıma elverişli topraklarını yabancı yatırımcılara kiralamasını ve bunun insanların hayatına nasıl yansıdığını anlatan‘Ölü Eşekler Sırtlanlardan Korkmaz’ filmiyle yapılacak. Tüm gösterimler ücretsiz.
Festival Koordinatörü Ethem Özgüven, BIFED’in gösterimleri gibi başvurularının da ücretsiz olmasının önemine, her şeyin hızla tüketildiği düzen içinde hakikati arayan belgesel yapmanın zorluğundan ve bağımsız belgeselcilere kalan tek alanın festivaller olduğundan yola çıkarak,tüm dünyada festivallerden alınan başvuru ücretinin çok sesliliği azalttığından dem vuruyor. Bağımsız belgeselciyle festivaller arasındaki ilişkinin yeniden tanımlanması gerektiğini savunuyor.
Adayı korumanın bir parçası BIFED
Festival Başkanı Bozcaada Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz, adalı festival BIFED’i, ‘Dünyanın gittiği yönü çeviremiyoruz belki ama yavaşlatabiliriz. Adamız birbiri içine geçmiş ve daha da güzelleşmiş Türk ve Rum kültürlerinin bize emanet ettiği küçük, kırılgan bir mücevher. Bu küçük coğrafyanın değerlerini, güzelliğini bizden sonraki nesillere bırakmak da bizim birinci görevimiz. Yaptığımız bu festival, adayı koruma ve yaşatma çabalarımızın bir parçasıdır’ sözleriyle anlatıyor.
Ethem Özgüven, Hakan Can Yılmaz ve Petra Holzer Özgüven
Her yıl olduğu gibi kendi ülkelerinin sorunlarıyla ilgilenen ve kadın yönetmenlere ağırlık verilerek seçilen yarışma filmlerinden Fethi Kayaalp Büyük Ödülü ve Gaia Öğrenci Ödülü‘nün sahipleri, 15 Ekim Cumartesi akşamı düzenlenecek ödül töreninde belli olacak. Yönetmenlerinin çoktan vardığı adada, gösterimlerden sonra film hakkında söyleşiler yapılacak.
Belgesellerin sinopsislerinin yer aldığı BIFED kataloğu hangi filmleri izleyeceğine karar vermek, festivali daha yakından tanımak isteyenler için iyi bir kaynak.
Adanın BIFED zamanı
En büyük destekçisinin ada halkı ve esnafının olduğu festival boyunca BIFED destekçisi işletmelerde kişi başı 50 TL’ye konaklamanın, uygun fiyatlara kahvaltı ve yemek seçenekleri bulmanın mümkün, havanın açık ve sıcak olacağı, Geyikli – Bozcaada gemi seferlerinde aksama yaşanmayacağı, adanın tenhalaşan sokaklarını filmler arasında adımlamanın, sonbaharı adada karşılamanın, film çıkışlarında her an Pakize ile karşılaşmanın ayrıcalığı gelen bilgiler arasında.
Yeşil Gazete BIFED’te
BIFED‘i ilk günden bu yana yakından takip eden Yeşil Gazete, festivalin bu yılki basın sponsorlarından biri. Yeşil Gazete’den Alper Tolga Akkuş, Merve Damcı ve Güneş Dermenci söyleşiler, izlenimler ve BIFED programından canlı aktarımlarla Bozcaada’dan bildiriyor olacaklar.
Yola çıkmak, yerel, küçük ve yavaş olanın korunmasını, ayrıntıları, paylaşmayı, dayanışmayı önemseyerek dünyanın her yerinde aynı yöntemlerle direnişi yıkmaya çalışan sisteme karşı umudu ve kalabalık hissetmenin gücünü hatırlatan BIFED‘in izleyeni ve bir parçası olmak için hala vakit var.
ABD’nin California eyaletinde meydana gelen orman yangınları bölgede hayatı felç etti. En az 10 kişinin hayatını kaybettiği yangında, 100’ü aşkın kişinin de yaralandığı bildirildi. Yetkililerin “eşi benzeri görülmemiş” olarak tanımladığı yangında bin 500’den fazla ev ve iş yeri zarar gördü. İtfaiye yetkilileri geçmişe göre ısının daha sıcak olduğunu, yangınların çok arttığını ve yoğunlaştığını, çıkan orman yangınlarının iklim değişikliği ile doğrudan bağlantılı olduğunu düşündüklerini söyledi.
Sonoma County Bölge Şerifi, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada üzüm bağları ve şarapçılık sektörüyle ünlü bölgede yedi kişinin hayatını kaybettiğini doğruladı.
Eyalet itfaiye servisi, Alman haber ajansı dpa’ya Napa County’de iki kişinin daha hayatını kaybettiğini açıkladı. Mendocino County’de de bir kişinin öldüğü ve en az iki kişinin de ağır yaralandığı belirtiliyor.
California Valisi Jerry Brown yangınla daha rahat mücadele edilebilmesi için eyalette olağanüstü hâl ilan etti.
Son 24 saat içinde 38 bin hektarlık arazinin yandığı, 20 binden fazla insanın evlerinden tahliye edildiği belirtiliyor. Santa Rosa kentinde iki hastanede hastaların tahliye edildiği gelen bilgiler arasında.
Güçlü rüzgâr ve yüksek hava sıcaklığının itfaiye görevlilerinin işini zorlaştırdığı bildirildi.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün katkılarıyla düzenlenen ve 17-26 Kasım 2017 tarihleri arasında gerçekleşecek 5. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nin ulusal yarışma filmleri açıkladı.
İşe Yarar Bir Şey (Yönetmen: Pelin Esmer)
İşte Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yarışacak filmler:
Misafir (Andaç Haznedaroğlu)
Eşik (Ayhan Salar ve Erkan Tahhuşoğlu)
Beginner (Burçak Açık Üzen)
Mavi Sessizlik (Bülent Öztürk)
Sarı Sıcak (Fikret Reyhan)
Taş (Orhan Eskiköy)
Murtaza (Özgür Sevimli)
İşe Yarar Bir Şey (Pelin Esmer)
Bütün Saadetler Mümkündür (Selman Kılıçaslan)
Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nin kısa film yarışmasında ise kurmaca dalında 10, belgesel dalında ise 8 film yarışacak.
Festivalin jüri başkanlığını usta yönetmen Derviş Zaim’in yapacak. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda dokuz film 100.000 TL değerindeki ödül için yarışacak.
Festivalin kısa filmleri de 25.000 TL değerindeki Ahmet Uluçay Büyük Ödülü için jüri önüne çıkacak.
ABD ve Türkiye’nin karşılıklı olarak vize başvurularının süresiz askıya alınmasının ardından dün akşam saat 22.00 itibariyle ABD’den Amerika pasaportu ile doğrudan gelen yolcular için vize yasağı başladı.
Türk Hava Yolları’nın TK-4 sefer sayılı uçağı ile New York’tan İstanbul’a saat 05.00’de gelen ve İstanbul’dan transit olarak başka ülkelere gidecek olan yolcular sorunsuz şekilde uçaklarına bindiler.
“Uçan çoğu kişi tedirgin”
Bir aylık tatil için Amerika’da bulunan Fadime Kurt basın mensuplarına yaptığı açıklama da şunları söyledi: “Bir restoranda otururken Türk bir öğrenci ile karşılaştık. Bu hafta sonu geleceğini söylemiş bilet almış. Fakat gelmeye korktuğunu söylüyordu. Acaba vize krizi nedeniyle benim için de bir sorun olabilir mi? Gelmesem mi? Dediğini biliyorum. Hiç bir sıkıntı yaşamadık” dedi.
Recep Kurt ise, “Türkiye’ye gelip de dönüşte vize sorunu çıkacak diye çoğu kişi tedirgin. Uçakta da hiçbir şeye rastlamadık” şeklinde konuştu.
“Transit yolculara giriş vize verilmeyecek”
Yasaklar kapsamında ABD’den Türkiye’ye gelen yolculara dün saat 22.00 itibariyle sınır kapılarında vize verilmeyeceği açıklandı. Bu akşam tam anlamıyla başlayacak yasaklarla birlikte hiçbir ABD vatandaşına sınır kapılarında ve konsolosluklarda vize verilmeyecek. Yasak kapsamında ABD’den Türkiye’ye gelecek sporcular da vize alamayacak. Transit olarak Türkiye gelen ABD vatandaşları ise bugün akşam saat 22.00’den sonra Türkiye’ye giriş vizesi verilmeyecek.
THY yolcularına açıklama
Karşılıklı vize yasaklamasının ardından THY yolcularının mağdur olmamaları için bir açıklama yaptı: Açıklamada Türkiye’den Amerika’ya ve Amerika’dan Türkiye seyahat edecek, Türk pasaportlu veya Amerika pasaportlu yolcularının 09 Ekim 2017’den önce alınan biletleri için 31 Ekim 2017 tarihine kadar işlem yaptırmaları kaydıyla; Rezervasyon değişiklikleri ücretsiz olarak gerçekleştirilebileceklerini Hiç kullanılmamış biletlerin ücret iadesi yapılabileceklerini, Kısmi olarak kullanılmış, seyahatin tamamlanmamış olduğu biletlerde; biletin kullanılmayan uçuşlarına ait ücret iadesi yapılabilecek açıkladı.
Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) 6,3 büyüklüğündeki depremin Şili’nin kuzeyini vurduğunu duyurdu.
Arica kentine 73 kilometre uzaklıktaki Tarapaca bölgesinde meydana gelen depremin derinliği 82 kilometre olarak ölçüldü. Pasifik Tsunami Uyarı Merkezi’ne göre deprem tsunami etkisi yaratmadı.
Deprem Peru ve Arjantin’de de hissedildi. Yetkililerden ölü ya da yaralı olup olmadığı konusundan resmi bir açıklama gelmedi. Şili, Pasifik’te Ateş Çemberi olarak da bilinen bir fay hattı üzerinde yer alıyor.
Madencilikte ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) sistemini devreden çıkartacak torba yasa bugün Meclis’te görüşülecek.
27 Eylül 2017’de TBMM Başkanlığı’na sunulan kanun tasarısının, madenciliğin gelişmesini ve maden sahalarının etkin kullanılmasını sağlamak amacıyla düzenlemeler ihtiva ettiği iddia edilmişti.
Ancak yeni torba yasa geçerse bütün madencilik faaliyetleri fiilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinden muaf tutulacak.
Yasanın onaylanması halinde Maden Kanunu’nun 7’inci maddesinin 11’inci fıkrası değişecek.
Böylece bir madenle ilgili ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreci üç ayı aşarsa o madenin ÇED raporu onaylanacak.
2017 Yeni Torba Yasa Madencilik Sektörüyle İlgili Neleri Kapsıyor?
*Çevresel etki değerlendirmesi işlemleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca, diğer izinlere ilişkin işlemler de ilgili bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca çevresel etki değerlendirmesi sürecinde en geç 3 ay içinde bitirilecek. Aksi takdirde çevresel etki değerlendirmesi ve diğer izin başvurularıyla ile ilgili olumlu karar verilmiş sayılacak, Genel Müdürlük tarafından buna göre işlem yapılacak.
*Maden arama ruhsatı alan, ancak arama döneminde gerekli çalışmaları yapmayan ruhsat sahiplerinin bu ruhsatları iptal edilecek. Maden işletme ruhsatı alan ancak yeterli üretim yapmayan ruhsat sahiplerinin ruhsatları da iptal edilecek.
*Orman sahası içinde yer alan maden sahalarının kullanımında orman arazi bedeli veya herhangi bir bedel, işletme döneminin ilk 10 yılı için alınmayacak.
*Jeolojik haritalama, jeofizik etüt, sismik ve karot, kırıntı ve numune almaya yönelik sathi hazırlık işlemleri için çevresel etki değerlendirmesi kararı aranmayacak.
*Tasarıyla, işletme izin tarihinden itibaren son 5 yılın herhangi bir 3 yılında yaptığı toplam üretim miktarının, projede beyan edilen bir yıllık üretim miktarının yüzde 30’undan az olmaması sağlanarak atıl duran maden sahalarının etkin olarak değerlendirilmesi hedefleniyor. Buna göre, söz konusu oranın yüzde 30’dan az olması durumunda ruhsat sahiplerine 50 bin lira idari para cezası verilecek. İdari para cezasının uygulanmasından başlamak üzere takip eden üçer yıllık dönemde, toplam üretim miktarının projede beyan edilen yıllık üretim miktarının yüzde 30’undan daha az olması halinde ruhsat iptal edilecek.
*Ancak belirtilen durumların mücbir sebepler ve beklenmeyen hallerden kaynaklanması halinde veya işletme projesi ve termin planına göre madene ulaşmak amacıyla galeri, kuyu ve/veya dekapaj yapılacağı beyan edilmiş ve ruhsat sahasındaki faaliyetlerin bu beyanlara uygun olarak gerçekleştirildiği tespit edilmiş ise idari para cezası uygulanmayacak, ruhsat iptal edilmeyecek.
*Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, idari para cezası hariç diğer oranları iki katına kadar artırabilecek, yarıya kadar indirebilecek ve ruhsat türlerine göre farklılaştırabilecek.
*Türkiye Taşkömürü Kurumunun (TTK), sınırları Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen Ereğli Kömür Havzası’ndaki taşkömürlerini işletmeye ve hukuku uhdesinde kalmak şartıyla işlettirmeye olan yetkisinde değişikliğe gidiliyor. TTK ile Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), uhdelerinde bulunan maden ruhsatlarını işletmek, işlettirmek, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmek ve bu ruhsatları ihale etmekle yetkilendiriliyor.
Kuzey Ormanları Savunması (KOS) ve Sarıyer Kent Dayanışması’nın çağrısıyla dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi(İBB) önünde bir araya gelen yaşam savunucuları, Uskumruköy kavşağında, yok genişletme bahanesiyle ağaçlar’ın ve çocukların barış için diktiği firmaların kesilmesini protesto etti. İBB önünde “Kuzey düşerse İstanbul düşer” pankartı açan yaşam savunucuları “İBB elini Sarıyer’den çek”, “Çocuklar dikiyor, İBB kesiyor”, “Kuzey ormanlarına dokunma” dövizler taşıdı. ‘İBB elini Sarıyerden çek’ ve ‘Kesme yaşat, Kuzeyi koru’ sloganları atılan eyleme CHP il meclis üyeleri de destek verdi.
“Katliamın boyutları gizlenmek isteniyor”
Yaşam savunucuları adına basın açıklamasını Ezgi Öz Baysal gerçekleştirdi. Yerel belediyenin ve bölge halkının haberi olmadan Uskumruköy’de yol genişletmesi denilerek yüzyıllık ağaçlar’ın kesildiğini, yüzlerce ağaçın ise kesilmek için işaretlendiği bilgisini veren Baysal, “3. köprüye karşı yıllarca mücadele eden hocamız Uçkın Geray’in hatıra ormanında çocukların bundan iki sene önce diktiği barış fidanlar sökülüp atıldı. Uskumruköy Kavşağı ve bağlantı yolları an itibariyle girişilecek katliamın boyutunu gizlemek için paravanlarla kapatılıyor” dedi.
“Bu kent artık nefes almıyor, hasta”
Baysal, bu projeyle, iktidar ve sermaye arasındaki ittifakın bilimi, hukuku, insanı, ağacı, börtü böceği, İstanbul’u hiçe saydığını, rant aşkıyla İstanbul’un kuzeyine yeni bir kent inşa etmek için yeni yollar açmayı hedeflediğini söyledi. İBB Başkanı Mevlüt Uysal’a seslenerek şun ifadeleri kullandı:
“Vicdanım rahat diyerek hesap vermeden çekip giden Kadir Topbaş’tan itibaren İstanbul bir yönetim krizinde. Mega yılın projeleri ve yani projelerle büyük yara açtığınız Kuzey Ormanları İstanbul’un ve barındırdığı canlıların yaşam kaynağıdır. Bu kent artık doğal eşiklerini almış, 13 yıllık Kadir Topbaş kabusu sürecinde betona boğulmuştur. Bu kent artık nefes alamıyor, hasta. İstanbul’un kuzeyine, Kuzey Ormanları’nın üstüne yeni bir kent çalışmalarınızı derhal durdurun.”
“Dert trafik değil, yapılaşma”
Basın açıklamamız ardından CHP İBB Meclis Üyesi Gökhan Zeybek söz aldı. 3. köprünün trafik sorununu çözemediğini belirten Zeybek, “3. Köprü İstanbul’un trafik sorunlarına çözüm olmadığı gibi ciddi ekonomik zararlara yok açacağı gün gibi ortada. Genişletilmeye çalışılan yok güzergahı Sarıyer, Kilyos gibi yerlerin ulaşım sorunlarını çözme ile ilgisi yok. 3. köprü ve çevresinde bulunan düşük yoğunluktaki alanların, uzun vadede yeni yapı alanlarına dönüştürülmesiyle ilgili. Dert trafik değil yapılaşma” dedi. İBB’nin hatıra ormanında kestiği ağaçlara da tepki gösteren Zeybek, “Sarıyer Belediyesi olarak hocamız Uçkun Geray için Uskumruköy’de bir hatıra orman yaptık ve binlerce çocukla beraber onun adına ağaçlar dikildi. Bu ağaçlar bir gecede yok edildi. Ama biz doğa sevgisini biz büyütmekten asla vazgeçmeyeceğiz” ifadeleriyle sözlerini bitirdi.
Basın açıklamasının ardından Uskumruköy dilekçeleri İBB’ye teslim edildi ve geçtiğimiz hafta hayatını kaybeden yaşam savunucusu Emin Turan da anıldı.
Mardin’in Dargeçit ile Midyat karayolları arasında bulunan Sümer beldesine bağlı Dibekli mezrası kırsalında bulunan yüzlerce dönüm üzerindeki binlerce ağaç, askerler tarafından kesiliyor. “Güvenlik” gerekçesi ile kesimi yapılan ağaçlar için geçtiğimiz günlerde askerlerin, köy muhtarını çağırarak “Bu ağaçları ya siz kesin ya da biz keseceğiz” dediği öğrenildi. Yurttaşların tapulu yüzlerce dönüm arazisi üzerinde gerçekleşen kesimin olduğu bölgeye kimse yaklaştırılmazken, bölgeye çok sayıda bekçinin güvenliği sağlamak için konumlandırıldığı öğrenildi.
Arazi sahiplerinin izni dışında kesim yapılıyor
Kesilen ağaçların, kamyonlar ile bölgeden taşındığı belirtilirken, ağaçların nereye taşındığı ise öğrenilemedi. Görüştüğümüz arazi sahipleri, kesimin büyük bir alanda yapıldığını ve binlerce palamut ile meşe ağacının arasında çok sayıda meyve ağacının da bulunduğunu kaydetti. Bölgenin uzun bir süredir “özel güvenlik bölgesi” adı altında yasaklandığını aktaran arazi sahipleri, duruma tepki gösterdi. Bölgeye gitmek istediklerinde askerler ve bekçiler tarafından engellendiklerini dile getiren arazi sahipleri, avukatlar aracılığıyla suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.